Gelişmiş Arama
Ziyaret
11212
Güncellenme Tarihi: 2008/02/01
Soru Özeti
Acaba Halifetullah / Allah’ın halifeliği makamı herkes için midir ve ayrıca bu makamdan daha üstün bir makam bulunmakta mıdır?
Soru
Bütün insanlarda yaratılışta kapasite olarak halifetullah olma yeteneği varmıdır? Kullukta kemaletin en son makamımıdır halifetullah veya bundan başka makamlar var mıdır?
Kısa Cevap

Arapça literatürde halife yahut hilafet kavramları “hulf: başın gerisi” kökünden türemiş ve birinin yerine gecen manasında kullanılmıştır. Başka birisinin yerine geçmek ise; somut işlerde kullanıldığı gibi, kuramsal ve hakiki işlerde de kullanılır.

Bakara suresinin 30. ayetinde gecen, “Ben yeryüzünde muhakkak bir halife kılacağım…” cümleden açıkça anladığımız; Allahın halifesi olma makamı sadece Hz. Adem'e özgü bir makam değildir, bilakis tüm insanlar için potansiyel olarak var olan bir makamdır.

Sonraki ayetlerden de anlaşılan, Allah'ın yeryüzünde halifesi olmak için gerekli olan Allah’ı ve onun isimlerini tanımaktır, bu ise insanın kulluk vazifesini en güzel şekilde yerine getirmesine bağlıdır. Lakin tüm insanlar Allah'a olan kulluklarını istenildiği şekilde yerine getirmediklerinden Allah'ın halifesi olamamaktadırlar. Yeryüzünde Allah'ın halifesi olmak sadece Allah’a tam bir teslimiyet ile boyun eğenler için geçerlidir, aksi takdirde meleklerin bile layık olmadığı bu yüce makam büyük cinayetler işleyen bir insan ulaşması düşünülemez.

Elbette herkes aynı derecede Allah’ın halifesi olma makamına sahip değildir, zira kimin Allah’ın isimleri hakkındaki bilgi ve marifeti daha çoksa ve ne kadar o isimlerin mazharıysa, ilahi hilafet makamı da o denli yüksektir.

Ayet ve rivayetleri incelediğimiz de bu tanıma ve mazhariyeti kendisinde en üst seviyede bulunduranlar; Peygamber efendimiz (s.a.a), Hz. Fatime (s.a) ve 12 imamdır (a.s), dolayısıyla Allah’ın halifesi olmada en üst derecede bulunan on dört masumdur. Sonrasında ise diğer peygamberler ve peygamberlerden sonra da Allah’a kullukta kusur etmeyen, salih, bilgili ve bildiğine amel eden insanlar gelmektedir.

Acaba bir insan için düşünebileceğimiz en üst makam Allah’ın halifesi olmak mıdır yoksa bundan daha üstün bir makam var mıdır?

Halifetulllah / Allahın halifesi kavramını iyice incelediğimiz takdirde, bundan daha üstün bir makamın olmadığını anlıyoruz. Zira halife, yerine gecen anlamındadır Allah kelimesi ise; yüce Allah'ın tüm diğer sıfatlarını kapsayan ve kendisinde bulunduran bir isimdir. Nitekim Allah’ın halifesi olan aslında diğer bütün kemal sıfatlarında halifeliğini üstlenmiş kimsedir. Öyleyse bu makamdan daha üstün bir makam bulunmamaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Yukarıda sorulan sorunun çok daha iyi anlaşılması için öncelikle iki noktaya değinmemiz gerekmektedir:

1- Halife ve hilafet kavramları “hulf” kelimesinden türemiş ve birinin yerine gecen anlamındadır. Bu hilafeti üç şekilde düşüne biliriz; bazen somut işler için kullanılır: “O düşünmek veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbirine halef kılmıştır.”[1] Bazen kuramsal işler için: “Ey Davut, gerçek şu ki, biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet…”[2] Bazen ise hakiki işler için kullanılır, örneğin Hz. Adem'in yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak tayin edilmesi gibi: “Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife tayin edeceğim, dedi…”[3]

2- Yüce Allah, insanı yarattığı zaman ona kendi ruhundan üflemekle, kendi halifesi olma potansiyelini insana vermiş oldu. “Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!”[4] Bu ayetin dışında, Bakara suresinin 30. ayetindeki “yeryüzünde bir halife tayin edeceğim” ayetinden de açıkça Hz. Adem'in Halifetullahlığından bahsedilmektedir ve bu hilafet sadece Hz. Adem'le sınırlı değildir, onun soyundan da bu makama ulaşacak kimselerin olacağı anlaşılmaktadır, çünkü: Birincisi, ayette gecen “hilafetin tayini” cümlesi Arap grameri açısından “cümle-i imsiye”dir ve böyle cümleler her zaman devamlılığa işaret eder. İkincisi, meleklerin: “Yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?” sorusundan anlaşılan bu hilafet makamının Hz. Adem'den sonra da devam edeceğidir. Zira kan döküp, fesat çıkaracak olanlar başkalarıdır, melekler burada masum olan Hz. Adem'i kastetmemişlerdir, eğer maksatları Hz. Adem olsaydı şüphesiz yüce Allah : “Adem kan döküp, fesat çıkarmaz” diye buyururdu.

Fakat ilahi hilafet makamına ulaşmak; Allah’ın isimlerini tanımaya ve bu tanıma kulluğa bağlıdır. Kuşkusuz bazı insanlar da Allah’a kullukta kusur ettikleri ve ona gerektiği gibi kul olmadıklarından, Allah’ın isimlerini tanıyamamakta, dolayısıyla onun hilafetine ulaşamamaktadırlar. Çünkü meleklerin bile layık olmadığı bu yüce makama cinayetler işleyen bir insan ulaşması düşünülemez.[5]

Diğer taraftan tanımanın farklı dereceleri olduğu için; Allah'ın hilafeti de herkes için aynı derecede değildir. Kim ilahi isimleri daha güzel tanır ve kendisinde mazhar kılarsa o derece ilahi hilafetteki makamı yükselir.

Ayet ve rivayetleri incelediğimiz de, bu tanıma ve mazhariyeti kendisinde en üst seviyede bulunduranlar; Peygamber efendimiz (s.a.a), Hz. Zehra (s.a.) ve 12 imamdır (a.s), dolayısıyla Allah'ın halifesi olmada en üst derecede bulunan on dört masumdur. Sonrasında ise peygamberler ve peygamberlerden sonrada Allah'a kullukta kusur etmeyen, salih, bilgili ve bildiğine amel eden insanlar gelmektedir.

İnsan için bu makamdan daha üstün bir başka makam var mı sorusuna gelince, kesinlikle olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz, çünkü: Halifetulllah / Allahın halifesi kavramını iyice incelediğimiz takdirde, bundan daha üstün bir makamın olmadığı anlaşılır. Zira halife, yerine gecen anlamındadır Allah kelimesi ise; yüce Allah’ın tüm diğer sıfatlarını kapsayan ve kendisinde bulunduran bir isimdir. Nitekim Allah’ın halifesi olan aslında diğer bütün kemal sıfatlarında halifeliğini üstlenmiş kimsedir. Öyleyse bu makamdan daha üstün bir makamı düşünemeyiz.



[1] Furkan:62.

[2] Sad: 26.

[3] Bakara:30.

[4] Hicr:29.

[5] Recebi,İnsan Şinasi,s: 153- 154.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar