Gelişmiş Arama
Ziyaret
62658
Güncellenme Tarihi: 2011/03/02
Soru Özeti
Duanın suya etkisi hakkında İslam’da ne tür hadisler mevcuttur?
Soru
Duanın suya etkisi hakkında İslam’da ne tür hadisler mevcuttur?
Kısa Cevap

Masumların (a.s) rivayetlerindeki tabirle dua ibadet sayılmakla ve Hak Teâlâ’nın nezdinde sevilen ve yakınlaştırıcı bir amel olmakla birlikte her olağan ve meşru hususa ulaşmak için de etkilidir. Yüce Allah kendine yaklaşılması ve hacetlerin giderilmesi için duayı bir vesile karar kılmıştır. Duanın suya ve suyun duanın kabul edilmesindeki etkisine işaret eden İslamî rivayetler bütününden bu iki husus arasında sıkı bir ilişkinin olduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Duanın suya etkisini açıklamadan önce İslam kültüründe duanın beğenilen bir amel olduğuna ve onun etki şartlarına değinilecektir.

1. İslam Kültüründe Dua

Dua her olağan ve meşru hususun gerçekleşmesinde etkilidir. Bu tespit Kur’an ayetlerinden alınmıştır. Kur’an şöyle buyuruyor: “Bana dua edin, duanıza cevap vereyim.”[1] Ve şöyle buyuruyor: “Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm.”[2] Bu iki ayette benden özel bir şeyi isteyin veya özel bir şeye cevap veririm diye buyurmamıştır, ilmî deyimle mutlak olarak buyurmuştur. O halde her olağan ve meşru işi kapsamaktadır. Bu husus bazı rivayetlerden de istifade edilmektedir. İmam şöyle buyuruyor: “Çok dua edin; zira dua her rahmetin kilidi ve her hacete ulaşmanın yolu ve her derdin dermanıdır.”[3] Dua kendi özne ve nesnesi dışında Allah’ın sevdiği ve beğendiği bir şeydir. Masumların hadislerinde (a.s) dua şu şekilde tabir edilmiştir: “(Dua) Allah nezdinde ibadetlerin en üstünü, fiillerin en sevileni ve amellerin en yakınlaştırıcısıdır.”[4]

2. Duanın Etki Etme Şartları

Varlık âlemindeki diğer nedenler gibi dua da rivayetlerde işaret edilen bir takım özel şartlara bağlı olarak etkide bulunmaktadır. Mesela dua eden şahıs diğer ilahi buyruklar bağlamında da Hak Teâlâ’nın kulluğunu yerine getirmeli ve günahtan uzak durmalı, her zaman için dua etmeli ve duayı problem anına özgü kılmamalı, dua etmede ısrarlı ve sabırlı olmalı ve de ona cevap verileceğine iman etmelidir. Bazı mekân ve zaman şartlarında duaya cevap verilme olasılığı daha yüksektir. Mesela rüzgâr eserken, yağmur yağarken, seher vaktindeyken, tan ağartısından güneş doğuncaya kadarki vakitteyken, öğleyken, ezan okunurken, din muhalifleriyle cihat ederken, şehit kanı akarken, Kur’an okurken, mescitte bulunurken ve oruçluyken vb.

3. Dinsel Metinlerde Dua Ve Suyun İrtibatı

Dua, Yağmur Yağması ve Suyun Kaynaması

Dinsel metinlerde belirtildiği üzere Hz. Musa (a.s) kendi kavmi için su talebinde bulunduğu ve Hak Teâlâ’nın da ona cevap vererek on iki çeşmeden su akıttığı[5] yahut İslam Peygamberinin (s.a.a) kendi kavmi için yağmur istediği ve büyük bir yağmur yağdığı[6] belirtilmiştir. Dualar arasında duanın bu husustaki etkisini iyi bir şekilde yansıtan yağmur isteme duası da yer almaktadır.[7] Eğer etkisi olmasaydı masum imam (a.s) dua etmeyi emretmezdi.

Su Bulmada Namaz Eşliğindeki Duanın Etkisi:

Yağmur isteme namazı müstehap namazlardan olup Ramazan ve Kurban bayramı namazları gibi iki rekâttan oluşur. Elbette şu önemli farkla ki bu namazda konut yerine, suyun bulunması için Hak Teâlâ’nın şefkat ve merhameti talep edilir.

Dua Yazıp Suya Atmanın Etkisi:

Rivayetler esasınca böyle bir dua her hacet ve korkunun giderilmesine neden olur. Mesela “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, ey Allahım sana yöneldim…” veya “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, zelil kuldan celil Mevlaya…” gibi dualar yazıp sardıktan sonra kuyu suyu veya akarsuya atmaktan ibarettir.

Kur’an-ı Kerim Sure Veya Ayetlerini Okuyarak Dua Etmenin Etkisi:

Rivayetlerde baş ağrısı veya karın ağrısı veyahut her ağrı için içinde su olan bir kâse üzerine kırk defa Hamd suresini okumanın ve sonra da suyu hastanın üzerine dökmenin şiddetli ağrının gitmesine neden olacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim’deki sure veya ayetlerle beraber bir dua yazıp sonra onu bir suyla yıkamak ve ardından da onu içmek veya beden üzerine serpmek hafıza ve göz ağrısı için etkilidir. Hakeza dua kitaplarında bir kâse içindeki su üzerine bir takım sureleri okuduktan ve üfürdükten sonra suyu baş ve yüze dökmenin baygın bir insanı uyandıracağı belirtilmiştir.[8]

Su İçme Esnasında Dua Etmenin Etkisi:

Hem içmeden önce ve hem de içtikten sonra her su için bu dua tavsiye edilmiştir. Gerçekte insanın en sade işine bile ilahi bir renk verilmektedir. Fiilî ve rububî tevhidi, ilahi hamt ve övgüyü ve de ilahi şefkat ve esirgemeyi yansıtmaktadır.[9] Netice itibariyle, duanın suya yaptığı etkiye ve suyun da duanın kabul görmesine yaptığı etkiye işaret eden İslamî rivayetler bütününden bu iki olgu arasında sıkı bir irtibatın olduğu sonucu alınabilir. Bu, bugünkü bilimsel keşiflerle de onaylanmış bir husustur. Japon bilim adamlarınca kanıtlanan duanın su kristalleri üzerindeki olumlu etkileri bunun bir örneğidir.



[1]«ادعونی استجب لکم ان الذین یستکبرون عن عبادتی سیدخلون جهنم داخرین»  Mümin, 60.

[2] «و اذ سألک عبادی عنی فانی قریب اجیب دعوة الداع اذا دعان فلیستجیبوا لی» Bakara, 186.

[3] Kuleyni, Usul-i Kafi, Kitab-ı Dua, Bab-ı Def-i Bela ve Kaza Be Vasıta-i Dua, Be Tertib,

. 7 ve 1.

[4] Kuleyni, Usul-i Kafi, Kitab-ı Dua, Be Tertib, h. 3, 2, 8, 6.

[5] Araf, 160.

[6] Kuleyni, Usul-i Kafi, Kitab-ı Dua, Bab-ı İkbal Be Dua, h. 5.

[7] Sahife-i Seccadiye, İmam Seccad (a.s), Yağmur İsteme Duası.

[8] Bkn: Şeyh Abbas Kumi, Mefatihu’l-Cenan, Kısmet-ı Dua ha.

[9] Su içmeden önce yapılan dua: Gökten su nazil eden ve istediği gibi her işi yönlendiren Allah’a hamt olsun. İsimlerin en güzeli olan Allah’ın adıyla. Su içtikten sonra yapılan dua: Bana tatlı bir su içiren ve günahlarım sebebiyle onu tuzlu ve acı yapmayan Allah’a hamt olsun. Bana su içiren, beni doyuran, bana bağışta bulunan, beni hoşnut, esen ve kifayetli kılan Allah’a senalar olsun. Ey Allahım beni kıyamet günü Muhammed’in havuzunda doyurduğun ve onunla dost ve arkadaş kıldığın kimselerden karar kılarak mutlu kıl, ey şefkatlilerin en şefkatlisi. Miftahu’l-Felah, Şeyh Bahayi,: Tercüme-i Ali b. Tifur Bestami, s. 225, İntişarat-ı Hikmet.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar