Gelişmiş Arama
Ziyaret
15063
Güncellenme Tarihi: 2013/08/27
Soru Özeti
Hz. Adem (a.s) hata yapmasaydı ve yeryüzüne gelmeseydi soyu henüz cennette mi olacaktı?
Soru
Hz. Adem (a.s) hata yapmasaydı ve yeryüzüne gelmeseydi soyu henüz cennette mi olacaktı?
Kısa Cevap

Kur’anda buna açık bir cevap verilmemiştir. Bizde yaptığımız araştırma kadarıyla güvenilir rivayetlerde bu konuya değinilmediğini gördük. Ancak bu gibi soruların cevabını bulamamak inancımıza zarar vermeyeceğini bilmemiz gerekir. Şu anda cennette olmadığımız ve dünyada yaşadığımız gerçeğini göz önüne alarak amellerimizi öyle bir şekilde ayarlamalıyız ki, ebedi cenneti ve ilahi rızayı kazanabilelim. Bununla birlikte Allame Tabatabai’nin görüşü şöyledir: Çeşitli ayetlerin üslubundan, Adem’in daha baştan yeryüzüne gönderilmek ve orada ölmek için yaratıldığı anlaşılmaktadır. Allah Teala, Onu imtihan etmek için cennete -kısa bir süreliğine- koymuştu. Başka bir ifadeyle Adem’in yaratılmasında ki asıl hedef yeryüzüne yerleşmesiydi. Ancak Adem’in dünyalık olmasının yolu da cennette kalması, meleklere üstünlüğü ve halifeliğe layık olduğunun ispatından geçmekteydi.  

 

Ayrıntılı Cevap

‘Adem günah işledi mi işlemedi mi? Hatası neydi? [1] Cenneti dünyada mıydı yoksa gökte mi? [2] Adem’in cennetten çıkarılması ve inmesinin manası nedir? [3] İnsanlar neden baştan cennette yaratılmadılar? [4] ’ ve sizin sorunuz olan ‘Adem hata yapmasaydı bizim şu anda ki durumumuz ne olurdu?’ gibi soruların cevabını öğrenmek hoşumuza gidebilir, ama biraz dikkat edersek göreceğiz ki, onların cevabını öğrenip öğrenmemek kararlarımızda ve tutacağımız yolda pek etkili olmayacaktır.

 

Bu sorunun cevabı en iyi ihtimalle ‘Biz de melekler ve diğer varlıklar gibi cennette olacaktık ve sorunsuz bir yaşam sürecektik’ olabilir. En kötü ihtimalle de Adem’in (a.s) içinden başarıyla çıkamadığı imtihan gibi bizler de tek tek imtihan edilecektik ve geçmeseydik orada dünyaya gönderilmek yerine direkt cehenneme veya en azından Hz. Adem gibi dünyaya gönderilecektik. Yani şu anda ki durumumuza gelecektik! Şimdi siz hüküm verin bu cevaplar doğru olsalar şimdiki vazifelerimize herhangi bir etkisi olur muydu?!

 

Böylesi sorular başka konularda da karşımıza çıkabilir. Örneğin:

 

-Nuh (a.s) beddua etmese ve tufan olmasaydı ne olurdu?

 

-İbrahim (a.s) ateş atıldığında kurtulmayıp şehit olsaydı ne olurdu?

 

-Firavun karısının sözüne bakmayıp Musa’yı (a.s) evlatlık edinmeseydi ne olurdu?

 

-İmam Hüseyin (a.s) Yezitle mücadelesinde başarılı olsaydı ve İslam devleti kursaydı ne olurdu?

 

-Hz. Yunus’u yutan balık hangi türdendi?

 

-Nuhun gemisi kaç metreydi? Bunlar gibi binlerce soru daha sorulabilir.

 

Allah Teala, Kur’an’da Ashab-ı Kehf olayını anlattıktan sonra güzel bir ayrıntıya işaret ediyor. Kehf suresinin 22. ayetinde, kimileri onların üç kişi, köpekleriyle beraber dört kişi olduklarını, kimileri beş kişi, köpekleriyle beraber altı kişi olduklarını, kimileri de yedi kişi, köpekleriyle beraber sekiz olduklarını söylediklerini buyuruyor ve Peygamberine diyor ki, onlara söyle ki, Allah onların sayısını biliyor ve çok az kimsenin (velilerin) dışında kaç kişi olduklarını tam olarak bilen yoktur; yani boşuna aralarında tartışmasınlar... [5]

 

Görüldüğü üzere Ashab-ı Kehf’in kaç kişi oldukları konusu, üzerinde konuşulan ilginç bir konu olarak addedilmiş ve hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Oysa Allah Teala, onların mağarada 309 yıl kaldıklarını söyleyerek kalma süresini tam olarak bildirirken [6] kaç kişi oldukları konusunda yalnızca görüş farklılıklarını getirmiş, bu konudaki belirsizliği gidermemiştir.

 

Bunu şöyle de değerlendirebiliriz: Ashab-ı Kehf’in kaç kişi olduklarının bilinmemesi dine ve ilahi mesajları anlamaya zarar vermeyen bazı ayrıntılar olup üzerinde haddinden fazla durmak, bir tür daha önemli ve asıl meselelerden uzaklaşmak demektir. Öyleyse onu öğrenmeye gerek yoktur.

 

Ashab-ı kehf’de ki ilahi mesaj, küfür ve zulüm sistemleri karşısında teslim olmamak, imkanlar dahilinde dünyevi menfaatlerden geçmek, vatanından hicret etmek ve Allah’ın her şeye gücünün yetmesi, Meada’da delil olsun diye, insanları yemeksiz olarak, sorunsuz olarak uykuda yüzlerce sene yaşatmasıdır.

 

Mağaradakilerin kaç kişi oldukları konusu, ilahi mesajın ulaşmasında hiç bir şekilde rolü olmadığı için onun üzreinden es geçilebilir.

 

Bu yüzden açıkca söylemek gerekirse ‘Hz. Adem’in (a.s) evlatları cennette kalsalardı durumları ne olurdu?’ sorunuzun cevabını bilmiyoruz. Onun cevabını Allah biliyor. Ancak inanıyoruz ki, söz konusu sorunun cevabının bilinmemesi, inancımıza ve şu andaki vazifelerimize etki etmeyecektir. En iyisi, madem şu anda cennette değiliz ve yeryüzünde Allah’ın halifesiyiz o zaman öyle bir şekilde yaşayalım ki, cenneti hatta ondan üstününü yani Allah’ın rızasını kazanalım ve bilelim ki, Adem’in tövbesini kabul eden Allah, bizi de yeniden dergahına alır; zira Allah’ın kendisi Adem (a.s)’ın yeryüzüne geliş olayını anlattıktan sonra Onun (a.s) evlatları olan bizlere şöyle buyuruyor: ‘Benden size bir hidayet geldiğinde kim hidayetime tabi olursa onlar için ne bir korku vardır, ne hüzün.’ [7] bir başka ayette de, ‘Hidayetime uyanlar ne sapmışlardır, ne de bedbaht olacaklardır’ diye buyurmaktadır. [8]

 

Bununla birlikte el-Mizan Tefsiri’nde bu konuda yapılan bir tefsir sorunuza cevap niteliği taşıyabilir. Allame Tabatabai diyor ki: Bir çok ayetten, Adem’in başlangıçta bu dünyada yaşaması için yaratıldığı anlaşılmaktadır. Allah Teala, Onu bir süreliğine cennete yerleştirmişse bu imtihan içindi. İmtihanın sonucunda avret yerleri açılmış sonra yeryüzüne gönderilmişlerdir. Demek ki Adem’in yaratılmasında ki asıl amaç dünya idi. Adem’in dünyalık olmasının yolu, önce cennete yerleştirilmesi, meleklere üstünlüğünün gösterilmesi, halifeliğinin ispat edilmesi, daha sonra meleklerin Ona secdeye emredilmeleri, ardından Onu ve eşini cennete yerleştirmeleri, ağaca yaklaşmasının yasak olduğunu söylemeleri ama Onun (Şeytanın tahrikiyle) ağaçtan yemesi, eşinin ve kendisinin avret yerinin açılmasından geçmekteydi. Bunlardan sonra sıra yeryüzüne inmeye gelmiştir. Demek ki, dünya yaşamında ayıbın ortaya çıkması ve ağacın meyvesinden yemek Allah’ın olması gereken kesin kazalarındandır. Ağacın meyvesinden yemekle ve ayıbın ortaya çıkmasıyla yeryüzünde yaşamaya mahkum etmek kesin kaza olmasaydı, aynı şekilde cennete dönmekte imkansız olmasaydı tövbe ve hataların görmezden gelinmesinden sonra da cennete dönülmeliydi (çünkü tövbe hataların etkisini ortadan kaldırmaktadır). [9]

 

 

[1] -203. Soru (Site:1114)

 

[2] -273. Soru (Site:112)

 

[5] -Kehf/22

 

[6] ‘Onlar, mağaralarında üç yüz yıl yatıp kaldılar ve bu yıllara dokuz yıl daha kattılar.’ (Kehf/25)

 

[7] -(Bakara/38)

 

[8] -(Ta Ha/123)

 

[9] -Daha fazla bilgi için bak: el-Mizan (Farsça çevirisi), c.1, s.196-197

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Aşura duasında yer alan“esselamu aleyke ya Eba Abdillah ve âla’l-ervahi’l-leti hallet bifinaik” cümlesindeki ruhlar kimlerdir?
    19373 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/04/12
    “Ervahi’l-leti hallet bifinaik”ten kastedilen Kerbela coğrafyasında Şehidlerin Efendisi (a.s) ile birlikte şahadete eren şehidlerdir. Bu tespitin delili şu noktalardır:1. Genellikle ziyaretçi ve yaşayan kimselerden ruhlar diye söz edilmemektedir. 2. Bu dua, ziyaretçi tarafından yapılan bir hitaptır ve genellikle ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    9766 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • İnsan yeryüzünün mü en üstün varlığıdır, yoksa tüm varlık aleminin mi? Acaba insandan daha üstün bir varlığın yaratılması mümkün mü?
    46339 Eski Kelam İlmi 2009/11/10
    Bize göre insan, varlık âleminde -ister yerde olsun ister gökte- bütün varlıkların en üstünüdür. Biz bunu insanın yaratılışı hakkında ki ayet ve hadislerden anlıyoruz. İnsanın üstün olmasının nedeni onun sahip olduğu şu özelliklerdir: 1-İahi bir ruha sahip olması, 2-Meleklerin secde ettiği varlık olması, 3-Yaratılışın ve varlığın ...
  • Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir mi?
    3412 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/12
    Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir.[i] [i] Tevzuh’ul-Mesail (El’Mehşil-İmam’ul-Humeyni) 1.c, 750.s 1373.m. ...
  • ayet ve rivayetlere göre imamların konu mu üstündür yoksa kuranın konumu mu?
    9342 Eski Kelam İlmi 2011/02/03
    farklı rivayetlerde, ehlibeytin (a.s.) konumu kuranın konumuyla aynı derecede ve aynı seviyede olduğu belirtilmektedir. Sakaleyn (iki değerli ve ağır emaneti açıklayan) rivayeti onlardan bir tanesidir. Evet! Bazı hadis kitaplarında sakaleyn rivayeti bazı nakillere göre kuranı kerim ağırlık bağlamında daha büyük (sıklı ekber), ehlibeyt (a.s.) ise ...
  • Acaba bir insan cinle evlilik yapabilir mi?
    4184 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/05/28
    Öncelikle sagılarımızı sunarak şu noktayı hatırlatmayı gerek görmekteyiz.bu be benzeri konuları öğrenmenin hayatımıza hiçbir faydası yoktur. Bunun hükmünü öğrenmek bize hiçbir maddi ve manevi fayda sağlamayacaktır. “~~55.56~ فٖيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ”
  • İmam Ali (a.s) ölüleri diriltebilir mi?
    12670 Tefsir 2012/07/24
    Bir kimsenin bağımsız olarak ve Allah’a ihtiyaç duymadan böyle bir işi yapması fiilsel tevhit (yaratılışta tevhit) ile çelişir; çünkü ölüm ve hayat sadece Allah’ın elindedir. Ama bir kimse ilahi izin ile böyle bir iş yapmak isterse, böyle bir fiil gerçekleşebilir ve bu hususta hiçbir akli bir engel ...
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21268 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...
  • Regaip gecesi veya Recep ayının diğer gecelerinde cemaat namazlarına katılmak mı daha faziletlidir yoksa namazları ferdi olarak yerine getirmek ve müstehap namazları kılmak mı?
    5670 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Bu konuda şu cevap taklit mercilerinin fetva bürolarından alındı:Ayetullah Uzma Hamenei:Her iki fazileti kazanmaya çalışabilirsiniz hem cemaat namazlarına katılın hem de müstehap namazları cemaatten sonra yerine getirin.Ayetullah Uzma Sistani: Cuma ve ...
  • Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
    14732 تاريخ بزرگان 2013/12/19
    Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. ...

En Çok Okunanlar