Gelişmiş Arama
Ziyaret
7450
Güncellenme Tarihi: 2010/08/12
Soru Özeti
Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
Soru
Zuhur çağı olan günümüz ve gelecekte Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir? Lütfen soruya kaynak bildirerek cevap verin.
Kısa Cevap

Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz:

1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik de bu kaide ve kuraldan müstesna değildir. Yalancı iddia sahipleri, değerli mehdilik cevherine dayanarak kendi alçak iddialarıyla onu zedeleyen, tehdit eden, aynı şekilde Şia’nın düşmanları ve Vahabilik için bahane karar kılan bozguncu ve sahtekâr bireylerdir.

2. Cahillik: Her zaman hakikati tehdit eden unsurlardan biri cahillik ve dostların zarara vesile olan bilinçsizliğidir. Bugün intizar adı altında mehdilik düşüncesine zarar veren bilgisiz ve cahil dostların tehlikesini açıkça gözlemlemekteyiz. Bu kimseler intizar sloganıyla zulüm ve sitem karşısında susmuş ve düşmanın işini kolaylaştırmışlardır. Aynı şekilde bu şahıslar belirli periyotlarla görünüşte zuhurun göstergesi olan birkaç alameti görmeyle zuhuru bekleyenlere tarih tayin etmekte ve zuhurun çok yakın olduğunu müjdelemekteler. Bu gibi vakit belirlemeler hadislerimizde yadsınmakla birlikte, Hz. Mehdi’nin (a.c.f) gerçek bekleyicilerinin soğumasına ve ümitsizliğine neden olmaktadır.

3. Dünyaya tapmak: Kuşkusuz gerçekten de âşık olan kimse sevgilisine yabancı kalmaz, artı kendini sevgilisine uyarlar ve onun rengine bürünür. Bu yüzden ıslah ediciyi bekleyen kimse salih olmalıdır denmiştir.

“İntizar” genellikle mevcut durumdan rahatsız olan ve daha iyi bir durum yaratmak için çabalayan kimsenin haline denir. Örneğin iyileşmeyi bekleyen bir hasta veya evladının yolculuktan dönmesini bekleyen bir baba hastalık ve evlat ayrılığından rahatsız olur ve daha iyi bir durum için çabalar.

Ayrıntılı Cevap

Kapsamlı bir cevaba ulaşmak için mehdilik hakkında bir tanımlama yapmamız lazımdır. Ardından potansiyel olarak mehdiliği tehdit eden olumsuzluklar ve afetleri inceleyeceğiz. Mehdilik, on ikinci imam sıfatıyla maslahat ve ilahi emir uyarınca şimdilik gayb perdesi arkasında yer alan ve bir gün dünya zulüm ve sitem ile dolduktan sonra ortaya çıkacak ve dünyaya adaleti hâkim kılacak Hz. Mehdi’nin (a.c.f) varlığına inanmaktır. Hz. Mehdi’nin (a.c.f) taraftarları böyle bir günü beklemektedirler. Ravi, İmam Rıza’dan (a.s) fereci bekleme hakkında sordum diye belirtir. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: Ferec açılımlardan biridir ve sabretmek ve fereci beklemek ne güzeldir.[1]  Evrendeki her fenomeni bozacak bir afet mevcuttur.[2] O halde her fenomeni afetten ve netice itibari ile yara almak ve yok olmaktan korumak için ilkönce ilgili afetlerin tanınması ve ardından da onların giderilip yok edilmesi doğrultusunda çalışılması gerekir. Mehdiliği tehdit eden hususlar olarak sayılan şeyler, her fenomenin yaralanmasına neden olabilecek afetlerdir. Bu hususlar çoktur ve biz sadece özet olarak bunlardan üç önemli hususa işaret ediyoruz:

1. Bir rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyurur: Her şeyin bir afeti vardır ve iyiliğin afeti kötülük ile birlikte olmaktır.[3] Eğer en üstün kanunları liyakatli olmayan uygulayıcıların eline bırakırlarsa veya en pahalı eşyalar ehil olmayan insanların elinde bulunursa ne ilgili kanunlar ve ne de değerli eşyalardan bir netice alınamaz. Mehdilik de bu kaide ve kuraldan müstesna değildir. Yalancı iddia sahipleri, değerli mehdilik cevherine dayanarak onu kendi alçak iddialarıyla yaralayan, tehdit eden, Şiilerin düşmanları ve Vahabilik için bir bahane haline getiren bozguncu ve düzenbaz bireylerdir. Elbette bu iddiaların kendisi bu inancın gerçek oluşuna delil teşkil eder; çünkü sahte üretim her zaman gerçeği taklit eder. Örneğin hiçbir zaman yedi bin tümenlik bir banknot basılmamıştır. Mehdilik de gerçekte olmasaydı iddiası yapılmazdı.

2. Cahillik: Hakikatleri her zaman tehdit eden unsurlardan biri cahillik ve dostların zarara yol açan bilgisizliğidir. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: “İki grup benim belimi kılmıştır. Bunlar kuralsız âlimler ve bilgisiz ibadet edenlerdir; birinci grup edepsizlik ederek ve gizemleri açıklayarak halkın inançlarına darbe vuranlar ve ikinci grup ise ahmakça ibadetleri ile halkı kandıranlardır.”[4] Bugün intizar adıyla mehdilik düşüncesine zarar veren bilinçsiz ve cahil dostların tehlikesini açıkça gözlemlemekteyiz. Bunlar intizar adıyla zulüm ve sitem karşısında susmakta ve düşmanın işini kolaylaştırmaktalar yahut belirli periyotlarla zahirde zuhurun göstergesi olan birkaç alameti görmeyle tarih vererek Hz. Mehdi’nin (a.c.f) yakın zamanda zuhur edeceğini müjdelemekteler. Bu gibi vakit belirlemeler hadislerimizde yerilmiştir, artı bu Hz. Mehdi’nin (a.c.f) gerçek bekleyenlerinin soğumasına ve ümitsizliğine yol açmaktadır. Fuzeyl b. Yesar İmam Bakır’a (a.s) bu işin (İmam Mehdi’nin (a.c.f) zuhuru) bir vakti var mıdır diye sorduğunu belirtir. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurur: “Bunun vaktini belirleyenler yalan atmaktalar, tekrar ediyorum bunun vaktini belirleyenler yalan atmaktalar. Musa (a.s) rabbinin çağrısıyla dışarıya çıktığında kendi kavmine otuz gün vakit verdi ve Allah bu otuz güne on gün eklemesi nedeniyle kavmi, Musa (a.s) bize verdiği sözü tutmadı ve böylece onlar bilinen şeyleri yaptı.”[5]

3. Dünya Tapmak: Kuşkusuz gerçek anlamda âşık olan kimse sevgilisine yabancı kalmaz ve kendisini sevgilisine uyarlar ve onun rengine bürünür.[6] Bu yüzden ıslah ediciyi bekleyenin salih olması gerekir diye söylemişlerdir. 

“İntizar” genellikle mevcut durumdan rahatsız olan ve daha iyi bir durum için çabalayan kimsenin haline denir. Örneğin iyileşmeyi bekleyen bir hasta veya evladının yolculuktan dönmesini bekleyen bir baba hastalık ve evlat ayrılığından rahatsız olur ve daha iyi bir durum yaratmak için çabalar. Aynı şekilde piyasanın bozuk ortamından rahatsız olan ve ekonomik krizin dinmesini bekleyen bir iş adamı iki halden birini taşır: ya mevcut duruma yabancı kalır veya daha iyi bir vaziyet yaratmak için çabalar. Bundan dolayı Hz. Mehdi’nin (a.c.f) hak ve adalet hâkimiyetini bekleme ve evrensel ıslah edicinin kıyam etmesi meselesi, gerçekte iki unsurdan oluşur: Reddetme unsuru ve ispat unsuru. Reddetme unsuru mevcut duruma yabancılaşmayı ve ispat unsuru ise daha iyi bir durum istemeyi temsil eder. Eğer bu iki husus insan ruhunda köklü bir şekilde yer edinirse iki türlü etkili amele kaynaklık teşkil eder. Bu iki türlü amel şunlardan ibarettir: Zulüm ve bozgunculuk etkenleri ile her türlü işbirliği ve koordinasyonu terk etmek ve buna ek olarak onlar ile mücadele etmek. İkincisi, belirtilen evrensel ve halka dayalı üniter devletin şekillenmesi için cismi ve ruhi olarak ve aynı şekilde maddi ve manevi bakımdan insanın kendisini yetiştirmesi ve kendisini hazırlaması gerekir. Bu iki hususun da yapıcı ve hareketlendirici, bilinçlendirici ve uyandırıcı birer etken olduğuna dikkat etmemiz iyi olacaktır.[7]Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki başlıklara müracaat ediniz:

Zuhurun Alametleri, 1392 (Site: 1414).

İmam Zaman’ın (a.c.f) zuhur alametleri, 219 (Site: 2032).    

İmam Zaman’ın (a.c.f) zuhur zamanını belirlemek, 8529 (Site: 8908). 

 


[1] Burucerdi, Seyyid Muhammed İbrahim, Tefsiri Cami, c. 3, s. 293-294, İntişaratıSadr, Tahran, çapı şeşum, 1366 h.ş.

[2] Payende, Ebu’l Kasım, Nehcu’lFesahe Mecmuayı kelimatıgısarı Hz Resul (s.a.a), s. 632, hadis 2255, Naşir Dünyayidaniş, Tahran, çapı çaharum, 1382 h.ş.

[3] Temimi Amedi, Abdu’lVahid bin Muhammed, Gureru’l Hikem ve Dureru’l Kelim, s. 431, 9843, İntişaratı defteri tebliğat, Kum, 1366 h.ş.

[4] Keraceki, Ebu’lFeth, Madenu’l Cevahir, s. 26, Kitaphane-i murtazaviyye, Tahran, 1394 h.k.

[5] Fahri Zencani, Seyyid Ahmet, GaybetiNumani, Fahri, s. 346 ve 347, Naşir Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, çapı çaharum, 1362 h.ş.

[6] İmam Sadık’a (a.s) isnat edilen bir şiirde şöyle okuruz: لو کان حبّک صادقاً لأطعته    لأنّ المحبّ لمن یحبّ مطیع.

[7] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c. 7, s. 381 ve 382, Naşir Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, çapı evvel, 1374 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar