Gelişmiş Arama
Ziyaret
9288
Güncellenme Tarihi: 2011/05/23
Soru Özeti
Niçin Hz. Mehdi (a.s) gaybet döneminde insanların hidayeti için bir kitap te'lif etmiyor?
Soru
Niçin Hz. Mehdi, insanların ve ulemanın istifadesi için bir kitap te'lif etmiyor?
Kısa Cevap

Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir.

Örneğin:

1- Allah'ın emriyle O İmam'ın gaybeti bir takım maslahatlar içindir. Gaybetin hikmetlerinden biri de insanların gerekli ruhi hazırlığa ve olgunluğa sahip olmayışlarıdır. Eğer beşer İmam'ın kendisini kabul edecek olgunluğa erişmemişse acaba onun kitabını kabul eder mi?

İnsanlığın sorunu, Masum İmam tarafından yazılmış bir kitabın bulunmayışı değildir. Eğer insanlarda gerekli hazırlık olsaydı elimizde bulunan kitaplar Yani Kur'an-i Kerim ve Ehl-i Beyt'in sözlerini içeren kaynaklar yeterliydi.[1]

2- Gaybet döneminin özellikleri ve insanların İmam'a ulaşmalarının müyesser olmayışı nedeniyle bu dönemde Hz. Mehdi adına bir kitap ortalıkta olsaydı, bu türden kitapları yanlarında bulundurduklarını iddia eden ve kendi sözlerini İmam'a isnat eden kişiler çoğalırdı. Böylece doğruyu batıldan ayırt etmek de zorlaşırdı. Nitekim bu gün Hz. Mehdi ile irtibat içinde olduklarını iddia eden yalancı kişiler çoğalmıştır.

3- Hz. Mehdi'nin gaybeti zahiri bir olgudur. Manevi yönden İmam'ın insanlarla irtibatı kesilmiş değildir. Hz. Resulullah (s.a.a)'dan gelen bir hadiste şu cümle yer alır: "Hz. Mehdi gaybet döneminde bulutun arkasında gizli olan güneşe benzer, görünmez ama halk yine de onun ışığından yararlanırlar."[2] Buna göre sürekli o İmam bizim durumumuzu gözetmekte ve gerekli gördüğü yerlerde bizim hidayetimiz için kendi maslahat bildiği yollardan gerekeni yapmaktadır. Asla İmam Mehdi (a.s) insanları kendi zavallılıkları ile baş başa bırakmamıştır. Nitekim gaybet döneminin başlangıcından günümüze kadar durum bundan ibarettir. Açıktır ki insanların hidayeti yalnızca kitap yazmakla sınırlı değildir.



[1] Çünkü İslam son dindir ve Resullullah (s.a.a) son peygamberdir. Bu yüzden açıklanması gereken her şey vahiy yoluyla açıklanmıştır; ayetlerin tefsiri ve açıklanması hakkında gereken her şey Hz. Mehdi(a.s)'nin gaybet dönemine kadar Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları vasıtasıyla açıklanmıştır. Karşılaşılan yeni konular hakkında da müminlerin görevi Hz. Mehdi (a.s) tarafından belirlenmiştir. Şöyle buyurmuştur: Karşılaşılan olaylar hakkında bizim hadislerimizi rivayet eden kişilere müracaat edin. Vesailu'ş-Şia, c. 27 s. 140

 اما الحوادث الواقعه فارجعوا فیها الی رواة حدیثنا ، فانهم حجتی علیکم و انا حجة الله علیهم "

Bu dönemde karşılaşılan bütün olayların hükmünü doğrudan Kur'an ve sünnetten elde etmek mümkün değildir. Bu yüzden gerekli şartları taşıyan fakihler belirli fıkıh usulu ile bu konuların hükmünü Kur'an ve sünnet ışığında elde ederler.

[2] Biharu'l-Envar, c. 52, s. 92 ; Kemalu'd-din,

َ غَیْرُ وَاحِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ هَمَّامٍ عَنِ الْفَزَارِیِّ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ سَمَاعَةَ عَنْ أَحْمَدَ بْنِ الْحَارِثِ عَنِ الْمُفَضَّلِ عَنِ ابْنِ ظَبْیَانَ عَنْ جَابِرٍ الْجُعْفِیِ‏عَنْ جَابِرٍ الْأَنْصَارِیِّ أَنَّهُ سَأَلَ النَّبِیَّ ص هَلْ یَنْتَفِعُ الشِّیعَةُ بِالْقَائِمِ ع فِی غَیْبَتِهِ فَقَالَ ص إِی وَ الَّذِی بَعَثَنِی بِالنُّبُوَّةِ إِنَّهُمْ لَیَنْتَفِعُونَ بِهِ وَ یَسْتَضِیئُونَ بِنُورِ وَلَایَتِهِ فِی غَیْبَتِهِ کَانْتِفَاعِ النَّاسِ بِالشَّمْسِ وَ إِنْ جَلَّلَهَا السَّحَابُ.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    4842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Namahrem bir erkeğe örtülü fotoğraf vermenin hükmü nedir?
    5461 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    Büyük taklit mercilerinin bürolarından aşağıdaki cevaplar elde edilmiştir. Dikkatinizi bu cevaplara çekiyoruz.Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu: Zatı itibariyle sakıncasızdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu: ...
  • Bir mekân nasıl vatan olur? Bir mekânda bir mülk sahibi olmanın ve oraya sürekli bir şekilde gitmenin etkisi nedir?
    5728 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    Mezkûr soru istediğiniz üzere, Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’den (ömrü uzun olsun) soruldu ve kendisinden alınan cevabın açıklaması şudur:Vatan örf ve akıllıların bakışında şahsın yolcu sayılmadığı ve neticede yolculuğun şerî hükümlerinin kendisi için geçerli olmadığı yerdir. Vatanın değişik örnek ve kısımları vardır: 1. Bireyin ve ailesinin doğduğu ...
  • "Bu asrın yaşlıları dahi imam-ı zamanın (Allah ferecini yakınlaştırsın) zuhur edeceği zamanı derk edeceklerdir" sözü Ayetullah Behcet'e aittir. Bu söz hakkında görüşünüz nedir?
    9069 Masumların Siresi 2010/11/21
    Ayetullah Behcet'in defterinden yapılan araştırmaya göre kendisi böyle bir şey söylememiştir. Onun söylemiş olduğu söz şudur; "sorunlar ve zorluklar şiddetlendikçe imamın zuhur edeceği zaman yakınlaşacaktır". Ve bu söz, rivayetlerden alıntı yapılmıştır. Rivayette şöyle denilmiş: "zuhur gerçekleşmeden önce fitneler çoğalacak ve dünya zulüm ve adaletsizlikle dolacaktır".
  • Acaba Peygamber Efendimiz (s.a.a), Hz. Mehdi’nin (a.f.) gaybet ve kıyamı konusunu açıklamış mıdır?
    12384 Eski Kelam İlmi 2009/05/17
    İslam dininin ortaya çıkışından beri, mehdeviyet konusu, Müslümanların şek ve şüphe etmeyecekleri bir şekilde açık ve netti. Peygamber Ekrem (s.a.a), Hz. Mehdi (a.f.)’nin varlığını, onun bazı sıfatlarını, tevhit ve adalet hükümeti kurmasını, zulmün kökünü kazımasını, İslam dininin bütün dinlere üstün geleceğini ve Hz. Mehdi (a.f.)’nin eliyle yapılacak olan bazı düzeltmeleri ...
  • Acaba din ile bilim arasında çelişki var mıdır?
    8962 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Dini olmayan ilimler belli aşamaları katederek dinin hizmetine alınırlar. Şöyleki fakih sabit unsurlar ve uzmanların, özellikle de sosyal ve davranış bilimleri uzmanlarının yardımıyla değişken unsurları teorize edebilir. ...
  • Kur’an-ı Kerim’de adı zikredilen sidretü’l-muntaha ne anlama gelmektedir?
    26913 Tefsir 2011/12/19
    “Sidre”, lügat bilginlerinin ekseriyetinin belirttiği üzere çok yapraklı ve çok gölgeli bir ağaca denmektedir ve “sidretü’l-muntaha” tabiri, göklerin zirvesinde ve meleklerin uçuşunun, şehid ruhlarının, peygamberlerin ilimlerinin ve insan amellerinin son zirvesinde yer alan çok yapraklı ve çok gölgeli bir ağaca işarettir. Orası, Allah’ın meleklerinin ötesine geçemediği yerdir. ...
  • Arkadaşlıkta yaş, bedensel ölçüler vb. gibi fiziksel uyumluluk gerekli midir?
    7463 محبت و دوستی 2012/05/30
    Her ne kadar toplumda insanı töhmet altında bırakacak kimselerle arkadaşlık yapmak gibi bazı maddi ve fiziki özelliklere riayet etmek gerekse de İslamın arkadaşlık için başlangıçta önemsediği şey maddi özellikleri değil, maneviyattır. İmanlı olmak, maddi ve manevi ihtiyaçları karşılamak vb. şeyler maneviyatın özelliklerdendir. ...
  • Bilgisayar, televizyon ve uydu kanalıyla namahrem şahsa bakmanın hükmü nedir?
    7726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Hamaney bu husustaki bir soruyu yanıtlarken şöyle buyurmuştur: Namahrem kadının görüntüsüne bakmak, namahrem kadının kendisine bakma hükmü taşımaz. Bu nedenle bakmak eğer zevk için değilse, günaha düşme korkusu yoksa ve görüntü bakanın tanıdığı Müslüman bir kadına ait değilse, sakıncasızdır. Farz ihtiyat gereği, televizyondan naklen yayınlanan namahrem kadın ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    9021 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...

En Çok Okunanlar