Gelişmiş Arama
Ziyaret
8937
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
Soru
Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı? A. Eğer sürekli Peygamberin yanındaydıysa, o halde Peygamber insan suretinde bir melektir ve bu “ben sizin gibi bir insanım” diye belirtilen Kur’an ayetiyle çelişmektedir. B. Eğer sadece vahiy esnasında nazil oluyorduysa, bu durumda da Peygamberin sakal bırakmak ve benzeri sünnetlerinin sağlam dayanağı olmayacak ve bu sünnetler yeniden incelenebilecektir.
Kısa Cevap

Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin yüksek olması ve onun alçak mertebeye inmesidir. Dolaysıyla onunla birlikte olması durumunda nüzulün manası olmayacaktır. Cebrail’in aziz İslam Peygamberi ile birlikte olmasının veya olmamasının onun insan olmasına bir etkisi yoktur. Cebrail, Allah Resulüne vahiy taşıyıcılığı yapan kimse değil midir? Cebrail’in eşlik etmesiyle Allah Resulü’nün (s.a.a) melek olması arasında nasıl bir gereklilik vardır?

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzun birkaç bölüme ayrılmaktadır ve sırayla her bölüme cevap vereceğiz:

1. Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu[1] diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin yüksek olması ve onun alçak mertebeye inmesidir. Dolaysıyla onunla birlikte olması durumunda nüzulün manası olmayacaktır. Aksi takdirde mesela aziz Peygamberle (s.a.a) birlikte olan Cebrail kendisine şöyle dedi ve vahiy etti diye ifadeler kullanılması gerekirdi. Örneğin Meryem suresinin on dokuzuncu ayeti ve Duha suresinin ayetlerinin tefsirinde ayetin iniş sebebinin vahyin gecikmesi olduğu belirtilmiş ve vahyin yirmi beş yahut kırk beş gün geciktiği nakledilmiştir.[2] 

2. Sorunun ikinci bölümünün cevabı: Dinî öğretiler esasınca Allah’ın kendi elçisine güzel ahlakı öğretmesi için bir meleği göndermiş olmasında hiçbir şüphe yoktur.[3] Bir meleğin sürekli bir şekilde Peygambere eşlik etmesi onun melek olduğuna delil teşkil eder mi? Siz, Cebrail’in sürekli Peygamber-i Ekrem’in yanında olması durumunda onun insan olmayacağını belirtmektesiniz. Meğer Cebrail Allah Resulüne vahiy taşıyıcılığı yapan ve vahyin ona ulaştırılmasında vasıta olan kimse değil midir? Cebrail’in eşlik etmesi ile Allah Resulünün melek olması arasındaki gereklilik açık değildir; yani Cebrail’in sürekli Peygambere eşlik etmesinden onun melek olduğu neticesini nasıl aldığınız belli değildir. İki varlığın sürekli beraber olması onların türdeş oldukları manasına mı gelmektedir? Eğer biz bir yüzüğü sürekli yanımızda taşırsak, biz yüzük mü olacağız? Allah’ın her zaman bizimle olması, bizim Tanrı olmamız veya Allah’ın bizim gibi olmasını gerektirir mi?! Yahut meleklerin sürekli insan ile birlikte olması ve onun amellerini kaydetmesi, insanın melek olmasını mı gerektirir?! Bu istidlalin aklî bir temeli bulunmamaktadır. Hatta Peygamber sürekli Cebrail ile birlikte olsa da bu onun insan oluşunu zedelemez ve Kur’an ayetiyle bir çelişki arz etmez.[4] 

3. Bir diğer nokta da şudur: Cebrail’in Peygambere (s.a.a) nazil olmasının ve diğer insanlara nazil olmamasının nedeni, Peygamberin masum olmasıdır. Peygamberin masum olması Cebrail’in ona vahiy getirmesinden kaynaklanmamaktadır. İnsan hata ve yanlış yapmaktan masum olmayana dek peygamberlik makamına layık olmaz ve vahiy kendisine inmez. Böyle olduğu zaman artık Cebrail’in bulunması veya bulunmamasının aziz Peygamberin (s.a.a) masum oluşuyla bir ilişkisi olmaz; çünkü o Yüce Allah’ın güvenilir kuludur ve Cebrail de Allah’ın postacısıdır. Yanı sıra, bizim aziz Peygambere uyma ölçümüzün ne olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Biz neden aziz Peygambere itaat ediyoruz? Ona uymamızdaki ölçü Cebrail’in kendisine eşlik etmesi midir? Yoksa bunun başka bir ölçüsü mü vardır? Cebrail’in sadece vahiy taşıma rolü vardır ve ne Peygamberin masumiyetinde ve ne de ona itaat etmemizde bir etkisi mevcuttur. Bu nedenle nebevi sünnet zedelenecek ve yenilenecek bir özellikte değildir; çünkü nebevi sünnet her türlü hatadan korunan ve en yüksek insanî dereceye sahip bir peygamberin davranışlarından alıntılanmıştır. Öyle ki Yüce Allah onun yakınlığını iki yaydan daha az olarak beyan etmektedir.  



[1] Kuleyni, el-Kafi, c. 6, s. 52, çap-ı çarom, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365; a.g.e., c. 5, s. 304; Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 17, s. 378, bap. 52, el-Yakin Ve’s-Sabr Âla’ş-Şedaid, Müessestü’l-Vefa,Beyrut.

[2] Banuy-i İsfahanî, Seyide Nusret Emin, Mahzenu’l-İrfan, Der Tefsir-i Kur’an, c. 15, s. 169, Nehzet-ı Zenan Müselman, Tahran, 1361 ş; Kaşani, Molla Fethullah, Tefsir-i Minhecü’s-Sadıkin, Fi İlzami’l-Muhalifin, c. 10, s. 269, Kitabfuruşi Muhammed Hasan İlmi, Tahran, 1336 ş; Hüseyni Şah Abdulazimi, Hasan b. Ahmed, Tefsir-i İsna Aşeri, c. 14, s. 249, İntişarat-ı Mikat, Tahran, çap-ı evvel, 1363 ş; Reşiduddin Mubidi, Ahmed b. Ebi Saad, Keşfu’l-Esrar Ve İddetu’l-Ebrar, c. 6, s. 140, İntişarat-ı Emir Kebir, Tahran, çap-ı pencom, 1371 ş.

[3] Hz. Ali (a.s) bu hususta şöyle buyuruyor: لَقَدْ قَرَنَ اللَّهُ سُبْحَانَهُ بِهِ مِنْ لَدُنْ أَنْ کَانَ فَطِیماً أَعْظَمَ مَلَکٍ مِنْ مَلَائِکَتِهِ یَسْلُکُ بِهِ طَرِیقَ الْمَکَارِمِ وَ مَحَاسِنَ أَخْلَاقِ الْعَالَمِ لَیْلَهُ وَ نَهَارَه (Nehcü’l-Belağa, s. 300, İntişarat-ı Daru’l-Cehre, Kum).

[4] Meleklerin ve Cebrail’in ilimleri vermedeki rolü hakkında şu adrese müracaat edebilirsiniz: 1353. Cevap (Site: 1922) (Meleklerin Varlıksal Konumu).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar