Gelişmiş Arama
Ziyaret
11181
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Başkalarının düşünce ve davranışlarının etkisinde kalmamak ve huzura kavuşmak nasıl mümkündür?
Soru
Bir müddettir tam bir huzurum yok, kendim için yaşayamıyorum ve başkalarının düşünce ve bakışının etkisine girmekteyim. Özgür olmak ve kendim için yaşamak istiyorum. Lütfen bana pratik bir çözüm yolu önerin.
Kısa Cevap

Bu soruda dile getirilenler erginlik ve ilk gençlik döneminin bazı alametleridir. İnsan bu dönemde başkalarının düşünce ve hatta bakışlarının etkisinde çok kalır. Bu özellik bir ölçüye dek tabiidir; çünkü genç en küçük bir zaaf noktası bile göstermek istememekte ve herkesin gözünde sevilen ve övülen biri olmak istemektedir. Özgüven taşımak ve kendine inanmak istemektedir. İnsanda bu kendine inanmaya sebep olan ve onu huzura kavuşturan bazı önemli etmenler kendini tanımak, kendine değer vermek ve kendini hafife almamaktan ibarettir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruda dile getirilenler erginlik ve ilk gençlik döneminin bazı alametleridir. İnsan bu dönemde başkalarının düşünce ve hatta bakışlarının etkisinde çok kalır. Bu özellik bir ölçüye dek tabiidir; çünkü genç en küçük bir zaaf noktası bile göstermek istememekte ve herkesin gözünde sevilen ve övülen biri olmak istemektedir. Bu ölçüye kadar her şey iyi ve güzeldir; zira insan iyi ölçüleri göz önünde bulundurarak ve kendine bakarak salih insanların gözünde yüce değerlere ulaşmaya teşebbüs edebilir. Elbette bu genç için tehlikeli de olabilir. Genç iyi olmayan arkadaş ve fertlerle birlikte olursa ve zaaf noktası göstermemek için onların ölçülerini kendine uyarlarsa, bu durumda çok çabuk bir sürede sapmaya yönelir. Bazı şahıslarda, bu tür bir idealizm değişik nedenler yüzünden ve bu cümleden olmak üzere ailevî terbiye nedeniyle aşırı bir şekilde gelişim göstermektedir. İşte bu durumda insanın huzuru kaçmaktadır. Her an başkaları için yaşadığını sanmakta, diğer insanların görüşlerini kendi görüşünden daha önemli saymakta ve de bunaltı ve ağırlık hissi taşımaktadır; zira herkesi kendinden memnun kılmak istemektedir. Her haliyle bu sorunu çözmek için aşağıdaki hususlara özen göstermek gerekir:

1. Özgüven Ve Huzur:

Özgüven kendine inanmak, kendi gücüne dayanmak ve güvenmek ve de hareket etmede kendi kabiliyetine inanmak demektir. [1] İslam kendi zengin öğretileri, örnek tanıtımı, kendini bilmeyi ve can saygınlığını bildirmeyle insanlara kendine inanmanın en büyük dersini armağan etmiştir. Örneğin İslam’da özgüvenin göstergelerinden birisi, insancıl duygular ve fıtrî temayüllerin derinliklerinden kaynaklanan bağımsızlık talebi ve başkalarına muhtaç olmamaktır. Kur’an-ı Kerim her insanın saadetini onun kendi amel, çaba ve mücadelesine bağlı bilmekte ve onun için çaba ve faaliyetinin hâsılından başka bir ödül gözetmemektedir. Böyle bir şey de ancak kendine inanmayla tahakkuk edecektir. “ Herkes, kazancına bağlıdır.” [2]  

2. Kendine Değer Vermek:

Bu, kendine saygı duymak ve kendine müspet bakmak demektir. İslam ibadetsel, toplumsal, ahlakî ve ekonomik tüm programlarında onuru gözetmiş ve onu göz önünde bulundurmamayı hiçbir şartta kabul etmemiştir. Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Allah Müslüman’ın tüm işlerini kendisine bırakmıştır, ama kendisini zelil etme kararını ona vermemiştir.” [3] Abraham Mazlu şöyle demektedir: “Toplumdaki tüm fertler onura veya kendine saygı duymaya veyahut başkalarına saygı duymaya eğilim göstermekte veya ihtiyaç duymaktadır.” [4]

3. Kendini Tanımak:

Kendini tanımak, büyük bir ölçüye kadar şahsiyet eksenli olumlu yönleri tanımaya ve kabiliyet, yetenek ve güçlerden haberdar olmaya bağlıdır. [5] İnsanın kendisine menfi bakması ve yeteneklerini küçük sayması, huzuru kaçırmaya ve derunî özgürlüğün yok olmasına neden olur. Aynı şekilde insanın ruhsal denge taşımamasına ve de hayattan ve onun sorumluluklarından kaçmasına ve uzak durmasına sebep olur. [6]

4. Başkalarının görüşlünü kabul etme veya reddetmedeki ölçünüzün hak ve hakikat olmasına özen gösterin. Masum imamın şu değerli sözüne dikkat ediniz: İmam Musa b. Cafer (a.s), Hişam’a şöyle buyurmaktadır: “Ey Hişam eğer elinde bir ceviz olursa ve tüm halk onun mücevher olduğunu söylerse, bunun senin için bir faydası yoktur ( inanma) ve eğer elinde bir mücevher olursa ve tüm halk onun ceviz olduğunu söylerde, bunun sana bir zararı olmaz (üzülme). [7]

5. Başkalarının da sizin gibi kusurları olduğundan emin olun. İnsan-ı kâmilden başka hiç kimsenin kâmil ve ideal olmadığını bilin.

6. Başkalarının da (özellikle genç arkadaşlarınız) kendileri hakkında sizin görüşünüze önem verdiklerini unutmayın.

7. Huzur bulmanız için kalbinizi Allah’a verin. Allah şöyle buyuruyor: “Biliniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” [8]

Daha fazla bilgi elde etmek için şu yanıtlara müracaat edebilirsiniz:

12672 (Site: 12423) (Akıl Ve Düşüncenin Yetiştirilmesi Ve Bağımsızlığı),

525 (Site: 572) (İradeyi Takviye Etmenin Yolları)

 ve 15882 (Site: 15622) (Sinirlerin Gerilmesinin Nedenleri)  



[1] Muin, Muhammed, Ferheng-i Farsi, c. 2, s. 2406; Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Rahiyan-ı Kuy-i Dost, s. 15, Merkez-i intişarat-ı Müessese-i Amuzeşi VePejuheşi İmam Humeyni, çap-ı sevvom, 1376.

[2] Müdessir, 38.

[3] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, Furu-i Kafi, c. 5, s. 63, Tahran, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, çap-ı dovvom, 1326.

[4] Abraham Mazlu, Revan Şinasi Şahsiyet-i Salim, ba tercüme: Ruygerdan, Şiva, s. 154, Bi Ca.

[5] Sübhani, Niya, Muhammed, Civan Ve İtimad Be Nefs, s. 64, Merkez-ı Çap Ve Neşr-i Defter-i Tebliğat-ı İslami Hovze-i ilmiye-i Kum, çap-ı evvel, 1387.

[6] Menuçehriyan, Perviz, Ukde-i Hakaret, s. 5, İntişarat-ı Gotenberg, Bi Ta.

[7] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 1, s. 136, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[8] Rad, 28.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar