Gelişmiş Arama
Ziyaret
25860
Güncellenme Tarihi: 2010/01/23
Soru Özeti
Hz Yusuf’un (a.s) bedeni babasına saygısızlık etmesi nedeniyle mi çürümüştür?
Soru
Hz Yusuf’un bedeninin babasına saygısızlık etmesi nedeniyle çürüdüğü doğru mudur?
Kısa Cevap

Hz Yusuf’un (a.s) babası Hz Yakup’a (a.s) yönelik saygısı hakkında yer alan ayetlere bakıldığında onun attan geç inme nedeniyle babasına saygısızlık ettiği gözlemlenmemektedir. Bu hususta iki rivayet aktarılmıştır ve her ikisi de senet zayıflığından güvenilir sayılmamaktadır. Müfessirler de böyle bir şeyi kabul etmemişlerdir. Bu nedenle Hz Yusuf’un (a.s) bedeninin çürümesi (yok olması) hiçbir rivayette zikir edilmemiş ve kabul edilmemiştir. Böyle bir saygısızlığın gerçekleşmiş olduğunu farz etsek bile bu fiil günah sayılmaz, sadece terk-i evla sayılır; çünkü tüm peygamberler masumdurlar. Artı, insanların bedeninin çürümesi tabii bir olgudur ve bunun günahla bir ilişkisi yoktur. Elbette bedenin yok olmaması bir fazilettir ve Hz Yusuf (a.s) Allah’ın velilerinden olması nedeniyle onun bedeninin çürümediği ihtimalini veriyoruz.

Ayrıntılı Cevap

İlkönce esasen Hz Yusuf’un (a.s) babası karşısında attan inmediği konusunun doğru olup olmadığına bakmak gerekir. Ardından bu işin saygısızlık olduğu ispatlandıktan sonra yukarıdaki soruya cevap verilir. Yusuf suresindeki tüm ayetler, Hz Yusuf’un (a.s) ilim, bilgi, sabır, tahammül, temizlik ve masumiyetine tanıklık etmektedir. Kur’an onun serüvenini bir temizlik numunesi ve iffet ve masumiyet sembolü sıfatıyla aktarmaktadır. Ama bununla birlikte babası ve annesinin Mısır’a girdikten sonra Hz Yusuf’un (a.s) onlar karşısında attan inmediği ve bu nedenden ötürü nübüvvet nurunun onun neslinden ayrıldığını belirten iki rivayet aktarılmıştır.[1] Evvela bu iki rivayet senet açısından güvenilir değildir; zira bu rivayetler mürsel ve merfudur.[2] Diraye ve hadis ilminde bu tür özellikler taşıyan rivayetlerin bir destekleyici olmaması durumunda kendi başlarına kabul edilemeyeceği ve onlarla amel edilemeyeceği ispatlanmıştır. Burada da bir destekleyicinin olmamasına ek olarak, aksi doğrultuda hususlar bile mevcuttur. Bu nedenle müfessirler bu rivayetleri Hz Yusuf’un (a.s) ilahi buyruklara itaat ettiğini ve babasına yönelik tam bir saygı gösterdiğini ifade eden ayetlerle çelişik bilmektedirler. Nitekim Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: (Mısır’a gidip) Yusuf’un huzuruna girdiklerinde; Yusuf ana babasını bağrına bastı ve “Allah’ın iradesi ile güven içinde Mısır’a girin” dedi.[3] Buna ek olarak, bu ayeti şerifedeki cümlelerden Hz Yusuf’un (a.s) şehrin dışına çıkarak babası ve yanındakileri karşıladığını, çadırda konaklayıp onların gelmesini beklediği ve babası ve yanındakiler geldiği esnada Hz Yusuf’un (a.s) onlara özel bir sevgi gösterdiği ve karşılama töreninin ardından babası ve yanındakilerden Mısıra girmeleri ve oraya yerleşmelerini istediği anlaşılmaktadır. Aksi takdirde burada giriş ve çıkış kavramlarının bir anlamı kalmayacak ve bunun gibi görüşme ve bunun gibi sözler daha uygun olacaktır.[4] Eğer söz konusu iki rivayetin doğru olduğunu kabul etsek bile baba karşısında attan geç inmek günah ve ismet karşıtı haram bir işe bulaşmak addedilmez. Böyle bir şey Hz Yusuf’un (a.s)  bedeninin çürümesine neden olamaz. Burada sadece terk-i evla yapılmış sayılır ve bu masumiyet ile bir çelişki arz etmez. Hz Yusuf’un (a.s) neslinde bir peygamberin bulunmayışı kesin ve ispatlanmış bir husus değildir. Eğer böyle olsa dahi bu Allah’ın bildiği bir hikmet ve maslahat üzeredir. Muhtemelen yapılmış bir terk-i evla için değildir. Bundan dolayı Hz Yusuf (a.s) tarafından babasına saygısızlık yapıldığı doğru değildir. Hz Yusuf’un (a.s) babası Hz Yakup’a yönelik saygısızlık yaptığına dair elde doğru bir senet bulunmaması ve Kur’an ayetlerinin de bunun aksine bilgiler vermesine binaen, Hz Yusuf’un (a.s) bedeninin çürümesi hakkında birkaç noktayı açıklamak gerekir:

A. İnsan bedeni deri, kan ve kemikten oluşur ve bunların tümü yok olacak türdendir. Bu nedenle esasen insanların bedeninin toprak altında çürümesi gerekir ve bu husus ilahi azabın bir göstergesi sayılamaz.

B. Ayet ve rivayetlerde babaya saygısızlık etmek ile bedenin çürümesi arasında bir ilişki görülmemiştir.

C. Bu hususta (babaya saygısızlık etmekten dolayı Hz Yusuf’un (a.s) bedeninin çürümesi) hadis kaynaklarında hiçbir muteber rivayet bulunmamaktadır.

D. Kuşkusuz insan bedeninin çürümemesi bir üstünlüktür ve bu bazı Allah velilerini kapsar. Hz Yusuf (a.s) Allah’ın velilerinden olması nedeniyle onun bedenin çürümeme ihtimali mevcuttur.

 


[1] Kuleyni, Kâfi, c. 2, s. 311, Naşir: İslamiye, Tahran, çapı dovvum, 1362 h.ş; Saduk, İlelu’ş Şerayi, c. 1, s. 55, Naşir: Daveri, Kum, çapı evvel.

[2] Merfu’, senet silsilesinin orta veya sonunda bir veya birden çok şahsın düşmüş olduğu ve sonda masuma isnat edilen hadise denir. Mürsel, nakledicisinin hadisi Hz. Peygamber veya imamdan duymadığı ve bir sahabeyi vasıta karar kılmaksızın naklettiği hadise denir. (Mudir Şaneçi, Kazım, İlmu’l Hadis,s. 179 ve 187, defteri intişaratı İslami, çapı şanzdehum, 1381 h.ş.)

[3] Yusuf Suresi, 99. ayet.

[4] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiri El- Mizan, Musevi Hamedani, Seyyid Muhammed Bakır, c. 11, s. 336, defteri intişaratı İslamiyi camiayı muderrisini howzei ilmiyeyi Kum, 1374 h.ş; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c. 10, s. 79, Daru’l Kutubu’l İslamiye, Tahran, çapı evvel, 1374 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • mehdilik felsefesinin temelleri nelerdir?
    6012 Eski Kelam İlmi 2008/04/10
    Mehdilik felsefesinin temelleri iki yönden; illet-i gayi (ereksel neden) ve illet- faili (edimsel neden) incelenebilir.Yani; hilkatin hedefli olduğu ve amacın dışına da çıkılmasının muhal olması gereği, kâmil bir insan olmalıdır; bu kâmil insan hilkat âleminin illet-i gayi (ereksel neden) sayılır. İllet- faili (edimsel neden) açısından ise şöyle denebilir:Faili ...
  • Mekke’den dışarıya taş çıkarmanın hükmü nedir?
    15066 Cemereli Taşlama 2014/01/21
    Mekke’den toprak yahut taş getirmek birkaç haldedir: 1. Toprak yahut taş Mescidü’l-Haram, Sefa, Merve veya diğer mescitlerde olabilir. Böyle bir durumda taklit mercileri bunu caiz bilmemektedir ve getirilmesi durumunda onu bir şekilde geri götürmek gerekir. 2. Toprak veya taş Harem sınırlarının dışında (mescitlerin dışında) olabilir. Taklit mercileri ...
  • Anne ve babanın isteğine amel etmenin ölçüsü nedir?
    9778 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Anne ve babaya yapılan eziyetler; onları kızdırmak, incitmek ve hatta ikisinden birisi dahi olsa da anne ve babanın hatırını kırmaktan ibarettir. Bu konuda ayet ve rivayetlerin incelenmesiyle şöyle bir netice alınabilir: Anne ve babanın isteklerine amel edilmesi farz olan hakların ölçüsü, ahlaki açıdan bu hakların yerine getirilmesiyle ...
  • Allah-u Teala mutlak feyiz veren olduğundan, neden insanlar daha baştan cennette yaratılmadılar?
    9175 Eski Kelam İlmi 2010/12/04
    Cennet ve cehennem insanların kendi iradelerine göre yaptığı amellerin soucudur. Öyleyse yolun sonu olan cennet, dünya ve salih amel olmadan kazanılmaz. Bu, Allah’ın mutlak feyyaz olmasıyla çelişmez. Çünkü Allah’ın feyzi, ilahi hikmet üzerinedir. Burada Allah’ın hikmetiyle çakışma denen şey söz konusu değildir. Ve insan Allah’ın sıfatlarından birine yönelip, ...
  • Din tebliği (gayri Müslimleri ve başkalarını eğitmek ve onlara kılavuzluk etmek) tüm Müslümanlara farz mıdır?
    9200 Pratik Ahlak 2011/12/19
    İslam evrensel, herkesi kapsayıcı ve en kâmil bir din olup dinlerin en sonuncusudur. Bu nedenle tüm ulus ve milletlerden herkes onunla tanışmalıdır. Diğer halkların bu insan yetiştirici dinle tanışmasının tek yolu, İslam hakikatleri, emirleri, hükümleri ve öğretilerini tebliğ etmektir. Bu esasla Kur’an-ı Kerim’in değişik ayetlerinde din tebliğine önem verilmiş ...
  • Çöl ve sahraların yaratılış felsefesi nedir?
    10528 Eski Kelam İlmi 2012/04/09
    1. Allah-u Teâlâ’nın gökyüzü, yeryüzü, dağlar, denizler, ormanlar, çöller ve… kapsamak üzere yarattığı her şey fayda ve maslahat üzerinedir. Bunların yaratılışı hak iledir ve bunların hiçbirisine batıl yol bulunamaz.[1] Ne var ki beşer, bu maslahatları derk etmekten acizdir. Ormanlar ve denizler, insan için hissedilip ...
  • Dövme abdest, gusül ve hac amellerini yerine getirmek için bir sakınca yaratır mı?
    9901 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Taklit mercilerinin çoğu dövme hakkında şöyle buyurmuştur: Eğer dövme salt renk olursa veya derinin altında bulunursa ve deri üstünde suyun ulaşmasını engelleyen bir şey olmazsa abdest, gusül ve namaz doğrudur.[1] Eğer deri üstünde engel bulunursa ve deriye suyun ulaşmasını engelleyecek ...
  • İslamî bir toplumda yaşan Müslüman vatandaşların en önemli özellikleri nelerdir? Acaba İslam dini bu konuda görüş belirterek yol göstermiş midir? Lütfen İslamiyet'in bu husustaki görüşünü açıklayınız?
    17503 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Hayat kaynağı olan İslam dini, son ilahî şeriat olması özelliği ile mükemmel ve evrensel bir dindir. Dolayısıyla İslam dininde toplumsal kanunlar, bireysel kanunlar gibi aynı derecede önemlidir. İslam dinine göre; toplumsal hayat, bireylerin birbirleriyle olan ilişkisi ve bir vatandaşın yaşadığı toplum ve insanlar karşısındaki vazifeleri belli bir düzen ve kural ...
  • Neden Kur’an ayetler halindedir? Hangi sureler Peygambere (s.a.a) bir defada nazil olmuştur?
    11103 Kur’anî İlimler 2010/10/07
    Kur’an’ın def’i(bir defada) ve tedrici (ayet ayet ve sure sure) olmak üzere iki çeşit nüzulu vardır. Tedrici nüzul için öne sürülen delillerşunlardır.1-Peygamberin kalbini sağlamlaştırmak.2-Peygamberin ...
  • Dünyayı sevmekten kurtulmanın yolu nedir?
    15307 Pratik Ahlak 2010/08/08
    Dünya “edna”nın müennesi olup (ahret hayatı karşısında) daha aşağı ve daha değersiz şey anlamındaki “deni” ve “denaet”ten veya (ahret hayatı karşısında) daha yakın anlamındaki “denev”den türemiştir. Kur’an ve rivayetlerin açıklamasında dünya yerilen dünya ve övülen dünya diye iki kısma ayrılır. Dünyadan söz eden ve insanları onun ...

En Çok Okunanlar