Gelişmiş Arama
Ziyaret
17061
Güncellenme Tarihi: 2012/01/18
Soru Özeti
İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
Soru
Duyduğuma göre Ömer, 3. Yezdgird döneminde İran’a yaptığı akım ile İranlıların ve ardılınca bugün bizim Müslüman olmamıza neden olmuştur! Bu konu doğru mudur? Eğer bu tespit doğruysa, Ömer’in bizim Müslüman oluşumuza sebep olduğunu söyleyebilir miyiz?
Kısa Cevap

Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların Müslüman olması kastediliyorsa, bu kabul edilir bir bakıştır; zira bazı İranlılar Ömer’in hâkimiyeti döneminde sayılı savaşlar ve Müslüman Arapların İran’a galip gelmesiyle Müslüman olmuştur.

Ayrıntılı Cevap

İranlıların Ömer’in vesilesiyle Müslüman olmasından neyin kastedildiği konusunda iki ihtimal mevcuttur:

A. Tüm İranlılar Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman olmuş ve Ömer onların Müslüman olmasında önemli bir role sahiptir; bu ihtimal kabul edilir değildir. Zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce, bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Şehid Mutahhari bu hususta şöyle yazmaktadır: “İranlıların kutsal İslam dinine ilgileri, bu kutsal dinin doğuşunun ilk yıllarında kendini göstermiştir. Kutsal İslam şeriatı, Müslüman mücahitler tarafından bu coğrafyaya gelmeden önce, Yemen’de kalan İranlılar İslam dinini kabul etmiş, içtenlik ve rağbetle Kur’an hükümlerine teslim olmuş, can ve kalpten şeriatın yayılması için çalışmış ve hatta İslam yolunda ve Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) muhalifleriyle mücadelede canlarını feda etmişlerdir.” [1] Aynı şekilde Peygamber-i Ekrem (s.a.a) döneminde, İslam’ın tebliği sayesinde o gün Mecusi ve Mecusi olmayan İranlıların yaşadığı Bahreyn halkının büyük çoğunluğu bu semavî dini kabul etmiş ve hatta İran padişahı tarafından tayin edilen oranın valisi bile Müslüman olmuştur. İslam’ı ilk kabul eden İranlılar, Yemen ve Bahreyn’de bulunuyordu. Elbette bireysel açıdan bakacak olursak, İranlı ilk Müslüman Selman-i Farsi’dir ve bildiğimiz gibi bu değerli İranlının Müslümanlığı “Selman biz ehli beyttendir” [2] buyruğuna muhatap olacak derecede yükseliş kaydetmiştir.

B. İkinci ihtimale göre ise, bazı İranlılar Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle Müslüman olmuştur. Bu kabul edilir bir bakıştır; zira Ömer’in hâkimiyeti döneminde sayılı savaşlar ve Müslüman Arapların İran’a galip gelmesiyle bazı İranlılar Müslüman olmuştur. Müslümanların galip gelmesinin önemli neticelerinden birisi, İslam’ın İran’da yayılması olmuştur. Her ne zaman bir ülke savaşta galip olsa, kazananların kültürü, geleneği, dinsel inançları ve siyasal görüşleri yenilen ülkeye etki eder. İran fethedildikten sonra, bazı Müslümanlar İranlılara makul ve mantıklıca davrandılar ve bazı İranlılar bunun etkisinde kaldı. Bir taraftan Müslümanların davranışı ve İslam’ın çekiciliği ve diğer bir taraftan da İranlıların İslam’ı kabul etmeye dönük altyapısı, bazı İranlıların İslam’ı kabul etmesine neden olmuştur. İranlılardaki İslam’ı kabul etmeye dönük altyapı, kutsal İslam dinine yönelik ilgileri ve İslam’a yaptıkları hizmetler, bazı masumların (a.s) İranlıları övmesine neden olmuştur. Bu esas uyarınca, İranlıların Müslüman olmasının Ömer ve onun siyasetleriyle ilgili olmadığını, bilakis İslam’ın etkisi ve Müslümanların davranışlarının temiz İslam ağacının bu coğrafyada (İran) budaklanmasına neden teşkil ettiğini söylemek gerekir. İranlıların Ömer’in zoru ve mecburiyeti ile Müslüman olduğunu belirten görüş de makbul değildir. Bu tarihî konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için, aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

İran’ın Fethi Ve Din Seçmede Özgürlük, Soru: 12681 (Site: 12432).



[1] Mutahhari, Mürteza, Hedamat-ı Mütekabil-i İslam Ve İraniyan, s. 19.

[2] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 65, s. 55, h. 30.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar