Gelişmiş Arama
Ziyaret
7488
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
Soru
Bir müddet önce başladığım işte zarar ettim. Aile fertlerim devamlı hastalar. Ailede çalışan sadece benim ve yaşam yükünü yalnız başıma omuzlamaktayım. Lütfen benim için bir çözüm yolu önerin.
Kısa Cevap

İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda sabır göstererek ve şükretmeyle Allah’tan iyi bir ödül alacağınızı bilin.

Ayrıntılı Cevap

Ahiret ve uhrevî daimî yaşama inanan her imanlı insan saadet ve mutluğunu yalnız bu dünyada aramaz. Elbette bu dünyada ona sahip olmanın veya onu istemenin bir engeli yoktur. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Servet ve evlatlar bu dünya için faydalıdır, ahiret içinse iyi işler değerledir. Ama Allah her ikisini birden nadiren insana hediye etmektedir.[1] Aynı şekilde şöyle buyurmuştur: Dünya mümin için bir zindan gibidir ve zindan yaşamanın onun için hoş geçmesi beklenebilir mi?[2] İmam Hasan Mücteba’nın (a.s) buyurduğuna göre ise, zahirde zengin ve nimetler içinde olan imanlı fertler, Allah’ın ahiretteki vaatlerini gözünde bulundurarak ve onu dünyanın sınırlı ve gidici servetiyle mukayese ederek kendilerini zindandaymış gibi hissederler.[3] Bu esas uyarınca ilk merhalede ahireti düşünmeli ve sonraki merhalede Allah’tan dünya yaşamını da bizim için daha kolay kılmasını istemeliyiz. Bununla birlikte, eğer Allah bir şahsa üstün ekonomik imkânlar vermişse ve onu hastalık, derbederlik ve buna benzer sorunlardan uzak kılmışsa, o halde Allah onu daha çok sevmektedir, diye bir düşünceye kapılmamalıyız. Allah’ın, mümin kulunun iyiliğini herkesten daha iyi bildiğine ve onun için aldığı her kararda bir hayır olduğuna kesin bir şekilde inanmalıyız. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: Ben mümin kul hakkında hayrete düşmekteyim; zira Allah onun için neyi mukadder etmişse, sonunda bu kul için hayırdır. Eğer onu makasla parça parça etmeleri mukadder ise, onun için iyidir ve eğer dünyanın doğu ve batısının onun olması mukadder ise, yine onun faydasınadır![4] Bu farklılıkları hatta peygamberler arasında bile müşahede etmekteyiz. Mesela Süleyman (a.s) gibi bir peygamber engin bir alana hükmetmekteydi ve cinler, insanlar ve kuşlar kendisinin hizmetindeydi.[5] Rüzgârlar onun emrindeydi ve istediği yere kendisini götürmekteydiler.[6] Öte taraftan Eyüb (a.s) gibi bir peygamber ise birçok zorluk ve sorun içinde yer almaktaydı.[7] Oysaki bu, Allah’ın Süleyman’ı (a.s) Eyüb’e tercih ettiğine bir delil olamaz. Sadece her kulun ayrı bir şekilde sınandığına delil teşkil eder. Bu meseleyi ve Allah nezdinde kullar için bir takım makamlar olduğu ve malları verme veya şahsa bedensel bir zararın gelmesi dışında bu makamlara ulaşmanın mümkün olmadığı[8] veyahut yaşamın zorlukları ne kadar çok olursa bunun karşılığında Allah’ın vereceği mükâfatın daha çok olacağı ve Allah’ın bir kulu sevdiği zaman onu büyük zorluklara müptela kıldığını[9] bilmekle zorluklar bizim için daha kolay olacaktır. Ama tüm bu belirtilenler, sadece köşeye kapanıp zorluklara tahammül etmemizi ve Allah’tan dünyevî yaşamımızı iyileştirmesi için yardım talebinde bulunmamamızı gerektirmez. Aksine zorluklara tahammül etmenin bir mükâfatı ve onların bertaraf olması için dua etmenin de ayrı bir mükâfatı bulunmaktadır. Bu esas uyarınca, yüce imamlarımızdan (a.s) sorunların bertaraf edilmesi hakkında bir takım tavsiyeler nakledilmiştir ve biz onları size bildiriyor ve sizi bekleyen uhrevî mükâfatın yanı sıra, dünyevî sorunlarınızın da azalmasını arzuluyoruz.

1. Çok az miktarda olsa da sadaka vermek, Allah’ın rahmetine nail olmanıza neden olabilir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Hastalar kendinizi sadaka ile tedavi edin, dualarınız ile kendinizi belalardan uzak kılın ve rızık ve azığınızı sadaka vererek Allah’tan isteyin.[10] Başka bir tabirle sadaka bir çeşit Allah ile ticaret sayılmaktadır. Bu hususta İmam Sadık (a.s) evlatlarına şu miktarda sadaka verin diye buyurmuş ve evlatları eğer bu miktarda sadaka verirsek bizim için bir şey kalmayacaktır dediklerinde de Allah onun karşılığını bize verecektir, çünkü sadaka rızkın kilididir, diye söylemiştir.[11]

2. Yaşamdaki bereketin yollarından birisi de istiğfardır. İmamlarımız (a.s) Kur’an ayetlerine[12] isnatta bulunarak istiğfarın mal, evlat ve dünya ve ahiret hayrının çoğalmasına neden olduğunu belirtmişlerdir.[13]

3. Rivayet ve dua kitaplarında Allah’tan rızık dilemek için değişik dualar bulunmaktadır.[14] Kendi çabalarınızın yanı sıra bu dualardan da yararlanabilirsiniz. Bu cümleden olmak üzere aşırı fakirliği bertaraf etmek için tavsiye edilen[15] “la havle vela kuvvete illa bilah” zikrini devamlı söylemeye işaret edilebilir.

4. Ümitsiz Olmamak: En büyük günahlardan birisi Allah’ın rahmetin ümitsiz olmaktır.[16] Bu esas uyarınca, her ne kadar Eyüb (a.s) gibi yoksulluk, hastalık ve mal ve evlatların elden gitmesine duçar olsak ve Yakub (a.s) gibi yıllarca beklesek de Allah’tan yüksek çevirmemeli ve ümitsiz olmamalıyız. Çünkü zorluklardan sonra rahatlıklar pekâlâ gelebilir.[17] Elbette fakirlik, hastalık ve diğer yaşam sorunları insan hayatında kesinlikle rahatsız edici etkiler oluşturmaktadır. Bu tabiidir ve ilahi kazaya razı olmayla da çelişmemektedir. Nitekim Yakub’un (a.s) gözleri aşırı rahatsızlıktan dolayı görmez olmuştu, ama o yüce şahsiyet hiçbir zaman Allah’ın rahmetinden ümitsiz olmamıştı.

5. Sürekli Çabalamak: Medine Şiilerinden birisi aşırı bir fakirliğe duçar oldu ve durumu vahimleşti. İmam Sadık (a.s) bu durumu görünce kendisine şöyle buyurdu: Pazara git, kendin için bir yer seç, tezgâhını ser, bir testi su kenarına koy ve kazanç yerinden ayrılma! İmamın (a.s) bu buyruğunu yerine getirdikten sonra bu şahsın durumu tedricen iyileşmeye başladı.[18] İmamın (a.s) o şahsa buyurduğu şeylerin ona özgü olduğunu biliyoruz ve tüm fertlerin böyle bir şey yapması gerektiği düşünülmemelidir. Ama İmamın (a.s) buyruklarından elde edilen nokta şudur: Allah’tan rızık istemekle birlikte, aynı halde ciddiyet ve çaba göstermeli ve de gevşeklik ve tembellikten de kaçınmalıyız.

6. Yaşam harcamalarında dengeye riayet etmek de yaşama bereket katan yollardan biri olabilir. Çünkü geliri az olmasına karşın maalesef gelirleriyle uyuşmayan harcamalar yapan insanlar da gözlemlenmektedir. Oysaki bu harcamalar olmadan da hayata devem edilebilir. Bir rivayette dört grubun duasının kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Bunlardan iki grup daha önce kendilerine işaret edilen evinde oturup hiçbir çaba göstermeden Allah’tan rızık isteyen kimselerden ve diğer grup ise malı olan ama onu boş şeylere harcayan ve sonra Allah’tan rızık talebinde bulunan kimselerden oluşmaktadır. Yüce Allah bu gruba “ben yaşamda size dengeli davranmayı emretmedim mi” diye buyurmaktadır. Bu rivayette hatta mallarını diğerlerine senetsiz olarak borç veren insanlar da bu grupta yer alan insanlardan sayılmıştır.[19]

7. Başkalarına ve özellikle de anne ve babaya kendileri hayattayken veya vefat ettikten sonra yapılan iyilik rızkın çoğalmasına neden olur.[20] Rivayetlerde rızkın çoğalmasına neden olan başka birçok husus daha sayılmıştır. Ezan okurken müezzine eşlik etmek[21], tırnak ve bıyık kesmek, başı gül suyu ile yıkamak[22], bakımlı ve güzel kokulu olmak, yaşanan yeri temiz tutmak[23], komşulara iyi davranmak[24], İmam Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyaret etmek[25] vb.[26] hususlara işaret edilebilir.         



[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k, c. 67, 225.

[2] a.g.e., c. 65, s. 221, rivayet. 11.

[3] a.g.e., c. 43, s. 346.

[4] Hür Amıli, Muhammed b. el-Hasan, Vesailü’ş-Şia, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1409 h.k, c. 3, s. 250, rivayet. 3544.

[5] Neml, 17.

[6] Sebe, 12.

[7] Enbiya, 83.

[8] Vesailü’ş-Şia, c. 3, s. 262, rivayet. 3587.

[9] a.g.e., c. 3, s. 252, rivayet. 3553.

[10] a.g.e., c. 9, s. 375, rivayet. 12276.

[11] a.g.e., c. 9, s. 369, rivayet. 12260.

[12] Nuh, 10 ve 11.

[13] Biharu’l-Envar, c. 88, s. 336, rivayet. 20, c. 92, s. 293.

[14] Örnek olarak, Biharu’l-Envar, c. 92, s. 293, bap. 11 (Duaheye rızk ve ruzi).

[15] Vesailü’ş-Şia, c. 17, s. 218, rivayet. 9159.

[16] Yusuf, 87.

[17] İnşirah, 5-6.

[18] Vesailü’ş-Şia, c. 17, s. 56, rivayet. 21966.

[19] a.g.e., c. 7, s. 124, rivayet. 8908.

[20] a.g.e., c. 18, s. 381, rivayet. 23874.

[21] a.g.e., c. 1, s. 314, rivayet. 828.

[22] a.g.e., c. 2, s. 60, rivayet. 1480.

[23] a.g.e., c. 5, s. 7, rivayet. 5746.

[24] a.g.e., c. 12, s. 123, rivayet. 15831.

[25] a.g.e., c. 14, s. 413, rivayet. 19483.

[26] a.g.e., c. 15, s. 347, rivayet. 20704.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar