Gelişmiş Arama
Ziyaret
10547
Güncellenme Tarihi: 2012/05/12
Soru Özeti
İtikâf nedir?
Soru
İtikâf nedir?
Kısa Cevap

Lügatte itikâfın anlamı bir yerde durmak, ikamet etmek,  orada kalmak ve bir şeye bağımlı kalmaktır. İslam şeri’atinde ise mukaddes bir yerde Allaha yaklaşmak niyetiyle durmak ve orada ikamet etmektir. İtikâf İslam dinine has bir şey değildir. Diğer ilahi dinlerde bu ibadet var idi. İslam dininde de bu ibadet devam edilmesine hüküm edilmiştir. Elbette mukaddes İslam dininde bazı nitelikleri, özellikleri, hükümleri ve şartları değişmiş olabilir. İtikâf zamansal olarak has bir zamana sınırlı değildir. Sadece itikâfta oruç tutma şartı olduğundan dolayı oruç tutulabilinir zamanlarda olması gerekir. Dolayısıyla orucun tutulması caiz olduğu tüm günlerde itikâf da caizdir. Ama mübarek ramazan ayının son on gününde ve recep ayının eyamul – biid günlerinde itikâfa girilmesi en uygunudur. İtikâf mekânsal olarak sınırlı ve has mekânlarda yapılması gerekir. Meşhur olan görüşe göre sadece dört mescitten (Mescidu’l - Haram, Mescidü’n - Nebi, Mescid-i Kufe, Ve Mescid-i Basra) birisinde itikaf caizdir. Ama fukahalardan (fıkıh ilmindeki uzmanları) bir grup ise her şehrin mescidi cami’isinde (mekezi camide) itikâfa girmenin caiz olduğunu söylemişlerdir.

Ayrıntılı Cevap

Lügatte itikâfın anlamı bir yerde durmak, ikamet etmek,  orada kalmak ve bir şeye bağımlı olmaktır. İslam şeri’atinde  ise mukaddes bir yerde Allaha yaklaşmak niyetiyle durmak ve orada ikamet etmektir.

İtikâf çok münasip bir fırsattır. Maddi olan bu dünyaya dalmış ve onun çukurlarında gark olmuş olan insan bu fırsattan yararlanarak tekrar ve yeniden kedi hakikatiyle buluşup manevi değerlerden yararlanarak maddi bağımlılıklardan el çekip kendini Allahın ihtiyarine (iradesine kendini) teslim ederek Rabbinden şu dilekte bulunabilir: “Allah'ım beni doğru yolda sabit kıl”. Ve böylece insan Allahın sonsuz ünsiyet ve merhamet deryasıyla ki hep mağfiret ve rahmettir irtibata geçmiş olur.  

İtikâfın tarihçesi:

İtikâf İslam dinine has bir şey değildir. Diğer ilahi dinlerde de var ola gelmiş ve İslam dininde de devam etmektedir. Elbette mukaddes İslam dininde bazı nitelikleri, özellikleri, hükümleri ve şartları değişmiş olabilir. İslam peygamberi (s.a.a.) Müslümanlara itikâfı öğrettiği zamandan beri bu ilahi sünnet Müslüman arasında revaç bulmuş.

Hâlihazırda itikâf merasimi mübarek ramazan ayının son on gününde has ve görkemliğiyle Suudi Arabistan (Mekke) olmak üzere birçok İslam ülkesinde tutulmaktadır. Her yıl çoğunlukla gençlerden oluşan Müslümanların büyük çoğunluğu dünyanın her tarafından mescidül haram tarafına akın ediyorlar ve Allahın evi olan “Beytü’l – haramın” kenarında itikâfa giriyorlar. Mübarek ramazan ayının son on günündeki fazilete ulaşmak için hac-i müfrede yapmak amacıyla (ömrey-i müfrede) beytüllaha gitmek isteyen ziyaretçilerin çoğu bu son on günde orada olmayı tercih ediyorlar.

Bu merasime benzer bir merasimde peygamber efendimizin (s.a.a) mübarek kabrinin yanı sıra mescidü’n – nebide de tutuluyor. Irakta bulunan Küfe mescidinde de uzun yıllardan beri buna benzer merasimler ramazan ayının son on gününde tutuluyor. Ehlibeyt mektebine mensup olan Şiaların çoğu bu mescitte itikâfa giriyorlar. Şia’nın birçok büyük âlimleri de toplumla birlikte bu merasime katılıyorlardı.

İtikâfın Manevi Değeri:

 Maddi olan şeylerden irtibatını kesmek ve camilere gitmek, zikir etmek, Allaha ibadet yapmak itikâfsız da olsa yüce değere sahip ve çok önemlilik arz etmektedir. Bu bağlamda ve bu muhtevayı içeren çok ayet ve rivayet bulunabilinir. Ama özellikle itikâf önemli olduğu için özellikle kuranı kerim ve rivayetlerde dikkate alınmıştır.

İtikafın Zamanı:

İtikâf zamansal olarak has bir zamana sınırlı değildir. Sadece itikâfta oruç tutma şartı olduğundan dolayı oruç tutulabilinir zamanlarda olması gerekir. Dolayısıyla orucun tutulması caiz olduğu tüm günlerde itikâf da caizdir. Ama mübarek ramazan ayının son on gününde ve recep ayının eyamul – biid günlerinde itikâfa girilmesi en uygunudur. Ramazan ayının son on gününde itikâfa girmek bu günlerde var olan kadir gecesini yakalayabilmek ve onun feyzinden yararlanmak için insanın hazırlanmasıyla irtibatı yok değildir. Bizim ülkemizde (İran’da) recep ayının üç gününde yapılan itikâf mübarek ramazan ayının son on gününden daha çok revaçtadır. Bu üç gün birkaç cihetten öneme haizdir:

Birincisi: Recep ayı haram aylarındadır. Rivayetlerden haram aylarında yapılan itikâf diğer aylarda tutulan itikâftan daha faziletli olduğu anlaşılmaktadır.

İkincisi: Recep ayında oruç tutmanın has bir fazileti var olmaktadır. Zira recep ayı büyük ve değerli bir aydır. Öyle ki cahiliyet döneminde bile insanlar ona değer veriyor ve değerini koruyorlardı. İslam dini geldi onun değerini daha da artırdı[1]   zahiren toplum içinde böyle bir inanç daha önceki ilahi dinlerden kalmış bir inançtır. İtikâfa Girilecek Mekân:

İtikâfa girilecek mekân sınırlı ve has mekânlarda itikâf yapılır. Meşhur olan görüşe göre sadece dört mescitten (Mescidu’l - Haram, Mescidü’n - Nebi, Mescid-i Kufe, Ve Mescid-i Basra) birisinde itikaf caizdir. İmam Rızadan (a.s.) şöyle nakledilmiştir: “Mescidü’r – Resulde yani peygamberin kabrinin kenarında bir gece itikâfa girmek bir hac’a ve bir ömre’ye denktir”.[2] Peygamberin (s.a.a.) Mescidinde Onun kabrine yakın bir yerde itikâfa girmek bir hac ve bir ömre’ye bedeldir. Ama fıkıh âlimlerinden bir grup fukaha ise her şehrin merkezi mescidinde (mescidi cami’i) itikâfa girmenin caiz olduğunu söylemişlerdir.[3]

Elbette merkezi mescit konusunda da bazıları burada itikâfa girenler bu mescidin ilahi dergâhın matlubu olduğu ümidiyle itikâfa girmeleri gerekir.[4]  Ama mahalle ve pazardaki mescitlerde ise Şia’da çok az fakihler tarafından caiz görülmüştür.[5] Her Şehir ve yerin Merkezi mescitten (mescidi cami’i) maksat genellikle en çok insanların toplandıkları mescittir.[6] Başka bir değişle çoğu zamanlarda onda namaz kılanların sayısı diğer mescitlerden daha fazla olan mescittir.[7]

Burada şöyle bir soru akla gelebilir. İtikâfın öyle yapıcı eserlere sahip olduğunu dikkate aldığımızda herkesin kolay bundan faydalanabilmesi için bütün mescitlerde caiz olsa daha iyi olmaz mıydı?

Cevabında şunu söylemek gerekir: İslam’da ibadetler tamamen tevkifidir. Şöyle ki ibadetlerin tüm şartları ve hükümleri İslami metinlerden ve şer’i düsturlardan alınması gerekir. Muteber delillerden itikâfa girilecek yerin merkezi mescit olduğu anlaşılırsa kendi zevkimize göre onda tasarruf edemeyiz. İbadetlerin şartlarında tasarruf edip onu genişletme hakkına sahip değiliz.

Asıl itibarıyla bazı ibadetler mekân bakımından has bir sınırlamaya sahiptirler. Hac merasimi ve amelleri gibi. Bu ameller belli yerlerde yapılması gerekir. Bu nedenle hac ile ilgili ameller belirtilmiş olan yerlerin dışında yapılırsa sahih değildir. İtikaf meselesi bağlamında da eğer delillerden bu ibadetin mescidi cami’ide (merkezi camide) yapılması gerekiyor tespit edilirse anlıyoruz ki mukaddes şar’i bu ibadetin sadece bu yerde yapılmasını istemiştir. Elbette bu hükmün yasalaşmasında kesin bazı maslahatlar göz önünde bulundurumuştur ama bizim aklımız o maslahatları yakini bir şekilde derk etmeyebilir. İslam dini bu ibadi merasimi merkezi olan bir mescitte has kılmasının nedeni nicelik ve nitelik bakımından onu kontrol etmek olabilir ve bu bir ibadet olmasının yanı sıra başka değerleri de; vahdet, beraberlik ve gönül birliğinin bir olması gibi bazı konular da bu maslahalardan olabilir.[8],[9]

 


[1] Şeyh Saduk, “fezailu’l - eşhuris – selase”, s. 24, rivayet: 399.

[2]Biharu’l  - envar” c. 98, s. 151.

[3] Tabatabaii, Seyit Muhammed Kazım, “urvetü’l - vusta”, kitabul itikaf, s. 399.

[4] İmam Huneyni (r.a), “tahriru’l – vesile”, c. 1, s. 305.

[5] Necefi, Şeyhi Muhammed Hasan, “cevahiru’l - kelam”, c. 17, s. 170.

[6] A.g.e. s. 171.

[7] Ayetullah Gulpayganii “mecmeu’l - mesail”, ci 1, s. 154.

[8]Biharu’l  - envar” c. 33, s. 542.

[9] Yazar: İsmail nesaci zevarei “havze net sitesinden” iktibas edilmiştir.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar