Gelişmiş Arama
Ziyaret
21795
Güncellenme Tarihi: 2011/01/01
Soru Özeti
Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
Soru
Şeytan, Âdem’e secde etmediği zaman Allah onun cennetten çıkardı. Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girip Âdem ve Havva’yı kandırabildi?
Kısa Cevap

Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız.

1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u Teâlâ’nın, salih kimseler ve iyi ameller işleyenlere vaat ettiği cennetin aynısıdır.

Bazı müfessirler, Âdem ve Havva’nın cennetinin, takva sahibi insanlara vaat edilen ebedi cennet olduğuna inanırlar.

2. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları cennet, Allah-u Teâlâ’nın, onlar için nazarda tuttuğu dünyevi bahçelerden bir bahçe idi.

3. Bazı müfessirler, Âdem’in yaşadığı cennetin, ebedi bir cennet değil, semavi bahçelerden birisi olduğuna inanırlar.

Birinci faraziye esasına göre şeytanın kalbe girme yolu şehvet, gazap ve vehim yetisi vasıtasıyla olmuştur. Şehvet gücü, şeytan için bir vesile oldu ki bu şehvet yetisi vesilesiyle kalbe dönük yol bulabilmiş oldu.

Ancak ikinci ve üçüncü faraziye esasına göre: Asıl itibariyle Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları yer, vaat edilmiş olan cennet değildi ta “şeytan tekrar nasıl cennete girebildi” sorusu söz konusu olabilmiş olsun

Ayrıntılı Cevap

İlk etapta bilinmesi gerekir ki, beşer ilminin ilerlediği günümüzde, bir yerde fiziksel varlık olmaksızın ses, görüntü ve hatta üç boyutlu görüntüyle, başkalarıyla irtibat kurulabilmesi gücüne ulaşıldı.

Bu noktayı dikkate alarak ve Kur’an’ı Kerim’in açık ifadesiyle şeytanın kovulması ardından insanlarla irtibatının devem etmesi iznini Yaratıcıdan aldığı[1] hakikatini de göz önünde bulundurduğumuzda bu sorunun belli bir yere kadar halledildiği anlaşılıyor. Ancak bunun yanında bu soru hakkında pek çok bahisler yapıldığı ve akabinde çeşitli görüşler söz konusu olmuş ve bu doğrultuda farklı beyanlar ortaya atılmıştır:

1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u Teâlâ’nın salih kulları ve iyi ameller işleyen kimseler içi vaat ettiği cennetin aynısıdır.

Bazı müfessirler, Âdem ve Havva’nın cennetinin, takva sahibi insanlara vaat edilen ebedi cennet olduğuna inanırlar, zira “El-Cenne”[2] kelimesindeki “Elif” ve “Lam” harfleri, “Elif” ve “Lam”ı ahdidir ve ebedi cennete işaret eder. Aynı şekilde inin anlamında olan “İhbitu”[3] cümlesi de, yukarıdan aşağı inmeye delalet eder.[4]

2. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları cennet, vaat edilmiş cennet değil, Allah-u Teâlâ’nın onlar için nazarda tutuğu dünyevi bağlardan bir bağdı.

Âdem’in (a.s) içinde yaşadığı cennetin, vaat edilmiş cennet olmaması gerekir, zira:

  1. Vaat edilmiş cennet, amel öncesi verilen bir yer değil, bilakis kemal yolunda veya tabiri caizse “Kavs-i Suudi” (yükseliş oku) mesirinde işlenen amellerin ve kazanılan melekelerin bir ürünüdür.
  2. Vaat edilmiş cennete giren, dışarı çıkartılmaz.
  3. Vaat edilmiş cennet, şeytanın vesvese yeri olmaması hasebiyle Âdem’in (a.s) cenneti, ebedi kıyamet âleminin cennetinden başka bir şeydir ve şayet bu cennetten, yeryüzünde havası ve suyu güzel bağlık bölgelerden birisi olması kastedilmiştir.[5]

3. Bazı müfessirler, Âdem’in yaşadığı cennetin, ebedi bir cennet değil, semavi bağlardan birisi olduğuna inanırlar, zira vaat edilmiş cennette, teklif yoktur ve oraya giren kimse, çıkartılmayacak; orada ebedi olarak kalacaktır.[6]

Şimdi birinci faraziye esasınca Âdem’in cennetinin vaat edilmiş cennet olduğunu kabul edersek, şeytanın oraya nasıl girdiğini inceleyelim:

  1. Şeytanın, Âdemoğlunun kalbine nasıl girdiğine bakmamız gerekir; bedenin giriş yerlerinden birisiyle mi? Acaba şeytanın cisim olduğu ve kalbe girdiğini düşüne bilir miyiz? Bu konuda melekler nasıl akıl gücü aracılığıyla giriyorsa, şeytanın da kalbe şehvet, gazap ve vehim gücü aracılığıyla girdiğini söylememiz gerekir. Âdem ve Havva, men edilmiş ağaca meylettiklerinde, şehvet gücü şeytanın aracı oldu ve bu araç vesilesiyle kalbe yol buldu. O halde ne cennetin içine girdi, ne bedenin giriş yerlerinden birisi aracılığıyla kalbe girdi ve ne de cisimsel bir surette Âdem’in karşısına çıktı.[7]
  2. Şeytan cennetin içine girmedi, bilakis dışarıdan gizli aldatmayla onları kandırdı.[8]

İkinci ve üçüncü faraziyeye gelince: Asıl itibariyle Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları yer, “Şeytan tekrar nasıl cennete girdi? sorusunu gerekli kılacak, vaat edilmiş cennet değildi.[9]

Dolayısıyla soruda söz konusu edilen cennetin, vaat edilmiş ebedi cennet olduğunu kabul etmemiz durumunda sorun ortaya çıkar, ancak ikinci ve üçüncü görüş esasına göre böyle bir durum söz konusu değildir. Aksine bu olay, başka bir cennette gerçekleşti ve bu sebeple, onların ikisi de o cennetten dışarı çıkartıldılar.[10]

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki indekslere müracaat ediniz:

1. Hz. Âdem’in Cenneti, 5053 (Site: 5440).

2. Âdem’in Cennetten İnmesinin Anlamı, 7255 (Site: tr7394).

 


[1] A’raf, 13-18.

[2] Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.”A’raf, 27.

[3] Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır” dedik. Bakara, 36.

[4] Daver Penah, Ebu’l Fazl, Envaru’l İrfan fi Tefsiri’l Kur’an, Tahran 1375 ş, Naşiri İntişaraati Sadr, c. 1, s. 456.

[5] -a.g.e., s. 432.

[6] -a.g.e., s. 456.

[7] -Tayyib, Seyit Abdülhüseyin, Etyabu’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, Tahran 1378, Naşir: İntişaraati İslami, İkinci baskı, c. 9, s. 111-112.

[8] -Envaru’l İrfan fi Tefsiri’l Kur’an, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, Kum 1374 ş, Defteri İntişaraati İslami Cameayi Müderrisini Havzayi İlmiye, Beşinci baskı, c. 1, s. 456.

[9] -a.g.e.

[10] -Tabatabai, Muhammed Hüseyin, El-Mizan fi Tefsiri’l Kur’an, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, Kum 1374 ş, Defteri İntişaraati İslami Cameayi Müderrisini Havzeyi İlmiye, Beşinci baskı, c. 1, s. 202.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar