Gelişmiş Arama
Ziyaret
11174
Güncellenme Tarihi: 2010/05/08
Soru Özeti
Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
Soru
Bir rivayette Hz. Ali’nin (a.s) Hz. Âdem’i kendi elleriyle yarattığı ve tüm insanların da buna inandığı belirtilmektedir. Lakin ben bu hadisin muteber olmadığını yeni öğrendim. Bundan dolayı neden halk böyle bir inanç taşımaktadır? Lütfen bu hadisi kimin naklettiğini belirtir misiniz? Bu hadisi nakleden şahıs güvenilir midir, değil midir?
Kısa Cevap

Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ve bu açıdan İmam Ali (a.s) Âdem’in (a.s) evlatlarından biri sayılmaktadır. Elbette yüce Allah bazen varlıkların yaratılmasını vasıtalar aracılığıyla gerçekleştirir ve öte taraftan masumların nurunun Hz. Âdem’in (a.s) yaratılmasından önce var olduğunu belirten bir takım hadisler mevcuttur. Bu hususlara binaen, Hz. Âdem’i (a.s) bu büyük şahsiyetlerin nuru tarafından yaratılması bir şirk inanç sayılmaz ve İslam’ın ilk usullerine ters addedilmez. Elbette böyle bir inanç Şii düşüncesinin zorunluluklarından değildir ve bu konu hakkında daha fazla bir inceleme yapılmalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Kesin olan husus, Kur’an-ı Kerim’in bir ayeti esasınca yüce Allah’ın kendi elleriyle Hz. Âdem’i (a.s) yaratmış olduğu hususunun açıkça belirtilmesidir.[1] Bu Kur’an ayeti ve ayetteki mevcut muhteva tüm Şii düşünür ve müfessirlerin kabul ettiği ve hiçbir şek ve şüphenin bulunmadığı bir husustur. Öte taraftan rivayetler üzerinde yapılan kısa bir araştırma sonucunda sizin sorunuzdaki metin ile tam olarak bağdaşan bir hadise rastlanmadı. Eğer gelecekte böyle bir rivayete rastlarsak onun senedi hakkında düşüncelerimizi ifade ederiz. Siz de eğer belirttiğiniz rivayetin Arapça metninin bir bölümünü yanınızda bulunduruyorsanız, daha kâmil bir cevap verebilmemiz için onu bize gönderin. Bununla birlikte genel bir bakış açısıyla ve diğer ayet ve rivayetleri inceleyerek şöyle söylemeliyiz: Belirtilen öncüllere binaen, Hz. Âdem’in (a.s) topraktan cisminin imamların nuru tarafından yaratılması, halkın zihnine gelen tarz dışında vuku bulmuş olması imkân dâhilindedir ve bu işaret edilen ayet ile de bir çelişki arz etmez. Lütfen aşağıdaki öncüllere dikkat ediniz:

1. Şia ve birçok Ehlisünnet mensubunun inancına göre yüce Allah bir cisme sahip değildir. Dolayısıyla O’nun cüzleri olamaz ve O diğer varlıklar gibi tasavvur edilemez. Bu yüzden zahirde yüz[2], el[3], ayak[4], göz[5] ve kulak[6] gibi maddi cüzleri Allah için yansıtan ayetler, bilgi, kudret ve varlık gibi batini manalar ile tefsir ve tevil edilir. Bu yüzden âlemin yüce Allah’ın eliyle yaratılması, O’nun görülebilir bir ele sahip olduğu ve elleriyle Hz. Âdem’i (a.s) yarattığı manasına gelmez. Aksine bunun tefsiri, Allah’ın kudret elinin Hz. Âdem’i (a.s) yarattığıdır. 

2. Birçok yerde yüce Allah zahirde insanların eliyle gerçekleşen bazı işleri kendine isnat etmekte ve örnek sıfatıyla gemileri sizin hizmetinize veren O’dur[7] diye buyurmaktadır. Oysaki biz bu gemilerin zahirde bizzat insanların eliyle yapıldığını bilmekteyiz! Elbette insanların kudreti yüce Allah’ın kudretinin bir parçası olması hasebiyle, böyle bir isnat ve nispeti anlamak zor değildir. Başka bir ifadeyle, insan ve yaptığı tüm şeyler Allah’ın yaratığıdır.[8]

3. Bazı rivayetler esasınca, imamların nurunun yaratılması Hz. Adem’in (a.s) yaratılmasından öncedir. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Adem su ve toprak arasındayken ben vardım.”[9] Bu rivayetin bir benzeri Müminlerin Önderinin (a.s) imametinin Adem’in (a.s) yaratılmasından önce oluşu hakkında da mevcuttur.[10] Bu konuyu değişik tabirlerle belirten başka rivayetler de mevcuttur.

4. Kuşkusuz Müminlerin Önderinin (a.s) kutsal varlığı, ilahi kudretin göstergelerinden biridir ve bu yüzden ona “Yedullah” veya Allah’ın eli denmiştir. İmam Ali (a.s) bir rivayette şöyle buyurmaktadır: “Ben Allah’ın gözü, eli, yanı ve ona ulaşma yoluyum.”[11]

Hz. Âdem’in (a.s) İmam Ali’nin (a.s) eliyle yaratıldığına dair bir inanç var ise, yukarıdaki hususları göz önünde bulundurarak bunun manası şudur: Allah, Âdem’in (a.s) toprak cismini kudretinin tecellilerinden birinin yoluyla, yani önceden yaratılmış Müminlerin Önderinin (a.s) nuru vasıtasıyla yaratmıştır. Hz. Ali’nin (a.s) maddi cisminin bağımsız olarak böyle bir şeyi gerçekleştirdiği söz konusu değildir. Bu inanç belirttiğiniz şekilde toplum arasında yaygın değildir, lakin böyle bir inanç var olsa bile yukarıda belirtilen hususlar esasınca İslam’da kabul edilmiş ilk usulleriyle çelişmez ve buna inanan kimseler müşrik ve kâfir sayılmazlar. Bununla birlikte, Hz. Adem’in (a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) eliyle yaratıldığına inanmak Şii düşüncesinde inkar edilmesi imkansız konulardan sayılmaz ve bu hususta daha fazla araştırma ve incelemelerde bulunulabilir. Son olarak eğer sorunuzdaki mevcut hadisin Arapça metnini bize gönderirseniz memnun oluruz.  

 


[1] Sad Suresi, 75. ayet: “قالَ يا إِبْليسُ ما مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِما خَلَقْتُ بِيَدَيَّ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنْتَ مِنَ الْعالين”.

[2]Kasas Suresi, 88. ayet: “كُلُّ شَيْ‏ءٍ هالِكٌ إِلاَّ وَجْهَه”.

[3] Maide Suresi, 64. ayet: “بَلْ يَداهُ مَبْسُوطَتان”; Feth Suresi, 10. ayet: “يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم”.

[4]Kalem Suresi, 42. Ayet: “يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ ساق”.

[5]Taha Suresi, 39. Ayet: “يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم”.

[6]A’li İmran Suresi, 181. ayet; Mücadele Suresi, 1. ayet: “لَقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذين”.

[7]İbrahim Suresi, 32. ayet: “وَ سَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ”.

[8]SaffatSuresi, 96. ayet: “وَ اللَّهُ خَلَقَكُمْ وَ ما تَعْمَلُون”.

[9]İhsai, İbniebi Cumhur, Avaliyu’lLeali, c. 4, s. 121, hadis 200, İntişaratıSeyyidu’şŞuheda, Kum, 1405 h.k.

[10]a.g.e, s. 124, hadis 208 “كنت وصيا و آدم بين الماء و الطين”.

[11]Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 1, s. 145, hadis 8, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininin kadına bakış açısı nasıldır ve onun için nasıl bir konum belirlemiştir? Onlar tıpkı erkekler gibi midirler?
    24977 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2008/05/20
    İslam, insanın tekâmülünü hedef edinmiştir. Bu açıdan da kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam açısından önemli olan kadınlık veya erkeklik değil, kendini yetiştirme ve Allah’a yakın olmaktır. Kadın ve erkek insanlığın iki temel unsurunu teşkil etmeleri nedeniyle, İslam’da bazen kadından ve bazen de erkekten söz ...
  • İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı nedir?
    7110 Eski Kelam İlmi 2011/12/18
    İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı Yaşua’dır. O, Rum kayserinin evladı olup havarilerin ve belirgin olarak Şamun’un (Hz. Mesih’in vâsii) neslindendir.[1]  
  • Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
    16585 Pratik Ahlak 2009/12/20
    Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi ...
  • Lanetleşmenin bir şartı var mıdır? Hangi konuda lanetleşmek mümkündür? Lanetleşmek kesin olara gerçekleş midir?
    19167 مباهله 2012/05/27
    Lanetleşmek, batıl yolda olan kimsenin ilahi gazaba uğraması ve hak yolda olan kimsenin de tanınması ve böylece hak ve batılın birbirinden ayrılması için iki tarafın birbirine lanet etmesinden ibarettir. Lanetleşmek bir tür duadır ve kendine ait özellik ve şartlara sahiptir. Biz onların bazılarına işaret edeceğiz: İnsanın üç ...
  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10337 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • İslam’ın Hakkaniyetinin Aklî Delilleri
    21090 Yeni Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar bugün dünyada gözlemlenen dinlerde bir takım hakikatler yer alsa da, gerçek tevhit olan kamil hakikat sadece İslam’ın çehresinde gözlemlenebilirdir. Bu iddianın en büyük delili, diğer dinlerin muteber senetlerinin olmayışı ve metinlerinde tahrif ve aklî çelişkilerin bulunması ve bunun karşılığında Kur’an’ın senet taşıması, ...
  • Defalarca tövbesini bozmuş kimse şimdide Allah ve Masum İmamlar (a.s) hakkında şüpheye düşmektedir. Acaba Allah onu kendin uzaklaştırmış mıdır? Ve Allah’a yakınlaşmanın yolu nedir?
    36346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Günah, insanı alteder. Günahtan tövbe etmeye ciddi karar almak kurtuluşa yönelmek demektir. Şeytan, insanın düşmanıdır; onun böyle vesveseler vermekten amacı, insanları ümitsizliğe düşürmek, salih kulları merhametli olan Allah’tan uzaklaştırmaktır. Oysa Allah, ister günahkar olsun, ister zalim, bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Yalnız kaldığınızda Allah’tan ...
  • Ayakkabı giymenin adabı nedir?
    20961 Pratik Ahlak 2012/05/12
    İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir. Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Her halükarda İslam dininin hakkında nazar vermiş ve adap belirlemiş ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) Rukayye adında bir kızı var mıydı?
    23693 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Fedakarlık ve insani kemallerle dolu Kerbela gibi bir olayda yaşı küçük olan kimseler fazla dikkat çekmemiş olabilir. Hz. Rugayye’nin (s.a) yaşamı, babası, amcası, halası gibi yüce şahsiyetlerin nurlarının ışığı arkasında kaldığından tarih kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adında küçük bir kızı olduğu konusuna değinilmemiştir. Bazı maktellerde İmam ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11686 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.

En Çok Okunanlar