Gelişmiş Arama
Ziyaret
13994
Güncellenme Tarihi: 2009/12/20
Soru Özeti
Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
Soru
İslam dinin güncel bir din olduğunu ve zamanın değişmesiyle birlikte hükümlerinin de incelenerek değişebileceğini göz önünde bulundurarak; (örneğin önceden haram olan satrancın İmam Humeyni (r.) tarafından sonradan serbest bırakılması gibi), bu ilahi hükümde de yeni bir inceleme yapılabilir mi? Eğer iki kız kardeş, bir erkeğin yanında yaşamaya tahammül ederek onun eşi olmaya razı olurlarsa da mı bu hüküm aynı şekildedir? Rahman olan Allah’ın, bu dinin en kâmil din olduğu ve zamana göre değişebileceği için bizim peygamberimizi son peygamber olarak karar kılmış olduğunu düşünüyorum. Tabiat ilimleriyle uğraşan bir bilim adamı, nasıl ki bu ilimle ilgili konuları bulmak için araştırma yapıyorsa aynı şekilde bir din âlimi de böyle yapmalıdır. Yukarıdaki örnekte getirdiğim gibi, imam Humeyni gibi şahıslar görülmektedir. İmam Humeyni bu gibi bazı konuları Tahrir-ul Vesile kitabında getirmiştir.
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın açıklığa kavuşması için birkaç noktanın zikredilmesi gerekmektedir:

1) İslam dininin güncel, en kâmil ve kanunlarının bütün asırlarda insanların saadetlerini temin edici olması, İslam dinin kanunlarının varlık âleminin gerçekleriyle ve insan fıtratıyla uyumlu olması demektir. İnsan fıtratı hiçbir zaman değişime uğramaz.[1]

“O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.”[2]

İnsan fıtratı, nefsanî ve şehevi isteklerden farklıdır. Çünkü Peygamber (s.a.a.) zamanında ve tarih boyunca şehvet ve heveslerinin peşinde giden toplumlar ve birçok insanlar olmuştur. İlahi dinler, insan ruhunun ahlaki kirliliklerden uzak kalması ve fıtratın canlandırılması için çalışmışlardır: “Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resulüne uyun.”[3]

Şehvet ve hevesler, insan ruhunun aynası üzerine çöken toz gibidir. Bu tozlar zaman geçtikçe sert çamur gibi kuruyabilirler ve zor sıkıntılar ve acı olaylar ancak bunları parçalayarak ortadan kaldırabilir ve böylesi bir durumda da bu şahsa bir faydası olmaz.

“Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak (ihlâsla) Allah'a yalvarırlar. Fakat onları salim bir şekilde karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (Allah'a) ortak koşmaktadırlar.”[4]

İslam dininin güncel olması, her gün şehvetleri peşinde koşan kimselerin istekleri doğrultusunda değişeceği anlamında değil, dinin hakikatinin sürekli tarihte kalıcı olacağı anlamınadır. İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Peygamber (s.a.a.)’in helal kıldığı her şey kıyamet gününe kadar helal ve haram kıldığı her şey de kıyamet gününe kadar haramdır.”[5]

2) İmam Humeyni (r.)’nin satranç hakkındaki vermiş olduğu fetva, İslam hükmünün değişmesi demek değildir. İmam Humeyni (r.)’nin görüşü, satrancın Peygamber (s.a.a.) zamanında kumar aracı olarak kullanıldığından dolayı haram olduğudur. Satranç günümüzde kumar aracı değil spor aracı olduğu için haram değildir. Yani günümüzde hükmü değişmiş olan satranç, o zaman genel olarak haram değildi. Başka bir tabirle, eğer satranç Peygamber (s.a.a.) zamanında kumar aracı olmasaydı, fikirsel spor aracı olsaydı, kesinlikle haram olmazdı. Günümüzde de fikirsel spor aracı olmasına rağmen eğer kumarda kullanılırsa yine haram olur.

3) Baldızla evlenmenin haram oluşunun felsefesi hakkında söylediklerimizi,[6] öncelikle kesin net illet olarak değil haram oluşunun hikmeti ve ihtimali olarak açıkladık. Eğer bir yerde bu hikmet olmazsa, bu evliliğin haram olmadığı anlamına gelmez. İkinci olarak bu hüküm, kadın ve erkeklerin fıtratlarına ve doğalarına uygundur ve bu yüzden toplumların çoğunluğunun kabulünü görmektedir. Bazılarının bunu kavrayamayışı bu gerçeği değiştirmez. Önceki cevaba dikkatlice bakılması, bu noktanın daha fazla açıklık kazanmasını sağlayacaktır.


[1] Başvurulabilecek konular:

—Son din, 7. Soru (site: 205)

—Din ve Değişim, 8. Soru (site: 206)

—Din, Sabitlik ve Değişim, 10. Soru (site: 209)

—İslam Dininin Son Din Olmasının Sırrı, 386. Soru (site: 399)

[2] Rum Suresi, 30. ayet.  

[3] Enfâl Suresi, 24. ayet.

[4] Ankebut, Suresi, 65. ayet. 

[5] Kâfi, c: 1, s: 58.

[6] Konu: İki kız kardeşle aynı zamanda evlenmek, 550. Soru (site: 600).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar