Gelişmiş Arama
Ziyaret
11596
Güncellenme Tarihi: 2011/11/22
Soru Özeti
Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey ile bizzat mümkün olan şey arasındaki ilişki nedir?
Soru
Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey ile bizzat mümkün olan şey arasındaki ilişki nedir? Güneşin dünya etrafındaki hareketi bizzat mümkün bir şey midir? Yok olmuş fenomenler bizzat mümkün şeyler midir?
Kısa Cevap

Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey, bizzat mümkün olan şeyin ta kendisidir. Başka bir tabirle, bizzat mümkün olan her şey, bizzat yokluğu ve bizzat varlığı mümkün olan şeydir. Yani bizzat varlığı ve yokluğu mümkün olan şeyler, bizzat mümkün olan şey için bir sikkenin iki yüzü gibidir. Güneşin dünya etrafındaki hareketi bizzat mümkün bir şeydir. Yok olmuş fenomenler de bizzat mümkün şeylerdir.

Ayrıntılı Cevap

Zorunluluk, İmkân Ve İmkânsızlık

“Mantıkçılar şöyle demektedir: Eğer bir yüklemi bir özneye nispet edersek, mesela A B’dir diye söyleyecek olursak, B’nin A ile olan ilişkisi üç nitelikten (zorunluluk, imkân ve imkânsızlık) birini taşıyacaktır. Bu ilişki ya zorunlu bir ilişkidir; yani kesin, kaçınılmaz ve elzemdir ve başka bir tabirle akıl onun aksini kabul etmekten kaçınır. Ya da bunun tersidir; yani ilişki imkânsız bir ilişkidir ve yüklemin özneyle ilişkilendirilmesi muhaldir. Başka bir tabirle akıl bunu kabul etmekten kaçınır. Veya bu ilişki müspet veya menfi olacak tarzdadır; yani hem ispat edilir ve hem de inkâr edilir şekildedir. Başka bir ifadeyle akıl ne onu kabul etmekten ve ne de onun aksini kabul etmekten sakınır. Örneğin dört sayısını çift olarak göz önünde bulundurursak, bu ilişki zorunlu ve kesindir. Akıl onun tersini kabul etmekten kaçınır. Akıl dört sayısı zorunlu ve gerekli olarak çifttir der. O halde bu ilişkiye hâkim olan şey gereklilik ve zorunluluktur. Ama beş sayısı çifttir diye söyleyecek olursak, bu ilişki imkânsız bir ilişkidir. Beş sayısı çift olmaktan kaçınır ve bunun manasını idrak eden aklımız da bunu kabul etmekten kaçınır. O halde beş sayısı ve çift olma arasındaki ilişki imkânsız ve muhal bir ilişkidir. Bugün hava güneşlidir dememiz durumunda ise, ilişki mümkün bir ilişkidir; yani günün doğası ne güneşli olmayı ve ne de kesin olarak bulutlu olmayı gerektirir. Burada gün ile güneşli olma arasındaki ilişki, mümkün bir ilişkidir. O halde her özne ile her yüklem arasındaki ilişkiyi göz önünde bulunduracak olursak, gerçekte bazen özel bir mülahazayla “madde” olarak adlandırılan bu üç niteliğin birinden yoksun olmayacaktır. Bizim burada belirttiklerimiz mantıkçıların sözleriydi. Konuları varlık olan filozoflar ise şöyle demektedir: Her “mana” ve “mefhumu” göz önünde bulunduracak ve mevzu karar kılacak ve de varlığı yüklem sıfatıyla ona yükleyecek olursak, şu üç kısmın biri dışında olmayacaktır: Ya varlığın söz konusu mana ve mefhum ile ilişkisi zorunlu olacaktır; yani zorunlu ve gerekli olarak o şey mevcut olacaktır. Biz bunu zorunlu varlık olarak adlandırmaktayız. Eğer varlığın onun ile ilişkisi menfi ve imkânsız olacak olursa ve mevcut olması muhal olursa ve de zorunlu ve gerekli olarak olmaması icap ederse, bu şeyi imkânsız varlık olarak adlandırırız. Bir cismin aynı zamanda hem yuvarlak ve hem de dört köşeli olması bu kabildendir. Eğer varlığın o manayla ilişkisi imkâna dayalı bir ilişki olursa ve başka bir ifadeyle söz konusu mana ne varlıktan ve ne de yokluktan kaçınmıyorsa, biz bu şeyi mümkün varlık olarak adlandırırız. Bir dizi neden hükmünce var olan ve sonra yok olan insan, hayvan, ağaç ve su gibi bu evrende bulunan tüm eşyalar, mümkün varlıklardandır.[1] İmkân için yedi mana yedi mana sayılmıştır ve onlar sırasıyla şunlardan ibarettir: 1. Özel imkân, 2. Genel imkân, 3. En özel imkân, 4. İstikbal eksenli imkân, 5. İstidat eksenli imkân, 6. Vuku eksenli imkân, 7. Yoksulluk ve varlık eksenli imkân. İmkânın manalarından birisi, iki zorunluluğu reddetme manasında olan özel imkândır (yani şey varlığa yönelik ne zorunluluk taşır ve ne de imkânsızlık).[2]

Üç Maddenin Kısımları (İmkân, İmkânsızlık Ve Zorunluluk)

Üç maddenin her biri üç kısma ayrılır.

1. Zatı itibariyle şey.

2. Başkasının itibariyle şey.

3. Başkasıyla kıyaslanması itibariyle şey.

(Elbette imkânda, başkasının itibariyle varlık adında bir kısım bulunamaz.[3]) Üç maddedeki zatı itibariyle varlık kaydından maksat, bizim mevzuu olduğu şekliyle ve başka her şeyden sarf-ı nazar ederek varlıkla ölçmemiz ve hangi hüküm taşıdığını görmemizdir. O mefhumu varlık ile ölçme esnasında, dikkatimizin sadece onun zatına matuf olmasına ve zat dışında başka bir şeye bakmamaya özen göstermeliyiz. Bu esasla, zatı itibariyle mümkün olan şey, kendi başına ve her şeyden sarf-ı nazar etmeyle ne varlığın ve ne de yokluğun kendisi için zorunlu olduğu zata denir.[4] O halde yukarıdaki sorunun cevabında şöyle denilebilir: Gerçekte zatı itibariyle mümkün olan şey, bir şeyin varlık ve yokluğa yönelik zorunluluk taşımamasıdır. Netice itibariyle zatı itibariyle mümkün olan her şey varlıkla mukayese edildiğinde imkân taşır ve aynı halde yoklukla mukayese edildiğinde de imkân hali taşır. Başka bir ifadeyle zatı itibariyle mümkün olan her şey, zatı itibariyle yokluk imkânı ve yine zatı itibariyle varlık imkânı taşır. Yani zatı itibariyle varlığı ve yokluğu mümkün olan şey, bizzat mümkün olan şey için bir sikkenin iki yüzü gibidir. Yukarıdaki açıklamalarla ikinci ve üçüncü soruların yanıtı da aydınlanmaktadır. Dünyanın güneş etrafındaki hareketi (elbette bu husus soruda yanlış belirtilmiş ve güneşin dünya etrafında hareketi olarak dile getirilmiştir), zatı itibariyle varlığı mümkün olan şeylerden sayılır; zira dünyanın hareketi kendisine yönelik ne varlığın (böyle bir durumda zorunlu varlık olur) ve ne de imkânsızlığın (böyle bir durumda imkânsız varlık olur) zorunluluk taşıdığı bir şeydir. O halde dünyanın güneş etrafındaki bu hareketi zatı itibariyle mümkündür. Bu mesele, yok olmuş fenomenler için de bu şekildedir. Zira varlık bu fenomenler için zorunluluk addetseydi, yok olmamaları gerekirdi (oysaki yok olmuşlardır). Eğer varlık onlar için imkânsız olsaydı, var olmamaları gerekirdi (oysaki bir zamanda bunlar var olmuşlardır). Netice olarak bu fenomenlerin varlıkla olan ilişkisi de zati imkândır. Yani var olması (tam nedenin olması durumunda) mümkündür ve yok olması da (tam nedenin kâmil olmaması durumunda)mümkündür.



[1] Mutahhari, Mürteza, Aşinayi Ba Ulum-ı İslamî (Mantık-Felsefe), ders-i dehom, c. 1, s. 223, İntişarat-ı Sadra, çap-ı heştom, payiz 69.

[2] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Nihayetü’l-Hikmet, c. 1, s. 186, Kum, Müesses-i Amuzeşi Ve Pejuheşi İmam Humeyni, çap-ı evvel, 1378 h.k.

[3] Daha fazla bilgi edinmek için Nihayetü’l-Hikmet, Merhale-i Rabia, Fasl-ı Dovvom’a müracaat edilsin.

[4] a.g.e, c. 1, s. 193.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar