Gelişmiş Arama
Ziyaret
6453
Güncellenme Tarihi: 2008/05/13
Soru Özeti
Ehl-i Sünnetin Bilal hakkındaki görüşü nedir?
Soru
Bilal-i Habeşi'nin kişiliği hakkında bilgi verir misiniz? Bu zat Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
Kısa Cevap

O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış Resulullah’tan sonra Medine’yi terketmiştir, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Bilal, Riyah ve Hamame’nin çocuğudur.[1] Habeşe’den esir olarak Hicaz’a getirilmiş ve Kureyş’in başlarından sayıylan Umeyyet b. Halef adlı bir kişinin kölesi olmuştur.

İslam’ın doğuşundan sonra o kendi isteği üzere bu dini kabul eden ilk kişilerin arasında yer almıştır.[2] Efendisi Umeyye’nin İslam’ı yok etmek için bütün çabalarına rağmen mustazaf müslümanlardan sayılan Bilal dininden dönmemiştir.[3] Müşrikler onu işkenceyle İslam’dan geri dödürmeğe çalıştılar. Onun müslüman olduğunu açıklayan ilk yedi kişiden biri de olduğu da söylenir. O yedi kişiden her biri etkin bir şahsiyet veya kabile tarafından himaye edildikleri için işkenceden korunabildiler ama Bilal’ı savunacak kimsesi yoktu.[4]

Umeyye onu müslümanlıktan geri çevirebilmek için vahşice işkence ediyor Bilal ise bütün varlığı ile direniyordu. Bunun üzerine nakle göre Ebubekir Bilal’ı efendisinden alarak azat etti. Bu nakli Şia da reddetmemiştir. Gerçi Şia ulemasınada olan Kamusu’r-rical kitabının yazarı bunun ispat olmadığını ileri sürerek doğruluğunda kuşku etmiştir. O İskafi’nin Nakz-i Osmaniye adlı eserinden naklen Resulullah’ın onu alarak azat ettiğini söylemiştir.[5]

Medine İslam’ın merkezi olunca Bilal Resulullah’ın müezzini oldu. O bütün savaşlarda Peygamber’in yanında savaşa katılıyordu.[6]

Tarihi nakiller onun Peygamber’in dönemindeki direniş ve sağlam imanı hakkında birçok öyküler nakletmişlerdir. Peygamber’in vefatından sonra Medine’yi terkedip Şam’a yerleşmiştir.

Onun hayatı hakkında Şia ve Sünni arasında irdeleme ve tartışma konusu olabilecek tek konu onun Medine’den ayrılıp Şam’a yerleşmesidir.

Şia âlimleri onun bu işinin nedeninin Resulullah’tan başka kimseye ezan okumayı istemeyişinden kaynaklandığını ileri sürerler.[7] Çünkü:

1- Ehl-i Beyt’ten gelen bir takım hadislerde şu ifade yer almıştır: “Bilal salih bir kişi idi, o “Peygamber’den sonra kimseye ezan okumam” dedi. Bu “Hayyu ala hayru’l-amal’in ezandan çıkarıldığı dönemdeydi.”[8]

2- Ehl-i sünnet’ten gelen hadisler de açıkça onun Peygamber’den sonra halifelere ezan okumadığını bildiriyor. Vakidi şöyle nakleder: Peygamber’in vefatından sonra onun mübarek bedenini defnedinceye kadar Bilal ezan okurdu ve camide bulunan halk “eşhedu enne Muhammeden resulullah” demesini duyunca ağlıyorlardı. Peygamber’i defnettiklerinde Ebu Bekir Bilal’e ezan oku dedi. O, eğer beni senin yanında yer alayım diye azat ettiysen sen bilirsin, ama eğer beni Allah yolunda azat ettinse o zaman beni o Allah uğruna serbest bırak. O, seni Allah için azat ettim dedi. O dedi ki o zaman ben Peygamber’dan başka kimse için ezan okumam dedi. Ebu Bekir sen serbestsin dedi. Bilal kısa bir süre Medine’de kaldı, ordu Şam’a gidince o da onlarla gitti ve Şam’a yerleşti.[9] Askalani el-İsabe adlı eserinde, Bilal’ın Peygamber’den sonra cihat için Şam’a gittiğini nakleder.[10]

Bu görüşe karşı bazı Ehl-i Sünnet kitaplarında nakledilmiştir ki, Resulullah vefat edince Bilal Ebu Bekir’in yanına geldi ve Ey Halife! dedi. Ben Allah’ın Resulundan şöyle dediğini duydum: “Müminin en değerli ameli Allah yolunda ciahddır.” Ebu Bekir: “Ne yapmak istiyorsun?” diye sordu. “O Allah yolunda ciahda gitmeyi ve şehit olmayı istiyorum.” dedi. Ebu Bekir: “Seni Allah’ın hakkına ve kendi hakkına böyle bir yolculuğa çıkma, ben yaşlanmışım, ölümüm yaklaşmıştır.” dedi Bilal: “Ebu Bekir’in yanında kaldı, Ebu Bekir öldüğünde Bilal Ömer’in yanına gelip aynı sözleri söyledi, Ömer de Ebu Bekir’in verdiği cevabı verdi, ama Bilal kabul etmedi.”[11] Bir zayıf nakle göre de Ömer Şam’a gidince Bilal ona Şam’da ezan okudu.[12]

Birinci rivayetin Şia’da yer alan rivayetle bir çelişkisi yoktur ve Bilal’ın ezan okuduğuna dair bir şeyi içermiyor. İkinci rivayet ise senet yönünden zayif olmasının yanı sıra Bilal’ın halifelerin müezzini olduğunu isbatlamaz, sadece onun geçici olarak ezan dediğini bildirir. Buna göre Ehl-i Sünnet ve Şia kaynaklarının geneli Bilal’ın halifelere müezzini olduğunu reddetmektedir.

Bilal’ın vefatını bütün tarihçiler Ömer’in hilafet döneminde Hicri 17 ila 20 yılları arasında bilmişlerdir.[13]

Hadis ve tarihi kaynaklarına tümünden şu anlaşılır ki Bilal Ehl-i Beyt’e muhabbet besleyen kimselerdendir. Hatta onun ezan okumamasını baştaki yönetime bir çeşit itiaraz ve Hz. Ali’nin imatinin inandığının bir göstergesi olarak değerlendirmek de mümkündür.



[1] El-İstiab c. 1 s. 179

[2] Çeşitli nakillerde Bilal İslam’ı kabul eden dördüncü veya beşinci kişi olarak tanıtılmıştır. Bkz. Biharu’l-Envar c. 18 s. 229.

[3] Biharu’l-Envar c. 17 s. 41; et-Tebekatu’l-Kubra c. 3 s. 175; Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 156

[4] Bkz. et-Tebekatu’l-Kubra c. 3 s. 175; Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 156

[5] Şia’nın İslami şahsiyetleri c. 1 ve 2 Ayetullah Cafer Subhani, El-İstiab c. 1 s. 182; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 243

[6] El-A’lam c. 2 s. 73

[7] El-İhtisas s. 71

[8] Men layahzeruhu’l-fakih c. 1 s. 283

[9] Et-Tebakatu’l-Kubra c. 2 s. 178; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 243 el-İstiab c. s. 82

[10] Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 526; Et-Tebakatu’l-Kubra c. 2 s. 178; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 243

[11] Et-Tebakatu’l-Kubra c. 2 s. 178; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 244

[12] Usdu’l-Gabe c. 1 s. 244

[13] Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 526; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 245; Delailu’n-Nubuvve c. 1 s. 348; İmtau’l-Esma’ c. 6 s. 350

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar