Gelişmiş Arama
Ziyaret
11285
Güncellenme Tarihi: 2008/09/03
Soru Özeti
Safeviyye, Şeyh Safiyuddin tarafından Erdebil'de kurulmuş bir tarikat mıdır?
Soru
1-Safeviyyenin, Şeyh Safiyuddin tarafından Erdebil'de kurulmuş bir tarikat olduğu ve bunun sufi ve Sünni bir tarikat olduğu söylenmektedir. Böyle bir şey doğru mudur? 2-Şeyh Safiyuddin'in oğlu Cüneyt ve torunu Haydar Caferi Şiası mıydılar?
Kısa Cevap

Tarihi kaynaklar, Şeyh Safiyuddin, oğlu Cüneyt ve torunu Haydar'ın Şii olduğunu göstermektedir. Ancak o dönemin şartları, onların, inançlarını diğer Safevi sultanları gibi açıkça ortaya koymalarına izin vermiyordu. Onların ya da başka Şiilerin, geçmişte bu mezhebin mensupları olup olmamaları, bizim onlara olan bakış açımızı değiştirmeyecektir. Kim, Şia'nın hakkaniyetine inansa ve Şia mezhebine tabi olsa onu bu mezhebin mensubu biliriz ve geçmişiyle işimiz olmaz. Safevi hanedanı da bu kaideden istisna değildir ve onların ataları geçmişte Şii miydiler yoksa değil mi bizi ilgilendirmiyor. Bununla birlikte diyoruz ki, tarihi kaynaklar onların Şii oldukları ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir.

Ayrıntılı Cevap

1-Her şeyden önce bilmek gerekir ki, Şiiler asırlarca hakim güçlerin baskıları altında kaldıklarından inanç ve düşüncelerini özgürce söylemekten hep mahrum kalmışlardır. Ancak hakim güçlerin hassasiyetini uyandırmayacak şekilde bu inançlarını çeşitli yollarla yayıyorlardı.

Şii alimlerinin, Safevi hanedanının ecdadından olan Şeyh Safiyuddin'in hakkında söylediklerinden onun Şii olduğu sonucuna varılmaktadır. Örneğin Şeyh Yusuf Bahrani, Keşkül adlı eserinde şöyle yazar: 'O, hak Şia mezhebinin alimlerinden ve büyük tarikat şeyhlerindendi. Zahiri ve batınî ilimlerin ikisine de sahip olup İmam Musa Kazım (a.s)'ın neslinin büyük seyyidlerinden sayılırdı.'[1]

Şeyh Bahai, Tevzih-ul Makasid' de Şeyh Safiyuddin için der ki: 'Kutbu Alem, Şeyh Safiyuddin İshak Erdebili'nin halet ve kerameti herkese aşikardır.'[2]

Evet, Şii kaynaklar, Şeyh Safiyuddin'in Şia mezhebinden ve tarikat ehli olduğunu ortaya koymaktadır. O veya başka Şiilerin geçmişte bu mezhebe mensup olmadıkları konusuna gelince bu bizim onlar hakkında ki görüşümüze etki etmeyecektir. Zira bizim için önemli olan kişilerin geçmişi değil akıbetlerinin ne olduğudur. Bilindiği üzere Hz. Musa (a.s) ile mücadele eden sihirbazlar, iman ettikten bir gün sonra şehid edildiler. Bu bir günlük iman kurtuluşlarını sağladı ve geçmişleri onları Allah'ın rahmetinden mahrum etmedi.[3]

Kerbela şehidlerinden Hür b. Riyahi, Aşura gününe kadar Ehl-i Beyt (a.s)'ın karşı cephesinde yer almış ve düşman ordusunun komutanı idi. Ama hak cephesine döndü ve İmam Hüseyin (a.s)'ın yanında savaşarak şehid oldu. Bu şekilde dünya ve ahiret hayırını kazandı. İmam (a.s), ona 'Hür İnsan' diye hitap etti.[4]

Buna göre biz, Şianın hak olduğunu kabul edip bu mezhebe gelen kimseyi kim olursa olsun bu mezhepten bilir ve geçmişini irdelemeyiz. Safevi hanedanı da bu kuraldan istisna değildir. Elbette karineler atarlının da büyük bir ihtimalle Şia olduklarını ortaya koymaktadır ancak buna rağmen onların şia olup olmadığı bizim açımızdan pek fark etmiyor.

2- Şehy Safuyiddin'in oğlu Cüneyd ve Cüneyd'in oğlu Haydar hakkında da yine birinci cevapta söylediğimiz gibi kişilerin geçmişlerinin etkili olmayacağı konusu göz önüne alınmalıdır. Bununla birlikte onlar On iki İmam Şiası idiler. Cüneyd, bir din önderiydi. Kısa zamanda bir çok taraftarı oldu. Azerbaycan'ın hakimi bu durumdan korktuğu için onu ve takipçilerini bölgesinden çıkardı. Sonunda başka bir yerde Şirvan'ın hakimi tarafından öldürüldü.[5] Cüneyd'in oğlunun adının Haydar olması geçerli bir delil olmasa dahi onların teşeyyü mezhebine olan yönelişlerini göstermektedir.

Her neyse, Cüneyd'in ölümünden sonra, onun takipçileri oğlu Haydar'ın etrafında toplandılar. Başlarına kırmızı başlıklar koyduklarından kendilerine 'kızılbaş' adını vermişlerdi. On iki İmam mezhebinin alameti olarak on iki kenarı olan bir taç'ları vardı.[6] Rivayete göre Haydar, İmam Ali (a.s) ve diğer Masum İmamlar (a.s)'ın rüyasında görmüş ve İmam Ali (a.s) ondan kendisi ve takipçileri için belirli bir alamet seçmesini istemiş. O da uyandıktan sonra bu tacı seçmişti.[7] Bu olay ve rüyayı bir kenara bırakırsak onların Şii olduklarına dair kesin karineler vardır. Mesela, Türkiye, Orta Asya ve Hindistan'da Şii ve Kızılbaş kelimeleri eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.[8]

Safevi'lerin ecdadının Şii olduklarının delillerden bir diğeri, Kutbuddin Hanefi'nin bu hanedanın ilk şahı olan Şah İsmail hakkında ki şu sözüdür: 'O, babalarının aksine Şiilikte çok mutaassıp idi.'[9]

Ehl-i Sünnet aliminin bu sözü Şah İsmail'in ecdadının da Şii olduğunu göstermektedir. Ama çeşitli nedenlerden dolayı inançlarını açığa çıkarmaktan çekinmiş, Kutbuddin Hanefi'nin deyimiyle Şiiliklerinde fazla taassup göstermemişlerdir. Yoksa gerçekte başka bir mezhebe mensup değildiler. Onların Şiiliklerini gizlemelerinin nedeni o dönemin baskılarından dolayı idi. Hakim güçler, kendi hakimiyetleri ile uyuşmayan her hareketi eziyorlardı. Haydar ve Cüneyt'in öldürülmeleri bunun örneklerinden sayılabilir. Maalesef günümüzde bile bazı İslam ülkelerinde Şiilerin inançlarını açıkça ortaya koyamadıkları gözlenmektedir.

Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki, Şah İsmail'den önce, onun alim olan ecdadı için sultan lakabı kullanılırdı. Ama Şah İsmail onların ilk resmi hükümdarıydı.



[1] -Seyyid Muhsin Emin, A'yan-uş Şia, c.3, s.267'den naklen, Dar-ut Taarif Li'l Matbuat, Beyrut

[2] -a.g.e.

[3] -A'raf/111-113; Şuara/38-51

[4] -Seyyid b. Tavus, el-Luhuf fi Katl-it Tufuf, s.104, İntişarat-ı Cihan, Tahran, h.ş.1348

[5] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.4, s.247

[6] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.6, s.265

[7] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.1, s.20

[8] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e.

