Gelişmiş Arama
Ziyaret
16362
Güncellenme Tarihi: 2011/10/20
Soru Özeti
Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
Soru
Senelerdir kendimle tezatlaşıyor ve cedeleşiyorum. Erginlik çağından iki sene sonra namazı tek etmiş kılmıyorum. Zira her ne kadar İslam’ı derk etme ve anlamaya uğraştım ise de anlayamadım ve derk edemedim. Allah’ın varlığı hakkında benim bir sorunum yok idi. Ama İslam’ı derk etmek ve anlamak benim için çok zor idi. Epeyi bir zamandır ki Allah beni kabul etti ve yaşamımı İslam’ın düsturlarına uygun bir şekilde sürdürmekteyim. Ama buna rağmen bu benim için çok zor geliyor. Zira biliyorum ki benim imanım güçlü değildir. Birçok soru vardır ki zihnimi kocalıyor fikrimi allak bullak etmiş. Bu sorular İslam anlayışında insanın gücünü açan sorular türünden sayılmaktadır. Ama ben onlar hakkında düşünmekten kendimi alı koyamıyorum. İlkin Allaha iman et ondan sonra soru sorma deniliyor. Ama benim sorunum budur ki Allaha iman edemiyorum. Allah’ı seviyorum ve O’nu tanımak ve O’nu görmek istiyorum. Bağışlayınız benim sorum şu: Allaha nasıl iman getire bilir ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
Kısa Cevap

Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz kendisiyle baş başa kalır, halvet eder ve kendi varlığı, zaaf ve sahip olduğu ihtiyaçları hakkında tefekkür ederse şu neticeye varacaktır ki evren ve evrende var olan bütün varlıklar, onları tedbir edecek bir yaratıcıya muhtaçtır. Bu yaratıcının varlığı daimi, sürekli ve bu varlıkların ihtiyaçlarını gidermesi için mutlak zengin ve kendisi dışında başka hiçbir varlığa muhtaç olmadığını da anlayacaktır. Eğer insan dünyaya olan bağlılıklarını kanara itebilir, maddi ve dünyevi güçlerden ümidini keserse çok daha çabuk Allah’ın varlığını, bağışlayıcılığını, güçlü ve büyük olduğunu fark eder.

Ayrıntılı Cevap

İmanının güçlü olmasını dilemek kendi başına güzel bir sermayedir ki sen ona sahipsin. Bu sermayeden mümkün olduğu miktarda istifade edilmesi gerekir. Bilgi ve bilinç ile imanımızı güçlendirmeliyiz. Allah’ı gerçek bir şekilde tanımak için birçok yola sahip değilsin. Zira Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. [1] Peygamber (s.a.a.) efendimiz şöyle buyurmaktadır: “kendini tanıyan bir kimse Rabbini tanıyacaktır”. [2] Bu esas gereğince eğer insan biraz kendisiyle baş başa kalır, halvet eder ve kendi varlığı, zaafı ve sahip olduğu ihtiyaçları hakkında tefekkür ederse; bir gün bu alemde yok idi ama şimdi onu buraya getirmişler, ihtiyaçlarını gidermişler, birçok şeylere; su, yiyecek, hava ve… her an muhtaç ama kendisi onlardan hiçbirisini temin etmiyor. Hatta havanın tek bir molekülünü üretemiyor. Benim bu ihtiyaçlarımı temin eden kimdir? Hakeza; evrende ve evrende var olan varlıklar hakkında biraz tefekkür ederse evren ve evrende var olan tüm varlıkların zayıf, güçsüz, geçici, ölüme mahkum ve bu evrenden çıkmak zorunda olduklarını fark eder. Bütün bu varlıkların bir yaratıcıya, bir idareciye muhtaç olduklarını anlar. Anlayacaktır ki bu yaratıcı ve idarecinin varlığı daimi ve her şeyden müstağni olmalıdır. Zira böyleli bir varlık ancak evrendeki varlıkların ihtiyaçlarını giderebilir.

Evet! Eğer insan etrafındaki güzelliklere ibret alıcı bir gözle bakar onlarda tefekkür ederse bunların kendiliğinden vücuda gelmediğini ve güçlü bir varlığa muhtaç oldukların fark edecektir.

“Karşılaştığımız sorunlar ve zorluklarda bize yardım eden ve yardımcı olan kimdir? Hali hazırda ümit bağladığımız tüm güçlerden ümitsize ve ye’ese düştüğümüz o çok zor anlarda ümit kapılarını ve sığınaklarını yüzümüze açan kimdir? Birisi İmam Cafer Sadık’ın yanına vardı şöyle dedi: Beni Allah’a götüren yolan hidayet et. İmam şöyle buyuruyor: “Acaba şimdiye kadar gemiye binmiş misin”? Adam! Evet dedi. Hazret şöyle buyurdu: “Acaba denizde geminiz bozulup seni kurtaracak hiçbir vesilenin bulunmadığı bir anla hiç karşılaştın mı”? Adam evet dedi! Hazret buyurdu; “Bu durumda kalbin seni kurtarabilecek bir gücün varlığına yönelmedi mi”? Adam; yönelmiş dedi. İmam devam ederek şöyle buyurdu: Bu halette kendiliğinden ve istemeyerek kalbinin yöneldiği o güç, işte Allah’dır. Bu güç kendin için her hangi bir kurtarıcı tasavvur edemediğin durumlarda bile seni kurtarabilen bir güçtür”. [3]

Evet! Eğer insan dünyaya olan bağlılıklarını kanara itebilir, maddi ve dünyevi güçlerden ümidini keserse çok daha çabuk Allah’ın varlığını, bağışlayıcılığını, güçlü ve büyük olduğunu fark eder.

Şunu belirtmemiz gerekir ki biz İslam’ın hangi hükmü ve düsturu sizin için zor olduğunu anlayamadık. Lütfen anlayamadığın ve derki sizin için zor olan konuları açık bir şekilde belirtirseniz cevabını yazarız.

Bu bağlamda yazılan kitapları okuyarak Allah ile daha fazla bilgi edinir ve imanını güçlendirebilirsin. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki endexlere müracaat edebilirsin:

1-      Sual 98 (sayt: 889), nemaye: imkan şınahti huda.

2-      Sual 3471 (sayt: 3694), nemaye: pişreft ilm ve şınahti kamil hudaven.  

3-      Sual 8546 (sayt: 8547), nemaye: rahhayı takviyeti his huda cuyi.

4-      Sual 479 (sayt: 520), nemaye: şnaht-i huda.



[1] “nahnu akrebu ileyhi min verid. (Kaf, 16).

[2] Meclisi, “ Biharul envar ”, Beyrut: İntişarati Darul Vefa, 1404 h.k. 110 ciltli, c. 2, s. 32.

[3] Age. c. 3, s. 41.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar