Gelişmiş Arama
Ziyaret
5527
Güncellenme Tarihi: 2011/10/17
Soru Özeti
Müstahdese meseleler ne demektir?
Soru
Müstahdese meseleler nedir? Ne manaya gelmektedir?
Kısa Cevap

Müstahdese meseleler, yeni meseleler demektir. Bundan maksat ya eski fıkhi eserlerde değinilmeyen meselelerdir veya gerektiği şekilde ele alınmamış ve yeniden gözden geçirilmeye ihtiyaç duyulan meselelerdir. Örneğin verilen cevap yeterli olamamakta ve uygulanamamaktadır. Oysa kanun koyucunun uygulanamayacak hükümleri göndermesinin manası yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Müstahdese meseleler zaman açısından çağımıza (son 50 yıl) dönmekte ve özellikle son 20-30 yıldır yani İslam devriminden sonra söz konusu olmuştur.

Bundan da maksat ya eski fıkhi eserlerde değinilmemiş meselelerdir veya değinilmişse de bazı sebeplerden dolayı fazlaca özen gösterilmemiştir. Bu yüzden ‘acaba müstahdese meseleler, önceden ele alınmış ama ortaya çıkan değişikliklerden dolayı onlara yeni bir bakışı gerektiren ve mevcut şartlara göre ele alınması gereken meseleleride kapsamakta mıdır?’ sorusuna cevap olarak diyoruz ki: Genel olarak yeni bir bakışa ihtiyaç duyduğumuzu düşündüğümüz meseleler müstahdese meselelerdendir. Bunlar ister önceden ele alınmış ama cevapları sağlam temellere dayandırılmayan eski meseleler olsun, ister yeterli olmayan cevaplar olsun farketmez. Zira dinin uygulanamayacak ahkam ve kanunları olduğu düşünülemez. Kanun koyucunun toplumda icra edilemeyecek ve dini kavramlarla uyuşmayan ahkamları göndermesinin manası yoktur. Yani şer’i hüküm icra edilebilmelidir. Örneğin şöyle bir soruyla karşılaşabiliriz: Tıp öğrenmek için, ölüyü eğitim amaçlı parçalamak gerekir, bir organı parçalamak ise dokunmayı ve bakmayı gerektirir; bir doktorun bir takım eğitimlerden geçmeden yetişmesi mümkün olmayacağına göre tıp eğitiminin hükmü nedir? Eğer cevap ‘tıp eğitimi haramdır’ olsa, o zaman ‘peki ne yapalım?’ sorusu karşımıza çıkacaktır. Buna verilecek cevap ‘fasıklar, facirler ve kafirler varken dindar Müslümanların bu dalda uğraşmalarına ne ihtiyaç var’ olursa bu mantıklı bir cevap olur mu? Kesinlikle hayır! Zira İslamdan böyle bir düşünce tarzı çıkarmak, bizim ondan edindiğimiz düşünce tarzından çok farklıdır. Bu dalda uzman olmak şeriata aykırı olsa İmam Zaman (a.f) zuhur ettiğinde acaba sağlık bakanlığını kafirlere, fasıklara ve facirlere mi bırakcaktır?

Öne sürülen yollar uygulanabilir şeyler midir? Bu yollar İslami meselelere nereye kadar uyar? Yani İslam toplumunda gerçekten tıp biliminin yeri yok mudur? Yani bir Müslüman doktor olamaz mı? Doktorsuz bir İslam toplumunun düşünülemeyeceği açıktır. Zira biz İslamın bütün dünyaya hakim olmak idealinde olduğunu, yeryüzünde hiç gayr-ı müslümin kalmamasını istediğini biliyoruz. Bununla birlikte İslam toplumunda -örneğin- hiç doktor olmadığı düşünülebilir mi? Tıbbın hükümleri Müslümanlara uygulanamaz mı? Tıp öğrenimi sadece fasıklara ve facirlere mi caizdir? Dolayısıyla yeni bir bakışa ihtiyaç vardır. Bu hususta verilen cevapların, İslamın cevabı olduğunu söyleyemeyiz.

Dolayısıyla diyoruz ki müstahdese meseleler, eski fıkhi kitaplarda gerektiği şekilde ele alınmamış meselelerdir.                   

  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar