Gelişmiş Arama
Ziyaret
13706
Güncellenme Tarihi: 2012/01/23
Soru Özeti
Arapçayı bilmeyenlerin Kuran’a bakmalarının veya okumalarının ne gibi faydaları vardır?
Soru
Herkes için hatta Arapça bilmeyenler için Kuran okumanın sevabı olduğunu, hatta okuryazarlığı olmayan kimseler için de Kuran yazılarına bakmanın sevabı olduğunu defalarca duyduk. Sizin söylediklerinize göre: Kuran, bir yaşam kitabıdır ve İslam, düşünme ve tefekkür dinidir. Bu tür sözler sarf etmek insanları kandırmak onları kullanmak değil midir?
Kısa Cevap

Kuran, sıradan bir kitap değildir. Aksine Allah’ın kelamı olması gibi birçok farklı konumlara sahiptir. Sözleri de Allah tarafından İslam Peygamberi’ne (s.a.a) vahiy edilmiştir. Birçok derin ilim ve öğretiler içerir. Yaşam kitabı, insanın tekâmülü, hidayet kitabı vb. ayrıca kutsaldır ve kendisine has bir değeri vardır. Bu esasa göre; Ondan faydalanmanın farklı mertebe ve dereceleri vardır. Bu mertebelerden bazısı Kuran’a bakmakla hâsıl olur, bazısı da Kuran üzerinde düşünce ve tefekkür ile hâsıl olur. Bazı yüce mertebeleri ise düşünce ve tefekkürün yanı sıra şeriat çerçevesinde bir riyazete ve ilahi inayete ihtiyacı vardır. Yüce mertebelerin husulü olmadan bazı mertebelerin insana hâsıl olmasında bir sorun yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Kuran, sıradan bir kitap değildir. Aksine Allah’ın kelamı olması gibi birçok farklı yönlere sahiptir. Onda ki sözler Allah tarafından İslam Peygamberi’ne (s.a.a) vahiy edilmiştir. Birçok derin ilim ve öğretiler içerir; Yaşam kitabıdır; insanın tekâmülünü sağlar; hidayet kitabıdır; vb. ayrıca kutsaldır ve kendisine has bir değeri vardır. Bu esasa göre; Ondan faydalanmanın farklı mertebe ve dereceleri vardır. Bu mertebelerden bazısı Kuran’a bakmakla da hâsıl olur.

Kuran’a bakmanın bazı faydaları vardır ve biz onlardan bazılarını aşağıda zikredeceğiz:

Kuran, lafızdan daha öte hakikatlere sahip bir kitaptır. Çünkü bu ayetlerin kaynağı alemlerin rabbi, taşıyıcısı en yüce mahluku olan Resul-i Ekrem (s.a.a) ve katibi de muttakilerin imamı, Müminlerin Emir’i Ali (a.s)’dır. İşte bu sebepten ne zaman bir Müslüman Kuran’ı açsa ve ona baksa, kendisini âlemlerin rabbinin ve Allah Resulü (s.a.a)’in huzurunda bulur. Bu huzurun da manasını derk eder. Allah’ın (c.c) ve mutahhar(tertemiz) olan masumların huzurunda olmanın okuryazarlığa ihtiyacı yoktur.

Sadece bakmakla dahi olsa Kuran ile kurulan irtibat, inanç yönünden tevhit ve peygamberliğin ikrarı; İslam ve Kuran düşmanlarından beraatın göstergesidir. Zira Allah’ın kitabını açan kimse ondan medet umar ve ona inançla bakar. Hem Allah’a, hem resulüne, hem de içerdiği yüce manalara iman etmiştir. Bunun kendisi ilmi yönden Allah’ın, Resulünün ve kutsal kitap Kuran’ın hakkaniyetini ikrarıdır. Bunun için lafzın okunmasına da ihtiyaç yoktur.

Kuran ayetlerine bakmak ve ona önem vermek, okuryazar olmayan insanların kıraati öğrenme ve Kuran’ı derk etme yönünde rağbet göstermesine sebep olur. Diğer taraftan birçok yerde okuryazar olup da Kuran’a teveccühü olmayanların vazifelerine daha çok önem vermelerine sebep olur. Bu da insanın davranışlarıyla diğerlerini hidayet kitabına sarılmaya davet açısından, iyiliğe emretme düsturunun ilmi yöntemidir.

Kuran öğretilerinin ve hakikatlerinin farklı mertebeleri vardır. Bu da hiçbir sınıfın Kuran’dan nasipsiz kalmamasına neden olmuştur ve herkes, kendi anlama ve derk etme ölçüsüne göre Kuran’dan faydalanabilir. Okuryazarlığı az veya hiç olmayanlar da kendilerine göre bu ilahi kitaptan faydalanırlar. Kuran’ı okuyamayan kimse Onu okuyabilen kadar faydalanamaz, Kuran ayetlerinde düşünemeyen kimse de kendi düzeyinde Kuran’la irtibat halindedir ve Arap edebiyatına hâkim, muhkem ve müteşabih(müphem) ayetleri birbirinden ayıran kimse kadar Ondan faydalanamaz. Kısaca her sınıf, kendi yeteneği, anlayış düzeyi ve tahlil gücü miktarınca Kuran’dan faydalanabilir ve sınırlı şekilde faydalanma daha fazla faydalanmaya engel değildir. Tüm bu faydalanmalar hidayet sayılır ve hidayet lafızla sınırlı olmayıp insan yaşantısının tamamında geçerlidir. Okuryazar olmayanların da nasipsiz olmadığı Kuran’ın bu özelliği, Onun başka bir mucizesidir.

Başka bir tabirle, birçok rivayette şöyle nakledilmiştir: “ Kuran-ı Kerim, çeşitli Bâtıni yönlere sahiptir ve her batının da batını vardır ve …”[1] Bu farklı batınlardan maksat şudur: Kuran’ı öğreti ve hakikatler farklı mertebelere sahiptir. Bu özellik hiçbir sınıf ve tabakanın Kuran’ın bereketlerinden nasipsiz kalmamasını sağlamıştır. Herkes kendi sahip olduğu derk ve anlayış gücüyle Kuran’dan faydalanır. Okuryazarlığı hiç veya az olanlar kendilerine göre bu ilahi kitabın huzurunda Onun feyzinden nasiplerini alırlar. Onların bu faydalanması Kuran’ın hadi olmasıyla tezatlık doğurmaz. Çünkü zikredilen bu kazanç ve faydalanmalar, Kuran’ın feyiz mertebelerinden bir mertebedir. Bu hadde faydalanma herkes için mümkündür.

Kuran-ı Kerim, Allah’ın kelamı ve kelimeler de Onun yazılı zikridir. Kuran’a bakmak Allah ile irtibat ve ruha huzur katmayı sağlar.

Rivayetlerde birçok defa Kuran’a kıraat etmeksizin bakmanın bile ibadet olduğu zikredilmiştir. Bu özellik de sadece Kuran’a ait değildir. Birçok şey vardır ki sadece ona bakmak bile ibadet sayılmıştır. Örneğin: bir âlimin yüzüne bakmak, Kâbe’ye bakmak, Müminlerin Emir’ine bakmak, ebeveyne muhabbet gözüyle bakmak. Bu hüküm, faydalanmanın bir ağaca veya suya bakmak gibi kalbe huzur veren şeylerden faydalanma gibi sadece bakmakla sınırlı olduğu manasını taşımaz. Aksine ağaç ve suyun başka özelliklere sahip olduğunu gösterir. Kuran da aynı şekilde hem Ona bakmak insana feyiz verir hem de kendisi hidayet kitabıdır. Bu iki özellik birbiriyle çelişmez. Günümüzde, filan şeye bakmanın faydalı veya zararlı olduğunu ortaya koyan ilmi araştırmalarla çok karşılaşıyoruz. Örneğin “Televizyona bakmak zararlıdır. Suya ve mavi renge bakmak huzur verir.” Gibi konularla çokça karşılaşıyoruz. Bu durumda, neden bu iş Kuran hususunda halk için bir kandırmadır gibi düşüncelere kapılalım? Şu halde ki bu işin birçok faydasının olduğu yerindedir ve birçok muteber hadiste tavsiye edilmiştir. Örnek olarak bu hadislerden ikisini zikredeceğiz:

“Halk namaz kılarken Ebuzer, İmam Ali (a.s)’a bakıyordu. Bu durum kendisinden sorulduğunda şu cevabı verdi: Allah Resulü (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu duydum: “ Ali b. Ebu Talip’e bakmak ibadettir, muhabbet ve rahmet gözüyle ebeveyne bakmak ibadettir, Kuran’a bakmak ibadettir ve Kâbe’ye bakmak ibadettir.””[2]

Ravi diyor ki: İmam Sadık (a.s)’a arz ettim: Canım sana feda olsun. Ben Kuran’ı hıfzettim ve Onu kalbimden okuyorum. Acaba bu mu daha faziletlidir yoksa Kuran’a bakmak mı? İmam şöyle cevap verdi: “ Bakarak okuman daha faziletlidir. Kuran’a bakmanın ibadet olduğunu duymadın mı?”[3]

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, Kuran’a bakmak ilmi açıdan bir özellik taşıyabilir. Ayrıca rivayetlere müracaatla bu iş, masum İmamlar (a.s)’in fermanıyla müstehaplardan sayılır ve halkı kandırmak değildir ve bizler ibadet konularında din önderlerimize uymaktayız.



[1] Gonabadi Sultan Muhammed, Beyan’us-Saadet fi Makamat’il-İbadet Tefsiri, C.3, S.264, ikinci baskı, El-Âlemi lil-Metbuat Kurumu, Beyrut, 1408 h.k.

[2] Muhaddis Nuri, Müstedrek’ul-Vesail, C.4, S.268, Âlul-Beyt aleyhim selam Kurumu, Kum, 1408 h.k.

[3] Kuleyni, Yakup, El-Kafi, C.2, S.613, dördüncü baskı, Darul-Kitabil-İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.; Mazenderani, İbni Şehraşub, Menakib-i Âli Ebu Talib (a.s), İntişarati Allame Kurumu, Kum, 1379 h.k; Şeyh Hurri Amili, Vesailuş-Şia, Âlul-Beyt aleyhim selam Kurumu, Kum, 1409 h.k.; Ali b. İsa b. Erbili, Keşful-Gumme, Mektebetu Beni Haşim Tebriz baskısı, 1381 h.k.; Şeyh Saduk, Men la Yehsuruhul-Fakih, Camia’yi Müderrisin Yayınevi, Kum, 1413 h.k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar