Gelişmiş Arama
Ziyaret
9176
Güncellenme Tarihi: 2011/12/10
Soru Özeti
Berzahta müminler kabir nimetleriyle nimetlenirken, kafirler de kabir azabıyla mı azaplanacaklar?
Soru
Kıyametten, haşrdan ve hesap gününden sonra dünyada amelleri iyi olanların cennete, kötü olanlarında cehenneme gideceklerini hep duyardım. Başka bir ifadeyle öteki dünyada insanları bekleyen bir cennet ve cehennemin, nimet ve azabın olduğunu biliyorum. Ben, ahiretteki nimet ve azap konusunda değil, daha çok insan öldükten sonra ve kıyametten önce kabirde karşılacağı nimet ve azap üzerinde odaklanmak istiyorum. Orada müminler kabir nimetleriyle nimetlenirken, kafirler de kabir azabıyla mı azaplanacaklar? Allame Muhammed Cevad Muğniye, Tefsiru’l Keşşaf adlı eserinin c.1, s.407’de ‘Kabir Hesabı’ başlığı altında kabir azabından bahsederken, insanların öldükten sonra dört kısıma ayrıldığını yazıyor. Lütfen söz konusu gruplar, özellikle üçüncü ve dördüncü gruplar hakkında bilgi verir misiniz?
Şeyh Müfid, üçüncü gruptakilerin öldükten sonra şüpheli kişiler olduğunu söylüyor. Şüpheli olmaktan maksat nedir? Dördüncü gruptakilerinse öldüklerini ama mahşer gününe kadar ölüler aleminde kalacaklarını söylemektedir. Dördüncü gruptakilerden maksat kimlerdir? Şeyh Müfid, Masum İmamların (a.s) buyurduğu ‘Bazı ölüler kabir aleminde azap görmeyecekler.’ rivayetine dayanmaktadır.
Kısa Cevap

Şeyh Müfid, Evailu’l-Makalat adlı kitabında insanları inançları ve amelerine göre dört kısıma ayırıyor:

1- Takvalı müminler.

2- İmansız ve inatçı günahkarlar.

3- Büyük günah işledikleri halde tövbe etmeyen müminler. Onlar günahı inat üzerine değil, nefsani isteklerine göre yapanlardır.

4- İster imanlı olsun, ister imansız, zahirde dinden haberi olmayan ve dini basiretten yoksun (mustazaflar) kimseler.

Şeyh, elinde olan dini kaynaklara dayanarak genel olarak birinci, ikinci ve dördüncü gruplar hakkında kesin sonuca ulaşmakta, birinci ve ikinci grupların -birinin nimet içinde diğerinin azap içinde olduğu halde- berzah yaşantısı olduğuna inanmaktadır. Dördüncü gruptakilerinse berzah yaşamlarının olmadığını söylüyor. Üçüncü gruptakiler içinse kesin bir kanıya varmamıştır. Bu yüzden ihtimaller öne sürerek tereddütle bu ihtimallerden birinin o grubu beklediğini söylüyor.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’da ölümle mead arasında berzah adında orta bir alemin olduğuna dair ayet vardır. [1] Dünyadan göçmüş, ama kıyamete ulaşmayan kimselerin sözlerini veya durumlarını anlatan ayetlerden de [2] berzah aleminin varlığı anlaşılmaktadır.

Şii ve Sünni kaynaklarda gelen birçok rivayette berzah aleminin ayrıntılarına genişçe yer verilmiştir. [3]

Berzah denen bir alemin var olduğu kesindir. Ancak alimler onun ayrıntılar hakkında, bu kaynaklara dayanarak tefsir ve yorumlar yapmış, çeşitli görüşler öne sürmüşlerdir.

Şianın Hicri 4. ve 5. asırlardaki büyük alimlerinden olan Şeyh Müfid, Evailu’l-Makalat adlı eserini çeşitli akidevi sorulara, bu cümleden berzah alemi sorusuna cevap vermek için kaleme almıştır. Doğal olarak ondaki cevaplar onun ayet ve rivayetlerden çıkardığı kendi kişisel görüşleri olup, bütün Şia camiasını bağladığını söyleyemeyiz.

Bu girişten sonra sizin sorunuza dönüyor ve Tefsiru’l-Keşşaf’tan aktardığınız meseleyi direkt olarak Evailu’l-Makalat’ı esas alarak inceleyeceğiz. [4]

Şeyh Müfid bu eserinde berzah alemini genel olarak ele alarak, o alemdeki insanların durumları hakkında şöyle buyuruyor: ‘Öldükten sonra insanları şu dört gruba ayırabiliriz:

1- Yaşayan, nimetler içinde ve Masum İmamların yanında olanlar.

2- Yaşayıp azap içinde olanlar.

3- Berzah yaşantılarında ne durumda olduklarını tam olarak bilemediğimiz kimseler. Aslında onların berzah yaşantılarının olup olmadığı konusunda şüphemiz var.

4- Berzah yaşantısı olmayan, dünyayla ahiret arasında kalarak tamamen ölmüş ve herhangi bir hissi bulunmayan kimseler.’

Bu gruplandırmayı yaptıktan sonra onlar hakkında sırasıyla şöyle yazıyor:

Birinci grupta yer alanlar dünyada inançlarına karşı tam bir basirete sahip olup ilahi vazifelerini güzel ve doğru yerine getirenlerdir. Bu yüzden onlar berzah aleminde de diri olup Rablerinin nimetlerinden faydalanan kimselerdir.

İkinci gruptakiler hak dine karşı gelip, onunla inatlaşan kimselerdir. Yani hak dini tanıma imkanına sahip olmalarına veya onu tanımalarına rağmen dünyevi menfaatlerinden dolayı onunla muhalefete kalkışmış, devamlı olarak büyük günahlara bulaşmışlardır. Böyleleri de öldükten sonra berzah aleminde diri olacak ama birinci grubun aksine azap göreceklerdir.

Üçüncü grupta olanlar hak dine inandıkları halde büyük günah işleyen kimselerdir. Ancak onların büyük günah işlemeleri inattan veya günah işlemenin caiz olduğuna inandıklarından değil, heva ve heveslerininin, şehvetlerinin kendilerine galip gelmesinden dolayıdır. Böyleleri ölümlerine yakın zamanda gerçek manada tövbe etmezlerse Allah’ın onlara nasıl bir akıbet hazırlayacağını bilemiyoruz ve bu konudaki şüphelerimiz şunlardır:

a) Acaba kıyametten önce kötü amellerinin karşılığını almak için berzah aleminde canlı tutulup azap görecek ve kabirde (berzahta) gördükleri bu azaptan dolayı temizlenerek cehennem azabından kurtulup cennete mi gidecekler?

b) Yoksa böyle kimselerin berzah yaşamı olmayacak ve yalnızca kıyamet gününde amel defterlerine bakılacak ve Allah uygun gördüğünü azaplandıracak ve uygun gördüğünüde af mı edecektir?

Şeyh Müfid sonunda şöyle bir sonuç alıyor: ‘Ayet ve rivayetlere bakarak bu grubun durumunu nasıl olacağını tam olarak çıkaramadık. Sanki Allah, onların durumunun bizler tarafından bilinmesini istememiştir.’

Yukarıda sözünü ettiğimiz üç grubun dışında iki grup daha var: Biri dini en az hadde bile tanımayan görüntüde imanlı olan kimselerdir, diğeri ise inat yüzünden değilde dini tanımak için gerekli ortamın oluşmamamasından dolayı iman getirmeyen imansızlardır. Başka bir deyişle onlar düşünce mustazaflarıdır. Şeyh Müfid’e göre bu iki grubun berzah hayatı olmayacak, ölümleri ve kıyametleri arasında tamamen ölmüş olacak ve hiç bir şey hissetmeyeceklerdir.

Şeyh Müfid’in (r.a) düşüncesinin özetinin öğrenmek için cevabı kısaca gözden geçirip, dikkatinizi yeniden şu noktaya çekiyoruz: Yukarıdaki gruplandırma onun kendi görüşüdür. Şianın diğer alimleri ayet ve rivayetlere dayanarak başka şeyler çıkararak değişik içtihadi görüşler ileri sürebilirler.

Orta yaşam veya berzah alemi hakkında daha fazla bilgi için sitemizde yayınlanan başka sorulara da bakabilirsiniz. [5]                         



[1] -‘Önlerinde, diriltilip mezarlarından çıkarılacakları günedek bir berzah var.’ (Müminun/100)

[2] -Al-i İmran/169-171, Yasin/26-27.

[3] -Örneğin: Meclisi, Muhammed Bagır, Biharu’l-Envar, c.6, s.202 ve sonrası, Müessessetü’l Vefa, Beyrut, H.K.1404; Kurtubi, el-Cami Li-Ahkami’l-Kur’an, c.13, s.150, İntişarat-ı Nasır Hüsrev, Tahran, H.Ş.1364.  

[4] -Şeyh Müfid, Evailu’l-Makalat, s.75-76, Kongre-i Şeyh Müfid, Kum, H.K.1413

[5] -3891. (Site:4160), 3813. (Site:4283), 17790. (Site: 17417) sorularına bakınız.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şeytanın çocukları var mı ve onlar da lanetlenmişler mi?
    43700 Tefsir 2008/05/14
    Şeytan’ın kendisine yardım eden çocukları vardır ve bütün çocukları onun yolunu devam ettirmektedirler ve Hz Resulullah ile beraber yaratılan ve O hazretin Müslüman yaptığı şeytanın dışında kalan çocuklarının hepsi de lanetlenmiş ve kovulmuşlardır. ...
  • Acaba tüm enfallerin mülkiyetinin Allaha ve Allah resulüne ait olduğunu söyleyen enfal suresinin ilk ayeti ile enfalin beşte birisinin onlara ait olduğunu söyleyen aynı surenin 41. ayetleri arasında bir çelişki yok mu?
    6717 خمس و زکات 2012/06/10
    Ganimet ile enfal mantıksal olarak aynı değildir. Bunun yanı sıra da şunu söylemek gerekir ki vahdetçilik (varlık aleminde tek bir varlık söz konusu olduğunu savunan) anlayışa göre insanın kendisi olmak üzere varlık aleminin tamamı Allaha aittir. Ama çoğulculuğu (varlık aleminde bir çok varlık söz konusu olduğunu) kabul ...
  • Gayri Müslim kadınlar Müslüman kadınların özelliklerini beyan etmezlerse onlara namahrem olurlar mı?
    12391 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Gayri Müslim kadınların Müslüman kadınlara bakması hakkında hadis kitaplarında İmam Sadık’tan şöyle bir rivayet nakledilmiştir: (Müslüman) Kadının Yahudi ve Hıristiyan kadınlar karşısında hicabını açması uygun değildir; zira kendileri onların bedensel sıfat ve özelliklerini eşlerine bildirmektedirler.[i] Bu ...
  • Kaynana ve baldız ile tokalaşmanın hükmü nedir?
    9981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Namahrem bir kadının eline dokunmak ve onunla tokalaşmak haramdır. İnsanın baldızı kendisine namahrem olduğundan onunla tokalaşmak caiz değildir. Ama kaynana ile tokalaşmak cinsel zevk kasti bulunmuyorsa sakıncasızdır.[1]  
  • Acaba Halifetullah / Allah’ın halifeliği makamı herkes için midir ve ayrıca bu makamdan daha üstün bir makam bulunmakta mıdır?
    10123 Eski Kelam İlmi 2008/05/03
    Arapça literatürde halife yahut hilafet kavramları “hulf: başın gerisi” kökünden türemiş ve birinin yerine gecen manasında kullanılmıştır. Başka birisinin yerine geçmek ise; somut işlerde kullanıldığı gibi, kuramsal ve hakiki işlerde de kullanılır.Bakara suresinin 30. ayetinde gecen, “Ben yeryüzünde muhakkak bir halife kılacağım…” cümleden ...
  • Beyine ile itirafın tezatlaştığı durumda kısasın hükmü nedir?
    5187 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Eğer beyine (iki adil şahit) “a” ismindeki şahıs kasten Zeyd denen şahsı öldürdü şeklinde şahitlik eder ama daha sonra “b” ismindeki bir şahıs gelip Zeyd ismindeki şahsı öldüren benim şeklinde itirafta bulunursa fakihçilerin büyük bir çoğunluğun görüşü şöyledir: Kan sahibi aşağıdaki dört şıktan her hangi birisiyle amel ...
  • Ciğer, yürek ve böbrek gibi hayvan sakatatını yemek cismi ve ruhi olarak insan bedenine ne gibi etkilerde bulunabilir?
    61692 ترک لذت 2012/08/11
    1. İnsan cisim adındaki bir kalıp ve ruh adındaki bir özden teşkil olmuştur. İnsan varlığı cismin yaratılmasıyla meydana gelir ve ruhun gelişimiyle devam eder. Öte taraftan insanların bedihi ve fıtri isteklerinden biri saadete ermektir. Vaat edilmiş saadete ermek için cisim ve ruhu tanımak ve doğru yaşama tarzını ...
  • Ölü telkininde ne söylenmesi gerekir?
    2904 Kefenleme Ve Defin 2019/01/23
    Ölü defninde sünnet olan adaptan biride ölüye şehadetlerini telkin etmektir. bu sünnet şu şekilde yerine getirilir: Ölüyü kabre koyduktan sonra kefenin düğümleri çözülür ve ölümün yüzü toprağa koyulur. Daha sonra topraktan bir yastık düzeltilerek başı onun üzerne koyulur. Tekrar sırt üstü yatmaması için sırt tarafına kerpiç koyulur ...
  • Neden namazı bozmak günahtır?
    5464 گناه و رذائل اخلاقی 2014/05/28
    Bildiğimiz gibi görüşme yerinden aniden ve sebepsiz çıkmak görüşülen bireye hakarettir. Bu anlamda, namazda tekbir getirip Allah’ın huzuruna çıkarken görüşme vaktinin bitmesinden (selam) önce bir sebep olmadan görüşme yerini terk etmemiz güzel değildir. ...
  • Vaizlerin Sultanı Şirazi kimdir?
    2980 تاريخ بزرگان 2019/06/22
    Yirminci yüzyılın tanınmış meşhur Alim şahsiyetlerinden biriside Vaizlerin Sultanı Merhum Seyit Muhammet Şirazi (1314/1391.k) dir. Minberde, vaiz vermede, hitabette vede münazarada üstad ve yetenekli bir şahsiyettir. ‘Peşaver geçeleri’ adlı eser kendisinin ehlisünnet ulemasından bazı alimlerle peşaver şehrinde yapmış olduğu münazaraların metinleştirilmiş şeklidir. O dönemden günümüze bu eser ...

En Çok Okunanlar