Gelişmiş Arama
Ziyaret
16161
Güncellenme Tarihi: 2013/08/27
Soru Özeti
Hz. Adem (a.s) hata yapmasaydı ve yeryüzüne gelmeseydi soyu henüz cennette mi olacaktı?
Soru
Hz. Adem (a.s) hata yapmasaydı ve yeryüzüne gelmeseydi soyu henüz cennette mi olacaktı?
Kısa Cevap

Kur’anda buna açık bir cevap verilmemiştir. Bizde yaptığımız araştırma kadarıyla güvenilir rivayetlerde bu konuya değinilmediğini gördük. Ancak bu gibi soruların cevabını bulamamak inancımıza zarar vermeyeceğini bilmemiz gerekir. Şu anda cennette olmadığımız ve dünyada yaşadığımız gerçeğini göz önüne alarak amellerimizi öyle bir şekilde ayarlamalıyız ki, ebedi cenneti ve ilahi rızayı kazanabilelim. Bununla birlikte Allame Tabatabai’nin görüşü şöyledir: Çeşitli ayetlerin üslubundan, Adem’in daha baştan yeryüzüne gönderilmek ve orada ölmek için yaratıldığı anlaşılmaktadır. Allah Teala, Onu imtihan etmek için cennete -kısa bir süreliğine- koymuştu. Başka bir ifadeyle Adem’in yaratılmasında ki asıl hedef yeryüzüne yerleşmesiydi. Ancak Adem’in dünyalık olmasının yolu da cennette kalması, meleklere üstünlüğü ve halifeliğe layık olduğunun ispatından geçmekteydi.  

 

Ayrıntılı Cevap

‘Adem günah işledi mi işlemedi mi? Hatası neydi? [1] Cenneti dünyada mıydı yoksa gökte mi? [2] Adem’in cennetten çıkarılması ve inmesinin manası nedir? [3] İnsanlar neden baştan cennette yaratılmadılar? [4] ’ ve sizin sorunuz olan ‘Adem hata yapmasaydı bizim şu anda ki durumumuz ne olurdu?’ gibi soruların cevabını öğrenmek hoşumuza gidebilir, ama biraz dikkat edersek göreceğiz ki, onların cevabını öğrenip öğrenmemek kararlarımızda ve tutacağımız yolda pek etkili olmayacaktır.

 

Bu sorunun cevabı en iyi ihtimalle ‘Biz de melekler ve diğer varlıklar gibi cennette olacaktık ve sorunsuz bir yaşam sürecektik’ olabilir. En kötü ihtimalle de Adem’in (a.s) içinden başarıyla çıkamadığı imtihan gibi bizler de tek tek imtihan edilecektik ve geçmeseydik orada dünyaya gönderilmek yerine direkt cehenneme veya en azından Hz. Adem gibi dünyaya gönderilecektik. Yani şu anda ki durumumuza gelecektik! Şimdi siz hüküm verin bu cevaplar doğru olsalar şimdiki vazifelerimize herhangi bir etkisi olur muydu?!

 

Böylesi sorular başka konularda da karşımıza çıkabilir. Örneğin:

 

-Nuh (a.s) beddua etmese ve tufan olmasaydı ne olurdu?

 

-İbrahim (a.s) ateş atıldığında kurtulmayıp şehit olsaydı ne olurdu?

 

-Firavun karısının sözüne bakmayıp Musa’yı (a.s) evlatlık edinmeseydi ne olurdu?

 

-İmam Hüseyin (a.s) Yezitle mücadelesinde başarılı olsaydı ve İslam devleti kursaydı ne olurdu?

 

-Hz. Yunus’u yutan balık hangi türdendi?

 

-Nuhun gemisi kaç metreydi? Bunlar gibi binlerce soru daha sorulabilir.

 

Allah Teala, Kur’an’da Ashab-ı Kehf olayını anlattıktan sonra güzel bir ayrıntıya işaret ediyor. Kehf suresinin 22. ayetinde, kimileri onların üç kişi, köpekleriyle beraber dört kişi olduklarını, kimileri beş kişi, köpekleriyle beraber altı kişi olduklarını, kimileri de yedi kişi, köpekleriyle beraber sekiz olduklarını söylediklerini buyuruyor ve Peygamberine diyor ki, onlara söyle ki, Allah onların sayısını biliyor ve çok az kimsenin (velilerin) dışında kaç kişi olduklarını tam olarak bilen yoktur; yani boşuna aralarında tartışmasınlar... [5]

 

Görüldüğü üzere Ashab-ı Kehf’in kaç kişi oldukları konusu, üzerinde konuşulan ilginç bir konu olarak addedilmiş ve hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Oysa Allah Teala, onların mağarada 309 yıl kaldıklarını söyleyerek kalma süresini tam olarak bildirirken [6] kaç kişi oldukları konusunda yalnızca görüş farklılıklarını getirmiş, bu konudaki belirsizliği gidermemiştir.

 

Bunu şöyle de değerlendirebiliriz: Ashab-ı Kehf’in kaç kişi olduklarının bilinmemesi dine ve ilahi mesajları anlamaya zarar vermeyen bazı ayrıntılar olup üzerinde haddinden fazla durmak, bir tür daha önemli ve asıl meselelerden uzaklaşmak demektir. Öyleyse onu öğrenmeye gerek yoktur.

 

Ashab-ı kehf’de ki ilahi mesaj, küfür ve zulüm sistemleri karşısında teslim olmamak, imkanlar dahilinde dünyevi menfaatlerden geçmek, vatanından hicret etmek ve Allah’ın her şeye gücünün yetmesi, Meada’da delil olsun diye, insanları yemeksiz olarak, sorunsuz olarak uykuda yüzlerce sene yaşatmasıdır.

 

Mağaradakilerin kaç kişi oldukları konusu, ilahi mesajın ulaşmasında hiç bir şekilde rolü olmadığı için onun üzreinden es geçilebilir.

 

Bu yüzden açıkca söylemek gerekirse ‘Hz. Adem’in (a.s) evlatları cennette kalsalardı durumları ne olurdu?’ sorunuzun cevabını bilmiyoruz. Onun cevabını Allah biliyor. Ancak inanıyoruz ki, söz konusu sorunun cevabının bilinmemesi, inancımıza ve şu andaki vazifelerimize etki etmeyecektir. En iyisi, madem şu anda cennette değiliz ve yeryüzünde Allah’ın halifesiyiz o zaman öyle bir şekilde yaşayalım ki, cenneti hatta ondan üstününü yani Allah’ın rızasını kazanalım ve bilelim ki, Adem’in tövbesini kabul eden Allah, bizi de yeniden dergahına alır; zira Allah’ın kendisi Adem (a.s)’ın yeryüzüne geliş olayını anlattıktan sonra Onun (a.s) evlatları olan bizlere şöyle buyuruyor: ‘Benden size bir hidayet geldiğinde kim hidayetime tabi olursa onlar için ne bir korku vardır, ne hüzün.’ [7] bir başka ayette de, ‘Hidayetime uyanlar ne sapmışlardır, ne de bedbaht olacaklardır’ diye buyurmaktadır. [8]

 

Bununla birlikte el-Mizan Tefsiri’nde bu konuda yapılan bir tefsir sorunuza cevap niteliği taşıyabilir. Allame Tabatabai diyor ki: Bir çok ayetten, Adem’in başlangıçta bu dünyada yaşaması için yaratıldığı anlaşılmaktadır. Allah Teala, Onu bir süreliğine cennete yerleştirmişse bu imtihan içindi. İmtihanın sonucunda avret yerleri açılmış sonra yeryüzüne gönderilmişlerdir. Demek ki Adem’in yaratılmasında ki asıl amaç dünya idi. Adem’in dünyalık olmasının yolu, önce cennete yerleştirilmesi, meleklere üstünlüğünün gösterilmesi, halifeliğinin ispat edilmesi, daha sonra meleklerin Ona secdeye emredilmeleri, ardından Onu ve eşini cennete yerleştirmeleri, ağaca yaklaşmasının yasak olduğunu söylemeleri ama Onun (Şeytanın tahrikiyle) ağaçtan yemesi, eşinin ve kendisinin avret yerinin açılmasından geçmekteydi. Bunlardan sonra sıra yeryüzüne inmeye gelmiştir. Demek ki, dünya yaşamında ayıbın ortaya çıkması ve ağacın meyvesinden yemek Allah’ın olması gereken kesin kazalarındandır. Ağacın meyvesinden yemekle ve ayıbın ortaya çıkmasıyla yeryüzünde yaşamaya mahkum etmek kesin kaza olmasaydı, aynı şekilde cennete dönmekte imkansız olmasaydı tövbe ve hataların görmezden gelinmesinden sonra da cennete dönülmeliydi (çünkü tövbe hataların etkisini ortadan kaldırmaktadır). [9]

 

 

[1] -203. Soru (Site:1114)

 

[2] -273. Soru (Site:112)

 

[5] -Kehf/22

 

[6] ‘Onlar, mağaralarında üç yüz yıl yatıp kaldılar ve bu yıllara dokuz yıl daha kattılar.’ (Kehf/25)

 

[7] -(Bakara/38)

 

[8] -(Ta Ha/123)

 

[9] -Daha fazla bilgi için bak: el-Mizan (Farsça çevirisi), c.1, s.196-197

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar