Gelişmiş Arama
Ziyaret
11572
Güncellenme Tarihi: 2009/11/01
Soru Özeti
Mısır Müslümanları Ali’ye (a.s) inanıyorlar mı?
Soru
Yenilerde Abdülbasit’in (Mısır karisi) oğlu Şia olduktan sonra, Mısır âlimlerinin cenazeyi defnedip gittikleri ve ardından tekrar dönüp Ali b. Ebi Talib’in ismini ölüye hatırlattıkları işitildi. Acaba bu doğru olabilir mi?
Kısa Cevap

Mısır, İslam dünyasının önemli merkezlerinden birisidir ve Mısır halkının, Ehli Beyt’e (a.s) karşı özel bir sevgisi vardır. İran’ın Mısır Kültür Ataşesi Dr. Zamani bu konuda şunları söylüyor: Bu ülke insanlarının tamamını Ehli Beyt (a.s) ve Peygamber Ekrem’in (s.a.a) aşığı olarak tanıtmak mümkündür. Onlar Ehli Beyt’i (a.s) çok seviyorlar ve İmamları, İslam mektebinin en büyük şahsiyetleri olarak biliyorlar. Mısır halkının, Ehli Beyt’in İsna Aşar İmamlarını (a.s) övmeleri çok ilginç bir noktadır. Bu ülke halkı arasında kesinlikle Ehli Beyt (a.s) düşmanı yoktur.

Bu ülkenin ziyaret yerlerinde on iki Şia imamının şeceresini görmek mümkün. Mısırlılar, beklenen Hz. Mehdi’nin (a.f) doğduğunu ve İmam Hasan Askeri’nin (a.s) çocuğu olduğunu kabul etmeyen Ehli Sünnetin çoğunluğunun aksine, Mehdi’nin doğduğuna ve İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğlu olduğuna inanıyorlar.[1]

Üstat Seyit Hadi Hosrov Şahi bu konuda şöyle diyor: Mısırlı şahsiyetlerden birisi, Mısırlıların Ehli Beyt’e olan ilgi ve alakaları hakkında şöyle diyor: “Biz Mısırlıların mezhebi Sünni’ ve mizacımız ise Ehli Beyt mizacıdır.” Son zamanlarda Mısır Dışişleri Meclisi Komisyonu Başkanı Dr. Mustafa el-Faki’nin “El-ehram” da yazdığı makalesini mütalaa ettim. O şunların yazmıştı: “Biz Sünni mezhep ve Ehli Beyt mizaçlıyız.” Aynı şekilde tanınmış gazeteci ve Abdünnasır’ın danışmanı Muhammed Haseneyn Heykel isminde bir şahısta şöyle diyordu: “Siz Şialar, Ehli Beyt’e olan sevginizden dolayı çocuklarınızın ismini Hasan ve Hüseyin koyuyorsunuz; biz de öyleyiz, ama biz, çocuklarımıza iki ismi birden seçiyoruz ve: “Hasaneyn” diyoruz.””[2]

Abdülbasit’in (Mısır Kur’an karisi) oğlu İran İslam Cumhuriyeti gezisinde gazetecilerden birisinin: “Mısırlıların Peygamber Ekrem’in (a.s) Ehli Beyt’ine pek fazla kalbi sevgilerinin olduğunu ve onları çok sevdiklerini işittim, bu konuda ne diyorsunuz? sorusunu şöyle yanıtlar: “Bizler sürekli Allah’ın salih veli kullarının kabirlerini ziyaret ediyoruz; “Re’si’l Hüseyin”in mezarından tutunda diğer velilerin ve hatta Ehli Beyt’e mensup olmayanların kabirlerini bile. Bizler Hz. Hüseyin, Hz. Zeynep, Hz. Nefise ve Rukayye ve Hasan Enver’in doğum günlerini kutluyoruz ve Mısır karilerinin birçoğu, bu günlerde Kur’an tilavetine büyük alaka duyuyorlar. Belki şaşıracaksınız, rahmetli babam Ehli Beyt (a.s) âşıklarındandı. Başta söylediğim gibi rahmetli babam, 20 yaşındayken babasıyla birlikte Suriye’deki Hz. Zeynep’in ziyaretine gider ve orada bu mübarek yerde teberrük babından on dakika Kur’an tilavet etmesini isterler. Abdülbasıt’ın tilaveti topluluğun kalbinde öyle şevk icat eder ki Kur’an tilaveti bir buçuk saat uzar. Bu hadiseden sonra radyo ve basından onun yanına gelirler ve kendileri dünyanın ünlü karilerinden olur. Merhum babam sürekli çocuklarına neyi varsa Hz. Zeynep’ten dolayı olduğu söylüyordu ve başarısının sırrı ve kıraat hünerindeki parlaması da Hz. Zeynep ve Ehli Beyt’e olan sevgisinden dolayıdır.”[3]

Buna binaen Mısır halkı arasındaki böyle bir kültürü dikkate alarak sizin açıkladığınız konu hiçte hakikatten uzak değildir.

 


[1] “Aydın gelecek” Sitesinden alınmıştır.

[2] www.khosroshahi.net/article/detail/ Sitesinden alınmıştır.

[3] “Kitabi Nur” sitesinden alınmıştır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar