Gelişmiş Arama
Ziyaret
7344
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Şia’nın inandığı şekliyle imamın ilmi hatemiyet ile çelişmiyor mu?
Soru
Hatemiyet hakkında modern ve tikelci akıldan etkilenen perspektif ve yeni bir bakış ve yorum tarafından ileri sürülen bir takım şüpheler göze çarpmaktadır. Bunlar “hatemiyet-imamet çelişkisi” ekseniyle ve bunun değişik dallara yansıyan şüphelere bölünmesiyle gözlemlenebilmektedir. Şiiler, imamların ilmini kazanılmayan türden bilmekle ve onların ilminin diğer insanlar için hüccet olduğuna inanmakla hatemiyet ile çelişkiye düşmektedirler. Her halükarda “insanlar bilgilerini ya çalışma ve ceht vasıtası olmaksızın elde etmekte ya da bunların vasıtasıyla elde etmektedirler. Peygamberlerin bilgisi ilk kısımdandır. Bu bilgi ya masumiyet ile birliktedir ya da değildir. Peygamberlerin bilgisi ilk kısımdandır. Masumiyet ile birlikte olan bu vasıtasız bilgi ya diğer insanlar için hüccettir ya da değildir. Peygamberlerin bilgisi birinci kısımdandır.” Şimdi “aşırı Şiiler” bu üç mertebenin imamlarında bulunduğuna inanmakta ve böyle bir inancın hatemiyet ile çeliştiğinden gafildirler. Onlar şunlara inanmaktadır: 1. İmamın bilgisi kazanılır değildir. 2. İmamın bilgisi masumiyet ile birliktedir. 3. İmamın bilgisi herkes için hüccettir.
Kısa Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Ayrıntılı Cevap

Şüphesiz İslam Peygamberi nebilerin hatemidir ve ondan sonra teşriî vahiy gökten kesilmiştir. Nitekim müminlerin önderi Ali (a.s) son peygamberin (s.a.a) mübarek bedenine gusül aldırırken şöyle buyurmuştur: “Senin (Peygamber) vefatınla bizim bir şeyle ilişkimiz kesildi ve bu senin dışında başka bir şahsın vefatıyla kesilmezdi. Bu şey, nübüvvet ve göğün haberleridir.”[1] Bu yüzden bu usule (hatemiyet) inanmak İslamî usullerden sayılmaktadır. Belirtilen şüphenin reddi noktasında birkaç hususa değinilmelidir:

1. Böyle bir şüphenin meydana gelmesine neden olan etkenlerden birisi de nübüvvet ile imamet arasına fark koymamaktır. Nebi, kelam ilmi literatüründe ilim, masumiyet ve kendine uyulması gereken gibi sıfatlar taşımakla birlikte Allah tarafından nübüvvet ve vahiy iddiası taşıması gereken ve gerektiği durumda mucize getiren kimseye denir. Bu nedenle nübüvvette vahyin nüzulü ve mucize temel öğelerden sayılmaktadır ve peygamberlere özgüdür. Masum imamlar (a.s) hatemiyet ile çelişecek ve aşırılığa sebep olacak böyle öğelerin iddiasında hiçbir zaman bulunmamış ve onların taraftarları (Şiiler) da asla kendi önderlerini bu seviyeye (nübüvvet ve teşriî vahiy nüzulü) çıkarmamıştır.

2. Hatemiyet ile bir grubun kazanılmayan bilgilere sahip bulunması ve onun diğer insanlar için hüccet olması arasında hatemiyet döneminde hiçbir çelişki yoktur. Kur’an’da “kendilerine ilim verilenler” olarak adlandırılan peygamberlerden başka bir gruba ve onlara kazanılmadan ilim bahşedildiğine işaret edilmiştir: “Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin kalplerindeki apaçık ayetlerdir.”[2] Her ne kadar bu ilim sahipleri bir takım ilahi nimetlere sahip olsalar da nebi değillerdir ve salt melekleri görmek veya gaybten haberdar olmak nübüvvet getirmez. Allah’ın meleği Meryem’e nazil oldu ve İsa’yı (a.s) ona bahşetti, ama Meryem peygamber olmadı. Dolayısıyla imamların taşıdığı ilimler de bu kabildendir. O halde imamların bu hali taşımaları, ama peygamber olmamaları bir çelişki arz etmemektedir. İmamların ilimlerinin kaynağının çok olduğunu da hatırlatmak gerek. Bunlardan birisi, bir çeşit teşriî olmayan vahiy addedilen ve peygamberlerin dışındakilere de nazil olan ilhamdır. İmamlar da (a.s) onlardandır.[3] İmamların ilim elde etme yollarından birisi de aziz Peygamber (s.a.a) tarafından kendilerine ilmin miras bırakılmasıdır. Şii ve Sünni hadisçilerinden nakledildiğine göre İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah Resulü bana bin kapı öğretti ve her kapı da başka bin kapıyı açmaktadır.”[4] Bu ilimler kâmil bir şekilde sadece Ali b. Ebi Talib’e intikal etmiş ve bu kendisini Peygamberden (s.a.a) sonra “Peygamberin ilim kapısı” yapmıştır. Bu ilim Allah’ın istediği kimseye bahşettiği kazanılmayan ilim türündendir. Bu nedenle, bu ilim onu alanlar için hüccettir ve Peygamberin (s.a.a) bu ilim sahiplerini (Ehli Beyt) Kur’an’ın yanına koyması da bu yüzdendir. [5]"انی تارک فیکم الثقلین؛ کتاب الله و عترتی ..." Dolayısıyla, hatemiyet peygamberliğin sona ermesinden sonra masum velilerin sözlerinin hüccet olmamasını gerektirmez. Hatemiyetin doğru ve mantıklı tahlili, Peygambere (s.a.a) özgü hususların dışında, imamların sözlerinin (a.s) hüccet olmasının hiçbir sakınca taşımadığını göstermektedir. Bu nedenle masumiyet, ledünni ilim ve gayb âlemiyle ilham ve teşriî olmayan vahiy aracılığıyla irtibat kurmak iddiası, nübüvvet ile bir çelişki arz etmemekte ve hiçbir Şii âlim de böyle bir düşünceyi kastetmemektedir.

3. İmametin hatemiyet ile çelişikliği teorisini iddia eden zat, hatemiyete dayanarak son peygamberi (s.a.a) en son ilahî hüccet olarak tanıtmaya ve masum imamların (a.s) makamlarını normal insanların düzeyine indirgemeye çalışmaktadır. Lakin söz konusu şahıs eğer İslam Peygamberinin (s.a.a) en azından hukuksal bir şahsiyet taşıdığına inanıyorsa, onu ilahî bir hüccet bilmeli ve onun sözünü delilsiz olarak kabul etmelidir.[6] Zorunlu olarak en azından kendi iddiasının gereğine bağlı kalmalıdır; yani son peygamberden (s.a.a) İmam Ali’nin (a.s) makam ve konumu hakkında nakledilen rivayetleri kabul etmelidir. Eğer aziz Peygamberin (s.a.a) sözlerine bir göz atacak olursak, Hz. Ali (a.s) ve Peygamberin (s.a.a) şahsının Allah’ın emriyle hukuksal şahsiyet sahibi oldukları görülecektir. Bu da masum imam (a.s) için hüccet ve velayet makamının karar kılınmasını gerektirir.

İslam Peygamberi (s.a.a) yakınlık hadisi[7] ve diğer rivayetler ve de Kur’an’ın değişik ayetleriyle dinî mercilik ve dinsel konularda Peygamberliğin halifeliği manasındaki imamet ve velayet makamını ona devretmiştir. Bu da İmam Ali’nin (a.s) söz ve fiillerinin tüm Müslümanlar için hüccet olmasını gerektirir. Bu kısımda ilgili ayet ve rivayetlerin bazılarına işaret edilecektir.

1. Yüce Allah Kur’an’da kendisini, Peygamberi ve rükûdayken secde veren kimseleri müminlerin velisi olarak tanıtmaktadır: [8] "انما ولیکم الله و رسوله و الذین آمنوا الذین یقیمون الصلاة و یؤتون الزکاة و هم راکعون"Aziz İslam Peygamberi (s.a.a) değişik rivayetlerde " یؤتون الزکاة و هم راکعون" cümlesinin örneği olarak Hz. Ali’yi (a.s) tanıtmıştır.[9]

2. Kur’an’da bulunan bir ayet müminleri Allah’a, O’nun resulüne ve emir sahiplerine itaat etmeye çağırmaktadır:

"اطیعوا الله و اطیعوا الرسول و اولی ‌الامر منکم"[10] Peygamber (s.a.a) değişik rivayetlerde “emir sahipleri” cümlesini Hz. Ali (a.s) olarak tefsir etmiştir.[11] Aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.a) birçok rivayette İmam Ali’ye (a.s) itaat edilmesini emir etmektedir. Bu rivayetlerden birisi şudur: "و ان امامکم علی بن ابی‌طالب، فناصحوه و صدقوه؛ فان جبرئیل اخبرنی بذلک"[12] Bu konuda belirtmekten sarf-ı nazar ettiğimiz birçok rivayet mevcuttur.



[1] Nehcü’l-Belağa, hutbe. 235.

[2] Ankebut, 49.

[3] Hatemiyetin aklî (aklî tahlili) deliline, imamın ilim kaynağına müracaat edilsin.

[4] Kenzu’l-Ummal, hadis. 36372, Usul-i Kafi, c. 1, s. 239, Tahran, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, 1365 ş.

[5] Hür Amıli, Vesailü’ş-Şia, c. 27, s. 24, (29 ciltlik), Kum, Müessesi Âlu’l-Beyt, 1409 k.

[6] Abdülkerim Suruş, Best-i Tecrübe-i Nebevi, s. 132-133.

[7] Kuleyni, Kafi, c. 8, s. 106, "قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (ص) أَنْتَ مِنِّی بِمَنْزِلَةِ هَارُونَ مِنْ مُوسَى إِلَّا أَنَّهُ لَا نَبِیَّ بَعْدِی"

[8] Maide, 55.

[9] Bkz: Muhammed Reyşehri, Mevsuetu’l-İmam Ali (a.s), c. 2, s. 197.

[10] Nisa, 59.

[11] Bkz: Muhammed Reyşehri, Mevsuetu’l-İmam Ali (a.s), c. 2, s. 129 ve 169.

[12] Şeyh Seduk, el-Emali, s. 565, İntişarat-ı Kitab-ı Hane-i İslamî, 1362 h.ş..

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar