Gelişmiş Arama
Ziyaret
9498
Güncellenme Tarihi: 2010/06/17
Soru Özeti
Toprağa verildiğimiz vakit, kabirde kendimiz için uygun bir ikametgâh seçebilmemiz için bir yol var mıdır?
Soru
Toprağa verildiğimiz vakit insan kabirde ne gibi bir duygu hisseder? Orada kendimiz için uygun bir ikametgâh seçebileceğimiz bir yol var mıdır?
Kısa Cevap

Kabre girme esnasında insanın hisleri, kendisi için gözetilmiş yere bağlıdır ve bu yer de insanın dünyada iken yapmış olduğu davranış ve hareketlerine tabidir. Doğal olarak bu değişik durumlarda farklı olacaktır. Yanı sıra öldükten sonra ölen şahsın artık iyi bir davranış sergileme imkânı bulunmaması nedeniyle, tabii olarak onun kabirdeki yerinin de değişmemesi gerekir. Lakin insan geride öldükten sonra da sürecek iyi eserler bırakırsa kabirde kendi durumunun iyileşmesini ümit edebilir.

Ayrıntılı Cevap

Ölüm sonrası dünya, bilinmeyen bir dünyadır; zira bu yolculuğa çıkmış kimseler geriye dönme veya gördüklerini söyleme imkânına sahip değildirler. Bu esas uyarınca, sadece bizim ölüm ve ondan sonraki vaziyet hakkındaki bilgimiz yüce Allah’ın ve dini önderlerin bildirdikleridir ve biz onların sözlerinin doğru olduğuna inanıyoruz. Hz. Peygamber (s.a.a) öldükten ve kabirde yer edindikten sonra insanın durumu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Kabir ya cennet bağlarından bir bağ veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.”[1] Bu rivayetin bir benzeri masum imamlardan da nakledilmiştir.[2] Benzeri bir nakilde de kabirde yatan ölüye soru sormak ve ondan cevap almak için müracaat eden iki meleğin değişik şekillere bürüneceği belirtilir. Eğer ölmüş şahıs, iyi bir şahıs ise melekler “Beşir” ve “Mübeşşir” olarak adlandırılırlar.[3] Onların adlarında müjde mefhumu bulunur. Lakin kabirde yatan şahıs zalim ve günahkâr bir birey ise, adlarından tanınmazlık ve sır algılanan “Nekir” ve “Münker” adında melekler olarak belirirler. İşte burada duada şöyle okuruz: “Ey Allah’ım Nekir ve Münkeri benden uzak tut ve o ikisinin yerine Beşir ve Mübeşşir’i bana görünür kıl!”[4] İnsanın kabirdeki yerini belirleyecek olan şey kesinlikle onun dünyada iken yapmış olduğu hareket ve davranışlardır. İnsanın duyacağı his de kendisi için gözetilmiş yere tabidir. Tabii olarak bir cennet bağında yer bulacak ve müjdeleyici melekler tarafından karşılanacak bireyler ile cehennem çukurlarında sürünecek ve azabı hatırlatan melekler ile karşılaşacak bireyler ortak hisler taşımayacaklardır. Sorunuzun ikinci bölümüyle yani öldükten sonra uygun bir yer seçme imkânı hakkında ise şöyle söylemek gerekir: Belirtildiği gibi insanın kabirdeki durumu onun dünyadaki davranışlarına tabidir ve bu da ölüm ile sona erer. Bu esas uyarınca insan kendi durumunu değiştirme gücüne sahip değildir. Elbette öldükten sonra da dünyada etkisi sürecek olan bir takım iyi eserler bırakırsak, böyle bir durumda kabirde kendi durumumuzun iyileşeceğini ümit edebiliriz. Hz. Peygamber (s.a.a) bu hususta şöyle buyuruyor: “Mümin birey dünyadan göçtüğünde kendisinin eli üç şey dışında her şeyden kesilir:

1. Cari sadaka; yani mescit, hastane ve okul gibi iyi eserleri zaman boyunca sürecek olan her şey.

2. İnsanın ölmesinden sonra bile faydası başkalarına ulaşan bilgi.

3. Kendisine dua eden hayırsever evlat (ölen şahsın doğru terbiyesinin bir eseri).”[5]

Evet, eğer bir şahıs geriye böyle eserler bırakırsa kabirde durumu iyileşebilir ve azabı sevaba dönüşebilir. Hz. Peygamberden (s.a.a) aktaracağımız bir hadis bu yanıtta bizim son sözümü olacaktır. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “İsa Mesih (a.s) bir gün bir kabrin yanından geçer ve kabirde bulunan şahıs azap görmektedir. Sonra bir yıl geçtikten sonra kendisinin yolu o kabrin yanından geçer ve artık bir azabın olmadığını gözlemler. O, bu değişimin nedenini Allah’tan sorar ve Allah tarafından kendisine şöyle bir vahiy gelir: Ey Allah’ın ruhu! Bu şahsın hayırsever bir evladı rüşt yaşına erdi. Kendisi bir yolu tamir etti ve bir yetimi kendi bakımı altına aldı. Ben de bu ölüyü evladının iyi davranışından ötürü bağışladım.”[6]

Aşağıdaki konuları okumanız sizin için faydalı olabilir:

Kabirde soru, 15968, (Site: 15691).

Berzahta sevap ve ceza, 19576, (Site: 18939).

Berzahta tekâmül, 21038, (Site: 20315).

 


[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 6, s. 275, Müessesetü El- Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[2] a.g.e, c. 6, s. 214, İmam Seccad’dan (a.s) nakil.

[3] a.g.e, c. 56, s. 234.

[4] a.g.e, c. 95, s. 391.

[5] a.g.e, c. 2, s. 23, hadis 65.

[6] a.g.e, c. 6, s. 220, hadis 15.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar