Gelişmiş Arama
Ziyaret
8433
Güncellenme Tarihi: 2011/07/20
Soru Özeti
Acaba hazreti İsa (a.s.) hazreti Muhammedin geleceği hakkında (kendi kavmine) müjde vermiş miydi? Acaba hazreti İsa yalanız bana iman edenler cennete gireceklerdir şeklinde bir söz söylemiş miydi? Yoksa İncil tahrif mi edilmiş?
Soru
Saf suresinin 6. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır: Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti”. Buradan yola çıkarak sormak istediğim soru şu: Neden Hıristiyanlar buna inanmıyorlar? Neden hazreti İsa (a.s.) İncil’de yalanız bana iman getirin ve kim bana iman ederse cennete girecek demiş? Yoksa İncil tahrif mi edilmiş?
Kısa Cevap

Kuranı kerim hazreti İsa’nın (a.s.) hazreti Muhammedin ki, ismi Ahmet’tir geleceği hakkında müjde verdiğini apaçık söylemektedir. Ama İslam Peygamberinin geleceği hakkında vermiş olduğu müjde hali hazırda var olan İncilin kendisinde miydi, onun dönemindeki İncil’de miydi? Bu artık farklı bir konu başka yerde araştırılması gerekir. Hemen belirtelim ki bu hususta aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: Nemaye: beşaret ameden hazreti Muhammed (s.a.a.) der İncil, sual 2924 (sayt: 3129).

Hazreti İsa (a.s.) döneminde gerçekten kendisine iman etmiş ve Onun getirmiş olduğu düsturlara amel edenler gerçekten cennete gireceklerdir. Elbette bilinmelidir ki hazret İsa’ya (a.s.) gerçekten ve kâmil bir şekilde iman etmek onun getirmiş olduğu tüm düstur ve öğretilerine iman getirmek demektir. Ahmet adında gelecek İslam peygamberinden haber vermesi de bu öğretilerden birisidir. Dolayısıyla buna da iman etmeleri lazım.  

İncil konusunda şu noktalara teveccüh etmek gerekir: Bir: günümüzde mevcut olan İncil hazreti İsa (s.a.) döneminde ilahi vahiy şeklinde inen İncil değil, bilakis bu İncil hazret İsa’nın (s.a.) yaranları veya ondan sonra dünyaya gelen kimseler tarafından telif edilmiş bir İncil’dir. İki: Mevcut İncil’de inkâr edilmeyecek kadar açık tahrifler var olmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerim şöyle buyurmaktadır: “Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler[1]

Buna binen hazreti İsa (a.s.) son peygamber olmamış. Bilakis iki peygamber arasında gelen bir peygamberdir. Hazreti Musa’nın nübüvveti ve Onun getirmiş olduğu kitabı yani Tevrat’ıyla İslam peygamberinin nübüvveti ve onun getirmiş olduğu kitabı yani kuran arasında bir bağ kurmuş. İlahi risalet ve ilahi rehberler arasında çelişki ve tezat yok ve olamaz. Bilakis bir sonraki peygamber, getirmiş olduğu kitabın içerikleriyle bir önceki peygamberin getirmiş olduğu kitabın içeriklerini kâmilleştiriyor.[2] Hazreti İsa’nın kendisi de has bir zamana ait Allahın peygamberi olduğundan öte başka bir iddiada bulunmamıştı.

Ama İslam Peygamberinin geleceği hakkında vermiş olduğu müjde hali hazırda var olan İncilin kendisinde miydi, onun dönemindeki İncil’de miydi yoksa başka bir yerde miydi? Bu artık farkı bir konu ayrı araştırılması lazım. Bu hususta aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: Nemaye: Beşaret ameden hazreti Muhammed (s.a.a.) der İncil, sual 2924 (sayt: 3129).

Şüphesiz hali hazırda Hıristiyanların elinde bulunan İncil kitabı büyük ilahi Peygamberlere inen kitap türünden değildir. Hali hazırda mevcut olan bu İncilleri yüzeysel bir mütalaayla mütalaa edilirse bu kitapların hazreti İsa’nın yaranları veya onlardan sonra dünyaya gelen kimseler tarafından toplatılmış ve telif edilen konular bütününden oluştuğu kolayca anlaşılır. Hazreti İsa’nın bazı öğretilerinin bir kısmı ve semavi olan kitapların öğretilerinden de bir bölümü onların (peygamberlerin) takipçilerinin sözlerinin zımnında bu kitaplara intikal etmiştir. Bu durumun aynısı Tevrat için de geçerlidir. Bu nedenle ahdi kadim olarak bilinen Tevrat (ve ona bağlı olan kitaplar)da ve ahdi cedit olarak bilinen İncil’de (ve ona bağlı kitaplarda) zikredilen her şeyi tamamıyla kabul edemediğimiz gibi hepsini bütünüyle inkâr da edemiyoruz. Zira bu kitaplar bu iki büyük peygamberin sözleri ve başkalarının düşünce ve tefekkürleriyle karıştırılmış öğretilerden oluşmuşlar.

Bu nedenle eğer hali hazırda mevcut olan İncil kitabında İslam peygamberinin (s.a.a) geleceği hakkındaki verilmiş müjde yoksa bu ilk İncil’de ve hazreti İsa’nın öğretilerinde de yoktur olmasına delil olamaz. Bunun yanı sıra mevcut olan İncil’de bile büyük bir şahsiyetin zuhuruna, müjde veriyor şeklinde çok tabirler var olmaktadır ki bu tabirlerde belirtilmiş olan nişaneler İslam dini ve İslam dinini getiren hazreti Muhammed’in dışında başka hiç kimseye tatbik edilemez. Ama her halükarda Hıristiyanlıkta uzman olanların da itiraf ettiği gibi hazreti İsa’ya ait olan İncil’deki konuları veya hazreti İsa’nın kendi sözlerini diğerlerinin izafe ettikleri düşüncelerden ayırt etmek Hıristiyanların kaynaklarına göre imkânsızdır. Bu nedenler bunu teşhis etmek için kuran dışında başvurulacak hiçbir mercii ve kıstas söz konusu değildir. Zira kuranı kerim diğer ilahi kitaplara yönelik (muhaymin özelliğini) yani gözetleyici niteliğini taşıyor.[3]   

Ama hazreti İsa’nın şu sözüne; yani yalanız bana iman getirin ki cennete geresiniz” gelince şunu söyleriz. Burada teveccüh edilmesi gereken şu: Allah tarafından gönderilen her Peygamber kendi dönemindeki insanları hidayet etmek için bir din getirmiş ve o dönemin insanlarını o dine davet etmekle yükümlüdür. Bu nedenle o insanların manevi ecrini ve sevabını temin etmek zorundadır.  Bunun yanı sıra bu kelamın manası şudur: Hazreti İsa döneminde gerçekten hazreti İsa’ya (a.s.) iman getirip Onun düsturlarına amel edenler gerçekten cennete gireceklerdir.

Şüphesiz hazret İsa’ya (a.s.) gerçekten ve kâmil bir şekilde iman etmek Onun (a.s.) risaletini yerine getirme bağlamında insanlara tebliğ ettiği tüm düstur ve öğretilerine iman getirmek anlamındadır. Ahmet adında gelecek İslam peygamberinin müjdesini vermesi de iman edilmesi gereken öğretilerden birisidir.

Buna binaen hazreti İsa’nın bütün dediklerine ve özellikle Ahmet isminde gelecek peygamber hakkındaki sözüne iman etmiş olanlar günümüz dünyasında İslam dinine iman ve İslam dininin düsturlarına amel etmeleri gerekir. Zira Ahmet isminde müjdesini verdiği peygamber (tahriften korunmuş niteliğine sahip olan) kuran gibi bir mucizeyle İslam dinini insanlığa armağan etmiştir.

Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edebilirsiniz:

1-   Nemaye: incili asri peyamber, sual şomarıyi 2664(sayt: 2862).

2-   Nemaye: tahrif napeziriyi kuran, sual şomareyi 453 (sayt: 486).            

 



[1]Ve iz kale 'isebnu meryeme ya beni israile inni resulullahi ileykum musaddikal lima beyne yedeyye minettevrati ve mubeşşirem biresuliy ye'ti mim ba'dismuhu ahmed, felemma caehum bilbeyyinati kalu haza sihrun mubîn”. (Saf, 6.).

[2] Tefsiri hidayet, c. 15, s. 379.

[3] İktibas ez sual şomareyi 2664 (sayt: 2862), nemaye: İncil asri peyamber.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Üretimi esnasında soya fasulyelerinden alkollü maddeler çıkarsa, soya sosunun yenmesi caiz midir?
    32029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/07
    Büyük taklit mercileri (Allah onları korusun) şöyle cevap vermişlerdir:Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (Allah onu korusun):Sarhoş edici değilse, sakıncası yoktur.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (Allah onu korusun):Eğer sarhoş ...
  • Birinin insan, diğerinin ise hayvan veya bitki olmasına neden olan varlıkların yaratılışındaki farklılığın temelinde ne vardır?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/07/21
    Varlık âlemi, Allah’ın imkânlar dâhilinde en güzel şekilde yarattığı en üstün düzendir. Burada bulunan her şey ve her fenomen özel bir yer ve mertebeye sahiptir. Bu düzen bir dizi kanunlar ile idare edilip onda değişim ve dönüşüm geçerli değildir. Varlıktaki üstün düzen, mahlûklarda değişik mertebe ve farklı derecelerin olmasını ...
  • Ahde amel etmemenin kefareti nedir?
    6541 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tevrat ve İncil’de beş ferdin isimleri zikredilmiş midir?
    24625 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bazı hadislere göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a), İmam Ali (a.s), Hz. Zehra (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’den (a.s) ibaret olan aba ehli beş ferdin isimleri İncil ve Tevrat’ta zikredilmiştir. Bu cümleden olmak üzere İmam Rıza’nın (a.s) Caslik (kilise önderlerinden bir fert) ve Rasu’l-Calut (Yahudilerin önderi) ...
  • Tur dağının İsrail oğullarının başı üzerine kaldırılmasından ne kast edilmektedir?
    19217 Tefsir 2012/05/03
    Kur’an’ın birkaç ayetinde “وَ رَفَعْنا فَوْقَكُمُ الطُّور” tabiri ve benzerleri İsrail oğulları hakkında beyan edilmiştir. Tefsir kitaplarında yazıldığına göre bu ayetler tarihsel bir gerçeğe işaret etmektedir ve Hz Musa zamanında İsrail oğullarının yüce Allah’ın buyruklarına muhalefet etmesi nedeniyle gerçekleşmiştir. Kadir olan yüce Allah Tur dağının bir ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9164 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • Hayızlı kadın görünüşte namaz kılar gibi yapabilir mi?
    5230 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/21
    Sorunuzu taklit mercilerinin bürolarına yolladık. Elimize ulaşan cevaplar şunlardır:Hz. Ayetulah Hamanei’nin Bürosu: Caiz değildir; ancak emir ve vazife kastı olmaksızın kılabilir. Hz. Ayetulah Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Sakıncasızdır.Hz. Ayetulah Mehdi ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    10401 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...
  • Kur'an niçin Arapça nazil oldu?
    15011 Kur’anî İlimler 2009/06/16
    Dil, insanların birbirleriyle anlaşmaları için en önemli araçtır. Allah-u Teala, Rahman suresinin başlarında konuşma yeteneğini büyük nimetlerinden saymaktadır. İnsanların hidayeti için gönderilen peygamberler, kavimlerinin dilleriyle konuşuyorlardı. Ahlak, ahkâm ve akaidi kavimlerinin diliyle onlara açıklıyorlardı. Allah-u Teala bi'setten önceki cahiliyet Araplarının şartlarını göz önüne alarak Resul-u Ekrem'i (s.a.a) ...
  • Allah’ın ilim, kudret, adalet ve hayat sıfatları ile insanın aynı sıfatları arasında ne gibi bir fark vardır?
    11862 Eski Kelam İlmi 2011/10/30
    Yüce Allah, zatında kemali yansıtan sıfatlar ile nitelenir. İlim, kudret ve hayat bu kabildendir. İnsan da bu sıfatlarla nitelenir ve o Allah’ın izniyle bilen, güçlü ve diridir. Ama Allah’ın bu sıfatlarla nitelenmesi ile diğer varlıkların bu sıfatlarla nitelenmesi arasında iki açıdan fark vardır:1. Bu sıfatlar (ilim, kudret ve ...

En Çok Okunanlar