Gelişmiş Arama
Ziyaret
6874
Güncellenme Tarihi: 2012/04/02
Soru Özeti
Hükümetin başında bir fakihin bulunması (veliyi fakih) dini istibdadın önünü alıyor mu yoksa istibdadın kendisine neden olacak mı?
Soru
Hükümetin başında bir fakihin bulunması (veliyi fakih) dini istibdadın önünü alıyor mu yoksa istibdadın kendisine neden olacak mı? Bu işin nasıllığı hakkında bir açıklama yapınız.
Kısa Cevap

Kendini beğenme, bencil ve nefis mihverlilik[i] istibdadi nizamların en önemli özelliklerindendir. Baskıcı hükümetler çok çeşitlilik içermesine rağmen aşağıdaki özelliklerde müşterektirler:

  1. Şahıs veya belli bir tabaka, halkın rızası olmadan onlara hükümet ediyor.
  2. Hükümetin gücünün genişliği kanundan daha üstündür ve hiçbir kanun onu sınırlayamaz.
  3. Ne halk tarafından nede nezaret edici bir kurum tarafından hükümet işlerini kontrol edecek kimse yoktur. Vilayeti fakih nizamında yukarıda belirtilen özelliklerden hiçbirisi yoktur ki İran İslam Cumhuriyeti anayasasına müracaat ederek böyle olmadığı açıklanabilir.

[i] Selfcentrism

 

Ayrıntılı Cevap

Konuya girmeden önce birkaç noktaya değinmemiz gerekmektedir:

  1. Veliyi fakih nahiyesinden nazara alınan istibdattan kasıt hükümetin başında bir kişinin var olması nedeninden ötürü ise bu eleştiri bütün siyasi nizamlar içinde geçerlidir. Günümüzde çoğu ülkelerde (hepsinde demesek de), bir şahıs (sadrazam, cumhurbaşkanı veya padişah) ülkeyi yönetmektedir ve doğal olarak bu şahıs ülkenin içinde var olan diğer güçlerden yararlanıyor.
  2. Eğer nazardaki istibdat, veliyi fakihin ihtiyarı veya başka bir tabirle “fakihin mutlak velayeti” sonucundan kaynaklanmaktaysa onun cevabını “ indeks: Soru: 9295 (Site: 9466) (Fakihin mutlak velayeti)” adresinden okuyabilirsiniz.

İstibdadın Manası:

Kendini beğenme, bencil ve nefis mihverlilik[1] baskıcı ve despot[2] nizamların en önemli özelliklerindendir. Bu özelliğin birçok farklı boyut ve cilveleri vardır. Onlarda bir kısmı şöyledir:

  1. Diktatör hükümetlerdeki nefis mihverlik, usulen belirli bir şahısın veya bir grubun nefsine tabi olma, kudrete talip olma esasınca şekillenir.  Oysaki din temeli itibariyle sultanlık, başkanlık peşinde olmakla zıttır, ona karşıdır. Hükümeti sadece umumun sevgi ve isteği ile beraber olan ilahi kaynaklı ve Allah eksenli[3] olduğu müddetçe kabul etmektedir.
  2. Şahsi menfaatleri toplumsal maslahatlara tercih edilmesi: Genellikle diktatör rejimlerde şahıs veya hâkim olan heyetin menfaat, arzu ve istekleri toplumun maslahat ve menfaatlerinden önce gelir. Tarih boyu diktatör hâkimler sadece sermayelerini çoğaltma arayışında ve toplumun değerli servetlerini yutma peşinde olmakla birlikte umumi kaynak ve sermayeleri yutmakta en küçük ayrıntısına kadar ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır. Oysaki dini hükümette hâkim veya hâkimler bütün varlıklarıyla kendilerini topluma hizmet etmek için vakfetmeliler ve ferdi istekleri ve toplumun maslahatları çelişkiye düştüğünde öncelik toplum ve umumun menfaatine vermeleri gerekmektedir.
  3. Kanunların şahsın isteklerine göre yönlendirilmesi: Genellikle diktatör rejimlerde onaylanan kanunlar, ellerinden geldiği kadar hâkim veya hâkim tabakanın dünya perestlik istek ve menfaatlerini temin etmeye yönelik şekilleniliyor.

Bu nedenle baskıcı hükümetler çok çeşitlilik içermesine rağmen aşağıdaki özelliklerde müşterektirler:

  1. Şahıs veya belli bir tabaka halkın rızası olmadan onlara hükümet ediyor.
  2. Hükümetin gücünün genişliği kanundan daha üstündür ve hiçbir kanun onu sınırlayamaz.
  3. Ne halk tarafından nede nezaret edici bir kurum tarafından hükümet işlerini kontrol edecek kimse yoktur.[4]

Vilayeti Fakih Eksenli Nizamın İstibdat Eksenli Nizamla Olan Farklılıkları:

Vilayeti fakih nizamında yukarıda belirtilen özelliklerden hiçbirisi yoktur ki İran İslam Cumhuriyeti anayasasına müracaat ederek böyle olmadığı açıklanabilir:

  1. İran İslam Cumhuriyeti ana yasası, halkın büyük bir çoğunluğuyla yani yüzde 98.2 ile onaylanmıştır. Aynı şekilde anayasada yapılacak her türlü değişiklikte de halkın onayına sunulması gerekmektedir.

Anayasa kanunları esasınca halk “uzmanlar Şurası”nın (Şurayı Hubregan) üyelerini seçme yoluyla “veliyyi fakihi” tayin etmede dehalet ederler. Aynı şekilde halk İslami şura meclisindeki milletvekillerini ve cumhurbaşkanını seçme yoluyla da hükümetin yasama ve yürütme mecralarında rol oynarlar. Halkın bu üç şekil dehaleti hiçbir baskıcı hükümette olmadığı gibi en iyi halk yanlısı hükümetlerde bile halkın böyle geniş dehalet ve müşareketi yoktur.

  1. Anayasada veliyi fakihin güç sınırı iki şekilde sınırlanır ki istibdat esasına dayalı hükümetlerdeki güçle farklılaşır:
  1. Anayasanın dördüncü maddesinde şöyle gelmiştir: “Bütün medenî, cezaî, malî, iktisadî, idarî, kültürel, askerî, siyasî ve diğer bütün kanun ve kararlar İslâmî ölçülere dayanmalıdır.” Yani İslam kanunları veliyi fakihin gücünü sınırlayan ilk unsurdur veya daha dakik bir tabirle veliyi fakihin ihtiyaratlarını belirleyendir.
  2. Veliyi fakih anayasa kanunlarına uymak için taahhüt etmiştir. İslam hükümlerinin icrası için Allah’a verdiği kendi taahhüdünün yanı sıra anayasa kanunları mecrasında velayet makamını kabullenmesiyle birlikte anayasaya nispet taahhüdü vardır. Bu durumda feshedilme hakkı olmayan bu gerekli (caiz manasında değil) taahhüt, onun için ek taahhüt sayılmaktadır ve onun anayasa kanunlarına uymaması adaletten çıkması ve sonuçta da vilayet makamından azledilmesi gerekmektedir. Netice itibari ile anayasa kanunlarında veliyi fakihin ihtiyaratları İslam kanunları ve anayasa kanunlarınca kayıtlı ve sınırlıdır. Bu sınırlar istibdadi nizamlarda yoktur.

İlgili indeksler:

1-Veliyi fakihin vahdeti, Soru: 7164 (Site: 7938).

2- Veliyi Fakihin şartları, Soru: 4072 (Site: 4346).

3- Çokluk ve Veliyi fakihin vahdeti, Soru: 7178 (Site: 7937).

 


[1] Selfcentrism 

[2] despotism

[3] Theocentric

[4] Por siman Cd’sinin bazı bölümlerinden yararlanılmıştır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar