Gelişmiş Arama
Ziyaret
16791
Güncellenme Tarihi: 2009/10/22
Soru Özeti
Birbirini seven ve ilişkilerinde günaha düşmek istemeyen kız ve oğlan hangi şer’i yolla sorunlarını giderebilirler?
Soru
19 yaşındayım ve bir kızı seviyorum. O da beni çok seviyor. Ama kimsenin (anne-babanın) bilmesini istemiyoruz. Fakat beraber olduğumuz zaman günaha da düşmek istemiyoruz. Bize nasıl bir yol gösterebilirsiniz? (İkimizin de annesi bizim birbirimizi sevdiğimizi biliyor ve karşı değiller, ama daha erken olduğunu söylüyorlar).
Kısa Cevap

İslam’a göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Hekim olan Allah bu ikisini birbiri için yaratmıştır. Çünkü onlar birbirinin huzur kaynağıdır, birbirlerinin duygusal, ruhsal ve cinsel isteklerini karşılamaktadırlar.

İslam iki tarafın da ihtiyaçlarının karşılanması için evliliğin (geçici veya daimi) çerçevesini belirlemiştir. Kadınla erkek arasındaki her türlü ilişkinin bu çerçeve içinde olması gerekir. Birçok fakihin görüşüne göre bakire bir kızın evliliğinin geçerli olmasının şartlarından biri kızın babasının rızalığıdır. Yalnız, eğer baba kızının bir oğlanla evlenmesine razı olmaz ve bu kızının zararına olursa bu durumda babanın izni şart değildir.

Evlilikte yalnızca kızın babasının rızalığı nikâhın doğruluğunun şartıdır, ama anne ve babanın evlatlarının hayrını istediklerinden her iki tarafın da anne ve babasının bilgilerinin dâhilinde olması daha iyidir.

Ayrıntılı Cevap

İslam’a göre kadın ve erkek birbirini tamamlayan iki varlık olup birbirleri için yaratılmışlardır. Kuran-ı Kerim buyuruyor: “Ve delillerindendir ki sizin cinsinizden eşler yaratmıştır size, onlarla uzlaşıp geçinesiniz diye ve aranıza da sevgi ve merhamet ihsan etmiştir...”[1]

 

Kadın ve erkeğin ihtiyaçlarından birisi cinsel istektir. Bu ihtiyacı gidermek İslam’ın koyduğu kural ve kanunlar içinde olmalıdır ki, her iki tarafında iffet ve paklığına hiç bir şekilde zarar vermesin.

 

İslam kadın ve erkeğin ihtiyaçlarının karşılanması için evliliğin çerçevesini belirlemiştir. Her türlü duygusal sohbet, dokunma, okşama vs. cinsel temaslar nikah akdinden sonra olmalıdır. Hatta nikah akdi okunmadan yapılan nişanlar da akit okunmadan önce kız ve oğlanın birbirlerinden alacakları cinsel lezzetler, duygusal konuşma ve el ele tutuşma haddinde de olsa haramdır.

Siz gerçekten birbirinizi seviyorsanız, günaha düşmemek için önce nikah akdinizi okuyun, sonra ilişki kurun.

 

Bu akdin daimi olması gerekmez. Geçicide olsa yeterlidir. Ama belirtmek gerekir ki, büyük taklit merciilerinin çoğuna göre bakire kızın babasının rızalığı evliliğin geçerli olmasındaki şartlardan biridir.[2] Yanlız eğer baba kızının bir oğlanla evlenmesine razı olmaz ve bu tutum kızının zararına olursa (örneğin kızının bu evlenme fırsatını kaçırdığında uygun bir başkasını bulması zor olursa) o zaman izin şart olmaz.

 

Kısacası, kızın babasının iznini, evlilik akdinin şartı bilen bir taklit merciinden taklit ediyorsanız, eğer evlenmeye ihtiyacınız varsa evlenmek size farzdır. Ama sonuçta anne ve baba evladının hayır ve mutluluğunu istediğinden ve bu alanda bir çok değerli tecrübelere sahip olduklarından sizin için en güzel seçenek ihtiyacınızı onlara söylemektir. Onlar evliliğin şer’i hükümlerden olduğunu, her türlü ilişkinin evlilik sınırları içinde olması gerektiğini bilmekteler. Bu yüzden onlara geçici evlilik yapmak isteğinizi söyleyebilirsiniz.



[1] -Rum/21

[2] -Babanın izni evlilik akdinde şart mıdır değil midir? konusunda bilgi edinmek için bkz: Bakire Kızla Geçici Evlilik, 667. ve 718. soru (Site: 760)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • ‘La İlahe İlla Huve’ ile ‘La İlahe İllallah’ arasındaki fark nedir?
    42336 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Bazı rivayetlerde ‘Ya Hu’ ‘Ya Men La Huve İlla Hu’ zikirinin İsm-i A’zam olduğu belirtilmiştir. Kur’an’da gelen ‘La İlahe İlla Huve’ ile ‘La İlahe İllallah’ arasındaki fark gerçekte ‘Allah’ ile ‘Huve’ arasındaki farktan kaynaklanmaktadır. Huve’den (O) maksat Allah’ın her zaman gaybda olan, tanınmayan ...
  • Bir grup hata yapabilen insanın el yazımı olan tarih neden kabul edilmelidir?
    5876 تاريخ کلام 2011/09/13
    İnsan tarafından düzenlenip tedvin edildiğinden ve insan da hataya mürtekip olabileceğinden tarih kabul edilmemelidir diye ifade edilen istidlali kabul etmiyoruz; zira bu istidlal doğru olursa, tüm beşerî bilimler itibarını kaybedecek ve günümüz dünyasında da hiçbir habere güven duyulamayacaktır. Çünkü onların hepsi insanın mahsulüdür. Biz insanların doğruyu yanlıştan ve iyiyi ...
  • Abdest alırken kolları dirseklerin dışından mı yıkamak gerekiyor yoksa iç tarafından mı?
    5685 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Abdest alırken yapılması gerek şey sağ ve sol kolların dirseklerden parmak uçlarına kadar her tarafının yıkanmasıdır. Ama erkeklerin dirseklerin dışından, kadınlarında diseklerin içinden başlaması müstehaptır.[1]-[2]
  • İbrahim makamı nedir? Ondan kastedilen nedir?
    46033 Eski Kelam İlmi 2012/02/18
    Mekke’deki belirgin işaretlerden birisi, İbrahim makamıdır; zira orası İbrahim’in (a.s) durduğu bir makamdır. İbrahim makamının tefsir ve manası hakkında bazıları tüm haccın İbrahim makamı olduğu görüşündedir. Bir grup İbrahim makamının “Arafe”, Meş’aru’l-Haram” ve “üçlü cemerat” olduğuna inanmaktadır. Bazıları da tüm Mekke hareminin İbrahim makamı sayıldığı görüşünü taşımaktadır. Ama mevcut ...
  • İslam’ın, tenasüh (reenkarnasyon) hakkındaki görüşü nedir?
    12860 Eski Kelam İlmi 2008/11/02
    Asırlar önce Hindistan’da, reenkarnasyon görüşü ortaya atılmış ve ruhların defalarca tekrar dünyaya geri dönmesi hakkında dünya çapında bir inanç yaygınlaşmıştır. Bu görüş, asırların geçmesiyle dünyadaki halkların birçoğunun ilgisini çekmiş ve hatta bazıları, mezhebi bir inanç olarak ona bağlanmışlardır. Bu kesintisiz süre içersinde, büyük bilginler ...
  • Hz. Veliyy-i Asr’da (a.f) kendi zuhurunu bekleyenlerden midir?
    6557 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Fereci beklemek, İslamın, özellikle Şii mezhebinin temel rükünlerindendir. Fereci beklemek, bütün dünyada ki eşitsizlik ve sıkıntıların giderilmesi demektir. Fereci bekleyenler, ahiri zamanda ilahi bir insanın -İslam’da ki adı Mehdi’dir- zuhur edeceğine, zulmü ortadan kaldırıp yerine adaleti yerleştireceğine, bütün dünyada Allah’ın hükümetini hakim kılacağına inanmaktalar. Bütün ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    7562 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    8739 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Hangi şeyler namazı bozar?
    6577 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    On iki şey namazı bozar ve bunlara namazı bozan şeyler denir. 1. Namaz esnasında şartlardan birisinin yok olması. 2. Abdest veya guslü bozan şeylerden birisinin namazda ortaya çıkması. 3. Namaz esnasında elleri üst üste koymak. 4. Hamd suresinden sonra ...
  • Ali (a.s) hilafetten sonra neden halifelere muhalefet etmedi ve bidatleri ortadan kaldırmadı? Eğer halifeler kâfir idiyse, neden İmam Ali (a.s) güce ulaştığı vakit onların küfrünü ve hilafetlerinin gasplı olduğunu ilan etmedi?
    8207 Eski Kelam İlmi 2010/08/22
    İmam Ali (a.s) bazı hususlarda önceki halifelere karşı amelî muhalefetlerde bulunmuştur. Bizim kitaplarımızda yer aldığı üzere o defalarca önceki halifelere yönelik eleştirilerde bulunmuştur. Örnek olarak Nehcü’l-Belağa’daki mevcut Şıkşıkiye Hutbesi’nden söz edilebilir. Bazı yerlerde de susmayı maslahat bilmiştir. Belirttiğiniz hadis Şia açısından tevatüre sahip değildir ve Ehli ...

En Çok Okunanlar