Gelişmiş Arama
Ziyaret
6992
Güncellenme Tarihi: 2009/10/28
Soru Özeti
Neden Kur’an surelerinin başında dünyadaki muteber diğer metinlerin başında yer alan konu özeti bulunmamaktadır?
Soru
Dünyadaki muteber tüm metinler bir konu hakkında bilgi vermek istediklerinde, ilk önce bir özet sunmakta ve onun vesilesi ile okuyucuyu konunun aslından haberdar etmekte ve ardından konu hakkında detaylı bir açıklama yapmaktadırlar. Bu husus Kur’an sureleri hakkında da geçerli midir veya her suredeki konular dağınık ve birbiri ile az bir irtibata mı sahiptir? (Elbette söz konusu olan küçük ve büyük değil orta boylu surelerdir.)
Kısa Cevap

Bir metnin itibarını onun başında yer alan bir özetle ölçmemek gerekir. Elbette büyük ölçekli bilimsel bazı araştırmalarda bu yöntem uygun görülebilir, ama şimdi dahi birçok muteber ansiklopedi böyle bir yöntemden istifade etmemektedir ve bu onların itibarını zedelememektedir. Kur’an da Müslümanların en önemli dinsel ansiklopedisidir. Kur’an belirli bir hedef doğrultusunda değişik meselelere değinir ve birçok yerde bu yöntemden istifade etmez; çünkü böyle bir özet sunmak suredeki mevcut öğretileri daha iyi derk etmede pek fazla bir etkide bulunmamaktadır. 

Ayrıntılı Cevap

Cevabın başlangıcında belirtmeliyiz ki her ne kadar bugün ağır hacimde büyük ölçekle hazırlanan cüzi meselelerdeki araştırma yöntemleri sizin sorunuzda belirttiğiniz türden olsa da ve bilimsel çoğu tez ve risaleler bu yöntemle yazılsa da bu konudan genel bir netice alınamaz ve dünyadaki muteber her metnin zorunlu olarak bu yöntemle yazılması gerektiği ve aksi takdirde itibar taşımayacağı söylenemez. Böyle metinlerin itibarsız olması durumunda bu tür yöntemi kullanmayan çoğu eski bilginin kitap ve araştırmalarının ve genel konulara değinen ve özet yazmayı gerekli görmeyen kitapların referans gösterilemeyeceğini ve muteber olmayacağını kabul etmemiz gerekir. Kesinlikle siz böyle bir hususu kabullenmeyeceksiniz. Bu esas uyarınca, bir metnin itibarını sadece onun başında yer alan bir özete bağlamak mümkün değildir ve esasen metinleri sunarken böyle bir özetleme yöntemini kullanmak sadece birçok yorum ve tekrara sahip olan ve birçok referansla birlikte birçok detayı içeren çalışmalara özgüdür. Doğal olarak böyle bir yazıyı okuyan şahıs eğer başlangıçta yazarın kendi çalışmasından maksadını ve araştırmasının özetini bilirse, onu daha rahat bir şekilde analiz ve tahlil edebilir. Ama bazı durumlarda metnin başında bir özet sunmanın genel idrake hiçbir etkisi bulunmaz ve böyle bir özetin varlığı metni muteber kılmamakla birlikte bir ek olarak algılanır ve okuyucunun vaktini almaktan başka bir fayda sağlamaz. Bu esas uyarınca değişik konuları işleyen ansiklopedilerde her bölümün başında özet sunulmamıştır, ama bununla birlikte onlarda yer alan konular muteber sayılmaktadır. Bu anlamda Kur’an-ı Kerim surelerinin bir ansiklopedi gibi belirli bir hedefi izleyip değişik konuları içerdiğini bilmeliyiz. Çoğu yerde surenin başında bir özetin verilmesi ayetleri daha iyi anlamak için hiçbir yardımda bulunmamaktadır. Elbette özet verilmesinin okuyucunun Rabbin hedefini idrak etmesinde bir yardımda bulunabileceği yerlerde bu tür özetler verilmiştir. Örneğin ilahi peygamber Hz Yusuf (a.s) ve kardeşinin maceralarını açıklayan Yusuf suresinin başlarında özet bir şekilde bu olaylardan Rabbin kudretinden birçok işaretin yer aldığı belirtilmiştir.[1] Bu şekilde Allah’ın nispeten detaylı olan bu vakıayı açıklamasının temel hedefi belirtilmiş ve bu surenin salt bir hikâye aktarma kasti gütmediği bildirilmiştir. Ardından surenin sonuna dek bu ilahi işaretlere bir bir değinilmiştir.


[1] Yusuf Suresi, 7. ayet: " لَقَدْ كانَ في‏ يُوسُفَ وَ إِخْوَتِهِ آياتٌ لِلسَّائِلين‏".

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar