Gelişmiş Arama
Ziyaret
9232
Güncellenme Tarihi: 2010/12/04
Soru Özeti
Allah-u Teala mutlak feyiz veren olduğundan, neden insanlar daha baştan cennette yaratılmadılar?
Soru
Allah-u Teala mutlak feyiz veren olduğundan neden insanlar daha baştan cennette yaratılmadılar?
Kısa Cevap

Cennet ve cehennem insanların kendi iradelerine göre yaptığı amellerin soucudur. Öyleyse yolun sonu olan cennet, dünya ve salih amel olmadan kazanılmaz. Bu, Allah’ın mutlak feyyaz olmasıyla çelişmez. Çünkü Allah’ın feyzi, ilahi hikmet üzerinedir. Burada Allah’ın hikmetiyle çakışma denen şey söz konusu değildir. Ve insan Allah’ın sıfatlarından birine yönelip, diğerlerinden gafil olmamalıdır.  

Ayrıntılı Cevap

İnsanların ve bütün varlıkların yaratılışı öyle planlanmış ki, hepsi özel bir hedefi gütmektedir. Allah-u Teala Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: ‘Allah gökleri ve yeri hak üzere yarattı.’[1] Göklerin ve yerin yaratılışı Allah’a nisbet verildiğinden boş ve anlamsız değildir.

Allah-u Teala, Kur’an’da açıkca insanın yaratılış hedefinin ibadet olduğunu söylüyor ve şöyle buyuruyor: ‘Cin ve insanı bana kulluk etsinler diye yarattım (ki tekamüle ersinler ve bana yakın olsunlar). ‘[2]

İbadetin Manası

Arapçada, ram, yumuşak ve muti olan, öyleki isyan ve itaatsizliğin asla olmadığı şeye taabbud denir. Bu yüzden düz yola Tarik-i Muabbad denmiştir.[3] Allah’a teslim ve muti olan, hiç bir şekilde isyanı olmayan kimseyede abid denir.

İbadet ve teslim olmak, insan için itaat ve tuğyan etme imkanı olduğu zaman mana kazanmaktadır. Yani insan isyan ve itaatin arasından itaatı seçmelidir. Başka bir deyişle insanın diğer varlıklardan ayrıcalığı irade ve seçim gücünün olmasıdır. Allah insanın içinde çeşitli güçler halketmiştir. İnsanın tekamül yolu bu muhalif güçlerden geçmektedir.

Emir-ul Mümin Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Allah-u Azze ve Celle, meleklere şehvetsiz akıl, hayvanlara akılsız şehvet vermiştir, insana ise her ikisinde vermiştir. Kim aklını şehvetine galip ederse meleklerden de üstündür ve kim şehvetini aklına galip ederse hayvandan da aşağıdır.’[4]

Diğer bir noktada şudur: Cennet ve cehennem insanların kendi iradelerine göre yaptığı amellerin soucudur. Kur’an şöyle buyuruyor: ‘(Ey Peygamber!) De ki: ‘De ki: Bu mu daha hayırlıdır, yoksa çekinenlere vaadedilen ebedilik cenneti mi? Bu, onlara bir mükafattır ve dönüp varacakları yer.’[5] Ve sabretikleri için cennet ve ipekten elbiseler onlar içindir. Öyleyse yolun sonu olan cennet dünya ve salih amel olmadan kazanılmaz.[6]

Ve bu Allah’ın mutlak feyiziyle çelişmez. Çünkü Allah’ın feyzi, ilahi hikmet üzerinedir, yoksa Allah’ın hikmetiyle çakışma denen şey söz konusu değildir. İnsan Allah’ın sıfatlarından birine yönelip, diğerlerinden gafil olmamalıdır.


[1] -Ankebut/44.

[2] -Zariyat/56.

[3] -Müfredat-ı Rağib.

[4] -Asuman ve Cihan (es-Sema ve’l Alem’in çevirisi, Bihar-ul Envar, c.4, s.273). el-İlel, babasından, o da Saad b. Abdullah’tan, o da Ahmed b. Muhammed b.İsa’dan, o da Ali b. Hakem’den, o da Abdullah b. Senan’ın şöyle dediğini rivayet eder: Eba Abdullah Cafer b. Muhammed-is Sadık’tan (a.s), ‘melekler mi üstündür yoksa Ademoğlu mu’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: Emir-ul Müminin Ali b. Ebi Talib (a.s) şöyle buyuruyordu: Allah Azze ve Celle meleklere şehvetsiz...  

[5] -Furkan/15.

[6] -İnsan/12.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    14257 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...
  • Evin ve içindeki eşyaların necis olduğunu biliyorum. Bu durumda namaz ve oruçlarım sakıncalı olur mu?
    8036 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/13
    Taklit Merciilerinin bürolarından alınan cevaplar şöyledir: Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanei: Necis olduğuna emin olmadığınız şey paktır. Namaz kılınan yerde geçici rutubet olmazsa orada namaz kılmanın sakıncası yoktur. Yemek ve içmekte kullanılan kapların ve namaz kılınan elbisenin dışında kesin olarak necis olduğu bilinen şeylerden kaçınmak gerekmez. Hz. Ayetullah el-Uzma ...
  • Kanıtla kabulün arasındaki fark nedir?
    3220 کلیات 2019/08/06
     Kanıt ve kabulBu iki kavramı bir örnek üzerinden şu şekilde açıklayabiliriz: Farz edin bir şehirde bir grup kalp doktoru olsun, bu doktorlar özünde ve hakikatte bilgi ve birikim açısından bir düzeydede olabilir. İçlerinden ‘A’ şahsı yüksek düzeyde bir doktorda olabilir. Yani ‘A’ şahsı  şehirde ...
  • Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
    11255 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    5794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5128 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:
  • Dünya kadınlarının efendisi tabiri, Hz Meryem (a.s) için kullanılmıştır. Bunun Hz Zehra (a.s) için kullanılmasının sakıncası yok mudur?
    9902 Eski Kelam İlmi 2012/04/15
    Dünya kadınlarının efendisi tabiri direkt olarak Kur’an’da zikredilmemiştir. Bu tabir Âli İmran suresinin 43. ayetinden alınmıştır. Yüce Allah bu ayette Hz Meryem’e hitap ederek şöyle buyurmaktadır: Allah seni dünya kadınları arasından seçti. Bu ayetin anlamı, Yüce Allah’ın Hz Meryem’i kendi asrında yaşayan kadınlar arasından seçmesidir. Ama din ...
  • Günahın hakikati nedir. Ve günahın insan ruhunda etkisi nedir?
    10980 Pratik Ahlak 2008/04/10
    Bu sorunun cevabını dört bölümde inceleyelim;1 Günahı Hakikati:Günah: sözlük manasıyla isyan demektir. Baş kaldırma, hata, Mevla’nın emir ve yasaklarına muhalefet etmek manalarına da gelmektedir.Günah işleyen kul şehvetini ...
  • Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) zuhurunun alametleri nelerdir?
    17096 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Zuhur alametleri konusu girift ve zor bir konudur ve bu konu ile ilgili tüm rivayetlerin bir arada irdelenip eleştiriye tabi tutulması gerekir.Hadislerinden anlaşılan şu ki zuhur alametleri iki asıl kısma ayrılırlar:1- Gerçekleşeceği kesin olan alametler: Bunlar Süfyani’nin ayaklanması, Yemani’nin ...
  • Hz. Masumların (a.s) fiil ve sözlerinin delil oluşunun ölçüsü ne kadardır?
    7325 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/06/16
    İslam’ın muteber delillerinden biri Hz. Peygamber (a.s) ve diğer masumların sünneti olup tüm Müslümanlar için Kur’an ayetleri gibi delil teşkil eder ve sünnet masumun söz, fiil ve tavrı diye üç şekilde yer alır. Hadis ve rivayetlerde belirtilen masumların söz ve konuşmaları “masumun sözü” onların yaptığı amel ve ...

En Çok Okunanlar