Gelişmiş Arama
Ziyaret
11995
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
Soru
İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) gibi İmam Ali (a.s) ve Fatıma’nın (a.s) evladı, aba ehli, masum imamlardan olmasına ve bu açıdan aralarında bir fark olmamasına rağmen ve de İmam Hasan’ın (a.s) İmam Hüseyin’den (a.s) daha büyük olma ayrıcalığına sahip olmasına karşın neden imamet İmam Hasan’ın (a.s) evlatlarına intikal etmedi ve İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarında devam etti?
Kısa Cevap

Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir:

1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir makamdır, seçimle değildir. Bu yüzden Allah bu şartları İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarında müşahede ettiğinden imameti onlara vermiştir.

2. Bazı rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla bazı hususlar bu ilahî atamada etkisiz değildir. Elbette bu tür etkilerin imamet makamına nasıl yansıdığı hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Örneğin rivayetlerde İmam Hüseyin’in (a.s) şahadeti nedeniyle Yüce Allah tarafından kendisine bahşedilen özel ayrıcalıklara sahip olduğu belirtilmiştir. Bu ayrıcalıklardan biri de imamet makamı ayrıcalığının onun evlatlarında sürmesidir.

Ayrıntılı Cevap

Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir:

A. Ayet ve rivayetlerde imam için bir takım şartlar belirtilmiştir. Aşağıda onlardan bazılarına işaret ediyoruz:

1. Masumiyet: İmamlar için masumiyetin şart olduğu Bakara suresinin 124. ayetinden anlaşılmaktadır. Hz. İbrahim (a.s) Allah tarafından imam olarak atandıktan sonra, imamet makamının kendi soyunda devam etme isteğinde bulundu. Bunun üzerine Yüce Allah imamet makamının zalim ve günahkâr insanlara ulaşmayacağını buyurmuştur. Bu ayette Yüce Allah İbrahim’in (a.s) evlatlarını masum ve günahkâr diye iki kısma ayırmış ve imamet makamının günahkâra değil, masuma ulaşacağını buyurmuştur.[1]

2. İlim: Psikoloji biliminde her insanın yaşam seyrinde bazı hususları sanı (bir tür ilham) yoluyla öğrendiği bir takım anları olduğu ispat edilmiştir. Bu esrarengiz gücü Allah insana vermiştir. Değişik bireylerde ruh hallerindeki farklılığa göre güçlü ve zayıf olma açısından da muhteliftir. Biz, imamın en yüksek ilahî makama sahip olması nedeniyle, kendisinin bu ilhamın en yüksek derecesine sahip olduğunu ve kendisinden kutsal güç diye tabir edilen imam hakkındaki ilham gücünün de en yüksek derecede bulunduğunu söylemekteyiz.[2] Cesaret, cömertlik, canını koruma, doğru sözlülük, adalet, güzel idare ve akıllı olma vb. imametin diğer şartlarıdır[3].[4]

B. İmam atama yoluyla belirlenir ve Allah tarafından atanır:

İmamın atama yoluyla belirlenmesi, imamet için istenen şartların gereğinden anlaşılabilir. Çünkü bu şartların hangi şahsın varlığında tahakkuk ettiğini teşhis etmek insan için mümkün değildir ve bu sıfatların hangi bireyin varlığında tahakkuk ettiğini sadece Allah bilmektedir. Ebu Caverd, İmam Bakır’dan (a.s) imamı tanıma alametleri hakkında bir soru sorar ve bunun üzerine İmam Bakır (a.s) şöyle cevap verir: İmam birkaç alamet ile tanınır ve onun ilk alameti nass ve ilahî atamadır.[5] Bu atama hakkında İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmaktadır: Bizim soyumuzdan olan tüm imamlar masumdur ve masumiyet yaratılışın zahirinde tanınacak bir şey değildir. Bu yüzden imamın atanması gerekir; yani imamı atayan Allah’tır ve sonraki imam da önceki imam tarafından atanır.[6] Bu rivayetten anlaşıldığı üzere imam masumiyet melekesi taşımalıdır. İnsanların masumu teşhis edememesi, sadece Allah’ın insan varlığının tüm boyutlarını bilmesi ve masumu teşhis etmeye kadir olması nedeniyle, imamı imamet makamına atamak Allah’a aittir ve insanın işi değildir.[7] Mufazzal, her ikisi de Peygamberin (s.a.a) evladı, torunu ve cennet gençlerinin efendileri olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına verildi ve İmam Hasan’ın (a.s) evlatları imam olmadılar, diye İmam Sadık’a (a.s) bir soru sorar. İmam Sadık (a.s) bunun üzerine şöyle buyurur: Musa ve Harun’un her ikisi de peygamber ve elçi olup kardeştiler. Ama Allah peygamberliği Musa’nın değil Harun’un soyundan sürdürdü ve hiç kimse niye böyle yaptı diye soramaz. İmamet Allah’ın halifeliğidir ve hiç kimse neden Allah onu İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına verdi ve İmam Hasan’ın (a.s) evlatlarına vermedi diyemez; zira bu hikmet sahibi Allah’ın işidir ve O’ndan neden böyle yaptın diye sorulamaz. Kendi işlerinden sorulacak olanlar insanların kendileridir.[8] Netice itibariyle, imam bir takım şartlar taşımalıdır ve bu şartların kimde tahakkuk ettiğini sadece Allah bildiği için, imamet makamı Allah tarafından belirlenen bir makamdır. İmam Sadık’ın (a.s) tabiriyle[9] imamet Allah’ın belirgin ve tayin edilmiş erkeklerden aldığı bir ahit ve sözdür ve imam onu kendi kararıyla kendinden sonra bir başkasına veremez.

C. . Bazı rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla bazı hususlar bu ilahî atamada etkisiz değildir. Elbette bu tür etkilerin imamet makamına nasıl yansıdığı hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Örneğin rivayetlerde İmam Hüseyin’in (a.s) şahadeti nedeniyle Yüce Allah tarafından kendisine bahşedilen özel ayrıcalıklara sahip olduğu belirtilmiştir. Bu ayrıcalıklardan biri, imamet makamı ayrıcalığının onun evlatlarında sürmesidir.[10]  


[1] Çünkü günah ya nefse, ya başkalarına ya da Allah’a zulmetmektir.

[2] Mesail-i İtikadi Az Didgah-ı Taşayyu’, Muhammed Rıza Muzaffer, Tercüme-i Muhammed İştihardi, s. 84-85.

[3] Biharu’l-Envar, Allame Meclisi, c. 25, s. 164.

[4] -i İtikadi Az Didgah-ı Taşayyu’, s. 83.

[5] Biharu’l-Envar, c. 25, s. 141; Maaniu’l-Ahbar, s. 101; Asaru’s-Sadikin, Sadık İhsan Bahş, çap-ı evvel, İntişarat-ı Daru’l-İlm, s. 163, hadis. 3.

[6] Biharu’l-Envar, c. 25, s. 194; Maaniu’l-Ahbar, s. 132, hadis. 2.

[7] Şerh-i Bab-ı Hadi Aşer, Fazıl Mikdad, Tercüme-i Abdurrahman Akiki Bahşayişi, çap-ı pencom 84, Neşr-i Novid-ı İslam, s. 104.

[8] Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 63, s. 66.

[9] Usul-i Kafi, Kuleyni, Tercüme-i Seyid Cevad Mustafavî, çap-ı evvel 1382, İntişarat-ı Vefa, c. 2, s. 25, hadis. 3.

[10] Bir rivayette şöyle okumaktayız: Fatıma Zehra (a.s) Peygamber (s.a.a) ümmetinden bir grubun rahminde taşıdığı evladını şahadete ulaştıracağını öğrenince, böyle bir hamilelikten dolayı rahatsızlığını dile getir ve acı çeker. Yüce Allah, Peygamber (s.a.a.) vasıtasıyla Fatıma Zehra’ya (a.s) imamet makamının İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarında devam edeceğini bildirir. (Usul-i Kafi, c. 2, s. 365, hadis. 4.)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) zuhurunun alametleri nelerdir?
    18624 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Zuhur alametleri konusu girift ve zor bir konudur ve bu konu ile ilgili tüm rivayetlerin bir arada irdelenip eleştiriye tabi tutulması gerekir.Hadislerinden anlaşılan şu ki zuhur alametleri iki asıl kısma ayrılırlar:1- Gerçekleşeceği kesin olan alametler: Bunlar Süfyani’nin ayaklanması, Yemani’nin ...
  • Hazreti Şuayip’in biyografisi; doğumu ve ölümü ne zamandı?
    8086 Eski Kelam İlmi 2019/11/24
    İsmi Kuran’ı Kerim’de on defa geçmiş olan bir peygamberdir Şuayip (a.s).[1] Arap toplumuna gönderilmiş ve Arapça konuşan bir peygamberdi.[2] Hz. Hud ve Hz. Salih (a.s)’dan sonra dünyaya gelmiştir. Hz. Musa (a.s)’in annesiyle aynı asrın insanıydı. Doğum tarihi ile ilgili tarihsel bir veri bulunamamıştır.
  • Orucun başlama anı sabah ezanının ilk vakti mi yoksa ezanın sona ermesiyle mi başlar?
    3420 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/10/02
    Sabah ezanına az bir vakit kala doğu tarafında bir ışık demeti yükselir. Bu ışık demetine ilk fecr veya fecri kazip denir. Bu ışık demetinin yayılmasıyla fecri sadık dediğimiz ikinci fecr zamanı başlar. İşte bu an Sabah namazının ilk vaktidir.[1]Buna binaen oruç tutan ...
  • Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
    11766 Eski Kelam İlmi 2011/12/19
    Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Hem Yahudiler ve ...
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120412 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    14440 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...
  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9327 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    7948 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Banyoya götürüp yıkamak ve elbise giydirmek gibi hususlarda karşı cinsiyetten engelli insanlara yardım etmenin sakıncası var mıdır?
    6248 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Mezkûr soruyla ilgili mevcut fıkhî hükmü istemeniz nedeniyle, mercilerin bürolarından bunu sormayı gerekli gördük. Alınan cevaplar aşağıda yer almaktadır:Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Başka bir şahsın avretine bakmak ve dokunmak haramdır.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Aynı cinsiyetten birine ulaşılamadığı durumda ...
  • Eğer erkek karısıyla cinsel ilişkiye girmeden önce ölürse, onun mehriyyesi yarı mı olur?
    5931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mezkûr soruyu Ayetullahların bürosuna yolladık ve aşağıda onlardan bir grubun elimize şimdiye dek ulaşan fetva yanıtını size takdim ediyoruz: Hz. Ayetullah Hamaney’in (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyye yarı olur.Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyyenin kâmil olarak ödenmesi gerekir. Hz. Ayetullah Mehdi ...

En Çok Okunanlar