[9] -Seyyid Muhsin Emin, a.g.e. c.3, s.321

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
    12075 Eski Kelam İlmi 2012/07/21
    Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ...
  • Beyine ile itirafın tezatlaştığı durumda kısasın hükmü nedir?
    5445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Eğer beyine (iki adil şahit) “a” ismindeki şahıs kasten Zeyd denen şahsı öldürdü şeklinde şahitlik eder ama daha sonra “b” ismindeki bir şahıs gelip Zeyd ismindeki şahsı öldüren benim şeklinde itirafta bulunursa fakihçilerin büyük bir çoğunluğun görüşü şöyledir: Kan sahibi aşağıdaki dört şıktan her hangi birisiyle amel ...
  • Kur’anî ve dinî faaliyetler karşılığında veya genel olarak vacib-i kifayinin karşılığında ücret almanın hükmü nedir?
    6907 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/15
    Kur’an öğretmek, hıfzetmek gibi Kur’anî faaliyetlerin dışında kalan, namazın farzlarını öğretmek gibi farzların karşılığında alınan ücret caiz değildir. Ama dinin müstehap olan amelleri için ücret almanın sakıncası yoktur. Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretmenin dışında olursa onun karşılığında da ücret almanın sakıncası olmaz, ancak mekruhtur. Fakat hediye ...
  • Ahbariler ve Usuliler kimlerdir?
    18477 Tarih Felsefesi 2012/05/03
    Ahbarilik, hadis ashabına denir ve Şiilikte onlar Ahbarî olarak adlandırılır. Bu grup içtihadı geçersiz bilmekte ve sadece habere (rivayetler ve hadisler) uymaktadır. Ahbariler karşısında olan Usuliler ise birçok İslam fakihinin içinde bulunduğu ve Usulî olarak adlandırılan gruba denir. Bu grup, İslam’ın şer’i hükümlerini belirlemede Kur’an, sünnet, akıl ...
  • Kur’an’da geçen ölüm ve cehennem azapları nasıl ilahi nimetler olarak sayılabilirler?
    7124 Tefsir 2012/03/08
    Rahman suresinde ilahi nimetler sayılmaktadır. Her nimetten sonra ‘Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?’ ayeti ile muhataplardan bu nimetler için ikrar almayı amaçlamaktadır. Bu surede çeşitli maddi ve manevi nimetler sayılmıştır. Bunların Allah’ın nimetleri olarak sayılmasının manası tümünün hayıra ve saadete neden olacağını göstermez. Onların nimet olup olmadığı ...
  • Kur’an kendi ayetlerinden birine benzer bir ayet getirmeyle düşmanlarına meydan okumuş ve onları mücadeleye davet etmiş midir?
    17829 Tefsir 2011/09/21
    Aziz İslam Peygamberinin (s.a.a) ebedi mucizesi, birçok mucizevî boyuta sahip bulunan, her zaman için baki olan, tüm dost ve düşmanlara meydan okuyan, onları mücadeleye davet eden, onlardan bu kitabın ilahi olmasından şüphe duyuyorlarsa ona benzer bir kitap veya onun surelerine benzer on sure veyahut en azından onun ...
  • Toprağa verildiğimiz vakit, kabirde kendimiz için uygun bir ikametgâh seçebilmemiz için bir yol var mıdır?
    8843 Eski Kelam İlmi 2012/08/21
    Kabre girme esnasında insanın hisleri, kendisi için gözetilmiş yere bağlıdır ve bu yer de insanın dünyada iken yapmış olduğu davranış ve hareketlerine tabidir. Doğal olarak bu değişik durumlarda farklı olacaktır. Yanı sıra öldükten sonra ölen şahsın artık iyi bir davranış sergileme imkânı bulunmaması nedeniyle, tabii olarak onun ...
  • Eğer İslam sevgi ve şevkat dini ise Kuran’ı Kerim de geçen şiddet içeren ayetler hangi anlama gelir?
    2233 دین اسلام 2020/01/19
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6218 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Neden biz Şiiler Muharrem ve Sefer ayları boyunca imamları adını Allah’ın adından çok anmaktayız?
    7833 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sizin sorunuzun cevabına bir soru sorarak başlıyorum: Eğer bu müddet boyunca imamların adını Allah’ın adından birkaç kat fazla dile getirirsek ne gibi bir problem doğar? Allah’a tapmak sadece O’nun adını dile getirmekle mi gerçekleşir? Bizim mektebimizde Kur’an’ın endirekt ve aziz Peygamberin (s.a.a) direkt buyrukları esasınca, imamların adlarını ve kendilerini ...

En Çok Okunanlar