Gelişmiş Arama
Ziyaret
49131
Güncellenme Tarihi: 2009/05/13
Soru Özeti
Acaba Kuran-ı Kerim'de sırat köprüsüne işaret edilmiş midir?
Soru
Kuran-ı Kerim'de “Sırat Köprüsü” anlamına gelen bir kelime yoktur ve “sırat” kelimesi de sadece yol anlamında kullanılmaktadır. “Sırat köprüsü” kelimesinin insanlar arasında çok kullanılmasının sebebi nedir ve “sırat” ile “Sırat köprüsü” arasında nasıl bir ilişki vardır?
Kısa Cevap

“Sırat köprüsü” kelimesi Kuran-ı Kerim'de geçmemesine rağmen bazı rivayetlerde bu kelime açıklanmıştır; örneğin İmam Sadık (a.s), Fecir Suresi’nin 14. ayetindeki “Mirsad” kelimesinin tefsirinde, onu cehennemden geçen bir köprü olarak beyan etmiştir.

Konunun açıklığa kavuşması için, “sırat” kelimesi hakkında bazı noktaları açıklayacağız. “Sırat” yol anlamına gelmektedir ve bazı ayetlerde geçen “sırat-ı müstakim (doğru)” kelimesi, hak yol ve bu dünyadaki hidayet yolu anlamına gelmektedir ve bu doğrultuda olan herkes ahirette de bu yol üzerinde olacaktır. Eğer birisi bu dünyada bu yoldan sapacak olursa, ahirette de onun üzerinden geçemeyecektir.

İmam Sadık (a.s)’dan nakledilen şu rivayeti sözümüze delil olarak getirmekteyiz; İmam (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Sırat, Allah’ı tanıma yoludur ve bu iki tane sırat şeklindedir; dünyada olan sırat ve ahirette olan sırat. Ama dünyadaki sırat, itaati farz olan imamdır ve ahiretteki sırat ise cehennem üzerine kurulmuş olan bir köprüdür. Dünyada, dünya sıratından düzgün bir şekilde geçen herkes; zamanının imamını tanır ve ona itaat ederse, ahirette de sırat köprüsünden rahat bir şekilde geçecektir. Dünyada zamanının imamını tanımayan herkes de, ahirette sırat köprüsünden geçerken ayağı kayarak cehennemin ortasına düşecektir.”

İmam (a.s)’ın bu cümlesinin anlamı, bu iki sıratın birbiriyle ilişkili olduğudur; yani dünyada sırat üzerine olan herkes ahirette de sırat köprüsünden rahatlıkla geçecek ve cehenneme düşmeyecektir. Rivayetlerde sırat köprüsünün imam olarak açıklanması dünyadaki sırat köprüsünün bir tecellisidir ve herkesin bu yolda olması gerekmektedir.

Rivayetlerde kıyamet menzillerinden birisi olan sıratın, sırat köprüsü, cehennem köprüsü vb. olarak tabir edilmesinin nedeni sadece insanların akıllarını bu konuya yaklaştırmak ve anlamayı kolaylaştırmak içindir.

Ayrıntılı Cevap

“Sırat” kelimesi yol anlamına gelmektedir ve “müstakim (doğru)” kelimesiyle de vasıflandırıldığı zaman doru ve hak yol anlamına gelmektedir.

Kuran-ı Kerim’de de bazı ayetlerde “sırat-ı müstakim (doğru)” kelimesi geçmektedir ve aşağıda bu ayetlere işaret edilecektir:

1) “Allah’ım bizleri doğru yola hidayet et.”[1]

2) “Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk edin. İşte bu doğru yoldur.”[2]

3) “Her kim Allah'a bağlanırsa kesinlikle doğru yola iletilmiştir.”[3]

4) “İşte Rabbinin doğru yolu budur. Biz, öğüt alanlar için ayetleri geniş geniş açıkladık.”[4]

Bütün bu ayetlerde geçen “sırat-ı müstakim (doğru yol)” kelimesinden maksat, bu dünyadaki hidayettir ve bu dünyada bu yolda olan herkes, ahirette de Sırat-ı müstakim üzerine olacaktır; yani dünyada yapmış olduğu doğru amellerinin neticesini kıyamette görecektir.

Açıktır ki; Kuran-ı Kerim’in bu ayetlerde geçen “sırat-ı müstakim"den kastı, insanların bu dünyadaki yaşantılarının en iyi yol ve yöntemi konumunda olan nurlu ilahî emir ve ahkâmlar mecmuasına amel edilmesidir. Bu emirlere amel etmek, tıpkı insanı hidayete ulaştıran doğru bir yolda hareket etmek gibidir.

Bu yüzden bazı rivayetlerde, masum imamlar (a.s) hakkında “sırat-ı müstakim” tabiri kullanılmaktadır.[5]

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Sırat; yani Allah’ı tanımanın yolu, iki sırattan ibarettir; dünyadaki sırat ve ahiretteki sırat. Dünyadaki sırat, ona itaat etmenin vacip olduğu imamdır ve ahiretteki sırat ise, cehennemin üzerindeki köprüdür. Her kim dünyadaki sırattan olması gerektiği gibi geçerse; yani kendi imamını tanır ve ona itaat ederse, ahiretteki sırattan da kolaylıkla geçer ve her kim de dünyada kendi imamını tanımazsa, ahirette de sırattan geçerken ayağı kayar ve cehenneme düşer.”[6]

Aynı şekilde İmam Sadık (a.s) Fecir Suresi’nin 14. ayeti (Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir.)[7] hakkında şöyle buyurmaktadır: “ Mirsad (gözetleme yeri) cehennemin üzerinden geçen köprüdür. Boynunda mazlumun hakkı olan bir kimse bu köprüden geçemeyecektir.”[8]

Elbette İmam Sadık (a.s)’ın bu beyanı, Mirsad’ın (gözetleme yeri) anlamlarından sadece birisinin beyanıdır. Çünkü ilahî gözetleme yeri, sadece kıyamete has bir şey ve meşhur sırat köprüsü değildir. Allah-u Teala, bu dünyada da zalimleri gözetlemektedir.[9]

Buna göre “sırat köprüsü”, hem Kur’an-ı Kerim’de ona işaret edilen[10] ve hem de rivayetlerde özellikleri beyan edilen bir gerçektir.

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Cehennemin üzerinde kıldan daha ince ve kılıçtan daha keskin bir köprü vardır.”[11]

Peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “ Sizlerden sırat köprüsünde adımları en sabit olan kimse, benim Ehl-i Beytim’e karşı sevgisi en çok olan kimsedir.”[12]

Sırat köprüsü, kıyamet günündeki duraklardan biridir ve rivayetlerde de onun hakkında köprü, sırat, sırat köprüsü, cehennem köprüsü gibi çeşitli tabirler zikredilmiştir. Ancak bütün bu rivayetlerin kastettiği şey, kıyamet günündeki duraklarından biri olan duraktır ve halkın sade zihinlerinin onu daha iyi tanıması için, onun hakkında köprü tabiri kullanılmıştır. Yoksa dünyadaki, dayanakları olan ve insanların, hayvanların ve nakliye araçlarının geçmeleri için olan köprüler gibi değildir.

Kur’an-ı Kerim’de ve rivayetlerde geçen köprü ve sırattan kasıt, mesir, yol, yöntem ve mekteptir. Diğer bir deyişle, insanların kendilerini gerçek ve ebedî saadete ulaştıracak mektep ve yolun, belirli özelliklere sahip olan mektep ve yol; yani Allah-u Teala’nın dini (hakikî İslam) olduğunu ve yalnızca bu yolda ilerlemekle kurtuluşa ereceklerini bilmeleri gerekmektedir. Diğer bir taraftan ise, bu yolun özellikleri, zarif ve dakik noktalarını gereğince tanımaktan gaflet etmenin, bu yoldan sapmaya ve sapıklığa düşmeye sebep olacağını bilmeleri gerekmektedir.

Buna göre, rivayetlerde “kılıçtan daha keskin” ve “kıldan daha ince” olarak nitelendirilen sırat köprüsü, Allah-u Teala’nın başlangıç noktasını bu dünyada karar kıldığı ve devamını ise ahirete birleştirdiği, oldukça dakik ve hesap edilmiş bir yoldur. Allah’ın belirlediği emirlere hakkınca riayet etmeye çalışan kimse hak yolun gerçekte kıldan ince ve kılıçtan keskin bir yol olduğunu ve bunun kıyametteki sırat köprüsünün bir tecellisi olduğunu rahatlıkla bu dünyada kendi hayatında müşahede eder. Elbette hadislerde de açıklandığı üzere bu yol bu kadar ince ve dar olmasına rağmen takva sahibi olan kimselere hak üzere sebat gösterdikleri takdirde genişlenir. Ancak takva yolundan uzaklaşanlara ise daraldıkça daralır. Buna göre, sırat köprüsünden rahatlıkla geçmek isteyen kimselerin, şu andan itibaren ve bu dünyada bu yolda kalmaları ve ondan dışarı çıkmamak için dikkatli olmaları gerekmektedir. Daha açık bir tabirle; kıyamet günündeki sırat köprüsü, imam vb. olarak tabir edilen dünyadaki sırat köprüsünün bir tecellisidir



[1] Fatiha Sûresi, 6. ayet: “اهدِنَــــا الصِّرَاطَ المُستَقِیمَ” 

[2] Âli İmran Sûresi, 51. ayet: “إِنَّ اللّهَ رَبِّی وَرَبُّکُمْ فَاعْبُدُوهُ هَـذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِیمٌ   

[3] Âli İmran Sûresi, 101. ayet: “وَمَن یَعْتَصِم بِاللّهِ فَقَدْ هُدِیَ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِیمٍ

[4] Enam Sûresi, 126. ayet: “وَهَـذَا صِرَاطُ رَبِّکَ مُسْتَقِیمًا قَدْ فَصَّلْنَا الآیَاتِ لِقَوْمٍ یَذَّکَّرُونَ

[5] Meani’il Ahbar, s: 32

[6] Aynı kaynak, s: 32, Mizan’ul Hikmet, c: 5, s: 346, “sırat maddesi”

[7]إِنَّ رَبَّکَ لَبِالْمِرْصَادِ

[8] Bihar’ul Envar, c: 8, s: 66

[9] Tefsir-i Numûne, c: 26, s: 458

[10] Yukarıda zikredilen ayetlere ilave olarak, Meryem Sûresi’nin 71 ve 72. ayetleri de (“İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra Allah’tan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de orada (cehennemde) diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.) sırat köprüsüne işaret edebilir. Daha fazla bilgi için bk. Tefsir-i Numûne, c: 13, s: 117–121

[11] Mizan’ul Hikmet, c: 5, s: 346, “sırat maddesi”

[12] Bihar’ul Envar, c: 8, s: 69

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar