Gelişmiş Arama
Ziyaret
6712
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Kendi şer’i vazifelerine karşı kayıtsız olan anne ve babanın oruç ve namazının karşısında oğlunun vazifesi nedir?
Soru
Kendi hayatında sağlam ve salim olup yılda yaklaşık bir ay namaz kılan bir kimse vefat ettikten sonra kendisi için namaz ve oruç satın almanın hükmü nedir?
Kısa Cevap

Fıkıhçıların çoğuna göre Babanın yerine getirmediği oruç ve namazının kazası en büyük oğlanının üzerinde farzdır. Yani babanın vefatından sonra kazaya kalmış namaz ve orucunu ya büyük oğlu bizatihi kendisi veya başka birisini kiralayarak yerine getirmesi gerekir. Elbette taklidi mercilerin bir kısmı da anne ve baba yani her ikisinin namaz ve orucunun kaza edilmesini vacip olduğunu söylemişlerdir.

Dikkat edilmesi gerekir ki bazı fakihler şöyle buyuruyorlar: bu teklif (babanın veya baba ve annenin kazaya kalmış namaz ve oruçlarının kaza edilmesi) hatta eğer baba ve anne Allaha karşı isyan ederek namaz ve oruçlarını yerine getirmemiş olsalar bile yine bu teklif büyük oğlana yönelir. Ama bazıları bu durumda büyük oğlu tarafından kaza edilmesi gerekmez veya kaza edilmesi müstehaptir diyor.

Örnek olsun diye fakihlerin bu bağlamdaki görüşlerini gözden geçiriyoruz:   

Hz. İmam Humeyni (r.a.):

Eğer baba kendi orucunu tutmazsa, orucunu Allaha karşı isyan ederek tutmazlık yapmamış ve kaza yapabilir olduğu halde kaza yapmamış ise vefatından sonra kazası büyük oğlu üzerinde farzdır. Veya yerine getirilmesi için birisini kiralaması gerekir. Belki hatta eğer isyan kastıyla da terk etmiş olsa bile bu şekilde amel etmesi gerekir. Hakeza! Yolculukta tutmadığı oruçları hatta kaza edememiş olsa bile büyük oğlu tarafından kaza edilmesi vaciptir. Veya kaza edilmesi için birisini kiralamalıdır.

Ayetullah Eraki (r.a.):

Eğer baba ve anne üzerlerine farz olan orucu yerine getirmemiş olsalar ve yerine getirmemiş olması Allaha karşı isyandan dolayı değil ve kaza edebiliyorlardı ama yapmamış ise büyük oğlu üzerinde ölümlerinden sonra kazası vaciptir. Veya yerine getirilmesi için birisini kiralamalıdır. Hatta eğer isyandan dolayı yerine getirmemiş olsalar bile bu şekilde amel etmesi büyük oğlu üzerinde vaciptir. Hakeza! Yolculukta tutmadıkları orucu hatta eğer kaza edememiş olsalar bile büyük oğlu kaza etmelidir veya kaza edilmesi için birisini kiralamalıdır.

Ayetullah Mekarim-i Şirazi:

Vefat etmiş anne ve babadan Allaha isyan etmek kastiyle değil ve kaza yapabilir gücünde oldukları halde kazaya kalmış oruç ve namazları büyük oğulları (yani onların ölümünden sonra hayatta olan en büyük oğlu) tarafından kaza edilmesi farzdır. Belki hatta eğer isyan etme kastıyla terk etmiş olsalar bile ihtiyat-i müstahap gereğince bu şekilde amel etmelidir. Hakeza! Eğer yolculukta tutmadığı oruçları kaza etmesi için fırsat bulmamış olsalar bile ihtiyati müstahap gereğince büyük oğulları tarafından yerine getirilmesi vaciptir.

Ayetullah Sistani:

Eğer baba namazını kılmamış olsa, kaza da yapabiliyordu ve isyan etme kastıyla nazmı terk etmemiş ise ihtiyat gereğince kazası büyük oğlu üzerinde farzdır.

Ayetullah Nuri:

Baba ve anne üzerinde farz olan namaz ve orucu yerine getirmemiş olsalar ve kaza da edebilirlerdi kaza etmemiş olarak vefat ederlerse vefatlarından sonra büyük oğlu tarafından kaza edilmesi vaciptir. Veya bunu yerine getirmek için birisini kiralamalıdır. Hakeza! Yolculukta tutmadıkları oruçları hatta kaza yapma fırsatı bulmamış olsalar bile vacibi ihtiyat gereğince büyük oğulları kaza etmelidir. Veya kaza edilmesi için birisini kiralamalıdır. Tuğyan ve isyandan dolayı anne ve babanın yerine getirmediği oruç ve namazların kazası büyük oğulları üzerinde farz değildir. Bu hüküm baba için sabittir anne için de ihtiyati vacip gereğince riayet edilmelidir.

Ayetullah Hamenei:

Bir baba tüm ibadi amellerini kasti olarak yerine getirmemiş. Acaba büyük oğlan üzerinde babanın terk etmiş olduğu bu namaz ve oruçları ki yaklaşık elli yıla kadar varmış durumdadır vacip midir? Sorusuna vermiş olduğu cevap şöyledir: eğer terk etmiş olduğu namaz ve oruçlar tuğyandan ötürü terk etmiş ise kazası büyük oğlan üzerinde farz değildir. Ama ihtiyat gereğince bu durumda bile kazası terk edilmesin.[1]



[1] İmam Humeyni, “tevziu’l-mesail (el-muhaşi lil imam Humeyni), c. 1, s. 761, m

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar