Gelişmiş Arama
Ziyaret
11278
Güncellenme Tarihi: 2011/08/14
Soru Özeti
Bazı Hıristiyanlar Hz. İsa'dan (a.s) önce (Hz. İsa dışında) bütün peygamberlerin günah işlediğini, İslam Peygamber'inin bir mucizesi olmadığını ve Kur'an'ın da İncil'in bir kopyası olduğunu söylemektedirler bu söz doğru mu?
Soru
Ben yabancı bir ülkede yaşayan Müslüman bir öğrenciyim, sınıf arkadaşlarımdan biri Hıristiyan'dır. O İslam hakkında bana bazı sorular sormaktadır. O Kur'an-i Kerim'in İncil'in kopyası olduğunu ve içinde yeni bir konu olmadığını iddia ediyor. Onun bu iddiasına nasıl mantıklı bir karşılık verebilirim?
Kısa Cevap

Herkes bir çok iddia da bulunabilir, önemli olan kendi iddiaları hakkındaki delillerini ortaya koymalarıdır. Delilsiz bir iddianın hiçbir değeri yoktur. Kur'an'ın İncil'den bir kopya olduğu konusuna gelince ona sormak gerekir hangi İncilin kopyasıdır. Bugün elimizde bulunan İncilin mi yoksa başka bir İncilin mi? Eğer bugün elimizde bulunan İncil'in kopyası olduğunu iddia ediyorlarsa şunu bilmek gerekir ki Kur'an ve İncillerin muhtevasından haberi olan akıllı hiçbir kimse Kur'an'ın mevcut olan İncillerin bir kopyası olduğunu iddia etmesi düşünülemez. Bu gün kitapları karşılaştırmak çok zor bir iş değildir. Biraz insaflı olmak bu iddianın yalan olduğunu ortaya koymaktadır.

Eğer Kur'an bugün elde bulunmayan asıl İncil'in bir kopyasıdır demek istiyorlarsa o zaman ellerinde bulunan İncillerin tahrife uğradığına ve yalan olduğuna itiraf etmiş olurlar buna göre Kur'an'a iman edip onun hükümleri uyarınca amel etmeleri gerekir.

Diğer yandan bu adamlardan sormak gerekir ki kim Kur'an'ı İncil üzerinden kopya etmiştir. Eğer böyle bir şey olmuşsa bunu Peygamber'in yapmış olması gerekir, oysa tarih ve Kur'an şahitlik etmektedir ki Peygamber kimseden ders almamıştır. Acaba ders okumamış bir kişi nasıl böyle bir işi yapabilir?

Eğer "peygamber Kur'an'ı Hıristiyan bilginlerden sözlü olarak öğrendiğini söylerlerse bunun Kur'an'da işaret edilen müşrikler tarafından ortaya atılan bir şüphe olduğunu söylemek gerekir. Nehl suresinin 103. ayetinde şöyle deniyor:   Şüphesiz, biz onların, "Ona (Peygamber'e) ancak bir beşer öğretiyor." dediklerini biliyoruz.

sonra bu sözün reddi hakkında şöyle buyurmaktadır. Yalanla işaret ettikleri [1] kişinin dili yabancıdır. [2] Bu (Kur'an) ise, apaçık bir Arapçadır. [3]

Buna göre maksat Arapça bilmeyen ve bu dilin gramer ve anlatım gücünden anlamayan bir kişi Kur'an'ı Peygamber'e öğrettiği ise bu tamamen boş ve beyinsizce bir sözdür. Çünkü Arap dilinin lügat bilginlerinin karşısında acizliklerini ortaya koydukları ve Kur'an'ın defalarca ona benzer bir sure getirmeleri konusunda meydan okuduğu böyle bir fesih ve beliğ bir kitabı dil bilmeyen bir yabancının öğretmesi nasıl düşünülebilir?

Eğer Kur'an'ın muhtevasının başkaları tarafından öğretildiği söylenmek isteniyorsa bunun reddi önceki iddiadan daha kolaydır. Çünkü Kur'an'daki anlatım şivesi, Arap edebiyatına vakıf hiçbir kişinin getirmesi mümkün olmayan bir üstünlük ve seçkinliktedir. Bu da gösterir ki bu kitapta öyle bir anlatım tarzı işlenmiştir ki Arapça diline vakıf hiçbir kişi tarafından benzerinin getirilmesi mümkün değildir. Yani bu tarz anlatım insanlara ait değil her türlü eksiklikten uzak olan Yüce Allah'ın işidir. [4]

üstelik Kur'an'da işaret edilen konular çeşitli sebeplere nazaran İncilin bir kopyası olamaz. Çünkü Kur'an'da gelecekte vuku bulacak hadiselerden örneğin Rum İmparatorluğunun İran İmparatorluğuna gelip geleceği gibi konulardan söz edilmiştir. Bu tür bir bilginin İncil'de yer almadığı apaçık ortadadır. Diğer yandan İslam ile Hıristiyanlık arasında bir çok önemli konu hususunda ihtilaf vardır. Örneğin tevhit konusunda İslam şiddetle teslis inancını reddederken Hıristiyanlık bu inancı ısrarla savunmaktadır. Yine İslam Hz. İsa'nın dara çekildiği ve feda olduğu inancını reddetmektedir ancak Hıristiyanlık bu inancı da ısrarla savunmaktadır. Bunlar işte Kur'an'la İncilin arasındaki derin farklardan bazılarıdır.

Buna göre böyle bir iddia temelden batıldır. Bunu iddia edenler eğer delilleri var ise bunu sadakatle ortaya koymalıdırlar.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki dizinlere başvurun:

1- Dizin: İncil, Peygamber'in dönemi, soru 12664(site: 2862)

 2- Dizin: Kur'an'da Peygamber'in mucizeleri soru 1414 (site: 2897)

3- Kur'an'ın tahriften uzak oluşu, soru: 5801, (site: 6049)

Dizin: Kur'an nazarında peygamberlerin masumluğu, soru: 1706 (site: 1824)



[1] "Yulhidine" kelimesinin karşılığı olarak "işaret ettikleri" kelimesini kullandık, ilhadın lügat anlamı haktan sapmaktır. Maksat inkarcıların Peygamberi böyle bir suçlamaya tabi tutmaya meyletmeleridir.

[2] Bunu "acemi" kelimesinin karşılığı olarak kullandık. Aslında acemi anlatımında bir sorun olan kişiye denir, ister Arap olsun ister yabancı. Ama Araplar genelde diğer dillerde konuşanlara "acemi" diyorlardı.

[3] Nahl: 103

[4] Nasır Mekarim Şirazi, Tefsir-i numune, c. 11, s. 409; Medrese-i İmam Ali b. Ebitalip, Kum, 1421.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininin kadına bakış açısı nasıldır ve onun için nasıl bir konum belirlemiştir? Onlar tıpkı erkekler gibi midirler?
    24977 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2008/05/20
    İslam, insanın tekâmülünü hedef edinmiştir. Bu açıdan da kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam açısından önemli olan kadınlık veya erkeklik değil, kendini yetiştirme ve Allah’a yakın olmaktır. Kadın ve erkek insanlığın iki temel unsurunu teşkil etmeleri nedeniyle, İslam’da bazen kadından ve bazen de erkekten söz ...
  • İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı nedir?
    7110 Eski Kelam İlmi 2011/12/18
    İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı Yaşua’dır. O, Rum kayserinin evladı olup havarilerin ve belirgin olarak Şamun’un (Hz. Mesih’in vâsii) neslindendir.[1]  
  • Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
    16585 Pratik Ahlak 2009/12/20
    Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi ...
  • Lanetleşmenin bir şartı var mıdır? Hangi konuda lanetleşmek mümkündür? Lanetleşmek kesin olara gerçekleş midir?
    19167 مباهله 2012/05/27
    Lanetleşmek, batıl yolda olan kimsenin ilahi gazaba uğraması ve hak yolda olan kimsenin de tanınması ve böylece hak ve batılın birbirinden ayrılması için iki tarafın birbirine lanet etmesinden ibarettir. Lanetleşmek bir tür duadır ve kendine ait özellik ve şartlara sahiptir. Biz onların bazılarına işaret edeceğiz: İnsanın üç ...
  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10337 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • İslam’ın Hakkaniyetinin Aklî Delilleri
    21090 Yeni Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar bugün dünyada gözlemlenen dinlerde bir takım hakikatler yer alsa da, gerçek tevhit olan kamil hakikat sadece İslam’ın çehresinde gözlemlenebilirdir. Bu iddianın en büyük delili, diğer dinlerin muteber senetlerinin olmayışı ve metinlerinde tahrif ve aklî çelişkilerin bulunması ve bunun karşılığında Kur’an’ın senet taşıması, ...
  • Defalarca tövbesini bozmuş kimse şimdide Allah ve Masum İmamlar (a.s) hakkında şüpheye düşmektedir. Acaba Allah onu kendin uzaklaştırmış mıdır? Ve Allah’a yakınlaşmanın yolu nedir?
    36346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Günah, insanı alteder. Günahtan tövbe etmeye ciddi karar almak kurtuluşa yönelmek demektir. Şeytan, insanın düşmanıdır; onun böyle vesveseler vermekten amacı, insanları ümitsizliğe düşürmek, salih kulları merhametli olan Allah’tan uzaklaştırmaktır. Oysa Allah, ister günahkar olsun, ister zalim, bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Yalnız kaldığınızda Allah’tan ...
  • Ayakkabı giymenin adabı nedir?
    20961 Pratik Ahlak 2012/05/12
    İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir. Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Her halükarda İslam dininin hakkında nazar vermiş ve adap belirlemiş ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) Rukayye adında bir kızı var mıydı?
    23693 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Fedakarlık ve insani kemallerle dolu Kerbela gibi bir olayda yaşı küçük olan kimseler fazla dikkat çekmemiş olabilir. Hz. Rugayye’nin (s.a) yaşamı, babası, amcası, halası gibi yüce şahsiyetlerin nurlarının ışığı arkasında kaldığından tarih kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adında küçük bir kızı olduğu konusuna değinilmemiştir. Bazı maktellerde İmam ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11686 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.

En Çok Okunanlar