Gelişmiş Arama
Ziyaret
5796
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
İmamın (a.s) varlığının lütuf olması onun devlet ve hilafete ulaşmamasıyla nasıl bağdaşmaktadır?
Soru
Şiiler şöyle söylemektedir: İmamet zorunludur; çünkü imam Peygamberin halifesi olup İslam şeriatını muhafaza etmekte, Müslümanları doğru yola yöneltmekte ve hükümleri çoğalmaktan ve azalmaktan korumaktadır. İmam Allah tarafından belirlenmekte ve atanmaktadır, dünyanın ona ihtiyaç duyması nedeniyle böyle olması gerekmektedir ve bu yüzden imamın belirlenmesi ve atanmasının zorunludur… İmametin zorunlu olması onun ilahi lütuflardan olması nedeniyledir… Çünkü insanların rehber ve önderi olması durumunda bu önder zalimi zulüm etmekten alıkoyacak, onları hayırlı işlere yöneltecek, kötülükten sakındıracak, halkı ıslah ve kurtuluşa daha yakınlaşacak ve fesat daha uzak olacaktır. Bu da lütuftur. Onlara (Şiiler) şöyle söylenmektedir: Ali dışında sizin on iki imamınız liderlik, devlet ve hükümranlığa ulaşmamıştır, zalimi zulümden alıkoyacak, halkı hayra yöneltecek ve kötülük ile şerden uzaklaştıracak güçleri olmamıştır! O halde onlar hakkında asla tahakkuk etmeyen hayali iddialarda nasıl bulunuyorsunuz? Eğer düşünürseniz kendi inanç ve akidenize göre onlar imam değildir; çünkü sizin onlar hakkında iddia ettiğiniz lütuf kendilerinden hâsıl olmamıştır.
Kısa Cevap

Yüce Allah’ın hikmeti; peygamber gönderme ve insanların manevi tekâmülünü sağlama ile ilintili olan kendi hedefinin tahakkuk etmesi için peygamberlerin sonuncusu ve peygamberliği sonlandırıcı olan Peygamber-i Ekrem’den sonraki zaman için Peygamberin vazifelerini ondan sonra yerine getirmeleri gayesiyle bir takım imamlar belirlemeyi gerektirmektedir. Bu esas uyarınca Şia, imamın Allah tarafından belirlendiğine, Peygamberin (vahiy alma dışında) tüm makam ve vazifelerinin imamın yükümlülüğünde olduğuna ve zahiri devlet ve hilafetin de bu vazife ve hususlardan sayıldığına inanmaktadır. Bu esasla, devlet kendisinin elinden alınmış olsa bile masum imamın (a.s) varlığı lütuftur.

Ayrıntılı Cevap

Ehli Sünnet, imamın makamını dünyevi işlerin sorumluluk ve önderliği haddinde bilmekte ve onu sultan ve padişahlar kategorisinde görmektedir. Bu yüzden onların bakışında böyle bir imamın asıl rolü insanlara hükmetmek ve onların dünyevi işlerini halledip çözmektir. Bu iş de zahiri devlete ihtiyaç duymaktadır ve bu yüzden böyle bir imamın varlığı devleti ele geçirmeksizin lütuf sayılmamaktadır. Şia’nın bakışında ise Peygamberin vahiy alma dışındaki tüm iş ve makamları masum imamın yükümlülüğündedir. Nitekim Şia ve Ehli Sünnet Allah Resulü’nün Ali’ye (a.a) hitaben şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: “Senin benim yanımdaki konumun Harun’un Musa’nın yanındaki konumu gibidir. Sadece bir farkla ki benden sonra başka bir peygamber gelmeyecektir.” Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) ilk imam ve sonraki imamlar da onun halifeleri sıfatıyla Peygamberin yerde kalmış tüm makamlarını üstlenmeleri gerekmektedir. Bu nedenden ötürü imam (günah, hata ve yanlıştan) masum olmalıdır. Masum insanın kim olduğunu belirlemek de insanların gücünü aştığı için imam Allah tarafından belirlenmekte ve atanmaktadır; her ne kadar Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) vefatıyla vahyin ve Kur’an ayetlerinin inişi kesilse de dini korumak, insanların dinî önderliği, din hüküm ve buyruklarının açıklanması, Kur’an ayetlerinin tefsiri, dinsel şüphelerin giderilmesi, halkın eğitim ve öğretimi, en yüksek seviyede iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, kritik hayati durumlarda halka (Müslümanlar) danışmanlık yapmak, yersiz ve dertlilere yer vermek, halka önderlik etmek, onlar arasında yargıda bulunmak ve devlet yönetmek gibi onun diğer hayati ve hassas görev ve yükümlülükleri yürürlükten kalkmamalıdır. Evet, imamın görevlerinden birisi devlet kurmak ve İslam toplumunun önderliğini üstlenmektir. Ama imamın varlık felsefesi bu değildir ve bunun imkânsızlaşmasıyla imamın varlık felsefesi yok olmaz. Bu anlamıyla Şia imameti dinin usullerinden saymakta ve onun varlığını Allah’ın lütfüyle zorunlu bilmektedir. Devlet, imametin sadece küçük dallarından biridir.[1] Bu hayati makam ve vazifeler nedeniyle imamın varlığı lütuftur ve zahirde devlet ve güç elinde olmasa ve hilafet makamı gasp edilmiş olsa bile halk ve toplum için birçok bereket taşımaktadır. Buna ek olarak halk arasında olan, onlarla yaşayan ve kendilerinin ilmî ve diğer sorunlarını bertaraf eden bir imamın, onların fazilete yönelmesinde, kötülük ve günahtan uzak durmasında etkili bir rolü olacaktır. İşte bu yakınlaştırıcı ve uzaklaştırıcı olmak lütuf manasındadır.[2] Çünkü imamlar (a.s) masumdur; ama diğer insanlar masum değildir; onlar nefsanî isteklerinin tesiri altında kalabilir, insaniyet sınırlarını aşabilir ve günaha bulaşabilirler. Dolayısıyla her zaman kendilerini sapmadan koruyacak birisine ihtiyaç duymaktadırlar.

Daha fazla bilgi için şu başlığa müracaat ediniz: İmametin Aklî Delilleri, 614. Soru (Site: 671).



[1] Mutahari, Mürteza, Mecmua-ı Asar, c. 4, s. 841-945, çap-ı nohom, Sadra, Tahran, 1386 ş.

[2] Hilli, Hasan b. Yusuf, el-Elfeyn, s. 202, çap-ı evvel, Mektebetü’l-Elfeyn, Kuveyt, 1405 h.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar