Gelişmiş Arama
Ziyaret
11004
Güncellenme Tarihi: 2010/03/07
Soru Özeti
Şiilerin inancına göre kıyamet günündeki en önemli soru Ehlibeyt’in dostluğu ve velayeti hakkında mı olacaktır?
Soru
Biharu’l-Envar kitabının 27. cildinin 79. sayfasında nakledilen bir rivayete göre, Şiiler nezdinde kıyamet gününde ölen bir kimseden sorulan ilk şeyin Ehlibeyt’in sevgisi olduğu doğru mudur?
Kısa Cevap

Kur’an öğretileri ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tavsiyelerinden alınmış Peygamber ve ailesinin sevgisi, Şia inancının en önemli usullerindendir ve hiçbir Şii bunda kuşku duymaz. Bu bağlamda biz kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât gibi hususlar hakkında sorulduğu gibi velayet ve Ehlibeyt’in sevgisi hakkında da sorulacağına inanırız. Hatta bu konu kıyamet günündeki en önemli sorudur; zira Kur’an’ın açıkça belirttiği üzere böyle bir sevgi, Hz. Peygamberin (s.a.a) üstlenmiş olduğu elçilik zahmetleri karşısında Müslümanlardan istemiş olduğu tek şeydir. Elbette Ehlibeyt’i seven bir şahıs imkân ölçüsünde günahlardan uzak durmaya, iyi davranışıyla kendini Rabbine yaklaştırmaya ve davranışlarını önderlerinin davranışı doğrultusunda tanzim etmeye çalışmalıdır. Böyle bir birey gafletten kaynaklanan günahlarının da Ehlibeyt sevgisi ve onların şefaati sayesinde Allah tarafından bağışlanacağını ümit edebilir.  

Ayrıntılı Cevap

Uyun-u Ahbarı’r-Rıza kitabının nakli ile Biharu’l-Envar kitabında yer alan belirttiğiniz hadisin metni şudur: Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Sorulacak ilk şey, biz Ehlibeyt’in dostluğudur.[1] Bu hususta aşağıda özet olarak belirtilmiş noktaları okumanızı ve son neticeye dikkat etmenizi tavsiye ederiz:

1. Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayet esasınca Hz. Peygamber (s.a.a), Ehlibeyt’i sevme dışında kendi görevi için başka bir karşılık istememiştir: İşte bu, Allah’ın inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: “Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum.” Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.[2] Şiilerin ekseriyeti bu ayeti Ehlibeyt’i sevmek olarak tefsir etmiş ve Ehlisünnetin birçok hadislerinde de böyle bir tefsire işaret edilmiştir; örneğin İbn. Abbas şöyle nakletmektedir: Bu ayet nazil olduktan sonra Hz. Peygamberin (s.a.a) sahabeleri ey Allah’ın Resulü Allah’ın sevilmesini emrettiği şahıslar kimlerdir diye sordu ve Hz. Peygamber (s.a.a) Fatıma (s.a) ve evlatlarıdır diye buyurdu.[3] Bu bağlamda Ehlibeyt’in velayet ve sevgisi Şii’lerin inançsal bir rüknü sayılmakta ve onlar bu davranışları ile Hz. Peygamberin (s.a.a) isteğine olumlu yanıt vermektedirler.

2. Allah, Peygamber ve Ehlibeyt dostluğu sadece dil ile olmamalı, bu onların emirlerine uymayı da peşinden getirmelidir. Yüce Allah Hz. Peygambere şöyle buyurmaktadır: De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[4]  Bu ayetler esasınca sevgi itaat etmeyi gerektirir ve bu ikisi de günahların bağışlanmasına neden olur.

3. İmam Sadık (a.s) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü sorulacak ilk sorular şunlardır: Farz namazlar, farz zekâtlar, farz oruçlar, farz haç ve biz Ehlibeyt’in velayeti.”[5] Bu rivayet ve benzerleri iki önemli unsur olan “velayet” ve “salih amel” arasındaki bir tür gereklilik ve birlikteliği gösterir ve bunun açıklaması şudur:

3-1. Hz. Peygamberin (s.a.a) makam ve konumunu tanıyan ve hem Kur’an’da ve hem de Allah Resulü’nün tavsiyelerinde Ehlibeyt sevgisinin gerekliliğini bilen şahıslar, bütün bunlara rağmen bu yüce aileye yönelik kin ve haset taşırlarsa ve kalpleri Ehlibeyt sevgisinden yoksun olursa, onların zahirde iyi olan amelleri de kabul edilmez. Zira böyle ameller temiz bir niyetten türemez.

3-2. Öte taraftan zahirde kendini Ehlibeyt’i sevenler olarak tanıtanlar, lakin pratikte onların tavsiye ve buyruklarından yüz çevirenler Ehlibeyt’in gerçek sevenleri değildirler; zira işaret edildiği gibi sevgi ardından itaati getirir.

3-3. Sorunuza konu olan mevcut rivayette Ehlibeyt sevgisi kıyamette sorulacak ilk konu olarak belirtilmiştir, lakin diğer rivayetleri de göz önünde bulundurarak bunun diğer amellerin önemsiz olduğu manasına gelmediği belirtilmelidir. Bilakis İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen rivayette de açıkça belirtildiği gibi velayet ve sevgiye ek olarak namaz, oruç, zekât ve hac da kıyametteki ilk sorulardandır. Hem bu rivayette ve hem de sorunuza konu olan rivayette “kuldan sorulacak ilk soru” tabirinden istifade edilmesi enteresandır. Cevap bağlamında son netice şudur: Kıyamet gününde velayet ve Ehlibeyt sevgisi namaz, oruç ve zekât gibi diğer şer’i önemli farzların yanında ve hatta onlardan daha yüksek bir derecede sorulacaktır ve bu konu Kur’an ve sünnet öğretilerine aykırı değildir ve biz Şiiler bunu dile getirmekten hiçbir kuşku ve kaygı duymamaktayız.

 


[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c. 27, s. 79, hadis 18, Müessese-i El- Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[2] Şura Suresi, 23. ayet.

[3] İbni ebi Hatem, Tefsiri’l Kur’an-i’l Azim, s. 10, s. 3277, hadis 18477, Mekteberi Nizarı Mustafa El- Baz, Arabistan-ı Suudi, Mekke’tü’l Mükerreme, 1419 h.k.

[4] A’li İmran Suresi, 31. ayet: "قُلْ إِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللَّهَ فَاتَّبِعُوني‏ يُحْبِبْكُمُ اللَّهُ وَ يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَ اللَّهُ غَفُورٌ رَحيم".

[5] Hürr’ü Amuli, Muhammed bin El- Hasan, Vesailu’ş Şia, c. 4, s. 124, hadis 4688, Müessese-i A’lu’l Beyt, Kum, 1409 h.k.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar