Gelişmiş Arama
Ziyaret
76737
Güncellenme Tarihi: 2010/01/16
Soru Özeti
İslam dininin dinozor hakkındaki görüşü nedir?
Soru
İslam dininin dinozor hakkındaki görüşü nedir?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Kuran hidayet kitabıdır ve bu hususta yardımcı olacak her konu onda yer almaktadır. Kuran-ı Kerimin konuları anlatma yöntemi, bu konuların ince ayrıntılarına değinmeden onların temeline ve geneline işaret etmektir. Bu şekilde olması cüzi ve ayrıntılı konu ve hükümlerin çok fazla olmasından dolayıdır.[1]

Kuran-ı Kerimde, çeşitli varlıklar, bitkiler[2] ve hayvanlar diye ikiye ayrılmasına, karada yaşayan canlıların yürüyen hayvanlar ve kuşlar[3] diye kısımlandırılmasına ve yeryüzünde yürüyen hayvanların sürüngenler ve dört veya iki ayağı üzerinde hareket edenler[4] diye kısımlandırılmasına şahidiz, aynı şekilde bazı haşere, balık ve diğer canlıların isimleri anılarak onlar hakkında değerli bilgiler verilmiştir. Ama Kur’an-ı Kerim’de dinozorların yaşayışı hakkında hiçbir şey geçmemektedir ve İslam dini de bu konuya değinmemiştir. Kur’an-ı Kerim bu tür konularda, her ilmin bilim adamlarına saygı göstererek kendi hükümlerini bu bilim adamlarının bulgularına göre düzenlemektedir.

Hayvanların, bitkilerin ve maddelerin ince ayrıntıları ve çeşitleriyle ilgili konular tabiat ilminin içinde yer almaktadır ve bunun gibi konularda bu ilme bakılmalıdır. Bu yüzden dinozorlarla ilgili bilgiler için, arkeoloji ve türü tükenmiş hayvanlarla ilgili kitaplara veya bu konuyla ilgili müzelere bakılmalıdır.

Açıklandığı üzere Kur’an-ı Kerim ve diğer İslami kaynaklarda tabiata, ondaki güzelliklere ve çeşitli varlıklara çok fazla değinilmiştir ve onlardan ilahi nimet ve nişaneler ve Allah’ın azamet ve kudretinin göstergeleri olarak bahsedilmiştir. Çünkü Allah’ı tanımanın yollarından birisi de O’nun yarattığı şeyler hakkında tefekkür etmektir. Bu yüzden insanların daha kolay kavrayabilmeleri için gözleri önündeki hayvanlardan daha çok bahsedilmiştir.

Eğer ilim, dinozorlar gibi türü tükenmiş olan tarihi hayvanların özellikleri ve geçmişleri hakkında bizlere bilgiler sunabilirse, bu aslında Allah’ın azametini anlamada O’nun sayısız nişanelerinden bir nişanenin ispatlanması demektir. Kur’an-ı Kerim bu hususta şöyle buyurmaktadır:

“De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.”[5] Numune tefsirinde bu ayetin açıklanmasında şöyle yazmaktadır: Günümüzde bu gibi ayetler bilim adamlarına daha derin ve ince anlamlar verebilir. Bilim adamları okyanusların ve dağların derinliklerine ve yeryüzünün çeşitli yerlerine giderek oralardaki fosil veya başka şekillerde olan ilk hayvan kalıntılarını inceleyip yeryüzündeki hayatın başlangıç sırlarından birisini çözebilir ve Allah’ın azamet ve kudretini ve aynı şekilde hayatı yeniden yaratabileceğini anlayabilirler.[6]

Bazı dinlerin öğretileri bazen ilmi konularla (özellikle tabiat ilmi ve yaratılışla ilgili konularla) çelişmektedir ve bu yüzden de ilimi dilin dini dilden ve ilmi hayatın dini hayattan ayrı olduğunu veya dini dilin manasız olduğunu ve bunun gibi konular ortaya atılmıştır. Ama bunların tersine İslam’ın ve Kur’an’ın öğretileri hiçbir ilmi konularla çelişkisi yoktur ve Peygamber (s.a.a.)’in zamanında birçok ilmi buluşlar ve gelişmelere işaret edilmiştir. İslam dini ilim ve âlinim makamına değer vermekte ve onların görüşlerine saygı göstermektedir ve aynı şekilde birçok ilmi buluşlardan faydalanarak hayatın başlangıcı ve ölümden sonraki hayatı ispatlamada delil olarak kullanmıştır.

Ama ilmi açıdan ispatlanmış hayvanların, necis veya pak, helal veya haram olduklarına dair hükümler, İslam dininde “gerçek konular” diye konu edilmiştir; yani konusu farz edilen genel kaideler şeklinde hükümleri açıklanmıştır. Bu anlattıklarımıza göre eğer geçmişte dinozorlar yaşamışsa veya dinozorlar için söylenen özelliklere sahip olan bir hayvan ortaya çıkacak olursa, İslam dini bu hayvan hakkında bir görüş sunmamış olsa da, müçtehitler fıkıh kaide ve kurallarına göre bu hayvan hakkındaki hükümleri eksiksiz bir şekilde insanlara sunabilirler. Çünkü müçtehitler bu güne kadar geçmişi olmayan yeni karşılaşılan birçok konunun hükmünü deliller ışığında ortaya koymuşlardır.



[1] Daha fazla bilgi edinmek için şu kaynağa bakabilirsiniz: Velayet Ve Diyanet, İslam’ın Siyasi Düşüncesindeki Gelişmeler, Hadevi Tahranî, Mehdevî, s: 47–57.

[2] “O, gökten su indirendir. İşte biz her çeşit bitkiyi onunla bitirdik.” (En’am Sûresi, 99. ayet.)

[3] “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır.” (En’am Sûresi, 38. ayet.)

[4] “Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... Allah dilediğini yaratır; şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (NÛR Sûresi, 45. ayet)

[5] Ankebût Sûresi, 20. ayet.

[6] Numune Tefsiri, c: 16, s: 238.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • ilmihal kitaplarda (tevzihu'l-mesail risalelerinde) necasetleri tesbit etmek için beritilen yöntemlere dikkatele, musluklar ve tuvaletlerin tabanının hükmü nedir, temiz midir yoksa necis mi?
    6688 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Fakih ve müçtehitlerin necaseti tesbit etmek için belirtmiş oldukaları yöntemler şunlardır: Her şeyin necaseti üç yolla tesbit ediliyor. 1-   İnsanın kendisi bir şeyin necis olduğuna yakin ediyor olması; ...
  • İslam’a göre fikir açıklamada özgürlüğün çerçevesi belirleyen ölçüler nelerdir?
    5932 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2007/11/21
    Görüş belirtme ve fikir açıklamak serbestliği İslami toplumdaki kültürel yapının önemli unsurlarından sayıldığı ve hassas ve stratejik bir öneme sahip olduğu için ve diğer yandan toplumsal şartların değişken bir yapısının olması yüzünden konunun doğası bu alanda değişmeyen sabit bir kaide belirlemeyi imkânsız kılar. İslam devleti değişken ortam ve şartlar gereğince ...
  • İmam Cafer Sadık (a.s), evladı İsmail’i apaçık bir hükümle kendi halifesi olarak seçmiş miydi?
    10643 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    İmam Sadık (a.s), İsmail ve Abdullah adındaki iki evladının imametine dair açık bir hüküm vermemiştir. Ama zamanın şartları, İmam Sadık’a herkesin gözü önünde İmam Kazım’ı (a.s) kendi halifesi olarak tanıtmasına izin verir türden değildi. Çünkü ilk merhalelerde kendisinin her an zamanın egemenleri tarafından şehid edilmesi muhtemeldi. Bu konu bazı ...
  • Peygamberler ve Masumlar tüm kemallere sahip miydiler, yoksa kemalin bazı mertebelerini bu dünyada mı elde ediyorlar?
    6493 Yeni Kelam İlmi 2009/08/25
    Kur'an-ı Kerim’de de açıkça belirtildiği gibi peygamberler (a.s) ve İmamlar (a.s) bir takım kemalleri sonradan elde etmek yönünden diğer insanlar gibidirler. Dolayısıyla masumlar mümkün olan tüm kemallere sahip olarak dünyaya gelmezler. Bazı kemalleri bu dünyada iken ilahi imtihanları, ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    6788 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • Kıbleyi nasıl bulabiliriz?
    5892 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Kıbleyi bulmak için bir takım yollar vardır ve onlardan bazıları şunlardır: 1. Hissel göstergelerden yola çıkarak tanıklık eden iki adil tanığın tanıklığı.2. Bilimsel kaidelerle (gökbilim vb.) kıbleyi bilen ve güvenilir olan bir şahsın belirtmesi.3. Müslümanların ...
  • Ric’at nedir? Kimleri kapsamaktadır? Ve ne zaman gerçekleşecektir?
    30081 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia inançlarından birisi de ric’atdır. Ölümden sonra ve ahirete gitmeden önce bu dünyaya geri dönme anlamına gelmektedir ve İmam zaman Hz. Mehdi’nin (a.s.) zuhurundan sonra ve kıyamet gününden önce gerçekleşecektir.Ric’at, herkesi değil sadece müminlerin ileri gelenleriyle kâfirlerin önde gelenlerini kapsamaktadır. ...
  • Aşura Duasında imamların (a.s) makamlarının izale edilmesi ve onlardan uzaklaştırılması hakkında belirtilen cümlenin manası nedir?
    5224 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/04/12
    İmamların (a.s) makam ve mertebelerinden uzaklaştırılması ve izale edilmesinden maksat, onların ilahî ve tekvini konumlarının gerek ve eserlerine dikkat etmemek ve onları toplumsal konumlarından uzaklaştırmaktır.[i] İmamlar (a.s) yaratılışsal ve toplumsal diye iki tür makama sahiptirler. Yaratılışsal makamlar; feyiz ...
  • Riyayı tedavi etmenin yolu nedir?
    12184 Pratik Ahlak 2011/10/22
    Riya, insanın güzel amel ve davranışları başkalarına göstererek toplumda itibar ve konum kazanmak istemesine denir. Riya ihlâsın karşı noktasında yer alır. Riya ameline yönelik ilahi gazap ve öfkeye dikkat etmek, halkın ödül ve teşvikinin değersiz olduğunu bilmek, insanların kadirşinaslıkta sözlerini tutmamalarına, şükranda bulunmamalarına, işleri unutmalarına ve güçsüzlüklerine bakmak, gönülleri ...
  • Cırlak sıçanının idrar ve dışkısı necis midir?
    8849 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/03
    Bütün büyük taklit mercilerinin görüşüne göre insan ve kanı fırlar nitelikte olup damarı kesildiğinde fışkıran eti haram her hayvanın idrar ve dışkısı necistir. Ama sivrisinek ve sinek gibi eti olmayan küçük hayvanların dışkısı temizdir.[1] Bundan dolayı cırlak sıçanı eti ...

En Çok Okunanlar