Gelişmiş Arama
Ziyaret
6043
Güncellenme Tarihi: 2012/02/18
Soru Özeti
İslam tüm sorunların çözmeye nasıl kadirdir?
Soru
Biz dinimizin en kâmil din olduğunu ve tüm ihtiyaçları kuşatıcı ve tam olarak karşıladığını iddia etmiyor muyuz? Öyleyse benim şimdiki cinsel ihtiyacımın cevabı nedir? Ben ne evlenme imkânına sahibim ve ne de geçici evlilik yapmak için birini tanımaktayım. Esasen böyle birini nerede bulabileceğimi dahi bilmiyorum! Ben namus meselelerine yönelik de çok hassasım ve haram ilişki kurmak bir yana bir başkasıyla haram bir dostluk kurmayı bile asla düşünmüyorum. Öte taraftan mastürbasyon da haram kılınmıştır. Bu halde bu derde nasıl bir çare bulabilirim? Özür dileyerek ve hayâ ederek belirteyim ki benim eril gücüm de çok aktif, güçlü ve çok zor kontrol edilmektedir! Yani bana takvalı olun demeyin; zira çok çabaladım ama yine de olmadı! Arkadaşlardan birinin deyimiyle gençlik döneminin özelliklerindendir canım! Şimdi âcizane sizden çözüm istiyorum!
Kısa Cevap

İslam’ın hüküm ve buyrukları âlim ve hikmet sahibi Allah tarafından olup insanlığın tüm sorunlarını halletmeye kadirdir. Ama bu, toplumdaki tüm fertlerin İslam’ın buyruklarıyla amel etmesi şartıyla tahakkuk eder. Bugün gençlerin evliliği önünde birçok sorun yer alsa da hem kız, hem oğlan ve hem de tarafların ailelerinin İslam’ın buyruklarına göre amel etmesi ve de beklenti ve isteklerini azaltması, artı adet ve geleneksel gösterişlerden sakınması ve Allah’a tevekkül ederek kendilerini muhtemel sorunlarla karşılaşmaya ve onları çözmeye hazırlaması kaydıyla bunların tümü kesinlikle halledilebilir.

Ayrıntılı Cevap

İslam dini, insanların hidayete erip dünya ve ahiret saadetine ulaşması için belirtilmiş kanun, hüküm ve buyruklar manzumesidir. Bu manzume âlim ve hikmet sahibi Allah tarafından oluşturulması nedeniyle kesinlikle yetkinlik ve kuşatıcılığa sahip bulunmakta ve insanlığın tüm sorunlarını halledebilecek gücü taşımaktadır. Ama bu toplumdaki tüm fertlerin onun buyruklarıyla amel etmesi şartıyla tahakkuk eder. Her kanuna göre hareket etmenin bir takım özel sorunlar ve kısıtlamalar getirdiği ve onları kabul etmeksizin ve onlarla diyalog kurmaksızın kanundan yararlanmanın mümkün olmadığı bilinmelidir. Eğer İslam toplumunda halkın kendi yaşamında değişik sorunlar ile karşı karşıya oluğunu görüyorsanız, bu tam olarak İslam buyruklarına göre amel etmemeden kaynaklanmaktadır. Yahut her birimiz sadece kendi fayda ve zararımızı göz önünde bulundurmakta ve İslam’ı sadece bu çerçevede değerlendirmekteyiz. Bu nedenle istenen netice hâsıl olmamaktadır. İslam meşru rızık, azık ve gelir elde etme yolunu göstermiş ve bunun hüküm ve buyruklarını da belirlemiştir. Ama bu tüm fertlerin bu buyruklarla amel etmesi durumunda neticeye ulaşır. Aksi takdirde bir şahıs zahmet çekerse ve diğer şahıslar işsiz oturursa ve de onun gelirinden istifade etmek isterlerse veya onun hakkını gasp etmeye koyulurlarsa onun için bir şey kalmaz. Gençlerin evlilik sorunu da bu şekilde ancak İslam hüküm ve buyruklarıyla halledilebilir. Elbette hem kız, hem oğlan ve hem de tarafların ailelerinin İslam’ın buyruklarına göre amel etmesi ve de beklenti ve isteklerini azaltması, artı adet ve geleneksel gösterişlerden sakınması şartıyla bu mümkündür. Bugün tüm toplumlarda dürüst ve erdem sahibi bir eşle evlenmeye hazır birçok bayan mevcuttur. Lakin birçok durumda yaşamın başlangıcının birçok eksiklik, zorluk ve yetersizlikler ile beraber olduğu bilinmelidir. İslam’ın sizin evinizin kapısını çalması ve istediğiniz kızı ev ve araba eşliğinde size getirmesi beklentisi içinde olmanız beyhude bir beklenti değil midir? Evlenmeye hazır şahısları tespit etmenin kendine has bir yöntemi vardır. Aynı şekilde kız istemenin de kendine özel bir tarzı vardır. Bu yol izlenmeli ve kendi beklenti ve isteklerinizin düzeyini alçaltmalı ve istenene ulaşma yolunda ciddiyetle çaba göstermelisiniz. İslam’da yaşamın esası çaba ve çalışmaya dayalıdır. İnsan yaşam zevki ve nimetlerini çalışma ve çabalamayla tadar. Eğer evlenmeye hazır her kız ve oğlan sorun ve problemlerle yüzleşir, mücadele eder ve kendi ailelerinden ekonomik olarak daha aşağı bir seviyede yer alan kimselerle hiçbir maddi beklenti içinde olmaksızın akrabalık kurmaya çalışırsa, toplumda yine evlilik sorunu var olacak mıdır? Eğer varlıklı bireyler imkânlarının bir bölümünü fertlerin evlenmesine ayırırsa, evlenme sorunu yine var olacak mıdır? Dolayısıyla İslam’ın hedefe ulaşma yollarını belirlediği hususunda bir şüphe bulunmamaktadır, ama bu ciddi bir çaba ve azim istemektedir. Elbette bazı çözümlerin biz insanların düşüncesine göre doğru olması, ama Yüce Allah’ın bakışında yasak olması muhtemeldir. Bu, Allah’ın söz konusu çözümlerin uzun vadeli bireysel ve toplumsal menfi ve zararlı neticelerini bilmesinden kaynaklanır. Eğer biz şefkatli ve hikmet sahibi olan Allah’ın bizden daha bilinçli ve bilgili olduğuna, bizim İslam buyruklarıyla amel edip etmememizin O’na bir fayda ve zarar getirmeyeceğine, eğer bizden bir şey istemişse ve bize farz kılmışsa bunun bize dönen bir faydadan kaynaklandığına ve bize bir şeyi yasak kılmışsa bunun bize dönen zararlarından kaynaklandığına inanırsak ve yakin edersek, kesinlikle O’nun buyruklarıyla amel etmenin zorluklarına içtenlikle katlanır ve ilahi hükümler ile çelişen ilgi ve zevklerimizden vazgeçeriz. Sizin evlilik yolunuzun başında her ne kadar birçok sorunun olması muhtemelse de Yüce Allah yardım ve destek sözü vermiş ve şöyle buyurmuştur: “ Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfüyle zenginleştirir. Allah, lütfü geniş olandır, hakkıyla bilendir.” [1] Her haliyle İslam tüm sorunları halletme ve hedeflenen yere ulaşma yolunu bize göstermiştir. Ama öncülleri hazırlamak ve de sorun ve engelleri yok etmek fertlerin yükümlülüğüne aittir. Nitekim ilahi peygamberler ve temiz imamlar (a.s) da bireysel ve toplumsal yaşantılarında birçok problemle karşılaşıyor, ama hiçbir zaman onlardan kaçmıyordular. Yahut oturup gaipten bir elin çıkmasını ve işi halletmesini beklemiyordular. Kur’an’da hedefe ulaşma yolunda sabır ve istikamet göstermeyi onlara tavsiye etmiştir. Siz de her açıdan şartları sizden daha kötü olan, ama zorluklar ve problemler karşısında çalışarak, çabalayarak ve direniş göstererek ve onlara tahammül ederek sorunlara galip gelebilmiş ve başarı zirvelerine çıkmış bireylerin olduğunu bilmelisiniz. Elbette çalışıp çabalayan ve takva taşıyan kimseler kesinlikle ilahi yardımlardan da faydalanacaktır. [2] İslam’ın kuşatıcı oluşunun İslam’da aklın saf dışı edilmesi ve İslam’ın sorunları çözmede son sözü söylediği anlamında olmadığını bilmelisiniz; zira bu tür meseleler akla bırakılmıştır.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat ediniz:

Tedvin Edilmiş Düşünce Teorisi, Soru Sayısı: 900 (Site: 988) ve 1004. Soru (Site: 1367) .                            



[1] Nur, 32, "وَ أَنْکِحُوا الْأَیامى‏ مِنْکُمْ وَ الصَّالِحینَ مِنْ عِبادِکُمْ وَ إِمائِکُمْ إِنْ یَکُونُوا فُقَراءَ یُغْنِهِمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ وَ اللَّهُ واسِعٌ عَلیمٌ"

[2] Talak, 2, " مَنْ یَتَّقِ اللَّهَ یَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاً"یعنی:" هر کس تقواى الهى پیشه کند، خداوند راه نجاتى براى او فراهم مى‏کند."

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar