Gelişmiş Arama
Ziyaret
31555
Güncellenme Tarihi: 2011/08/20
Soru Özeti
Tılsım ve sihre karşı koymanın yolu nedir?
Soru
Sizden istirhamım beni Tılsımlar (şer dualar)la başa çıkabilmem noktasında yardımcı olun. Açıklama: His ediyorum ki işlerim aşırı faaliyet göstermeme rağmen çok yavaş gidiyor ve yaptığım olumlu çalışmalar göze çarpmıyor. 2005 yılında dua yazan birine müracaat ettim. O adam bana, uzun boylu bir kadın tarafından 9 yıllığına tılsımlandığımıı söyledi ve bunun üzerinden 3 yıl geçmiş durumda. Benim izlenimim bu şahsın doğru söylediği yönünde. Bu yüzden şiddetli bir ruhsal bunalım geçirmekteyim. Sizden istirhamım bu depresyondan kurtulmamı sağlamanız.
Kısa Cevap

Tılsım ve sihir bir hurafe değildir ve etkileri vardır. Ama herkesin tılsım yapma gücü yoktur. Tılsım yapmayı bildiğini iddia edenlerin birçoğu sözlerinde sadık değillerdir. Bilakis bunu diğerlerini dolandırmak ve kendi geçimlerini sağlamak için uydurmaktadırlar.

Büyü ve tılsımı batıl etmenin en iyi yolu Allah'a tevekkül etmek ve Kuran-ı Kerim'de bulunan bazı sureleri okumaktır. Felak ve Nas sureleri gibi.

Ayrıntılı Cevap

İnsan tam olarak tanınmamış ve çok karmaşık bir varlıktır. Tabiatüstü ve harikulade işler başarabilir. Bu tür vaka'lar insanın maddi olmayan boyutundan kaynaklanmaktadır. İnsanın maddi yönüyle de bazı maddi vesaitlerin ve egzersizler yardımıyla hızını artırıp diğerlerinin şaşkınlıkla karşılayacakları eylemler sergileye bilirler. İnsan manevi yönüyle de ruhi ve ruhsal bazı güçleri kullanarak harikulade işler yapabilir.  Bu harikulade işlerden biride tılsımdır.

     “Mecme-ul Bahreyn” tılsım kelimesinin açıklamasında şöyle yazıyor: Tılsım kelimesi hakkında üç meşhur görüş bulunmaktadır.

1.     İki kelimeden meydana gelmiştir. “tıl” yani eser ve “isim” kelimesinden meydana gelmiştir.

2.     Yunanca “açılması mümkün olmayan düğüm” anlamında bir sözcüktür.

3.     “musallat” kelimesinin kalp (harflerin yerleri değişmiş kelime) olmuş halidir.[1]

“Keşşaf-ul Istılahat-ul Ulum ve Funun” kitabının yazarı şöyle yazıyor: “Abdul Ala Bircendi, Tezkire'nin şerhinde diyor ki: “Tılsım” doğaüstü, mebdesi gökler olan dünya ile iç içe geçmiş tuhaf ve olağan üstü işler gerçekleştiren güç. Kâinatta gerçekleşen ve meydana gelmesi için bazı semavi unsurlara ihtiyaç duyulan, kendine özgü şartlar isteyen, bu şartları oluşturabilecek kabil bir istidat tarafından tekevvün eden hadise. Bu kabilliği ve istidadı tanıyan kimse bunları bir araya getirmeye kadir olursa böyle tuhaf ve olağandışı hadiselerin meydana gelmesinin sırrına ulaşabilir.[2]

Öyleyse ilk olarak tılsımda bazı maddi vesait ve doğaüstü güçler bir hadisenin gerçekleşmesi için kullanılmaktadır.

İkinci olarak tılsım kolay ve rahat bir iş değildir işte bu yüzden herkesin elinden gelmez. Böyle güçleri olduğunu iddia eden herkesin sözü kabul edilmemelidir. Birçok menfaatçi bunu insanları dolandırmak ve kendi çıkarlarını sağlamak için kullanmaktadır.

Üçüncü olarak ta tılsım hurafe değildir, etkileri vardır ve gerçektir. İbn-i Sina efsunun sebebinin güçlü nefisler olduğuna ve maddi vesaitlere ihtiyaç duyulmadan gerçekleştiğine inanmaktadır. Ama tılsım semavi güçler ile dünyevi güçler sayesinde açığa çıkar. İbn-i Sina bu konuda şöyle diyor: “Doğaüstü hadiseler tabiata üç sebepten kaynaklanır:

a)     Nefsanî güçlerden.

b)    Elementlerin özelliklerinden. Örneğin: mıknatısın demiri çekmesi.

c)     Semavi güçlerin dünyevi güçler ile irtibatı sonucu. Bunun doğaüstü sonuçları olur.

Efsun birinci kısımdan, Tılsım ise üçüncü kısımdandır.”[3]

Merhum Şehidi Evvel, Abdul Ala Birinci'nin tarifine yakın bir tariften sonra söyle diyor: “Tılsım yapmak haramdır ve bu yoldan geçimini sağlamak da haramdır.”[4]

Tılsım, inkâr edilemez etkilerine rağmen batıl edilebilinir. Tılsım birkaç şekilde batıl edilebilinir. Âlemde tek ve eşsiz gücün Allah Teâlâ oluşu sebebiyle en iyi yol sorunların son bulması için büyü, tılsım ve efsun yerine onun dergâhına yüz çevirip ona sığınmak gerekir.

   «و من یتوکل علی الله فهو حسبه»[5] "Kim Allah'a tevekkül ederse bu ona yeter"   «و کفی بالله وکیلا»[6]. "Allah koruyucu ve gözetici olarak yeter" ayetlerinden de anlaşılacağı üzere gerçek müsebbip ve sebepleri var eden Allah Teala'dır. Eğer tılsım, büyü ve benzeri unsurların eseri varsa bile onlara bu eseri veren Allahu Teâlâ'dır. Öyleyse Tılsımı batıl etmenin en iyi yolu Kahhar ve Cebbar olan Allahu Teâlâ’ya tevekkül etmek; Onun uçsuz bucaksız rahmet okyanusu olan Kuran'a sığınmaktır. Zira “Kuran’dan müminler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz”.[7] diye buyurmaktadır. Büyünün, Tılsımın etkilerinden korunmak için Kuran’ı Kerimin tilavet etmek; Özelliklede Kafirun, İhlâs, Felak, Nas sureleri çok etkilidir. Bazı dua kitaplarında bu konuyla ilgili dualar bulunmaktadır. Örneğin: Mefatihu'l-Cinan kitabında.

Bu konuyla ilgili 2022 numaralı, büyünün hükmü ve onu batıl etmenin yolu konulu soruya müracaat edebilirsiniz.



[1] Tureyhi, Fahreddin, Mecmeu'l-Bahreyn, Tahkik-i Seyyit Ahmet Huseyni, c. 5. s. 107.

[2] Tahanevi, Keşşafu-Istılahat-ul Ulum ve Funun, c. 2.s. 1138.

[3] Sadr Hacı Seyyit Cevadi ve diğerai, Dairetu'l-Mearif-i Şia c. 9.s. 117.

[4] Kummi, Şeyh Abbas, Sefinetu'l-Behar, 4.c, 91.s

[5] Talak: 3.

[6] Nisa: 81.

[7] İsra: 82.

 

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar