Gelişmiş Arama
Ziyaret
6222
Güncellenme Tarihi: 2012/03/10
Soru Özeti
Selam, Babam annemin vefatından sonra evlendi, ama evi yok ve kirada oturmaktadır. Şu anda mali sıkıntısı var ve benle hanımım da çalışıyoruz, acaba ona ne ölçüde yardım etmemiz gerekmektedir?
Soru
Selam, Babam annemin vefatından sonra evlendi, ama evi yok ve kirada oturmaktadır. Ona hiç olmazsa evi olan bir hanımla evlenmesini söylediğimiz halde görüşümüzün aksini yaptı. Şu anda mali sıkıntısı var ve benle hanımım da çalışıyoruz, acaba ona ne ölçüde yardım etmemiz gerekmekte? Ayrıca öz baba olmaması halinde ne hükmü vardır?
Kısa Cevap

Şia fıkhında bazı şahısların nafakasını[1] vermek insanın üzerine farzdır. Üç sebeple nafaka vacip olur: Evlilik[2], akrabalık ve mülkiyet.[3]

Nafakası insanın üzerine farz olan kimselerden birisi ebeveynlerdir. İnsanın nafakasını vermekle yükümlü olduğu hanım ve çocuklarının yanı sıra anne ve babası da insanın nafakasını vermekle yükümlü olduğu kimselerdendir. Bu konuda çeşitli rivayetler zikredilmiştir.[4] İmam Sadık (a.s) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: Şahsı ebeveyn, çocukları ve hanımının nafakalarını ödemeye mecbur edilebilir.[5]

Rivayetlerde olduğu gibi, taklit mercileri ebeveynin nafakasını farz bilmektedir. Netice itibarı ile eğer anne ya baba veya her ikisi kendi yaşamlarını idare etmeye güçleri olmazsa, evladın gücü olduğu müddetçe yetecek[6] kadar onların yaşamlarına yardım etmesi, üzerine farzdır.[7]

Nafaka vermek sadece erkek evlatların üzerine farz değildir; belki gücü yeterse ebeveynlerin nafakası kıza da farzdır. Eğer erkek evladın mali gücü yoksa oğlunun oğluna veya kızının oğluna ya da kızın çocuklarına (babanın kız tarafından torunları) nafaka vermeleri farz olur.[8]

Elbette ebeveynin nafakasını vermenin farz oluşu ebeveyn konusunda hakikidir; ama üzerinde hakkı olan ve kendisi için zahmet çekmiş insanlara ve usulen muhtaçlara ve mali imkanları olmayanlara yardım etmek Allah-u Teala’nın beğendiği ve sevdiği amellerdendir.  

 


[1] Nafakanın manasını

[2] Daha fazla bilgi için; Hanımın nafakasının farz olma şartları, Soru: 6895 (Site: 6981) müracaat ediniz.

[3] Necatu’l İbad (lil-İmami’l-Humeyni), Tahran: Müessesei tenzim ve neşri asar-ı İmam Humeyni, 1422, s. 382,.

[4] Amuli, Hurr’ü “Vesailu’ş-Şia”, Kum: Müesseseyi Âlu’l Beyt, c. 21 s. 525, Kum, 1409; Nafakalar ilgi şöyle bir unvanla “Bab-ı vucubi nafakat-il ebeveyn ve’l veled” (Ebeveynin nafakasının farz oluşu ve evlat) bir bap tahsis etmiştir.

[5] Vesailu’ş-Şia, c. 21 s. 525, Kum,

[6] La takdire fi nefakati’l ekarib, belil vacibu kadre’l kifaye minet taam ve’l idam ve’l kisve ve’l mesken mea mülahizetil hal ve’ş şe’n vez zaman ve’l mekan hesebe ma merre fi nafakati’z Zevce. (Akraba nafakasında belirlenmiş her hangi bir miktar yok. Vacip olan, yeme, katık, giyim ve meskende durum, zaman ve zevce nafakasında geçtiği gibi ko­numa göre yetecek kadardır.), Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 321.

[7] İnsanın anne ve babası, dede ve büyük dedesi ve onların babalarının nafakalarını vermesi farzdır. Aynı şekilde erkek evlatları ve kızlarının ve onların çocuklarının ve torunlarının çocuklarının nafakasını vermesi de farzdır; ister Müslüman olsunlar ister kâfir. Necatu’l İbad (lil-İmami’l-Humeyni), s. 382,

[8] İmam Humeyni, Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 322. Müessesesi daru’l ilm, Kum.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar