Gelişmiş Arama
Ziyaret
12168
Güncellenme Tarihi: 2008/09/03
Soru Özeti
Safeviyye, Şeyh Safiyuddin tarafından Erdebil'de kurulmuş bir tarikat mıdır?
Soru
1-Safeviyyenin, Şeyh Safiyuddin tarafından Erdebil'de kurulmuş bir tarikat olduğu ve bunun sufi ve Sünni bir tarikat olduğu söylenmektedir. Böyle bir şey doğru mudur? 2-Şeyh Safiyuddin'in oğlu Cüneyt ve torunu Haydar Caferi Şiası mıydılar?
Kısa Cevap

Tarihi kaynaklar, Şeyh Safiyuddin, oğlu Cüneyt ve torunu Haydar'ın Şii olduğunu göstermektedir. Ancak o dönemin şartları, onların, inançlarını diğer Safevi sultanları gibi açıkça ortaya koymalarına izin vermiyordu. Onların ya da başka Şiilerin, geçmişte bu mezhebin mensupları olup olmamaları, bizim onlara olan bakış açımızı değiştirmeyecektir. Kim, Şia'nın hakkaniyetine inansa ve Şia mezhebine tabi olsa onu bu mezhebin mensubu biliriz ve geçmişiyle işimiz olmaz. Safevi hanedanı da bu kaideden istisna değildir ve onların ataları geçmişte Şii miydiler yoksa değil mi bizi ilgilendirmiyor. Bununla birlikte diyoruz ki, tarihi kaynaklar onların Şii oldukları ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir.

Ayrıntılı Cevap

1-Her şeyden önce bilmek gerekir ki, Şiiler asırlarca hakim güçlerin baskıları altında kaldıklarından inanç ve düşüncelerini özgürce söylemekten hep mahrum kalmışlardır. Ancak hakim güçlerin hassasiyetini uyandırmayacak şekilde bu inançlarını çeşitli yollarla yayıyorlardı.

Şii alimlerinin, Safevi hanedanının ecdadından olan Şeyh Safiyuddin'in hakkında söylediklerinden onun Şii olduğu sonucuna varılmaktadır. Örneğin Şeyh Yusuf Bahrani, Keşkül adlı eserinde şöyle yazar: 'O, hak Şia mezhebinin alimlerinden ve büyük tarikat şeyhlerindendi. Zahiri ve batınî ilimlerin ikisine de sahip olup İmam Musa Kazım (a.s)'ın neslinin büyük seyyidlerinden sayılırdı.'[1]

Şeyh Bahai, Tevzih-ul Makasid' de Şeyh Safiyuddin için der ki: 'Kutbu Alem, Şeyh Safiyuddin İshak Erdebili'nin halet ve kerameti herkese aşikardır.'[2]

Evet, Şii kaynaklar, Şeyh Safiyuddin'in Şia mezhebinden ve tarikat ehli olduğunu ortaya koymaktadır. O veya başka Şiilerin geçmişte bu mezhebe mensup olmadıkları konusuna gelince bu bizim onlar hakkında ki görüşümüze etki etmeyecektir. Zira bizim için önemli olan kişilerin geçmişi değil akıbetlerinin ne olduğudur. Bilindiği üzere Hz. Musa (a.s) ile mücadele eden sihirbazlar, iman ettikten bir gün sonra şehid edildiler. Bu bir günlük iman kurtuluşlarını sağladı ve geçmişleri onları Allah'ın rahmetinden mahrum etmedi.[3]

Kerbela şehidlerinden Hür b. Riyahi, Aşura gününe kadar Ehl-i Beyt (a.s)'ın karşı cephesinde yer almış ve düşman ordusunun komutanı idi. Ama hak cephesine döndü ve İmam Hüseyin (a.s)'ın yanında savaşarak şehid oldu. Bu şekilde dünya ve ahiret hayırını kazandı. İmam (a.s), ona 'Hür İnsan' diye hitap etti.[4]

Buna göre biz, Şianın hak olduğunu kabul edip bu mezhebe gelen kimseyi kim olursa olsun bu mezhepten bilir ve geçmişini irdelemeyiz. Safevi hanedanı da bu kuraldan istisna değildir. Elbette karineler atarlının da büyük bir ihtimalle Şia olduklarını ortaya koymaktadır ancak buna rağmen onların şia olup olmadığı bizim açımızdan pek fark etmiyor.

2- Şehy Safuyiddin'in oğlu Cüneyd ve Cüneyd'in oğlu Haydar hakkında da yine birinci cevapta söylediğimiz gibi kişilerin geçmişlerinin etkili olmayacağı konusu göz önüne alınmalıdır. Bununla birlikte onlar On iki İmam Şiası idiler. Cüneyd, bir din önderiydi. Kısa zamanda bir çok taraftarı oldu. Azerbaycan'ın hakimi bu durumdan korktuğu için onu ve takipçilerini bölgesinden çıkardı. Sonunda başka bir yerde Şirvan'ın hakimi tarafından öldürüldü.[5] Cüneyd'in oğlunun adının Haydar olması geçerli bir delil olmasa dahi onların teşeyyü mezhebine olan yönelişlerini göstermektedir.

Her neyse, Cüneyd'in ölümünden sonra, onun takipçileri oğlu Haydar'ın etrafında toplandılar. Başlarına kırmızı başlıklar koyduklarından kendilerine 'kızılbaş' adını vermişlerdi. On iki İmam mezhebinin alameti olarak on iki kenarı olan bir taç'ları vardı.[6] Rivayete göre Haydar, İmam Ali (a.s) ve diğer Masum İmamlar (a.s)'ın rüyasında görmüş ve İmam Ali (a.s) ondan kendisi ve takipçileri için belirli bir alamet seçmesini istemiş. O da uyandıktan sonra bu tacı seçmişti.[7] Bu olay ve rüyayı bir kenara bırakırsak onların Şii olduklarına dair kesin karineler vardır. Mesela, Türkiye, Orta Asya ve Hindistan'da Şii ve Kızılbaş kelimeleri eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.[8]

Safevi'lerin ecdadının Şii olduklarının delillerden bir diğeri, Kutbuddin Hanefi'nin bu hanedanın ilk şahı olan Şah İsmail hakkında ki şu sözüdür: 'O, babalarının aksine Şiilikte çok mutaassıp idi.'[9]

Ehl-i Sünnet aliminin bu sözü Şah İsmail'in ecdadının da Şii olduğunu göstermektedir. Ama çeşitli nedenlerden dolayı inançlarını açığa çıkarmaktan çekinmiş, Kutbuddin Hanefi'nin deyimiyle Şiiliklerinde fazla taassup göstermemişlerdir. Yoksa gerçekte başka bir mezhebe mensup değildiler. Onların Şiiliklerini gizlemelerinin nedeni o dönemin baskılarından dolayı idi. Hakim güçler, kendi hakimiyetleri ile uyuşmayan her hareketi eziyorlardı. Haydar ve Cüneyt'in öldürülmeleri bunun örneklerinden sayılabilir. Maalesef günümüzde bile bazı İslam ülkelerinde Şiilerin inançlarını açıkça ortaya koyamadıkları gözlenmektedir.

Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki, Şah İsmail'den önce, onun alim olan ecdadı için sultan lakabı kullanılırdı. Ama Şah İsmail onların ilk resmi hükümdarıydı.



[1] -Seyyid Muhsin Emin, A'yan-uş Şia, c.3, s.267'den naklen, Dar-ut Taarif Li'l Matbuat, Beyrut

[2] -a.g.e.

[3] -A'raf/111-113; Şuara/38-51

[4] -Seyyid b. Tavus, el-Luhuf fi Katl-it Tufuf, s.104, İntişarat-ı Cihan, Tahran, h.ş.1348

[5] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.4, s.247

[6] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.6, s.265

[7] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.1, s.20

[8] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e.

[9] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.3, s.321

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar