Gelişmiş Arama
Ziyaret
6959
Güncellenme Tarihi: 2012/04/02
Soru Özeti
Hükümetin başında bir fakihin bulunması (veliyi fakih) dini istibdadın önünü alıyor mu yoksa istibdadın kendisine neden olacak mı?
Soru
Hükümetin başında bir fakihin bulunması (veliyi fakih) dini istibdadın önünü alıyor mu yoksa istibdadın kendisine neden olacak mı? Bu işin nasıllığı hakkında bir açıklama yapınız.
Kısa Cevap

Kendini beğenme, bencil ve nefis mihverlilik[i] istibdadi nizamların en önemli özelliklerindendir. Baskıcı hükümetler çok çeşitlilik içermesine rağmen aşağıdaki özelliklerde müşterektirler:

  1. Şahıs veya belli bir tabaka, halkın rızası olmadan onlara hükümet ediyor.
  2. Hükümetin gücünün genişliği kanundan daha üstündür ve hiçbir kanun onu sınırlayamaz.
  3. Ne halk tarafından nede nezaret edici bir kurum tarafından hükümet işlerini kontrol edecek kimse yoktur. Vilayeti fakih nizamında yukarıda belirtilen özelliklerden hiçbirisi yoktur ki İran İslam Cumhuriyeti anayasasına müracaat ederek böyle olmadığı açıklanabilir.

[i] Selfcentrism

 

Ayrıntılı Cevap

Konuya girmeden önce birkaç noktaya değinmemiz gerekmektedir:

  1. Veliyi fakih nahiyesinden nazara alınan istibdattan kasıt hükümetin başında bir kişinin var olması nedeninden ötürü ise bu eleştiri bütün siyasi nizamlar içinde geçerlidir. Günümüzde çoğu ülkelerde (hepsinde demesek de), bir şahıs (sadrazam, cumhurbaşkanı veya padişah) ülkeyi yönetmektedir ve doğal olarak bu şahıs ülkenin içinde var olan diğer güçlerden yararlanıyor.
  2. Eğer nazardaki istibdat, veliyi fakihin ihtiyarı veya başka bir tabirle “fakihin mutlak velayeti” sonucundan kaynaklanmaktaysa onun cevabını “ indeks: Soru: 9295 (Site: 9466) (Fakihin mutlak velayeti)” adresinden okuyabilirsiniz.

İstibdadın Manası:

Kendini beğenme, bencil ve nefis mihverlilik[1] baskıcı ve despot[2] nizamların en önemli özelliklerindendir. Bu özelliğin birçok farklı boyut ve cilveleri vardır. Onlarda bir kısmı şöyledir:

  1. Diktatör hükümetlerdeki nefis mihverlik, usulen belirli bir şahısın veya bir grubun nefsine tabi olma, kudrete talip olma esasınca şekillenir.  Oysaki din temeli itibariyle sultanlık, başkanlık peşinde olmakla zıttır, ona karşıdır. Hükümeti sadece umumun sevgi ve isteği ile beraber olan ilahi kaynaklı ve Allah eksenli[3] olduğu müddetçe kabul etmektedir.
  2. Şahsi menfaatleri toplumsal maslahatlara tercih edilmesi: Genellikle diktatör rejimlerde şahıs veya hâkim olan heyetin menfaat, arzu ve istekleri toplumun maslahat ve menfaatlerinden önce gelir. Tarih boyu diktatör hâkimler sadece sermayelerini çoğaltma arayışında ve toplumun değerli servetlerini yutma peşinde olmakla birlikte umumi kaynak ve sermayeleri yutmakta en küçük ayrıntısına kadar ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır. Oysaki dini hükümette hâkim veya hâkimler bütün varlıklarıyla kendilerini topluma hizmet etmek için vakfetmeliler ve ferdi istekleri ve toplumun maslahatları çelişkiye düştüğünde öncelik toplum ve umumun menfaatine vermeleri gerekmektedir.
  3. Kanunların şahsın isteklerine göre yönlendirilmesi: Genellikle diktatör rejimlerde onaylanan kanunlar, ellerinden geldiği kadar hâkim veya hâkim tabakanın dünya perestlik istek ve menfaatlerini temin etmeye yönelik şekilleniliyor.

Bu nedenle baskıcı hükümetler çok çeşitlilik içermesine rağmen aşağıdaki özelliklerde müşterektirler:

  1. Şahıs veya belli bir tabaka halkın rızası olmadan onlara hükümet ediyor.
  2. Hükümetin gücünün genişliği kanundan daha üstündür ve hiçbir kanun onu sınırlayamaz.
  3. Ne halk tarafından nede nezaret edici bir kurum tarafından hükümet işlerini kontrol edecek kimse yoktur.[4]

Vilayeti Fakih Eksenli Nizamın İstibdat Eksenli Nizamla Olan Farklılıkları:

Vilayeti fakih nizamında yukarıda belirtilen özelliklerden hiçbirisi yoktur ki İran İslam Cumhuriyeti anayasasına müracaat ederek böyle olmadığı açıklanabilir:

  1. İran İslam Cumhuriyeti ana yasası, halkın büyük bir çoğunluğuyla yani yüzde 98.2 ile onaylanmıştır. Aynı şekilde anayasada yapılacak her türlü değişiklikte de halkın onayına sunulması gerekmektedir.

Anayasa kanunları esasınca halk “uzmanlar Şurası”nın (Şurayı Hubregan) üyelerini seçme yoluyla “veliyyi fakihi” tayin etmede dehalet ederler. Aynı şekilde halk İslami şura meclisindeki milletvekillerini ve cumhurbaşkanını seçme yoluyla da hükümetin yasama ve yürütme mecralarında rol oynarlar. Halkın bu üç şekil dehaleti hiçbir baskıcı hükümette olmadığı gibi en iyi halk yanlısı hükümetlerde bile halkın böyle geniş dehalet ve müşareketi yoktur.

  1. Anayasada veliyi fakihin güç sınırı iki şekilde sınırlanır ki istibdat esasına dayalı hükümetlerdeki güçle farklılaşır:
  1. Anayasanın dördüncü maddesinde şöyle gelmiştir: “Bütün medenî, cezaî, malî, iktisadî, idarî, kültürel, askerî, siyasî ve diğer bütün kanun ve kararlar İslâmî ölçülere dayanmalıdır.” Yani İslam kanunları veliyi fakihin gücünü sınırlayan ilk unsurdur veya daha dakik bir tabirle veliyi fakihin ihtiyaratlarını belirleyendir.
  2. Veliyi fakih anayasa kanunlarına uymak için taahhüt etmiştir. İslam hükümlerinin icrası için Allah’a verdiği kendi taahhüdünün yanı sıra anayasa kanunları mecrasında velayet makamını kabullenmesiyle birlikte anayasaya nispet taahhüdü vardır. Bu durumda feshedilme hakkı olmayan bu gerekli (caiz manasında değil) taahhüt, onun için ek taahhüt sayılmaktadır ve onun anayasa kanunlarına uymaması adaletten çıkması ve sonuçta da vilayet makamından azledilmesi gerekmektedir. Netice itibari ile anayasa kanunlarında veliyi fakihin ihtiyaratları İslam kanunları ve anayasa kanunlarınca kayıtlı ve sınırlıdır. Bu sınırlar istibdadi nizamlarda yoktur.

İlgili indeksler:

1-Veliyi fakihin vahdeti, Soru: 7164 (Site: 7938).

2- Veliyi Fakihin şartları, Soru: 4072 (Site: 4346).

3- Çokluk ve Veliyi fakihin vahdeti, Soru: 7178 (Site: 7937).

 


[1] Selfcentrism 

[2] despotism

[3] Theocentric

[4] Por siman Cd’sinin bazı bölümlerinden yararlanılmıştır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar