Gelişmiş Arama
Ziyaret
7622
Güncellenme Tarihi: 2009/02/22
Soru Özeti
İmamlar, ne zaman şehid olacaklarını bildikleri halde, buna engel olmak için neden önlem almadılar?
Soru
Masum İmamlar (a.s) gaybtan ne zaman ve nasıl şehid olacaklarını bildikleri halde buna engel olmak için herhangi bir önlem almadılar. Neden?
Kısa Cevap

Cevabın anlaşılabilmesi için önce bir kaç noktaya açıklık getirmek gerekir:

1- Masum İmamlar (a.s), kendi şehadetlerinin yer ve zamanı da olmak üzere acaba bütün olayları biliyor muydular? Bunun kendisi incelenmesi gereken bir konudur ve ispatlanmış değildir.

2- Masum İmamlar (a.s)’ın kendi şehadetlerinin yer ve zamanını gaybi ilimle bildiklerini varsayarsak, o zaman bu şunu ifade eder ki:

a) Her insan bir gün ölecektir ve ilmi ne düzeyde olursa olsun kimse bu kaideden müstesna değildir. Yani insanın ilmi onun ölüm ya da şehadetine engel teşkil etmez.

b) Allah’ın kaza ve kaderi kesinleştiğinde hiçbir şekilde değişmez.

c) Masum İmamlar (a.s)’ın gayb'tan şehadetlerinin yer ve zamanını bilmeleri sadece kesinleşmiş bir olayı bildikleri anlamına gelmektedir. Onların (a.s) bu kaza ve kadere razı olmaları, makamlarını da daha da yükseltmektedir.

Sonuç: Allah’ın kesin isteği olan en güzel ölüm şekli olan şehedete ermeğe engel olmak, Allah’ın isteğine razı olmamak demektir ki, böyle bir şey Masum İmamlar (a.s)'dan asla beklenmez. Onların (a.s) söz ve amelleri, her zaman ilahi kazaya razı, Allah’ın emrine teslim olduklarını ortaya koymaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için her şeyden önce İmamlar (a.s)'ın ilimlerinin ne şekilde olduğunu kısaca beyan etmemiz, ondan sonra ölüm ve şehadetlerinin zamanını bilmelerine rağmen neden buna engel olmadıklarına bakmamız gerekir.

Masum İmamlar (a.s)'ın Allah’ın izniyle her şeye tam ve mutlak gaybı ilimleri olduğu, yani şehadetlerinin yer ve zamanını da bilmek gibi geçmiş ve gelecekte ki tüm olayları bildikleri konusu ihtilaflıdır. Kur'an'ın öğretilerine göre gaybı tam olarak yalnızca Allah bilmektedir; zira bütün alemlere her yönüyle hakim olan O'dur. Bunu, Rad/4, Yunus/20, Nahl/65 gibi ayetlerde görebiliriz. Bazıları bu ve benzeri ayetlere dayanarak İmamlar (a.s)'ın şehadetlerinin yer ve zamanını bilmek gibi geniş ve kapsamlı bir ilimlerinin olmadığını söylüyorlar.

Ancak Şia alimlerinin bazıları, Al-i İmran/179, Cin/26 ve 27 gibi ayetlere dayanarak diyorlar ki: 'Allah-u Teala gaybı ilmi resullere vermektedir.' Yine ilahi evliyalarında kısmi olarak gaybı bildiklerine inanmaktalar. Masum İmamlar (a.s)'ın rivayetlerinden de bu mana çıkmaktadır. İmam Sadık (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: 'İmam bir şeyi bilmek istediğinde Allah onu Ona öğretir.'[1]

Bu gibi ayet ve rivayetler ile peygamberlerin insanları maddi ve manevi olmak üzere her yönüyle hidayet etme görevleri dikkate alındığında Onların bu görevlerini iyi bir şekilde yerine getirmek için büyük bir ilme ihtiyaç duydukları açıktır. Peygamberlerin halifeleri olan İmamlar da aynı hükme sahiptir. Onlar da kendi şehadetlerinin yer ve zamanını bilmeleri de olmak üzere gaybı ilimden büyük bir paya sahiptirler.[2]

Masum İmamlar (a.s)'ın kendi şehadetlerinin yer ve zamanını bildiklerinin ispatı halinde demek gerekir ki:

a) Bütün insanlar bu dünyaya gelir ve giderler. Her doğan bir gün şöyle ya da böyle ölecektir. Kur'an-ı Kerim buyuruyor: 'Her nefis ölümü tadacaktır.'[3] Yani herkes ölecektir. Çok az sayıdaki Allah'ın has dostlarının dışında kimse ne zaman öleceğini bilemez. Ölümlerin üzerlerinin kapalı olması, insanın her an ölebileceği, bu yüzden günah işlememesi ve tövbeyi geciktirmemesi gerektiği anlamına gelmektedir. Ölümlerin içinde en üstün ölüm ise şehadettir. Allah-u Teala kendi yolunda ölenleri ölü kabul etmiyor. Onlar, Allah katında rızıklanan dirilerdir diye buyurur.[4]

Gaybı ilme sahip olan Masum İmamlar (a.s)'ın hepsi bu şekilde öldüler, yani şehid oldular. Ancak, insanın ilmi onun ölmesine veya şehid olmasına engel teşkil etmez. Ne zaman öleceğini bilmek ölüme engel olunacağı manasına gelmemektedir.

b) Kaza ve kader -ister kişiler için olsun, ister ümmetler için- kesinleşmişse asla değişmez. Allah-u Teala buyuruyor: 'Mukadder olan o zaman gelip çattı mı, onu ne bir an geriye atabilirler, ne bir an ileriye alabilirler.'[5]

c) Masum İmamlar (a.s)'ın da gaybı ilimleri vardı. Allah'ın kaza ve hikmeti şehid olmalarını gerektirmediğini bildikleri sürece kendilerini ölümden korurlardı. Rivayetlerde, İmam Hadi (a.s) hastalığından iyileşmek amacıyla birini dua etmesi için Kerbela'ya gönderdiği, İmam Kazım (a.s)'ın Harun er-Reşid'in verdiği zehirli hurmayı yemeyip, 'Henüz vakti gelmemiştir.' diye buyurduğu, İmam Bakır (a.s)'ın 'Biz sultanın şerrini defetmek için falan duayı okuruz.' dediği nakledilmiştir.[6]

Bütün bunlar, Masum imamlar (a.s)'ın canlarını korumak için çaba gösterdiklerini ortaya koymaktadır.

d) İnsan şehid olacağını önceden bildiği halde, Allah'ın rızasını kazanmak, Onun emrine teslim olmak için, isteyerek savaş meydanına gitmesi insanın makam ve derecesini artırır.

İnsan eğer böyle bir ilahi rızaya erişirse kesinlikle insaniyetin üstün derecelerine ulaşmış olacaktır. İmam Bakır (a.s) buyuruyor: 'Masum İmamlar (a.s)'ın başına gelen bunca musibet Allah'ın kesin kazası ve Onların kendi seçimleriyle oldu. Hepsi bunu biliyordu… Bütün bunlarda Allah'ın Onlar için istediği derece ve kerametlerden (onur ve değerlerden) dolayıdır.'[7] Allah'ın isteğine uygun olan en güzel ölüm şekline engel olmak demek, Allah'ın isteğine razı olmamak demektir. Böyle bir şeyi Onlardan (a.s) beklenmek asla makul değildir. Bu şekilde bir ölüm, yani Allah yolunda şehid olmak Masum İmamlar (a.s)'ın en büyük arzuları idi. Bu arzuya ulaşmak için hep dua ederlerdi. Örneğin İmam Hüseyin (a.s), kendisinin ve ashabının şehadetini biliyordu ve buna razıydı. Çünkü Onun (a.s) şehadetinin İslam’ın kalmasında en büyük etken olacağını biliyordu. Böyle bir ölümden kaçsaydı bu etki ve faydaları verecek bir şehadete nerede ulaşacaktı?

Yukarıda söylenenler göz önüne alındığında şöyle bir sonuç alıyoruz: Masum İmamlar (a.s), Allah'ın kesin kazasını bildikleri yerlerde, rıza ve teslim makamına sahip olduklarından buna razı olurlardı, bunun dışında canlarını korumak için çaba göstermekten geri durmazlardı.



[1] -Kuleyni, Usul-u Kafi, c.1, İmamlar (a.s) Bir Şeyi Bilmek İstedikleri Zaman Bildirilir babı, hadis, 3; daha fazla bilgi için bkz: İnsan ve Gaybı İlmi Bilme, soru: 150, (site: 1056).

[2] - Gaybı bilmek her zaman kemalin göstergesi değildir, hatta bazen eksikliktir. Örneğin Hz. Ali (a.s), Hz. Peygamber (s.a.a)'in hicret edeceği gece yerinde yattığı zaman, her hangi bir tehlike olmayacağını bilseydi bu Onun (a.s) için bir fazilet sayılmazdı; zira bu durumda herkes orada yatmak isterdi. Burada gaybı bilmemek fazilettir. (Kıraati, Tefsir-i Nur, c.4, s.245)

[3] - Al-i İmran/185

[4] - Al-i İmran/169

[5] - A'raf/34

[6] - Maktel-i Hüseyin (Mukarrem), s.57

[7] - a.g.e. s.61

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar