Gelişmiş Arama
Ziyaret
20724
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
“Mehdi cennet ehlinin Tavusudur” hadisiyle, Tavusu yeren diğer hadisler nasıl birleştirilebilinir?
Soru
Peygamber’in (s.a.a) buyurduğu “Mehdi, cennet ehlinin Tavusudur” hadisiyle, tavusu yeren diğer hadisler nasıl birleştirilebilinir?
Kısa Cevap

Hz. Mehdi’nin (a.s) faziletlerinin zikri babında Peygamber Ekrem’den (s.a.a) pek çok rivayet nakledilmiştir. Bu hadislerden bir tanesi şöyledir: “Mehdi, cennet ehlinin Tavusudur.” Bu hadis Şia ve Ehl-i Sünnet’in muteber kitaplarında nakledilmiş ve muhteva açısından da bir sorunu yoktur. Çünkü bizim dini öğretilerimizde, Tavus yaratılışta güzellik ve harikuladelikte meşhurdur. Nitekim Hz. Ali (a.s) bir hutbesinde bu kuşun yaratılışta son derece güzel olduğunu beyan eder. Bu hadiste de Hz. Mehdi’nin (a.s) cennetlikler arasındaki güzelliği, Tavus’un diğer kuşlar arasındaki güzelliğine benzetilmiştir. Buna binaen tıpkı bu hadis gereğince, nasıl ki Tavus, en güzel kuşlardan birisi sayılıyorsa, Hz. Mehdi (a.s)’de, cennet ehlinin en güzel fertlerinden bir tanesidir. Eğer Tavus’un yerilmesine dair rivayetler varsa, bu hadislerin zayıflığının yanı sıra, söz konusu bu rivayetle uyuşmayan bir tarafı yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Ehl-i Sünnet kaynaklarında Peygamber Ekrem’den (s.a.a) Hz. Mehdi’nin (a.s) faziletleri babında hatıra olarak kalan hadis şudur: “Mehdi (a.s) cennet ehlinin Tavusudur.”[1]

Zikredilmeye değer nokta şudur: Her benzetmenin temel dört kuralı vardır, bunlar: Benzeyen (müşebbeh), Kendisine benzetilen (müşebbeh’un bihi), Benzeme yönü (vechi şebeh) ve Benzetme edatı. Her benzetmede, Benzeme yönü muhataba göre meşhur ve maruf olmalıdır. “Ali, Aslan gibidir” örneğinde Benzeyen: Ali, Kendisine benzetilen: Aslan, Benzetme edatı: Gibi, Benzeme yönü: Cesarettir. Cesarette (Benzeme yönü) Aslanın diğer hayvanlar içinde meşhur ve tanınmış olduğunu önceden bilmemiz hasebiyle Ali cesurlukta Aslan gibidir başka yönlerden değil. Buna binaen bu benzetmeden Ali’nin cesur olduğu anlıyoruz.[2]

Yukarıdaki konuları dikkate alarak şunu diyoruz: Nebevi rivayetlerde de bu benzetme dikkat konusudur; yani halk arasında Tavus güzel ve nefis bir kuş olmakla tanınıyorsa Hz. Mehdi (a.s)’de cennet ehli arasında en güzel şahıslardan bir tanesidir. Netice itibariyle Peygamber (s.a.a)’in bu buyruğunda, Tavusun güzelliği “Benzetme yöntemi” olarak dikkate alınmıştır. O hal de Tavusu yeren rivayetlerle hiçbir uyuşmazlığı olmayacaktır.

Yukarıda anlatılanlara ek olarak, bizim dini öğretilerimizde Tavus, güzel ve harikulade bir kuş olarak anılır ve yerilme imkânının en az olduğu bir kuştur. Örnek olarak Hz. Ali (a.s) “Nehc’ül-Belağa”da buyurduğu bir hutbenin zimmînde Tavusun yaratılış harikası olduğuna dair şöyle buyurmuşlardır: “Tavus yaratılışın güzel ve hayret uyandıran kuşlardandır ve Allah onu en güzel ölçülerde yaratmıştır. Kanatlarının rengi, renklerin en güzeliyle süslenmiştir; tüy ve telekleri birbiri üzerine kapanmış harikulade kanatları vardır… Tavusun kanatları sanki gümüşten yapılmış tarak gibi durur, üzerinde biten sarı ve yeşil renkler saf altın ve yeşil zebercet gibi parlar. Onu yerin yeşilliklerine benzetecek olursanız; her ilkbaharda yeşeren rengârenk çiçekler, işlenmiş kıymetli taşlara veya Yemen’in işlenmiş giysilerine benzetebilirsiniz. Onu mücevherlere benzetecek olursanız, o muhtelif renklerden meydana gelen mücevherler ve gümüşlerle süslenmiş yüzük taşına benzer. Yürüyüşü kendisini beğenen ve iş ve ile yürüyen kimsenin yürüyüşüne benzer… Onun başında ise bir tutam yeşil ve nakışlı saç bulunmaktadır. Boynunun çıkış yeri ve boyun ile karna varan mesafe ibriğe benzemektedir. Yemyeşil renkli Yemen kına çiçeğini veya giyilen gibi parlak ipekleri andırmakta, kadının siyah bir örtüyü kendisine sardığı gibi siyah bir örtüye bürünmekte, ancak o çok parıldadığını, eşi olmayan göz alıcı yeşilliğin kendisinde birleşip kaynaştığını hayal etmektedir… Onda kullanılmayan çok az renk vardır, aşırı parlaklık ve güzellikten dolayı rengi daha güzel göstermekte ve henüz bahar yağmurlarının ve sıcak güneşin büyütmediği dağınık tomurcuklarını andırmaktadır.[3]

Hz. Ali (a.s)’nin Tavusun yaratılışının güzelliği ve harikası hakkındaki buyruğunu dikkate alarak, Tavusun yaratılmış kuşların en güzeli olduğunu anlarız. Buna binaen Nebevi rivayette Hz. Mehdi’nin (a.s) cennet ehli arasında Tavus gibi güzel olduğu açıklığı kavuşur. Sonuç itibariyle eğer Tavusun yerilmesi hakkında rivayetler var olsa bile, bu rivayetlerin zayıflığı bir yana, söz konusu bu rivayetle çelişir bir yanı yoktur ve bu şekilde Tavusu öven ve yeren rivayetler bir arada her hangi bir tezat teşkil etmeden olabilirler.



[1] Firuzi, Seyit Murtaz, Fazail’ul-hamse mine’s-Sahahih’us-Sitte, Lübnan: İslamiye, 1410 Kameri, c. 3, s. 343; Bihar’ul-Envar,  Müesseseyi el Vefa 1404 kameri, c. 51, s. 105; Şeyh Yusuf b. Yahya b. Ali, Mukaddesi, Şafii, Akdu’d-Durer fi ahbari Mehdi el-Muntazar, c. 1, s. 34.

[3] Seyit Razi, Nehc’ül-Belağa, tercümeyi Muhammed Deşti, Müesseseyi el-Hadi çapı nuzdehum, 1381 Şemsi, s. 313 ve 315.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kıbleyi nasıl bulabiliriz?
    6507 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Kıbleyi bulmak için bir takım yollar vardır ve onlardan bazıları şunlardır: 1. Hissel göstergelerden yola çıkarak tanıklık eden iki adil tanığın tanıklığı.2. Bilimsel kaidelerle (gökbilim vb.) kıbleyi bilen ve güvenilir olan bir şahsın belirtmesi.3. Müslümanların ...
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10652 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7336 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Kameri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
    38176 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Bütün hicri kameri yılların günlerinin sayısı eşit olup tam olarak 12 ay yani 354/3670834 gündür. Ancak astronomlar her ayı sahih yani kesirsiz olarak hesaplamak zorunda olduklarından ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17033 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Aristo mantığı ile diyalektik arasındaki farkı nedir?
    15506 İslam Felsefesi 2011/03/02
    Mantık bir kanunlar manzumesidir ve bu kanunlara riayet etmek düşüncede hataya düşmemizi engeller. Mantık eski ve yeni mantık diye iki kısma ayrılır. Eski mantık, bize nasıl doğru bir kıyas ve istidlal üreteceğimizi öğreten Aristo mantığıdır; başka bir ifadeyle Aristo mantığı istidlalin şekil ve kalıbına ek olarak, ...
  • Abdullah’ın Abdulmüttalip tarafından kurban olarak adanması akıl ve mantıkla çelişmez mi?
    5348 تاريخ بزرگان 2019/11/24
    Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüellerinin farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biride insanın kurban edilmesiydi. İslam dini bunu kaldırarak sadece hayvan kurban edilmesine izin verdi.Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın ...
  • Bir şirket, ürünlerini yabancı bir marka adı altında daha fazla değere satarsa bunun hükmü nedir?
    5794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Taklit merciilerinin bürolarından alınan cevaplar şöyledir:Ayetullah el-Uzma Hamanei: İç ürün mü yoksa dış ürün mü olduğu müşteri tarafından ayırt edilebiliyorsa böyle bir üretime sahte ve kandırmacadır denilemez. Ama gerçeğin aksi bir şey söylenirse bu yalan olur ve haramdır. Ve eğer ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15095 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
    11742 Eski Kelam İlmi 2011/10/22
    Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli ...

En Çok Okunanlar