Gelişmiş Arama
Ziyaret
8976
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Soru
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Kısa Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir: Eğitimden önce insanın kendisini yetiştirmesi, sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefritten kaçınmak, çocuğa şahsiyet vermek, onlara yeteneklerini kullanma ortamını vermek ve çocuğun eğitiminde aşamalara riayet etmek.

Ayrıntılı Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir:

1- Eğitimden önce kendini yetiştirme: Birçok kişi aile içinde en küçük bir sorunda kötü sözler sarfeder. Çocuk böyle sözleri ilk defa duyduğu için onların manasını öğrenmeye çalışacaktır. Çocuk zamanla onların manasını öğrenecek ve belkide onun gelecekte sapmasına ve ahlakının bozulmasına neden olacaktır. Psikiyatristlere göre iyi bir örnek ve model bin nasihattan daha etkilidir. Güzel örnek öğütten daha iyidir. Eğitimcinin sözle davranışı arasında uyumsuzluk olursa bu, çocuğun güzel örnekleri ve ahlaki öğütleri hafife almasına neden olacaktır.[1] Anne ve baba ev içinde birbirlerine karşı davranışlarına dikkat etmeli, çocuğun yanında birbirlerine güzel davranmalı ve saygı göstermeliler. Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Çocuğun babası üzerindeki hakları, onun annesine saygı göstermesi, ona güzel isim koyması, ona Kur’an öğretmesi ve onu güzel eğitmesidir.’[2]  

2- Sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefrit etmemek: Çocuğun tek ümidi ve neşe kaynağı anne babanın sevgi ve muhabbetidir. Hiçbir güç ebeveyinin sevgisi kadar çocuğa huzur vermez. Ve hiçbir bela anne babanın sevgisinin tümünü ya da bir kısmını kaybetmesi kadar çocuğun ruhuna darbe vurmaz. Ebevyn bu alanda başarılı olursa çocukları yalnızca çocukluk dönemide değil, büyüdüklerinde bile onları üzecek bir şey yapmaz, onları incitmezler. Demek ki, çocuklara gösterilen sevgi ve muhabbet onların ihtiyacını giderdiği gibi itaat etmelerinin zeminini de hazırlar. Bu nedenledir ki Allah-u Teala Peygamberine şöyle buyuruyor: ‘Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın, yoksa kaba ve katı yürekli olsaydın mutlaka yanından ayrılıp giderlerdi. Bağışla onları, yarlıganmalarını dile onların, iş hususunda danış onlarla.’[3]

Ancak sevgide ifrat ve tefrit edilmemelidir. Çünkü hem sıkmak ve soğuk kalmak, hem de aşırı sevgi yıkıcıdır.

Yersiz sevgi, çocuğu daha başlangıçta şımarık, zayıf, iradesiz ve başına buyruk eder. Böyle çocuklar davranışlarıyla anne babalarını üzer, onlara birçok sorunlar çıkarırlar. Şımarık birinin iki musibeti vardır: Biri herkesin onu anne babası gibi sevmesini bekler ve ona saygısızlık edilmesini istemez, isteğinin hemen yerine gelmesini ister. Başkaları ona önem vermeyip yersiz istekleriyle alay ettiklerini gördüğünde çok üzülür ve aşağılık duygusuna kapılır. Diğer taraftan aşağılık duygusuna kapılmasına neden olan iç dünyasındaki bu yıkımlar onu, sinirli, sabırsız, kötü ahlaklı, aşağılık birine çevirir. İnsanlara karşı kötümser olur, çirkin sözler ve uygunsuz davranışlarla onları kızdırır ve rahatsız eder.[4]

Psikolog Alfred Adly, bir kadın, komşusu radyonun sesini fazla açtığı için onu uyardığında radyoyu kısmayınca intihar ettiğini söylüyor. Adly araştırma yaptığında o kadının çocukluktan nazlı ve şımarık yetiştirildiğini gördü. Ne istemişse hemen yerine getirilmiş, bu yüzden kendisine olumsuz cevap veren bir dünyada yaşamaya tahammülü kalmamıştı.[5]   

Mac Bride diyor ki: Şımarık yetişmek aşağılık duygusunun alametlerindendir. Bunun kökünü çocukluk döneminde ki yanlış eğitim şeklinde aramak lazım. Kendisini anne babasının gözünün nuru gören çocuk, büyüyüp kadın veya erkek olunca yaşamının bütün yönlerinde aziz ve herkesin etrafında pervane olmasını ister. Böyle biri, kimsenin kendisine ilgi göstermediğini görünce ruhsal durumu bozulur, beyni karışır ve sonunda ya intihar eder veya başkalarını kötüler. Bu şekilde ortaya çıkan ukdeler toplumun büyük musibetlerindendir.[6]

Sevgide ifrat etmekten sakınılması gerektiği gibi tefritten, sinirli ve sert davranışlardan da sakınmak gerekir. Çocuğa karşı sert davranmak psikolojik olarak çok yanlış olup, birçok zararları vardır. Aşağıda onlardan bazılarına değiniyoruz:

a) Anne babaya karşı gellmesine neden olur. Çocuğunu kınayan, bunda ısrar eden ve devamlı böyle yapan ebeveyn çocuğuna hakaret etmiş ve aşağılamış olur. Böyle anne babalar çocuklarını eğitemedikleri gibi acemi davranışlarıyla inat ve küstahlığa da meydan verirler. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kızmak ve kınamakta aşırı gitmek, inatın ateşini körükler.’[7]

b) Çocuğa sert davranmak, onun kendisine olan güvenini kaybetmesine neden olur. Hiçbir şey büyüklerin gücünün karşısında tahkir edilmek kadar çocuğun kendine öz güvenini kaybettirmez.[8]

c) Çocuğun intikam alma duygusuna ve ukdeli olmasına neden olur. Psikiyatiristler, yaptıkları araştırmaların sonucunda birçok katil ve büyük suça karışanların, çocukluklarında aşağılanan kimseler olduklarını gördüler. Yani toplum böyle insanları tamamen uzaklaştırmış ve onlara hiçbir şekilde önem vermemişlerdi. Böyleleri toplumun kendilerini kabul etmediğini gördüklerinde birdenbire bütün perdeleri yıkarak içlerindeki ukdeyi boşaltmak ve toplumdan intikam almak için toplumsal olmayan yanlış hareketlere başvururlar. Bunların kişilikleri bir yere kadar yerine oturmuş olsaydı ellerindeki güç ve yeteneği yanlış ve uygunsuz yerlere harcamaz, doğru bir kanalda kullanarak faydalı olurlardı.[9]

3- Çocuğa şahsiyet vermek: Çocuğunuza şahsiyet verin. Nitekim Peygamberimizin (s.a.a) çocuğa verdiği değerden dolayı namazın secdesinde sırtına binen çocuk kendisi insin diye secdeyi uzattığını görmekteyiz. Bazende ağlayan çocuğun sesini duyduğunda cemaat namazını hızlı kılıp çabuk bitirirdi. Bunlarla insanlara çocuğa şahsiyet verilmesinin dersini öğretiyordu.

4- Çocuğa insiyatif ve yaratıcılık imkanı tanıma: Çocuğun yaratıcılığının önü alınırsa bu herşeyden önce yeteneğinin bir bölümünü köreltir, sonra kendine güvenini kaybettirir. Sonuçta hep başkalarının tecrübelerine dayanır ve kendisi her hangi girişimde bulunmaz. Öte yandan, bir işi yapma gücünü kendinde bulmaz ve girişken olmaktan korkar.[10] Hz. Ali (a.s) sorulan soruları bazen herkesin içinde cevaplamaları için çocuklarına havale ederek onlara şahsiyet verirdi.[11]

5- Çocuğun gelişim aşamalarına riayet etmek: Çocuğun eğitimi aşamalı ve onun yaşına uygun olmalıdır.



[1]- Mehdi Danişmend, Erziş-i Valideyn ve Terbiyet-i Ferzend, s.69-70, Yas-ı Nebi, h.ş.1380.

[2]- Seyyid Hasan Musavi Rad Lahici, Peder Mader-i Muallim Mera Hub Terbiyet Kon, s.128, İntişarat-ı İmam Şinasi ve Asar-ul Hücce (a.f), h.ş.1379.

[3]- Al-i İmran/159.

[4]- Sima Mikhbor, Reyhane-i Beheşti veya Ferzend-i Salih, s.226, Nur-uz Zehra (s.a), h.ş.1386.

[5]- Goftar Felsefi, Kudek Ez Nazar-ı Veraset ve Terbiyet, 2. Bölüm, s.247, Neşr-i Maarif-i İslami, 1346, Ferzendan-ı Ma s.39’dan alınmıştır

[6]- a.g.e. s.246, Ukdey-i Hakaret, s.27’den alınmıştır.

[7]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.235

[8]- a.g.e. s.227.

[9]- Mecid Reşidpur, Terbiyet Kudek Ez Didgah-ı İslam, s.66, İntişarat-ı Kabe, h.ş.1362.

[10]- Muhsin Kazımi, Çegune Ferzend-i Nabiğa Daşte Başim, s.156, Neşr-i Mim, h.ş.1381.

[11]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.223.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
    60286 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu ...
  • Vahdeti vücuttan kastedilen nedir?
    9453 İslam Felsefesi 2010/03/03
    Arif ve hakimler, vahdeti vücutla varlık aleminin bütününün Allah olduğunu kastetmezler; zira bütünün gerçek bir varlığı ve birliği yoktur, aynı şekilde vahdeti vücut, Allah ile varlıkların birlikteliği anlamında da değildir, nasıl ki tecafiden / gayri ve ayrılıktan maksat bir makamdan diğer bir makama bürünmek değildir; belki vahdeti ...
  • Vehhâbîlerin inanç çerçevesini ve Şia’ya yönelik eleştirilerini açıklar mısınız?
    7424 Eski Kelam İlmi 2010/07/24
    Vehhâbîler, Muhammed b. Abdülvehhâb’ın takipçileridir. O, İbn Teymîyye ve öğrencisi İbn Kayyim Cevzi ekolünün takipçisi olup Arap yarımadasında yeni bir inancın temelini atmıştır. Vehhâbîlik İslamî fırkalardan sayılıp Arabistan, Pakistan ve Hindistan gibi bazı ülkelerde taraftarları mevcuttur. Onların inancına göre Peygamber ...
  • Peygamber(s.a.a.)’in bütün sözleri ve konuşmaları vahiy midir?
    15633 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Bu hususta farklı görüşler vardır:Bazıları, Necm suresinin 3 ve 4’üncü ayetlerinin[i] genel olmasına bakarak şuna inanmaktadırlar: Peygamber(s.a.a.)’in bütün konuşmaları ve davranışları, vahiyden kaynaklanmaktadır.Bazıları da, Kuran-ı Kerim ve Peygamber(s.a.a.)’e nazil olan ayetler hakkında olan Necm suresinin 4’üncü ayetine bakarak, Peygamber(s.a.a.)’in ...
  • Kimler cennete girecek?
    12829 Eski Kelam İlmi 2009/06/16
    Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerini incelediğimizde cennetin Allah'ın kesin vaadi olduğu, muttakilerin, mü'minlerin, Allah ve Resulünün (s.a.a) emirne itaat edenlerin oraya gideceği anlaşılmaktadır. Böyle biri gerçek manada saadete ve kurtuluşa erenlerin sınıfında olacaktır.Allah ve Resulünün (s.a.a) emirlerinden biri veliyy-i emre itaat, imamı tanımak ve ...
  • Kiraya verilen eşyanın tamir masrafı hangi tarafın uhdesindedir.
    4977 Fıkıh 2011/08/17
    Kiraya verilecek evin, sahip olması gereken zaruri eşyalarının (örfün evin bir parçası olarak gördüğü eşyalar gerekli elektrik ve su malzemeleri gibi) hasar görmesi durumunda şer'i olarak tamir masrafları ev sahibinin üzerinedir. Elbette bu durum kiracının bu eşyaların kullanımında aşırı gitmemesi ve korumada ciddiyetsizlik etmemesi durumunda geçerlidir.
  • Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
    8619 Varie 2012/08/21
    Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    3571 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Şer’i açıdan hayız günleri dışında insanın eşiyle cinsel ilişki kurmasını yasaklayan bir durum var mıdır?
    44234 İlişkinin Zaman Ve Mekânı 2012/12/16
    Hayız ve nifas günleri, ihram ve oruç durumu veya diğer ikincil durumlar dışında insanın eşiyle cinsel ilişki kurması haram değildir. Muharrem ve Sefer ayları ve de şehadet ve matem günlerinde cinsel ilişki kurmak şer’i açıdan haram değildir. Evet, bu dinsel önderlere yönelik bir tür saygı sayılır. Nitekim ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    8251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...

En Çok Okunanlar