Gelişmiş Arama
Ziyaret
9219
Güncellenme Tarihi: 2011/07/20
Soru Özeti
Acaba hazreti İsa (a.s.) hazreti Muhammedin geleceği hakkında (kendi kavmine) müjde vermiş miydi? Acaba hazreti İsa yalanız bana iman edenler cennete gireceklerdir şeklinde bir söz söylemiş miydi? Yoksa İncil tahrif mi edilmiş?
Soru
Saf suresinin 6. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır: Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti”. Buradan yola çıkarak sormak istediğim soru şu: Neden Hıristiyanlar buna inanmıyorlar? Neden hazreti İsa (a.s.) İncil’de yalanız bana iman getirin ve kim bana iman ederse cennete girecek demiş? Yoksa İncil tahrif mi edilmiş?
Kısa Cevap

Kuranı kerim hazreti İsa’nın (a.s.) hazreti Muhammedin ki, ismi Ahmet’tir geleceği hakkında müjde verdiğini apaçık söylemektedir. Ama İslam Peygamberinin geleceği hakkında vermiş olduğu müjde hali hazırda var olan İncilin kendisinde miydi, onun dönemindeki İncil’de miydi? Bu artık farklı bir konu başka yerde araştırılması gerekir. Hemen belirtelim ki bu hususta aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: Nemaye: beşaret ameden hazreti Muhammed (s.a.a.) der İncil, sual 2924 (sayt: 3129).

Hazreti İsa (a.s.) döneminde gerçekten kendisine iman etmiş ve Onun getirmiş olduğu düsturlara amel edenler gerçekten cennete gireceklerdir. Elbette bilinmelidir ki hazret İsa’ya (a.s.) gerçekten ve kâmil bir şekilde iman etmek onun getirmiş olduğu tüm düstur ve öğretilerine iman getirmek demektir. Ahmet adında gelecek İslam peygamberinden haber vermesi de bu öğretilerden birisidir. Dolayısıyla buna da iman etmeleri lazım.  

İncil konusunda şu noktalara teveccüh etmek gerekir: Bir: günümüzde mevcut olan İncil hazreti İsa (s.a.) döneminde ilahi vahiy şeklinde inen İncil değil, bilakis bu İncil hazret İsa’nın (s.a.) yaranları veya ondan sonra dünyaya gelen kimseler tarafından telif edilmiş bir İncil’dir. İki: Mevcut İncil’de inkâr edilmeyecek kadar açık tahrifler var olmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerim şöyle buyurmaktadır: “Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler[1]

Buna binen hazreti İsa (a.s.) son peygamber olmamış. Bilakis iki peygamber arasında gelen bir peygamberdir. Hazreti Musa’nın nübüvveti ve Onun getirmiş olduğu kitabı yani Tevrat’ıyla İslam peygamberinin nübüvveti ve onun getirmiş olduğu kitabı yani kuran arasında bir bağ kurmuş. İlahi risalet ve ilahi rehberler arasında çelişki ve tezat yok ve olamaz. Bilakis bir sonraki peygamber, getirmiş olduğu kitabın içerikleriyle bir önceki peygamberin getirmiş olduğu kitabın içeriklerini kâmilleştiriyor.[2] Hazreti İsa’nın kendisi de has bir zamana ait Allahın peygamberi olduğundan öte başka bir iddiada bulunmamıştı.

Ama İslam Peygamberinin geleceği hakkında vermiş olduğu müjde hali hazırda var olan İncilin kendisinde miydi, onun dönemindeki İncil’de miydi yoksa başka bir yerde miydi? Bu artık farkı bir konu ayrı araştırılması lazım. Bu hususta aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: Nemaye: Beşaret ameden hazreti Muhammed (s.a.a.) der İncil, sual 2924 (sayt: 3129).

Şüphesiz hali hazırda Hıristiyanların elinde bulunan İncil kitabı büyük ilahi Peygamberlere inen kitap türünden değildir. Hali hazırda mevcut olan bu İncilleri yüzeysel bir mütalaayla mütalaa edilirse bu kitapların hazreti İsa’nın yaranları veya onlardan sonra dünyaya gelen kimseler tarafından toplatılmış ve telif edilen konular bütününden oluştuğu kolayca anlaşılır. Hazreti İsa’nın bazı öğretilerinin bir kısmı ve semavi olan kitapların öğretilerinden de bir bölümü onların (peygamberlerin) takipçilerinin sözlerinin zımnında bu kitaplara intikal etmiştir. Bu durumun aynısı Tevrat için de geçerlidir. Bu nedenle ahdi kadim olarak bilinen Tevrat (ve ona bağlı olan kitaplar)da ve ahdi cedit olarak bilinen İncil’de (ve ona bağlı kitaplarda) zikredilen her şeyi tamamıyla kabul edemediğimiz gibi hepsini bütünüyle inkâr da edemiyoruz. Zira bu kitaplar bu iki büyük peygamberin sözleri ve başkalarının düşünce ve tefekkürleriyle karıştırılmış öğretilerden oluşmuşlar.

Bu nedenle eğer hali hazırda mevcut olan İncil kitabında İslam peygamberinin (s.a.a) geleceği hakkındaki verilmiş müjde yoksa bu ilk İncil’de ve hazreti İsa’nın öğretilerinde de yoktur olmasına delil olamaz. Bunun yanı sıra mevcut olan İncil’de bile büyük bir şahsiyetin zuhuruna, müjde veriyor şeklinde çok tabirler var olmaktadır ki bu tabirlerde belirtilmiş olan nişaneler İslam dini ve İslam dinini getiren hazreti Muhammed’in dışında başka hiç kimseye tatbik edilemez. Ama her halükarda Hıristiyanlıkta uzman olanların da itiraf ettiği gibi hazreti İsa’ya ait olan İncil’deki konuları veya hazreti İsa’nın kendi sözlerini diğerlerinin izafe ettikleri düşüncelerden ayırt etmek Hıristiyanların kaynaklarına göre imkânsızdır. Bu nedenler bunu teşhis etmek için kuran dışında başvurulacak hiçbir mercii ve kıstas söz konusu değildir. Zira kuranı kerim diğer ilahi kitaplara yönelik (muhaymin özelliğini) yani gözetleyici niteliğini taşıyor.[3]   

Ama hazreti İsa’nın şu sözüne; yani yalanız bana iman getirin ki cennete geresiniz” gelince şunu söyleriz. Burada teveccüh edilmesi gereken şu: Allah tarafından gönderilen her Peygamber kendi dönemindeki insanları hidayet etmek için bir din getirmiş ve o dönemin insanlarını o dine davet etmekle yükümlüdür. Bu nedenle o insanların manevi ecrini ve sevabını temin etmek zorundadır.  Bunun yanı sıra bu kelamın manası şudur: Hazreti İsa döneminde gerçekten hazreti İsa’ya (a.s.) iman getirip Onun düsturlarına amel edenler gerçekten cennete gireceklerdir.

Şüphesiz hazret İsa’ya (a.s.) gerçekten ve kâmil bir şekilde iman etmek Onun (a.s.) risaletini yerine getirme bağlamında insanlara tebliğ ettiği tüm düstur ve öğretilerine iman getirmek anlamındadır. Ahmet adında gelecek İslam peygamberinin müjdesini vermesi de iman edilmesi gereken öğretilerden birisidir.

Buna binaen hazreti İsa’nın bütün dediklerine ve özellikle Ahmet isminde gelecek peygamber hakkındaki sözüne iman etmiş olanlar günümüz dünyasında İslam dinine iman ve İslam dininin düsturlarına amel etmeleri gerekir. Zira Ahmet isminde müjdesini verdiği peygamber (tahriften korunmuş niteliğine sahip olan) kuran gibi bir mucizeyle İslam dinini insanlığa armağan etmiştir.

Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edebilirsiniz:

1-   Nemaye: incili asri peyamber, sual şomarıyi 2664(sayt: 2862).

2-   Nemaye: tahrif napeziriyi kuran, sual şomareyi 453 (sayt: 486).            

 



[1]Ve iz kale 'isebnu meryeme ya beni israile inni resulullahi ileykum musaddikal lima beyne yedeyye minettevrati ve mubeşşirem biresuliy ye'ti mim ba'dismuhu ahmed, felemma caehum bilbeyyinati kalu haza sihrun mubîn”. (Saf, 6.).

[2] Tefsiri hidayet, c. 15, s. 379.

[3] İktibas ez sual şomareyi 2664 (sayt: 2862), nemaye: İncil asri peyamber.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar