Gelişmiş Arama
Ziyaret
9067
Güncellenme Tarihi: 2011/10/23
Soru Özeti
Deccal ortaya çıktığı zaman, Osman’ı sevenlerin hepsi Deccalın safında yer alacağı doğru mudur?
Soru
Zehebi’nin Mizan-ul İtidal’inde rivayet ettiği ‘Deccal ortaya çıktığı zaman, Osman’ı sevenlerin hepsi Deccalın safında yer alacaktır’ hadisi doğru mudur?
Kısa Cevap

Sünni ve Şii rivayet kitaplarını incelediğimizde söz konusu rivayetin sadece Mizan-ul İtidal’de Zeyd b. Veheb’den rivayet edildiği görülmüştür. Hadis şöyledir: ‘Deccal geldiği zaman onun taraftarlarının hepsi Osman’ı sevenler olacaktır.’ Zeyd b. Veheb her ne kadar Ehl-i Sünnetin rical alimlerinin çoğu tarafından güvenilir kabul edilmişse de, bazıları söz konusu rivayetten dolayı onu zayıf saymışlardır. Rivayet Ehl-i Sünnet’in ‘Sihah-i Sitte’ gibi muteber kitaplarında gelmediği için Sünniler onu kabul etmezler. Ayrıca Zeyd b. Veheb’in rivayeti kimden duyduğu da belli değildir.    

Ayrıntılı Cevap

Yapılan araştırmalar sonucunda Şii

kitaplarında böyle bir rivayete

rastlanmamıştır. Bu hadisin geldiği tek kitap Ehl-i Sünnetin rical kitabı olan Mizanu’l-İtidal kitabıdır. Hadisin metni şöyledir:

  " إن خرج الدجال تبعه من کان یحب عثمان"

(Deccal geldiği zaman Osman’ı sevenler ona uyacaklardır).[1]

Hadisi Zeyd b. Veheb adında biri rivayet etmiştir. İlginçtir ki hadis aynı zamanda onun zayıf olduğuna delil olarak gösterilmiştir.[2]

Ama Mizan-ul İtidal’in yazarı, Zeyd b. Veheb’in güvenilir ve tabiinden olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘O, Sihah-ı Sitte’nin kendisinden hadis naklettiği kimsedir.’[3] Buna delil olarakta Mizanu’l İtidal’de Zeyd b. Veheb’in önünde getirdiği ‘Ayn’ rumuzudur. 1. Cildin mukaddimesinde şöyle diyor: ‘Bu rumuz, Sihah-i Sitte’de kendisinden hadis nekledildiğini gösterir.’[4]

Yine Ehl-i Sünnet’in rical kitaplarından olan Tehzib-ul Esma Ve’l Lugat adlı kitabın yazarı da onun güvenilir biri olduğunu söyleyerek şöyle yazar: ‘Herkes onun güvenilir olduğu konusunda ittifak etmiştir.’[5]

Zeyd b. Veheb, Ömer’den, Osman’dan ve Hz. Ali’den hadisler nakletmiştir.

O, Peygamber’in (s.a.a) zamanında yaşıyordu, ama Müslüman olup Peygamber (s.a.a)’i görmeye geldiğinde Peygamber (s.a.a) vefat etmişti. Peygamber’i (s.a.a) göremediği için tabiinden sayılmaktadır.

Şii rical kitaplarında Zeyd b. Veheb’in güvenirliliği hakkında bir şey gelmemiştir. Yalnızca İbn-i Davud Rical kitabında[6] onun Emir-el Müminin’in ashabından olduğunu, Şeyh Tusi de, el-Fihrist’te[7] Emir-el Müminin’in hutbelerini bir kitapta topladığı söylemiş, ama güvenirliği hakkında görüş belirtmemişlerdir.

Bir başka hususta şudur: Bu hadis Şii rivayet kitaplarında gelmemiştir. Bihar-ul Envar’da[8] bu manada bir hadis görülsede hadisin ravileri hakkında rical kitaplarında herhangi onay yoktur. Örneğin Şeyh Tusi, Rical’de ravinin ismini getirmiş ama güvenilir olduğuna dair bir şey söylememiştir.[9]

Bu yüzden hadis, Şia ve Sünninin muteber kitaplarında gelmediği, ravisi de söz konusu hadisten dolayı Yakup el-Fesuy gibiler tarafından taz’if edildiği için[10] hadisin doğruluğu hakkında kesin hüküm veremeyiz.

Sonuç:

Zeyd b. Veheb, genel olarak Ehl-i Sünnet’e göre güvenilir olsa da kitaplarında bu hadise yer vermemiş, yalnızca Mizanu’l-İtidal adlı rical kitabında gelmiştir. Dolayısıyla hadis onlardan taraf kabul görmemiştir. Şii kitaplarında ise hadis daha değişik şekilde gelmiştir.[11]



[1] -Muhammed b. Ahmed b. Osman Ebi Abdullah, Mizanu’l-İtidal Fi Nakdi’r-Rical, c.2, s.107, Ali Muhammed el-Belcavi’nin çalışması, Daru’l-Marifeti’t-Tabaa ve’n-Neşr, Beyrut, 1. Baskı, HK.1382.

[2] -Mizanu’l-İtidal, c.2, s.107

[3] -a.g.e

[4] -a.g.e. c.1, s.2 (Mukaddime)

[5] -Muhyiddin b. Şerefu’n-Nuri Ebi Zekeriyya, Tehzib-ul Esma ve’l Lugat, c.1, s.277 (Mustafa Abdulkadir Ata’nın çalışması), Beyrut baskısı.

[6] -İbn-i Davud Hilli, Rical, s.165, Tahran Üniversitesi yayınları, HK. 1383

[7] -Şeyh Tusi, el-Fihrist, s.72, el-Mekteb-ul Murtazavi Yayınları, Necef

[8] -Meclisi, Bihar-ul Envar, c.31, s.309, Dar-ul Vefa yayınları, Beyrut.

[9] -Şeyh Tusi, Rical, s.303, Kum, Camiay-ı Müderrisin Yayınları, HK.1415

[10] -Mizanu’l-İtidal, s.107, hadisin orjinali şöyledir:

و مما یستدل به على ضعف حدیثه روایته: إن خرج الدجال تبعه من کان یحب عثمان

(Onun hadisinin zayıf olduğunun delillerinden birisi şu rivayettir: Deccal ortaya çıktığı zaman..)

[11] -Deccal hakkında daha fazla bilgi için Soru:218 (Site: 1416)’e bakınız.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar