Gelişmiş Arama
Ziyaret
31622
Güncellenme Tarihi: 2008/06/18
Soru Özeti
Ric’at nedir? Kimleri kapsamaktadır? Ve ne zaman gerçekleşecektir?
Soru
Ric’at nedir? Kimleri kapsamaktadır? Ve ne zaman gerçekleşecektir?
Kısa Cevap

Şia inançlarından birisi de ric’atdır. Ölümden sonra ve ahirete gitmeden önce bu dünyaya geri dönme anlamına gelmektedir ve İmam zaman Hz. Mehdi’nin (a.s.) zuhurundan sonra ve kıyamet gününden önce gerçekleşecektir.

Ric’at, herkesi değil sadece müminlerin ileri gelenleriyle kâfirlerin önde gelenlerini kapsamaktadır.

Ayrıntılı Cevap

“Ric’at”, sözlükte, geri dönmek anlamına gelir.[1] İslam bir terim olarak ise müminlerin ileri gelenlerinden bir grupla kâfirlerin ileri gelenleri gelenlerinden bir grubun, ölümden sonra ve kıyamet gününden önce tekrar bu dünyaya gelmesi anlamındadır.

Ehl-i Beyt mezhebinin inançlarından olan ric’at, birçok ayet ve rivayetlere dayandırılmaktadır.

Ric’at’in, ayet ve rivayetlerde açıklanışı

A) Ayetler:

Ayetler üzerinde düşünüldüğünde, Kuran-ı Kerim’in konuya iki şekilde baktığı görülecektir:

1) Gelecekte ric’at olayının gerçekleşeceğine işaret eden ayetler; örneğin Neml suresi 83. ayette Allah-u Teala, şöyle buyurmaktadır: “Ve o gün, her ümmetten, delillerimizi yalanlayan bir topluluğu toplayacağız ve onlar, takım-takım duracaklar.” Büyük din âlimlerinin birçoğu bu ayetin, ric’at konusuna değindiğine ve kötülerden ve iyilerden bir grubun bu dünyaya geri geleceklerine inanmaktadırlar. Çünkü eğer kıyamet günü kastedilmiş olsaydı, “min kulli ümmetin fevcen (her ümmetten bir grup)” tabiri doğru olmazdı. Çünkü Kehf suresinin 47. ayetinde de buyrulduğu gibi kıyamet günü herkes haşir edilecektir: “Hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm ölüleri) mahşerde toplamış olacağız.”

2) Bir çeşit ric’at sayılan geçmiş ümmetlerde, gerçekleşen bazı olaylara işaret eden ayetler; örneğin:

a) Bakara suresinin 259. ayetinde evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş ve ehlinin cesetleri ve kemikleri de etrafa dağılmış bir kasabaya uğrayan ve ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir diye soran bir peygamber anlatılmaktadır. Ama Allah, onu öldürüp yüz sene öylece bıraktı; sonra tekrar diriltti. Ne kadar kaldın? dedi. "Bir gün yahut daha az" dedi. Allah ona: Hayır, yüz sene kaldın dedi.[2] Bu Peygamberin ismi Uzeyr olsun veya başka bir peygamber önemli değil ve önemli olan Kuran’ın bu dünyada, ölümden sonraki hayatı açıklamasıdır.[3]

b) Bakara suresinin 243. ayetinde başka bir ric’at olayından bahsedilmektedir: Ölüm korkusundan yurtlarından çıkıp gidenler için Allah-u Teala ölüm emrini verdi ve sonra onları tekrar diriltti.[4]

c) Bakara suresinin 55 ve 56. ayetlerinde Ben-i İsrail’den bir grubun, Allah’ı görmek istemelerinden sonra yıldırım çarpması sonucu öldükleri ve sonra şükretmeleri için Allah’ın onları tekrar dirilttiği olayı geçmektedir.[5]

d) Maide suresinin 110. ayetinde, İsa (a.s.)’ın mucizeleri anlatırken şöyle buyrulmaktadır: “Sen ölüleri benim iznimle diriltiyordun”[6] (Tehrucu) yükleminin geniş zamanı ifade etmesi, onun tekrarlandığına bir delildir ve bu bazıları için bir çeşit ric’at sayılmaktadır.

e) Bakara suresinin 73. ayeti, Ben-i İsrail’de ölen birisinin katilini bulmak için çıkan tartışma sonucu Allah’ın emriyle öldürülen kişinin diriltilmesi hakkındadır. Kuran-ı Kerim, şöyle buyurmaktadır: “"Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun" dedik. İşte Allah böyle ölüleri diriltir…”[7]

Bu zikredilen beş ayetten başka, Kuran-ı Kerim’de bunu açıklayan diğer ayetler de vardır. Ashab-ı Kehf’in hikâyesi de aynı şekilde ric’ate benzer bir olayı içerir. Kıyamette ölümden sonra dirilişin mümkün olduğunun Hz. İbrahim (a.s.)’e gösterilmesi için, kesildikten sonra tekrar hayata dönen dört kuş olayı da ric’at konusuna bir delil sayılır.[8]

 

B) Rivayetler:

İmam Cafer-i Sadık(a.s.), ric’at konusunda şöyle buyurmaktadır: “Allah’a andolsun ki Allah-u Teala, ölüleri diriltmeden ve dirileri de öldürmeden, hakkı sahibine döndürmeden ve seçkin dinini tüm dünyada hâkim kılmadan önce, gece ve gündüzler sona ermeyecektir.”

Nakle göre Me’mun, İmam Rıza (a.s.)’a şöyle söyledi: Ey Eb-ul Hasan! ric’at konusundaki görüşünüz nedir? Hz. İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: “Ric’at­ bir gerçektir. ric’at önceki ümmetlerde de vardı ve Kuran da bunu anlatmaktadır. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: “Önceki ümmetlerde gerçekleşen her şey, bu ümmette de aynı şekilde en ince ayrıntısına kadar gerçekleşecektir.”[9]

Bu konuda birçok           hadis bulunmaktadır ama konuyu fazla uzatmamak için bu iki hadisler yetinmeyi uygun gördük.

AKIL VE FELSEFE AÇISINDAN RİC’AT OLAYININ GERÇEKLEŞMESİ:

Burada ric’at konusunun hikmet ve felsefesi üzerine birkaç noktaya değinilmesi gerekmektedir:

1) Tekâmüle ermek:

Dünya yeteneklerin ve kabiliyetlerin ortaya çıkması ve tekâmülü içindir. Dünya, yaratıkların yetiştirilip istenilen kemale eriştirerilerek ahirete ulaşması için yaratılmıştır. Ama müminlerden bir grup, engeller ve tabii olmayan ölümlerden dolayı, bu manevi yolculuğu devam ettiremeden diğer aleme göç etmişlerdir. Allah-u Teala’nın hikmeti, onları dünyaya döndürüp bu tekâmül yolculuklarını tamamlamalarını sağlamayı gerektirir. İmam Sadık (a.s.)’ın buyurduğu gibi: “Öldürülmüş olan mümin, doğal bir şekilde ölmesi için ve doğal bir şekilde ölmüş olan mümin de öldürülmesi için (şehitlik sevabına ulaşması için) dünyaya geri döndürülecektir.”[10]

2) Dünyevi azap:

İnsanlardan birçoğu bu dünyada çeşitli haklarından mahrum kalarak mazlumca öldürülmüşlerdir. Ric’atin hikmetlerinden birisi de, zulüm ve haksızlıkta zirveye ulaşan kimselerle onların haksızlığına uğrayan mazlum kimseleri dünyaya döndürmesi ve mazlum olan tarafın kendi eliyle kendi hakkını zalim olan taraftan almasıdır. İmam Musa Kazım (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Ölen insanlar, kendi intikamlarını almaları için dünyaya geri döneceklerdir… Zulüm gören herkes, aynısıyla intikam alacaktır. Öldürülen herkes, kanının karşılığını katilinden kendi eliyle alacaktır. Bu yüzden dökülen kanlarının karşılığını almaları için, onların düşmanları da dünyaya geri geleceklerdir. Mazlumlae onları öldürdükten sonra otuz ay yaşayacaklardır. Sonra kanlarının intikamını almış ve kalpleri sakinleşmiş bir halde hepsi bir gecede öleceklerdir. Onların düşmanları cehennemin en ağır azaplarına uğratılacaklardır.”[11]

Bu iki grubun tekrar dünyaya gelmeleri, birinci grup için tekâmül halkasının tamamlanması ve ikinci grup için de zilletin en aşağı mertebesine düşmeleridir. İmam Sadık (a.s.)’ın da buyurduğu gibi: “Ric’at genel değildir ve kâmil imana erişmiş ve aşırı küfre düşmüş kimseler hakkındadır.”[12] Ric’atın mümin ve kâfirlere özel olması ve genel olmamasına bakılınca, bu zikredilen iki konunun, onun temel hikmetlerinden olduğu anlaşılmaktadır.

3) Dine yardım etmek ve dünyada adalet hükümetini kurmak:

Birçok ayet ve rivayetlerden, İslam dini ve ilahi adalet hükümetinin, Hz. Mehdi (a.s.)’in eliyle bütün dünyaya yayılacağı anlaşılmaktadır. Allah-u Teala, şöyle buyuruyor: “Biz kendi peygamberlerimiz ve müminleri dünyada ve şahitlerin dirildiği günde yardım edeceğiz.”[13]

Bu ayetin zahirinden, yardımın bireysel değil toplu olarak yapılacağı anlaşılmaktadır. Ama şimdiye kadar böyle bir yardım gerçekleşmediği için gelecekte mutlaka gerçekleşecektir. Çünkü ilahi vaadin gerçekleşmemesi düşünülemez. İmam Sadık (a.s.) bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmaktadır: “Allah’a andolsun ki bu yardım ric’atte olacaktır. Peygamberlerin ve imamların birçoğu bu dünyada öldürüldüler ve kimse onlara yardım etmedi. Bu konu ric’atte gerçekleşecektir.”[14]

Aynı şekilde İmam Muhammed Bakır (a.s.), “O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resulünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir.” ayetinin tefsirinde şöyle buyurmaktadır: Allah, hak dini ric’atte diğer dinlere üstün kılacaktır.[15]

Ric’atin gerçekleşme zamanı:

Ric’atin, Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurundan sonra ve o hazretin şahadetinden önce ve kıyamet kopmadan gerçekleşeceği üzere rivayetler vardır.

İmam Sadık(a.s.) bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır: “İmam Zaman (a.s.)’ın kıyam vaki geldiğinde, Cemad-il Ahir ve Recep aylarında da hiç görmedik bir şekilde yağmur yağacaktır. Sonra Allah, o yağmur vesilesiyle müminlerin et ve kemiklerini kabirlerinde olgunlaştıracaktır. Onları görür gibiyim; Cehine’den gelmekte[16] ve saçlarındaki toz ve toprakları silkelemekteler.”[17]

Son söylenecek nokta da, rivayetlere göre ilk ric’at edecek kimse şehitlerin önderi Hz. Hüseyin (a.s.)’dır. Hz. Hüseyin (a.s.)’ın kendisi şöyle buyurmaktadır: Yeryüzü yarıldığında ilk çıkacak olan benim ve o, Hz. Ali (a.s.)’nin ric’at ettiği ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın da kıyam ettiği zamandır.”[18]

Bu anlamda İmam Sadık(a.s.)’dan da şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “Dünyaya ilk dönecek kimse, Hüseyin ibn-i Ali (a.s.)’dir. O kadar hüküm sürecek ki yaşlanması sonucu kaşları gözlerinin üzerine dökülecektir.”[19]



[1] Ferheng-i Muin, c: 2, s: 1640.

[2] Bakara Suresi, 259. ayet.

[3] “Allah onu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti.”

[4] “Allah onlara "Ölün!" dedi (öldüler). Sonra onları diriltti.”

[5] “Sonra ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki şükredesiniz.”

[6] “Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun.”

[7] “"Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun" dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size ayetlerini (Peygamberine verdiği mucizelerini) gösterir.”

[8] Numune Tefsiri, c: 15, s: 546–557.   

[9] Uyun-u Ahbar-ı Rıza(a.s.), c: 1, s: 2 ve 20, Mizan-ul Hikme’nin nakline göre, hadis: 6924–6926.

[10] Bihar-ul Envar, c: 53, s: 40.

[11] Devani, Ali, Mehdi Mevud, Tercüme, c: 13, s: 1188, Dar-ul Kutub-il İslamiye, c: 27.

[12] Zamiri, Muhammed Rıza, Rec’at, s: 55, Mevud yayıncılık, Tahran, 2. Baskı, 1380.

[13] Mümin Suresi, 10. Ayet.

[14] Yezdi Hairi, Şeyh Ali, İlzam-un Nasib, Kum, Hakk-ı Beyyin baskı kuruluşu, 1397(kameri)

[15] Bihar-ul Envar, c: 53, s: 64.

[16] Cehine: Medinenin uzağında bir yer ismidir ve bu isimde bir kabile gelmiştir. Mecme’-ul Bahreyn, c: 6, s: 230.

[17] Mizan-ul Hikme, 6926. hadis.

[18] Mizan-ul Hikme, 6937. hadis.

[19] Mizan-ul Hikme, 6935. hadis.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar