Gelişmiş Arama
Ziyaret
8047
Güncellenme Tarihi: 2012/02/15
Soru Özeti
Merhaba, duyduğuma göre, eğer insanlar Ali hakkında (a. s.) var olan bazı konuları ve kerametleri bilseler, Allah'ı inkar ederler ve (meazallah) O'nun Allah olduğunu söylerler. Acaba böyle bir şey doğrumudur? Bunu, kimin söylediğini bilmek istiyorum. Ben bir yerde, sıhhatinden emin olmadığım halde bu sözü peygamberimizden (s.a.a.) olduğunu söyledim. Şimdi bunu yapmakla peygamberimize yalan bir sözümü isnat ettim? Lütfen cevabı email adresime gönderin ve bu hususta bana yardım edin. Peygamberimize (s.a. a.) yalan bir sözü nisbet vermekten çok korkuyorum. Teşkkürler
Soru
Merhaba, duyduğuma göre, eğer insanlar Ali hakkında (a. s.) var olan bazı konuları ve kerametleri bilseler, Allah'ı inkar ederler ve (meazallah) O'nun Allah olduğunu söylerler. Acaba böyle bir şey doğrumudur? Bunu, kimin söylediğini bilmek istiyorum. Ben bir yerde, sıhhatinden emin olmadığım halde bu sözü peygamberimizden (s.a.a.) olduğunu söyledim. Şimdi bunu yapmakla peygamberimize yalan bir sözümü isnat ettim? Lütfen cevabı email adresime gönderin ve bu hususta bana yardım edin. Peygamberimize (s.a. a.) yalan bir sözü nisbet vermekten çok korkuyorum. Teşkkürler
Kısa Cevap

İşaret etmiş olduğunuz rivayet hadis içerikli kaynak kitaplarda yoktur. Ancak buna yakın mana içeren bazı hadisler, değişik kanallarla ve çeşitli kaynaklarda nakil edilmiş bulunmaktadır. Burada usuli-kafi kitabında geçen bu hadislerden birine kısaca işaret ediyoruz.

Ebu Basir şöyle diyor: Bir gün peygamberimiz (s.s.a.) oturmuştu. Aniden müminlerin emiri Ali (a.s.) geldi. Peygamberimiz (s.a. a.) onu muhatap alarak şöyle buyurdular: "Sen Meryem'in oğlu İsa gibisin. Eğer Hıristiyanların İsa hakkında söylemiş olduklarının aynısını, ümmetimden bazı guruplar da senin hakkında söyleyeceklerinden korkum olmamış olsaydı seninle ilgili bazı gerçekleri söyleyecektim ki insanlar arasından geçerken senin ayaklarının altındaki toprağı teberrük  etmeden geçemez olurdun."

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzda işaret etmiş olduğunuz hadisin aynısı kaynaklarımızda bulmadık. Ancak içerik olarak ona benzer değişik kanallarla ve çeşitli kaynaklarda bazı hadisler rivayet edilmiştir. Burada, “usul’i- kâfi” adlı hadis kitabında yer alan bu hadislerden birini aktarıyoruz.

Ebu Basir şöyle diyor: Bir gün peygamberimiz (s.s.a.) oturmuştu. Aniden müminlerin emiri Ali (a.s.) geldi. Peygamberimiz (s.a. a.) onu muhatap alarak şöyle buyurdular: "Sen Meryem'in oğlu İsa gibisin. Eğer Hıristiyanların İsa hakkında söylemiş olduklarının aynısını, ümmetimden bazı guruplar da senin hakkında söyleyeceklerinden korkum olmamış olsaydı seninle ilgili bazı gerçekleri söyleyecektim ki insanlar arasından geçerken senin ayaklarının altındaki toprağı teberrük etmeden geçemez olurdun."

Bazıları, “Peygamber, amcasının oğlu olan Ali için örneklik bakımından İsa'dan daha düşük bir mertebeye razı olmuyor" dedikler. Bu esnada şu ayeti kerime nazil oldu: " Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne göresin, senin kavmin (seni susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar. “Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı?” dediler. Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur. İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları’na örnek kıldığımız bir kuldur. Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler yaratırdık.." [1] Ravi, devamında şöyle diyor: Haris Bin Amır Fihri sinirlendi ve dedi; Allahım! Eğer bu hüküm doğruysa ve senin katında, Beni Haşim tıpkı padişahlığın geleneği gibi, ümmetin riyasetini birbirinden miras almaları mukadder kılınmışsa, gökten üzerimize taş yağdır veya üzerimize elim bir azap indir. Allah (c.c.), Haris'in söylediğini Peygamberimize (s.a.a.) bildirdi ve bu ayet nazil oldu: “Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir”[2] Peygamberimiz (s.a.a) onu muhatap alarak şöyle buyurdu: “Ey Amır! ya tövbe et yada buradan git.” O, şöyle yanıt verdi; Ey Muhammed! Sahip olduğun şeyden bir kısmını kureyşliler için ayır zira Beni Haşim arap ve acemin nezdinde kerem sahibi ve saygındırlar. Peygamberimiz (s.a.a.) buyurdu: "Bu benim elimden olan bir durum değildir. Bunun Allah'ın elinde olduğunu bilinmesi gerekir."O dedi; Ey Muhammed! Günlüm tövbe etmeyi kabul etmez ama senin yanından gidecem. Sonra devesini getirmelerini istedi ve binip uzaklaştı. Medine yakınlarına geldiğinde başına bir taş parçası iniverip başını yarıp geçti. Bu sırada Peygamberimize (a) vahiy geldi: “Soran birisi, yükselme yollarının sahibi Allah tarafından kâfirlere kesinlikle inecek olan ve hiç kimsenin uzaklaştıramayacağı azabı sordu”.[3] Sonra Peygamberimiz (s.a.a) etrafındaki münafıklara hitaben şöyle buyurdu: "Sizde dostunuzun arkasından gidin. Onun istediği, başına geldi. Allah u Teala şöyle buyurmaktadır: Onlar (peygamberler Allah'tan) fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı ümitsizce hüsrana uğradı."[4][5] Ayriyeten uygun olan, Kur'an ve masumlardan (a) olan her ibareyi önceden araştırıp ondan sonra nakletmek gerekir.

Ancak kurandan veya masumlardan (a.s.) her hangi bir söz naklediliyorsa, söylenmeden önce dikkatli ve gerekli miktarda incelendikten ve araştırıldıktan sonra nakil edilmesi gerekir olması dikkate şayandır. Ama söz konusu olan bu has konu bağlamında şunu söylemek mümkündür: Nakil ettiğiniz şey bir anlamda manayı nakil etme anlamındadır, hadisin kendisi değil. Bu bağlamda da yapılan nakil eğer hadisin manasına veya anlamına zarar vermiyorsa bir mahzuru yoktur. Bu durumda peygambere (s.a.a.) yalan isnat ettiniz denilemez. Ama bir hususla alakalı bir şeyi nakil ettikten sonra, nakil ettiğiniz şeyin sahih olmadığı ortaya çıkarsa, yanlış yaptığınızı muhataplarınıza bildirmelisiniz.



1 “Ve lemma duribebnü meryeme meselen iza kavmüke minhü yesiddun Ve kalu e alihetüna hayrun em hu ma darabuhü leke illa cedela bel hüm kavmün hasimun İn hüve illa abdün en'amna aleyhi ve cealnahü meselel li beni israil Ve lev neşaü le cealna minküm melaiketen fil erdi yahlüfun”, ( Zuhruf, 57-60).

[2]  Ve ma kanellahü li yüazzibehüm ve ente fihim ve ma kanellahü müazzibehüm ve hüm yestağfirun” (Enfal,33)ç

[3]  Seele sailun bi'azabin vaki'in, Lilkafirne leyse lehu dafi'un, Minallahi ziylme'arici”, (Mearic, 1-3).

[4]Vesteftehu ve habe küllü cebbarin anid”, (İbrahim,15).  

[5] Küleyni, "El'kafi" Tahran: Daru’l-Kutubil-İslamiyye,1365 h.ş.,c.8,s.57

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar