Gelişmiş Arama
Ziyaret
5266
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Yafuriye fırkasının menşei ve inançları nedir?
Soru
İmamları sadece “iyi ve takvalı alirmler” kabul eden “Yafuriye” (Abdullah b. Ebi Yafur’un takipçileri) adında bir fırka tarihte var mıdır? Eğer varsa bu inancı nereden almışlardır?
Kısa Cevap

Bu fırka hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Tarihî kaynaklarda yer alan bilgiler şunlardır:

1. “Yafuriye” fırkası Muhammed b. Beşir’in takipçileri olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve sonraları onun da imametini de inkâr etmişlerdir. Bu grup Musa b. Cafer’den (a.s) sonraki imamların imametine inanların kâfir olduğuna inanmışlardır. Bunlar şerî farzlar arasında sadece namaz, oruç ve zekâtı kabul etmiş ve diğer buyrukları kabul etmemişlerdir. Mahremler ile evlenmeyi ve köleler ile cinsel ilişkiyi caiz bilmişlerdir.

2. Yafuriye, Sülayman el-Akta adında bir ferdin takipçileridir.

3. Onlar İmam Sadık’ın (a.s) yareni olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmış ve onun en yakın ashap halkasını teşkil etmişlerdir. Abdullah b. Ebi Yafur da onlardan biridir. Kendisi bu cemaatin büyüğü olduğu için bu topluluğu onun adıyla anmışlardır.

4. Yafuriye İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.

Netice itibariyle bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir.

Ayrıntılı Cevap

Yafuriya fırkası hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Sadece fırkalar, İslam mezhepleri ve Şiilik hakkında kaleme alınmış bazı tarihsel kaynaklar bu fırka hakkında ve “Yafuriye” başlığı altında çok az bir bilgi vermişlerdir. Bu bilgiler dağınık ve muhteva olarak birbirleriyle farklıdır; öyle ki onlara isnatta bulunarak bu fırkanın varlığı ve onun görüş ve inançları hakkında kesin bir düşünce ifade etmek imkânsızdır. Bu fırka hakkında ele geçen bilgiler şu şekilde sınıflandırılabilir:

1. Bir gruba göre Yafuriye’yi Muhammed b. Beşir’in takipçilerinden olan Şii bir fırkadır. Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde ortaya çıkmış, Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve onun evladı Ali b. Musa (a.s) ve aynı şekilde kendisinden sonraki imamların imametini inkâr etmişlerdir. Onlar Musa b. Cafer’den sonraki imamların masumiyetini kabul etmemiş ve onların imametine inanan herkesi kâfir bilmiş ve kanını da helal görmüştür. Elbette bu fırka sonraları Musa b. Cafer’in de imametini inkâr etmiş, Muhammed b. Beşir’in imametini ve ondan sonra da oğlunun imametini kabul etmişlerdir. Bu topluluk Allah’ın sadece namaz, humus ve Ramazan ayı orucunu farz kıldığına ve zekat, hac ve diğer din buyrukları ve şeriat hükümlerinin yokluğuna ve yalan olduğuna inanmıştır. Onlar mahremler ile evliliği caiz bilmiş ve köleler ile cinsel ilişkiyi de sakıncasız saymışlardır.[1] Bazı kaynaklar da bu fırkayı “el-Beşiriye” yani Muhammed b. Beşir’in takipçileri olarak adlandırmışlardır.[2]

2. Bir başka grup onları İmamiye ve “Süleyman el-Akta”’nın ashabından saymıştır.[3]

3. Tarihçilerden bir başka grup şu kanıdadırlar: Yakubiye grubu İmam Cafer Sadık’ın (a.s) yaren ve ashaplarından ibaret olup kendisinden sonra Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmışlardır.[4] Onlar arasında kendisine en yakın ve en samimi bir topluluk bulunmaktaydı. Abdullah b. Ebi Yafur, Aban b. Tağallub, Hişam b. Salim, Cemil b. Derrac ve Hişam b. Hakem bu gruptandı.[5] Belki de bu topluğun büyüğü Abdullah b. Yafur olması nedeniyle, sonraları bazıları bu grubu “Yafuriye” olarak adlandırmışlardır.

4. İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.[6]

Görüldüğü gibi bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir. Konuların aktarıldığı kaynakları muteber sayarak belirtilen özelliklerle böyle bir fırkanın var olduğunu farz edersek, onların hicri üçüncü asrın başında İslam ve Şiilik tarihinin kısa bir döneminde mevcudiyet gösterdiğini ve bugün bu gruptan bir eser kalmadığını ve inançlarının görülmediğini söylemek gerekir.         



[1] Ebi Cafer Muhammed b. Ali Tusi, Rical-i Keşi, s. 479, Tashih-ı Hiasan Mustafavî, Neşr-ı Danışgah-ı Meşhed, 1347 Şemsi.

[2] İbn. Muhammed Hasan b. Musa Nubahti, Fevku’l-Şia, s. 92-93, Neşr-ı Haydariye Necef İşrak, 1388 h.k.

[3] Meşkûr Muhammed Cevad, Tarih-i Şia ve Fırkahay-ı İslamî ta Karn-ı Çarom, s. 151, Neşr-ı İşrakî, Rical-i Keşi ve Makalatu’l-İslamiyyin’den nakledilmiştir.

[4] Öyleyse “el-Beşiriye” fırkasına isnat edilenler onların inançları değildir.

[5] İbn. Muhammed b. Musa Nubahti, Fırek-i Şia, s. 89.

[6] Ali b. İsmail Eşari, Makalatu’l-İslamiyyin, c. 1, s. 116, Kahire baskısı, 1369 h.k.  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Erkeklerin beyaz altın kullanmasının hükmü nedir?
    6226 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/21
    Fakihlerin fetvasına göre altın maddesiyle süslenmek erkekler için haramdır. İster sarı altın olsun ister kırmızı ister beyaz. Ancak şunu bilmek gerekir ki platin altın değil, başka bir metaldir. Buna göre eğer bilir kişilere göre beyaz altının gerçekten altın maddesinden olduğu anlaşılsa onu kullanmak ...
  • Toprağa secde etmenin felsefesi nedir?
    17112 بیشتر بدانیم 2012/10/24
    Secdenin hakikati alçakgönüllülük, baş eğmek ve meyildir. Secde farzlardan biridir; çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler rükû ve secde edin…” Burada bir noktaya dikkat edilmesi gerekir ve bu nokta Şia’nın toprağa toprak için secde etmemesidir; zira yüce Allah’tan başkasına secde etmek tüm Şia âlimlerinin görüş ...
  • Sigara alışkanlığına sahip bir kimse oruç tutmakla birlikte sigara içebilir mi?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/23
    Taklidi mercilerin tümü konuyla alakalı olarak şöyle diyorlar: İhtiyati vacip gereğince oruçlu olan bir kimse sigara, tütün ve buna benzer şeylerin dumanının boğazına gitmesinden sakınması gerekir.[1] Taklidi mercilerden hiçbirisi oruçlu bir kimse, sigara içebilir fetvasını vermiş değildir. Bu şunu göstermektedir ...
  • Ne yapalım ki Kabrin sıkıştırma şeklindeki azabını görmeyelim?
    9452 کهنسالی و مرگ 2012/08/16
    Kabirden maksat bireylerin içinde gömüldüğü zahiri kabir değildir. Zira meyyitin defnedileceği yerde hiçbir değişiklik meydana gelmiyor. Bunun yanı sıra bazı kimselerin bedenleri aradan gidecek bir şekilde ölürler veya hiçbir şekilde defin edilmiyorlar ki bedenleri ardan gitmiş olsun. Rivayetlerde kabrin sıkıştırma şeklindeki azabını aradan götüren farklı faktörler beyan ...
  • Cırlak sıçanının idrar ve dışkısı necis midir?
    8724 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/03
    Bütün büyük taklit mercilerinin görüşüne göre insan ve kanı fırlar nitelikte olup damarı kesildiğinde fışkıran eti haram her hayvanın idrar ve dışkısı necistir. Ama sivrisinek ve sinek gibi eti olmayan küçük hayvanların dışkısı temizdir.[1] Bundan dolayı cırlak sıçanı eti ...
  • Evde eğitilmiş köpeklerin necaset hükmü nedir?
    5829 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/17
    Necasetlerden biri köpektir. Karada yaşayan tüm türleri necistir. Bütün Tevzihu’l-Mesail’lerde şöyle yazar: ‘Karada yaşayan köpek ve domuz, onların kılı, kemiği, pençesi, tırnağı ve rutubetleri necistir; ama deniz domuzu ve köpeği paktır.’[1]Ayetullah Hadevi Tahrani’nin bu konudaki görüşüde ...
  • Acaba Kur’an’da Allah hakkında değişik değişik övmeler (tarifler) (neüzubillah) Allahın gururuna delil değil midir?
    8402 پروردگار. نامها و ویژگی ها 2012/09/15
    Genel anlamda söylemek gerekir ki kendini övmek ve tavsif etmek genel ve çok kapsamlı bir meseledir. Bunun bazı örnekleri gururun ve benciliğin nişanesidir hepsi değil. Allah ve Allahın hücceti olan kimselerin kendileri övme ve vasıflandırma bağlamında kullandıkları ibarelere dikkat ve teemmül ettiğimizde mütekebbir ve bencil kimselerin kendileri ...
  • Bizim inancımızda masumun her tür zahiri ve batıni kusurdan uzak olması gerekmektedir. Bu konu göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Ali’nin (a.s) boyunun kısa oluşu hakkında nakledilen rivayetler doğru mudur?
    9089 تاريخ بزرگان 2011/07/21
    Genel bir ilke olarak dikkat edilmesi gereken husus şudur: Halkın nefret etmesi ve uzak olmasına neden olmaması için masumun yaratılış, ahlak, şemail ve zahiri sıfatlar gibi her türlü kusurdan uzak olması gerekir. Rivayetlerde İmam Ali (a.s) hakkında belirtilen sıfatlar, bizzat rivayetlerde bulunan ve açıklaması yapılacak ...
  • Aşırılık nedir ve ondan nasıl uzak kalınabilir?
    16073 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    “Ğuluv” (aşırılık) sözlükte fazlalık ve uzamak anlamındadır; başka bir ifadeyle had ve ölçüyü aşmaktır veya daha iyi bir tabirle her şeydeki ölçü ve konumdan çıkmak ve öteye geçmek aşırılıktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de aşırılığa şöyle işaret etmektedir: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin.” ...
  • İmanımızın ve inancımızın zayıflamasını nasıl önleyebiliriz?
    5595 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2019/09/17
    Ehlibeyt mektebinin inançlarını kendimizde güçlendirmek için bilimsel olarak bu inançların delillendirilmesi ve inanç dairesinin hurafelerden ayırt edilmesi gerekir. İnanca yönlendirilen bütün muhtemel şüphelere uygun cevaplar verilmelidir. Bilinmelidir ki bu bilimsel mücadele şerri ibadetler ve nefis tezkiyesiyle birlikte olmalıdır. Zira nasıl ki kötü ve ahlaksız davranışlar imanı zayıflatıyorsa ...

En Çok Okunanlar