Gelişmiş Arama
Ziyaret
7993
Güncellenme Tarihi: 2012/07/12
Soru Özeti
Neden kuranı kerimde, İsmail de İshak gibi hazreti İbrahim’in çocuğu olmasına rağmen onlardan ayrı zikir edilmiş? Neden Allah u teala İbrahim, İshak ve Yakup için “ulil eydi vel – ebsar” demiş ve ama İsmail, Yesa ve Zal – Kif (Zülkif) hakkında “minel ahyar” demiş?
Soru
Selam’un aleykum. Lütfen sad suresinin aşağıdaki ayetlerini açıklayınız: “ve (u)zkur ibadena İbrahime ve İshake ve Yakube ulil eydi vel ebsar (45) inna ehlesnahum bi halisetin zikra(e)d-dar (46). Ve innehum indena le minel mustefeynel ehyar (47) Ve (u)zkur İsmaile vel Yesea ve zal kifli ve kullun minel ehyar (38) ” a) İsmail de İbrahim’in çocuğu olmasına rağmen onlardan ayrı zikir edilmiş? b) Neden Allah u Teâlâ İbrahim, İshak ve Yakup için “ulil eydi vel – ebsar” demiş? c) Neden Allah u teala İbrahim, İshak ve Yakup için “inna ehlesnahum bi halisetin zkra (e)d-dar, ve innhum indena leminel mustefeynel ehyar ” ama İsmail, Yesa ve Zal – Kif (Zülkif) hakkında “minel ehyar” demiş?
Kısa Cevap
  1. Allah u Teâlâ bu ayetlerde hazreti İbrahim, ishak ve Yakub’u (a.s.) birlikte, ama İsmaili (a.s.)  ki oda İbrahim’in (a.s.) bir diğer çocuğudur ayrı metih ve övüyor.
Müfessirlerin çoğu hazreti İsmail’in (a.s.) neden babasından ve kardeşinden ayrı zikir edildiği noktasında her hangi bir beyanda bulunmamışlardır. Sadece çok az müfessirler bu konuya değinmiş ve şöyle demişlerdir: İsmail (a.s.)  babadan müstakil bir şekilde beyan edilmiştir ki onun yüce makamına ve sahip olduğu, has değerine, sabitkadem oluşuna ve taşıdığı sabra işaret etmiş olsun.[1]  Hakeza –daha buluğ çağına yetişmeden- sabitkadem olması, teslim makamına ulaşmış olması ve ilahi emre mutlak bir şekilde buyun eğmesi de bu nedenlerden sayılabiliniyor.[2]
  1. Her ne kadar “yed” kelimesi el anlamına geliyor, ama kur’an’ın muhtelif yerlerinde kudret manasında da istifade edilmiştir. Konumuz ola şu ayeti kerimede olduğu gibi: “ulil eydi vel ebsar”. “Eyd” sözcüğü ilahi düsturlara itaat etme noktasında kudret ve güç sahibidirler anlamını ifade ediyor. İbrahim, İshak ve Yakup (a.s.) el ve göz sahibidirler şeklindeki beyan hakikatte kinaye ile şunu tefhim ettirmek isteniliyor: ismi zikir edilen kimseler Allaha itaat etmede, halka hayrı ulaştırmakta ve hak olan inanç ve ameli teşhis etmekte görüşleri ve basiretleri çok güçlüdürler.[3] Allah u Teâlâ bu peygamberleri sahip oldukları “güçlü derke, teşhise ve bakışa” ve iş yapmak için “güce, yeterli kudrete” sahip oldukları için övüyor.  Onlar bilgileri az olan kimseler değildiler. Onların bilgi seviyeleri yüksektir. Onlar, Allah’ın dini, yaratılışın hikmetini, yaşamın sırları hakkındaki bilgi seviyeleri yüksektir. İrade, karar alam, pratiğe geçirme noktasında cılız, zayıf ve gevşek değildiler. İrade sahibi, çok güçlü ve çelik demir gibi kesin kararlıdırlar.[4]  Bundan dolayı imam bakır (a.s.) dan bu ayetin tefsirinde şöyle nakil edilmiştir: “ulil eydi vel ebsar” yani ibadette derin görüşlü, güçlü teşhisli olmaktır.[5] Elbette bazı müfessirler “ulul eydi” sözcüğü halk üzerinde nimet sahibi şeklinde de tefsir etmişlerdir.[6]
  2. Allah u Teâlâ mezkûr ayetlerde hazreti İbrahim’i, İshak’ı ve Yakup’u temcit etmiş ve müteaddit vasıflarla onları övmüştür. Onları “seçilmiş”lerden saymış. Ama hazreti İsmail, Yese’a ve zel Kif hakkında “ehyar” vasfıyla yetinmiş. Bu açıklamanın zahiri, birinci grubun makamı ikinci grubun makamından daha yüce olduğuna delalet ediyor şeklinde anlaşılıyor. Oysa başka bir yerde Allah şöyle buyurmuş: “Şüphesiz Allah, Adem'i, Nûh'u, İbrahim ailesini (soyunu) ve İmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı. Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir”.[7] Bu ayetten anlaşılıyor ki mezkur ayetlerden maksat, “ikinci grupta birinci grubun sahip olduğu niteliklere sahiptir”. Bazı müfessirler birinci grup için zikir edilen “ehyar” sözcüğüne dayanarak birinci grubun sahip olduğu niteliklere ikinci grubunda sahip olduğunu savunmuşlar.[8] Şöyle demişlerdir: “ehyar” vasfı her iki grup için istifade edildiğine dikkatle şuna işaret etme ihtimali vardır ki ikinci grupta birinci gruptaki üç peygamberin sahip oldukları vasıflara, diğerleri de sahiptirler. Zira mutlak hayrın geniş anlamı vardır. Hem nübüvveti kapsıyor, hem ahiret sarayını, hem ubudiyet makamını, hem ilim ve hem de kudreti.
Buna binaen birinci grupta zikir edilen peygamberlerin ikinci grupta zikir edilen peygamberlerden daha çok takdir edilmiş ve daha fazla teşvik edilmiş algısını çıkarmak doğru değildir. Bu sanatın âlimleri bunu kabul etmemişlerdir. Netice şu ki ikinci grup, daha az vasıflarla vasıflandırılmaları söyleşideki fenden kaynaklanmaktadır.
 

[1] İbn. Uceybe, Ahmet b. Muhammed, “Bahrul Medid fi Tefsiril – Kuranil – Mecid”, tahkik: Kerşi Rusulan, Aahmet Abdulah, Kahire: Doktor Hasan Abbas Zeki, 1419, c. 5, s. 35.
[2] Nahçevani, Nimetullah b. Muhmut, “el-Fevatuhu el-İlahiye ve el-Mefatuhu el-Gaybiye, baskı, 1, Mısır: daru rekabi linneşr, 1999, miladi, c. 2, s. 235.
[3] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “el – Mizan fi et – Tefsiril Kuran”, baskı, 5, Kum: defteri intişarati islami, 1411, c. 17, s. 235.
[4] Mekarimi Şirazi, Nasır, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: darul kutubul İslamiye, 1374, şemsi, c. 19, s. 307 – 308.
[5] Meclisi, Muhammed Bakır, “Bihrul Envar”, baskı 2, Beyrut: deru ihyai et–turasil el–arabi, c. 12, s. 7.
[6] Kumi - Meşhedi, muhammed,  “Tefsir-i Kenzud Dekaik ve Bahrul Garaib”, baskı, 1, Tahran: sazman çap ve intişarati vezareti irşadi islami, 1368, şemsi, c. 11, s. 253.
[7] Ali imran 33
[8] Necefi Humeyni, Muhammed Cevvad, “Tefsiri Asan”, baskı, 1, Tahran: intişarati İslamiye, 1398, kameri, c. 17, s. 56.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    6341 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    27212 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Nübüvvetin felsefesi ve Peygamberlerin görevleri nelerdir?
    4598 Kelam İmi 2020/08/31
    Hem akli hem de nakli deliller ışığında Peygamberlerin varoluş zarureti kanıtlandıktan sonra görev, yetki ve vazifeleri açıklığa kavuşmalıdır.Özetle Allah Teala insanoğlunun dünyevi ve uhrevi saadete ve kemale ulaşması için peygamberleri insanlara kılavuzluk ve rehberlik etmesi için göndermiştir.Konuyu insanoğlu açısından tahlil edecek ...
  • Sorunun Özeti: Acaba “Ebu Mihnef ve bazı eserlerini ezcümle “Vakatu Taf” kitabını tanıtabilir misiniz?
    7128 Varie 2015/06/18
    Ebu Mihnef Kimdir? Lut b. Yahya b. Said ki Ebu Mihnef ile meşhurdur, imam Sadık’ın (a.s.) değerli ashaplarından birisidir. Şia ve güvenilir bir şahıstır.[1] O birinci asrın ikinci yarısında Şii bir ailede, belki de Küfe’nın en büyük Şii ailelerinden birsinde dünyaya geldi. Dedesi nebiyi ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5719 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Babam bir spor salonunda çalışıyor. Salonun beyazcamından kendi evimizden şahsi olarak istifade etmenin hükmü nedir?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Halk elinde olan malların ya hakiki yönü ya da hukuksal yönü vardır; yani bunlar ya şahsi mallardır ya da devlete bağlı kurumlara ve özel şirketlere aittir. Başkasının (şahsi veya şahsi olmayan) mallarından izin ve müsaade alınmaksızın istifade etmek kesinlikle caiz değildir ve gasp hükmünü taşımaktadır.
  • Eğer bir kadın zinadan hamile kalır ve çocuğu düşürmediği takdirde büyük bir sıkıntıya girerse, ruh girmeden (dört aylık olmadan) onu düşürmesi caiz midir?
    50300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
    İmam Humeyni ve diğer merciler şöyle demişlerdir: Eğer bir kadın zinadan hamile kalır. Eğer o kadın veya onunla zina eden erkek müslüman iseler o zaman kadının çocuğu düşürmesi caiz değildir.[1] Bu çocuk onun çocuğu sayılır ama miras almaz.
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120199 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İmam Muhammed Bakır (a.s)‘ın biyografisini beyan eder misiniz?
    3060 Masumların Siresi 2020/01/19

En Çok Okunanlar