Gelişmiş Arama
Ziyaret
6682
Güncellenme Tarihi: 2012/01/23
Soru Özeti
İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
Soru
Merhaba. İnsanın üstünlüğünü zedeleyen etkenler nelerdir? Cevabınızı lütfen Kur’an ve referanslar ile beyan edin.
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini yüce insanî üstünlükten düşüşün nedeni olarak tanıtmaktadır. Bu ayetlere göre, ilahi buyruklara yüz çevirmek ve uymamak Allah yanındaki üstünlüğü yitirmeye neden olmaktadır. İmamlardan (a.s) nakledilen rivayetlerde de fakirlik, dalkavukluk ve yağcılık vb. insanın üstünlük ve şahsiyetini zedeleyen etkenler olarak tanıtılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

İnsanın üstünlüğü, insan hakikatinin en önemli özelliklerindendir ve bu yüzden Allah meleklere onun karşısında secde etmelerini emretmiştir. İnsan, en güzel şekil ve tarzda yaratılan bir varlıktır. Bu yüzden onun başına üstünlük tacı konmuş ve onun evrendeki birçok varlıktan üstün olduğu ilan edilmiştir. Kur’an-ı Kerim bir taraftan varlık aleminde insanın makamı hakkında şöyle buyurmaktadır:

[1]"وَ لَقَدْ کَرَّمْنا بَنی‏ آدَمَ وَ حَمَلْناهُمْ فِی الْبَرِّ وَ الْبَحْرِ وَ رَزَقْناهُمْ مِنَ الطَّیِّباتِ وَ فَضَّلْناهُمْ عَلى‏ کَثیرٍ مِمَّنْ خَلَقْنا تَفْضیلا"Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.” Bu ayet insanın birçok mevcuttan kesinkes üstün olduğunu bildirmektedir. Öte taraftan bu üstünlüğü tartışmaya açan ve reddeden başka ayetler mevcuttur. Kur’an-ı Kerim ve rivayetlerden alınan dinsel öğretilere göre, insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır ve bu kısa makalede bu etkenlerin bazılarına işaret ediyoruz:

1. Gaflet Ve Kendine Yabancılaşma: Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor:

[2]"وَ لَقَدْ ذَرَأْنا لِجَهَنَّمَ کَثیراً مِنَ الْجِنِّ وَ الْإِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لا یَفْقَهُونَ بِها وَ لَهُمْ أَعْیُنٌ لا یُبْصِرُونَ بِها وَ لَهُمْ آذانٌ لا یَسْمَعُونَ بِها أُولئِکَ کَالْأَنْعامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُولئِکَ هُمُ الْغافِلُون‏"  Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.” Bir başka yerde ise şöyle buyuruyor: [3]"إِنَّ شَرَّ الدَّوَابِّ عِنْدَ اللَّهِ الصُّمُّ الْبُکْمُ الَّذینَ لا یَعْقِلُونَ" “Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.” Bu iki ayet, insanların akıl ve düşünceyi kullanmama ve onların gerekleriyle amel etmeme yüzünden kınandığını ve hayvanların veya onlarınkinden daha alçak bir makama düştüklerini dile getirmektedir.

2. Nefis Hevesi: Bazı Kur’an ayetleri, nefis hevesini insanî yüce makamdan düşmenin etkeni olarak tanıtmaktadır. Tıpkı, “kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme”[4] ayeti gibi. Nefis hevesi, insan kalbini çalar ve onun için bir kalp ve imanın gireceği bir mahal bırakmaz. Nefis hevesine uymak insanı öyle bir yere ulaştırır ki Kur’an şöyle buyurur: [5]ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِلینَ” “Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik.”

3. Dünyaya Tapmak: Maddi aşırı eğilimler ve dünyaya tapmak insanı her sapmaya ve günaha bulaştırır; zira insanın dünyadan kötü istifade etmesi ve ona gönül bağlaması, kandırılmayı, mağrur olmayı ve ahiretten gafil olmayı peşinden getirir. “Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile ayetlerimizden gafil olanlar var ya; işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden, varacakları yer ateştir.”[6] Şeytan nefsani hevesler ile insana sızar, onun iş ve çabasını onaylar, kötü işlerin bakışında güzel gösterir, onları yapmak için kendisine vesvese verir ve yalan vaatler ve gelecekten korkutmak ile onu hayırlı işleri yapmaktan alıkoyar. “Şeytan, onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.”[7] Bu nedenle, insan üstünlüğünü zedeleyebilecek ciddi amillerden birisi, insan aklının nefis hevesinin isteklerine esir olmasıdır. Aklı, emreden nefsin ve nefsani isteklerin esaretinde olan bir kişi, insan üstünlük ve makamından nasıl yararlanabilir? Bu ayetler, insan üstünlüğünün ayaklar altına alınması ve Allah’ın halifeliğinden en aşağı hayvani ve ondan daha alçak dereceye düşmenin nedenlerinden birisini, aklı kenara koymayı ve nefsani heveslere körü körüne uymak olarak beyan etmektedir. O halde insanın üstünlüğü Allah’a itaat etmededir. Üstünlük cevheri zarar görmemesi ve kendi kemal ve rüştüne ermesi için insan, Hak Teala dışında hiç kimsenin karşısında baş eğmemeli ve O’nun dışında kimseye kulluk etmemelidir. İnsan, Yüce Allah’a itaat ederek ruhsal yüceliğe ulaşır, alçaklık ve seviyesizlikten arınır. Gerçek üstünlük, Hak Teala’ya itaat ve kulluk etmede, Allah’tan sakınmada, ilahi haramlardan uzak durmada ve takva edinmededir:

"إِنْ تَجْتَنِبُوا کَبائِرَ ما تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُکَفِّرْ عَنْکُمْ سَیِّئاتِکُمْ وَ نُدْخِلْکُمْ مُدْخَلاً کَریم"[8] [9]"وَ مَنْ یُهِنِ اللَّهُ فَما لَهُ مِنْ مُکْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ یَفْعَلُ ما یَشاءُ"  

Bu nedenle, ilahi buyruklara yüz çevirmek ve itaatsizlik etmek Allah yanındaki üstünlüğü kaybetmeye sebep olmaktadır. Saygın bir insan, en üstün olan ve üstünlük ve bağışın bizzat kendisi olan bir ilaha itaatsizlik etmez ve üstünlük cevherini günaha satmaz. Nitekim İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "من کرمت علیه نفسه، هانت علیه شهواته"[10] Her kim nefsini üstün görürse, onun yanında şehvet ve nefsani eğilimler alçalır ve basitleşir. İmamlar (a.s) da rivayetlerde insan şahsiyeti ve üstünlüğünün zedelenmesine yol açan bazı amil ve nedenlere işaret etmiştir ve biz onlardan birini numune olarak belirtmeyle yetiniyoruz:

4. Fakirlik: Belki de hiçbir fenomen fakirlik kadar izzet-i nefsin zedelenmesine yol açmaz. Bu mesele inkar edilmeyen bir gerçektir; çünkü el darlığı ve fakirlik vesilesiyle şahsiyetin üstünlüğü ve insanlık onuru sarsılmaktadır. Bu yüzden Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: "اللهم صن وجهی بالیسار، ولاتبذل جاهی بالاقتار"[11] Ey Allahım! Haysiyetimi ihtiyaçsızlık ile koru ve fakirlik ile benim toplumsal konumumu alçaltma. Veya şöyle buyuruyor:

"انّ الفقر مذلّة للنفس..."[12] ve " الفقر موت الاکبر"[13] Rivayetlerde [14]"کاد الفقر ان یکون کفراً" diye belirtilmiş olması, belki de bu noktaya işarettir. İmamın bu sözü, fakirliğin müminin haysiyetini ortadan kaldırdığını ve onun saygınlık ve onurunun zedelenmesine yol açtığını açıkça belirtmektedir. Fakir insan, izzet ve onurunun cevherini ayakaltına almaya, Allah’ın kullarına göz dikmeye ve onlardan lütuf ve merhamet beklemeye mecbur kalmaktadır. İşte burada fertleri övme ve onlara dalkavukluk etmenin altyapısı oluşur ve insan onur ve saygınlığı yağcılık ve dalkavukluk ile büyük ölçüde elden gider. Elbette Allah’ın evliyaları ve seçkin insanlar için fakirliğin izzet ve erginleşme vesilesi olduğu hatırlatılmalıdır. Ama toplumda insanların kaçta kaçı böyledir ve fakirlik ve yoksulluk vahşeti karşısında tahammül edebilmekte ve onu nefsin tekamül ve yükselişinin merdiveni karar kılabilmektedir? Eğer böyle olsaydı, fakirliği kınayan ve eleştiren bunca rivayet nakledilmezdi. Fakir ve geri kalmış toplumlar arif, mümin ve takvalı insanlar ile dolmalıydı. Oysaki böyle değildir ve hatta durum tersinedir.

4. Tamah: İnsan üstünlüğüne ulaşmanın temel engellerinden birisi, tamah etmektir. Tamahkar bir insan isteklerine ulaşmak için, kendini her şey karşısında alçak ve zelil kılabilir; bu yüzden İmam şöyle buyuruyor:   

"من طمع ذل و تعنی"[15] Her kim tamah ederse, zelil olacaktır.

Netice:

Kur’an ve rivayetlerin bakışında insan saygınlığı ve şahsiyetini bekleyen ve onu ciddi şekilde tehdit eden tehlikeler çoktur ve onlardan bazıları gaflet, kendine yabancılaşma, nefis hevesine uymak, dünyaya tapmak, fakirlik ve tamahtan ibarettir…   



[1] İsra, 70.

[2] A’raf, 179.

[3] Enfal, 22.

[4] Kehf, 28.

[5] Tin, 5.

[6] Yunus, 7 ve 8.

[7] Neml, 24.

[8] Nisa, 31.

[9] Hac, 18.

[10] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharü’l-Envar, c. 67, 78.

[11] Nehcü’l-Belağa, 225.

[12] Temimi Amedi, Abdülvahid, Ğürerü’l-Hikem, s. 365, el-Faslu’l-Evvel, Zımmu’l-Fakr, Defter-i Tebliğat-ı İslamî, Kum, 1366 ş.

[13] Nehcü’l-Belağa, hikmet. 154.

[14] Kuleyni, Muhammed. Yakub. Kâfi, c. 2, s. 307, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365 ş.

[15] Ğurerü’l-Hikem, s. 297.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    8140 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]
  • Bazı ruhların başka bir bireyin varlığına girmesi mümkün müdür? Aynı şekilde savunma ışınları nedir?
    6421 Teorik İrfan 2012/09/24
    İslam mektebinde hulul ve reenkarnasyon meselesi ahiret, cennet ve cehennemi inkar etmeyi getirmesi nedeniyle reddedilmiştir, ancak ruhların varlığını idrak etmek ve bir tür onlar ile irtibata geçmek her ne kadar tavsiye edilmemişse de imkan dâhilindedir. Aynı şekilde bireyin içinin ıslah edilmesi ve bu tür fenomenlerin ortaya çıkmasının ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    6596 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Akli Burhan ile Fıkhi Kıyas arasındaki fark nedir?
    11396 Düzenler 2012/11/01
    Fakihler nezdinde kıyas ıstılahı, mantık ve felsefedeki “temsil” (analoji) ıstılahıyla aynıdır. ” kıyas ve temsilden maksat birinci şeyin hükmünü ikinci bir şeye, iki şeyde nitelik benzerlik olduğundan dolayı sirayet etmektir. Burhan, mantık ilminde “kıyas” türlerinden bir ıstılahtır ki yakini mukaddimelerden (öncül) oluşur ve verdiği netice ...
  • İmam Ali (a.s) zamanında kimler humus toplamakla görevliydi?
    10036 تاريخ بزرگان 2011/11/13
    Müslümanların tamamı, humusun ilahi farzlardan bir tanesi olduğuna inanmış ve bunu herkesin zorunlu olarak kabul etmeleri gerektiğini söylemişlerdir. Bu hükmün, Bedir savaşından sonra bir kanun haline gelerek sürekli uygulanmıştır. Hz. Ali (a.s)’de bu ilahi farzın uygulanmasında Peygamber (s.a.a)’in yanında yer alıp Peygamberle (s.a.a) gerekli işbirliği içinde olan ve Peygamber (s.a.a)’in ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    4913 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Acaba kuranın satırlarına abdestsiz dokunmanın işkâllı var mıdır? Ve sehven dokunulsa hükmü nedir?
    5561 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    Kuran satırlarına dokunmak yani abdesti olmayan bir kimse için bedeninin her hangi bir tarafını kuranın satırlarına dokundurması haramdır. Ama eğer kuranı kerim Farsçaya veya başka herhangi bir dile tercüme edilmişse tercümesine dokunmasının sakıncası yoktur.[1]Hakeza abdesti olmayan bir kimse Allahın ...
  • Bazı Kuran ayetleri, ilahi peygamberlerin masumluğuyla çelişiyor mu?
    16371 Eski Kelam İlmi 2007/11/26
    Yukarıdaki soruya şöyle cevap verilebilir:1. “İsmet” masum olan bir şahısta ruhla özleşmiş ve onu günah, unutkanlık, kötü işler ve hata yapmaktan engelleyen ve koruyan bir sıfattır. Bununla beraber masum olan şahıs mecbur kılınarak iradesi elinden alınmamaktadır.2) Peygamberlerin masum olmalarının sırrı, Allah’a olan aşk, inanç, kâmil bir iman ve ...
  • İmamla halifenin farkı nedir?
    10602 Eski Kelam İlmi 2010/03/07
    İbn-i Haldun gibi bazı Ehl-i Sünnet âlimlerine göre İmamla halife arasında fark yoktur. Onlara göre her ikisi de dinin korunması ve dünya siyasetinde şeriat sahibinden taraf naip olmak demektir.  
  • Malların fiyatını belirlemek İslam yöneticisinin görevlerinden midir?
    5531 Ekonımi Felsefesi 2011/04/12
    İslam'ın iktisadi düzeninde fiyatları arz talep belirler. Ancak çarşı, şer'i olan sabit ve devletin koyduğu değişken hüküm ve kanunlar vasıtasıyla kontrol edilir. Elbette eğer hükümet bazı durumlarda belli bir malın fiyatının belirlenmesinin İslam ve Müslümanların çıkarlarını temin edeceğini teşhis ederse o malın fiyatını belirleyebilir. ...

En Çok Okunanlar