Gelişmiş Arama
Ziyaret
12754
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
Soru
Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
Kısa Cevap

Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri varlıktır Allah".

Ayrıntılı Cevap

Farsçada "huda" şeklinde tercüme edilmiş olan mübarek Allah kelimesi Allahın has ve en kapsamlı isimlerindendir. Bu isim Allah dışında hiçbir varlık için kullanılmıyor. Zira Allahın her bir ismi Allahın sıfatlarından has bir kısmını yansıtıyor. Allahın bütün sıfatlarını ve ilahi tüm kemalleri bir bütün olarak kapsayan, veya başka bir tabirle Allahın cemal ve celal sıfatlarını kendisinde toplayan tek isim "Allah" ismidir.[1]

Allah kelimesi arapçada "v-l-h" kökünden iştikak edilmiş ve "tahayyur" yani şeşkınlık anlamındadır. Zira akıllar Allahın pak zatında şaşıp kalmışlardır. Bu bağlamda İmam Aliden (a.s.) şöyle nakil edilmiştir: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkınlıkta ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri varlıktır Allah".[2]

Bazen bazıları Allah kelimesinin "e-l-h" kökünden gelip ibadet anlamında ve hakikatte ise "yalnız hak olan mabud" anlamında oalan "el-ilah" olduğunu savunmuşlardır. Allah ın diğer isimleri ise "Allah" kelimesi için sıfat olduğu söylenilmektedir. Örneğin; gafur, rahim, semii, alim, besir, razık, zu'l-kuvve, mentin, halik (yaratıcı), barii ve musavvir sıfatları bunlardan bir kaçıdır. Bu sıfatların her birisi Allahın farklı bir boyutuna ve yönüne delalet ediyor. "Gafur" Allahın afcı, "Rahim" Allahın bağışlayıcı olduğuna delaler ediyor. "Allah gafur ve rahimdir",[3] "semii", Allahın işitilen şeylerden haberdar, "alim" bilgisi bütün şeyleri kapsadığına delalet ediyor. "Allah işiten ve bilendir".[4] "Besir" Allahın, görülecek şeylerden haberdar olduğuna işaret ediyor, "Allah, yaptıklarınızı hakkıyla basir (yani) bilendir".[5] Razık, Allahın bütün varlıkların rızkını temin ettiğine delalet ediyor. "zu'l-kuvve" Allahın kudretine, "metin" Allahın fiillerinin ve proğramının sağlam olduğuna delalet ediyor. "Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir".[6] Halık ve barii Allahın yaratıcı ve musavvir Allahın surat ve şekil veren varlık olduğuna delalet ediyor. "O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler (esma'ul-husna) O’nundur"[7]

Evet! Allhın tüm sıfatlarını kapsayan en kapsamlı olan isim "Allah" ismidir. Bu nedenledir ki bir ayette Allahın bir çok isminin Allah ismine vasıf olduğunu müşahede ediyoruz: "Huvallahulleziy la ilahe illa huve elmelikulkuddususselamul mu'minul muheyminul 'aziyzul cebbarul mutekebbiru". Yani "O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. (haşır 23).

Allah kelimesinin kapsamlı ve genel bir isim olduğuna en açık bir şekilde şahitlik ve delalet eden delillerden bir diğieri de şudur: iman ve tevhidi ibraz etmek sadece "lailahe illallahu" cümlesiyle mümkün olmasıdır. Bu cümlenin dışında hiçbir cümleyle iman ve tevhid inancı gerçekleşemez. Lailahe illa'l-alim" veya "lailahe illa'r-razık vb. cümlerler tek başına tevhit ve islama delil olamazlar. Hakeza diğer mekteplerin takipçileri müslümanların mabuduna işaret etmek istedikleri vakit Allah kelimesini zikir ediyorlar. Bu da bu ismin camii ve kapsamlı olduğu içindir. Zira ibadet edilen varlığın (mabud) Allah ile vasıflandırılması müslümanlara hastır.



[1] "Tefsir-i nümüne", c. 1, s. 21 – 22.

[2] "Biharu'l-envar", c. 3, s. 222.

[3] Bakara, 226.

[4] Bakara, 227.

[5] Hucerat, 18.

[6] Zariyat, 58.

[7] Haşır, 24.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar